Mavi kuştan mavi göklere

Bu haftanın anahtar kelimeleri: Bluesky, Direct36, TikTok, Afrika.

Mavi ve aralarda bulutların olduğu bir gökyüzü fotoğrafının tam ortasına Bluesky'ın logosu olan mavi kelebek yerleştirilmiş.

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

Elon Musk’ın platformu son iki haftada Türkiye’ye karşı sansürcü yüzünü iyice gösterince Bluesky’a doğru yeni bir akın başladı. Ben de daha önce yazdığım Bluesky odağının devamı niteliğinde bir odakla buradan en iyi şekilde faydalanmak için neler yapabileceğinizi anlattım.

“Ne Okuduk” bölümünde ise ödeme duvarı atlatma sitelerinin garip sorunu, Rusya ve Çin’in VOA’dan dolan boşluğu doldurmak için attıkları adımlar ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

Direct36'ın The Dynasty belgeseli için tasarladığı görsel bir film posterini andırıyor. Görselde resmi belgeler, Victor Orban, bir gelin ve damat ve büyük bir saray görülüyor.
Direct36

Bu Hafta Ne Okuduk?

Ödeme Duvarı Atlatma Sitelerinin Rusya Sorunu

Bu bülteni okuyan herkes zaman zaman archive.today ve removepaywall.com gibi ödeme duvarı atlatma sitelerini kullanmıştır. Özellikle Batıdaki büyük haber kaynaklarının hepsine abone olmaya bütçesi yetmeyen herkes için bu siteler çok önemli bir araç. Fakat son bir haftadır bu sitelerin hemen hepsinde garip bir sorun yaşanıyor.

Reddit ve Hacker News gibi sitelerde açılan başlıklardan da görebileceğiniz üzere tamamen rastgele ve sebebi belirsiz bir şekilde ödeme duvarını atlayıp okumak istediğiniz haberler yerine kendinizi RT gibi Rusya merkezli ve genellikle de Putin yönetimi yanlısı haber sitelerinde buluyorsunuz. RT Semafor’a konuyla hiçbir alakası olmadığını söylemiş ve konuyu inceleyen uzmanlar da sebebini çözebilmiş değil. Bu soruna kimin sebep olduğunu veya niyetini öğrenebilir miyiz emin değilim ama arkasında her kim varsa seçtiği hedef ve yöntemden dolayı hiç de hafife alınmaması gereken bir aktör olduğundan şüphem yok.

TikTok’a Bir Erteleme Daha

ABD’deki TikTok engellenecek mi engellenmeyecek mi tartışması Trump’ın ilk gününde aldığı kararla bir süreliğine ertelenmişti. O erteleme 5 Nisan’da bitiyor ve hâlâ TikTok’a ne olacağına dair kimsenin bir fikri yok.

Bülteni yazdığım 4 Nisan Cuma gününün TikTok’a ne olacağına dair birçok farklı senaryo ortalıkta dolaşmaya devam ediyordu. Oracle ve Blackstone gibi şirketlerin dahil olduğu bir ortaklık, YZ arama motoru Perplexity, mobil teknoloji şirketi AppLovin ve son olarak Amazon TikTok’u almaya niyetli olanlar arasında. Sızan haberlere göre Trump hükümeti Oracle ve Blackstone’un olduğu ekibin teklifine sıcak bakıyor ancak Cumartesi günü bitene kadar her şeyin mümkün olduğu düşünülüyordu.

Ancak akşam saatlerinde gelen bir son dakika haberiyle Trump’ın anlaşma için 75 gün daha ek süre verdiğini öğrendik. Bu yüzden TikTok’un ABD’deki geleceği bir süre daha belirsizliğini korumaya devam edecek.

YouTube’da “Eski Usül” Belgesellerle Gelen Başarı

Macaristan’ın Orbán hükümetiyle birlikte girdiği süreç ve özellikle basının ülkede yaşadıkları oldukça aşina olduğumuz bir hikâye. Orada da gazeteciler alternatif ve yaratıcı yollarla işlerini yapmaya devam ediyor ve başarılı sonuçlar elde edebiliyor.

Bunlardan birisi de András Pethő tarafından kurulan araştırmacı gazetecilik yayını Direkt36. Gündemi takip etmek yerine daha detaylı araştırmalara ve belgesel gibi formatlara odaklanan yayın, şubat ayında yayınladıkları The Dynasty isimli belgesel ile de bu başarısını perçinlemiş. Yaptıkları iş ve yaklaşımları başarılarında önemli bir pay oynuyor ama benim özellikle dikkatimi çeken son belgesellerinin formatı oldu. Genellikle dijital platformlara üretim yaparken onlara özel olarak formatlar seçmek gerektiği çok konuşulsa da The Dynasty bildiğimiz eski usül belgesellerden farksız bir çalışma. Bu da aslında eğer yaptığınız iş gerçekten iyiyse formatın öneminin giderek azaldığının bir göstergesi.

Rusya ve Çin’in Afrika Hamlesi

Trump hükümetinin Voice of America’yı kapatma çabasının dünya genelinde ciddi bir dönüşüme sebep olabileceğinden iki hafta önceki bültende bahsetmiştim. Bunun ilk işaretlerini Afrika ülkelerinde görmeye başladık.

Reuters Institute’dan Gretel Kahn, Afrika’nın farklı yerlerindeki gazeteciler ve uzmanlarla konuşup onların gözlemlerini ve beklentilerini derlemiş. Yazıda açık bir şekilde özellikle Rusya ve Çin’in hem bu gelişmeden ne kadar memnun olduklarını hem de ortaya çıkan bu boşluğu doldurmak için hazırlıklara başladığını bize gösteriyor. Önümüzdeki günlerde benzer gelişmeleri dünyanın farklı köşelerinden de duymaya başlayacağımızdan şüphem yok. Bütün bunların o ülkelerde yaşayan insanların haberlere ve doğru bilgiye erişimini nasıl etkileyeceğini de az çok tahmin edebilirsiniz.

Kısa Kısa

🤖 Wikimedia’nın altyapı masrafları giderek artıyor, sebebi ise YZ botlarını beslemek için veri toplayan sistemler. 

💰 Elon Musk’ın xAI şirketiyle X-Twitter’ı satın almasını uzmanlar “monopoly parasıyla pokemon kartları satın almaya” benzetiyor.

🤨 Medya sektöründe yakın zamanın en meşhur dolandırıcılıklarından birisini gerçekleştiren Carlos Watson, Trump tarafından affedilerek hiç hapis yatmadan serbest kalıyor.

📱 Yeni bir araştırma, gazete ve dergi uygulamalarının yüzde 87’sinin, haber uygulamalarının ise yüzde 77’sinin kullanıcı verisini ve özel bilgilerini sızdırdığını söylüyor.

🇸🇱 Sierra Leone meclisinden geçen yeni bir yasa, “bilerek” yanlış bir bilgiyi paylaşanlara ömür boyu hapis cezası getiriyor.

Mavi ve aralarda bulutların olduğu bir gökyüzü fotoğrafının tam ortasına Bluesky'ın logosu olan mavi kelebek yerleştirilmiş.

Haftanın Odağı: Mavi Kuştan Mavi Göklere

Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasıyla başlayan süreçte internetin ve sosyal medyanın ciddi bir şekilde değişmeye başlayacağını tahmin etmiştim. Sonrasında Twitter giderek daha tehlikeli bir yere dönüştü, diğer büyük platformlar da onun izinden gitmeye başladı. En son Silikon Vadisi’nin tamamı Trump’a iyi görünmek için taklalar atmaya başlayınca da artık bildiğimiz sosyal medyanın tam anlamıyla sona erdiğinden emin oldum.

Ancak bütün bu süreçte alternatifler gelişmeye ve büyümeye devam etti. Her ne kadar çoğunluk eski platformların sayılarından etkilenerek hâlâ orada bulunmak gerektiğini düşünse de bunun böyle olmadığını gösteren örneklerin sayısı her geçen gün artıyordu. Son olarak Elon Musk’ın ülkemizden gelen sansür taleplerini sorgusuz bir şekilde kabul ettiğinin açık bir şekilde görülmesiyle birlikte daha geniş kesimler de bu platformların geldiği noktayı net bir şekilde görmeye başladı.

Bunun bir sonucu olarak da alternatif arayışı ve X-Twitter’ı terk etme dalgası başladı. Görünüşe göre Bluesky burada ilk tercih durumunda ve özellikle son birkaç gündür Türkiye’den Bluesky’a gelen insan sayısı çok yüksek. Kasım 2024’te Bluesky’ı cazip kılan teknik özelliklerini anlatmıştım, bu hafta da burayı en faydalı şekilde kullanmak için neler yapabileceğinizden biraz bahsetmek istedim. Çünkü onlar gibi algoritma ve sizi uygulamada tutma odaklı tasarlanmadıkları için kimi alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekebilir.

  1. Mesela burada dilediğiniz gibi link paylaşabilirsiniz. Büyük platformlar insanların internette başka bir yere gitmesini istemediği için linkleri daha az görünür veya görünmez kılabiliyor ama Bluesky’da bütün paylaşımlar eşit. Gazeteci, müzisyen, yazar veya sanatçıysanız işlerinize dilediğiniz gibi link verebilirsiniz ve bunun bir algoritma tarafından gizlenmeyeceğine emin olabilirsiniz. Dünya medyası şimdiden bunun faydasını görmeye başladı.
  2. Aynı şekilde burada görünür olmak için mutlu etmeniz gereken bir algoritma olmadığından dilediğiniz zaman ve dilediğiniz şekilde paylaşım yapabilirsiniz. Az paylaşım yaptınız ya da yeterince etkileşim alacak türde tasarlanmış paylaşımlar yapmadığınız için takipçilerinizin sizi görmemesi gibi bir sorun yok.
  3. Özel akışları ve listeleri kullanmaktan çekinmeyin. Mesela ben takip etmek istediğim haber kaynaklarını özel bir listeye aldım ve ana sayfama pinledim, böylece istediğim zaman haberlere bakmak için o akışa geçebiliyorum. Hazır özel akışları test etmek, listeleri takip etmek ve kendi listelerinizi oluşturmak konusunda rahat davranın.
  4. Eğer kendinize ait bir alan adınız varsa buradaki kullanıcı adınızı onunla değiştirerek hesabınızı onaylayabilirsiniz. Az bir teknik bilgiyle yapabileceğiniz bu işlem sayesinde hesabın size ait olduğunu kolayca kanıtlayabilirsiniz. Kimi büyük haber kurumları bu özelliği kendi gazetecilerinin ve muhabirlerinin hesaplarını onaylamak için kullanıyor. Örneğin MSNBC muhabiri Rachel Maddow’un kullanıcı adı “maddow.msnbc.com”. 
  5. Hesap ayarlarındaki moderasyon kısmına girip burayı kendi tercihinize göre özelleştirin. Yetişkin içerik türlerinin nasıl görünmesini istediğinizden tutun da insanların hesabınızla ve paylaşımlarınızla nasıl etkileşime girebileceğine kadar birçok şeyi burada ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca moderasyon listelerini takibe alarak bu listelere eklenen kişilerin otomatik olarak gizlenmesini veya engellenmesini de sağlayabilirsiniz.
  6. Ayrıca etkileşim ayarlarını bir paylaşım yaptıktan sonra da değiştirmeniz mümkün. Diyelim bir trol grubu bir paylaşımınıza sürekli cevap yazarak ve alıntılayarak size saldırıyor. O paylaşımın etkileşim ayarlarına girip cevap yazma ve alıntılama özelliklerini tamamen kapatmanız mümkün. Ayrıca birisi sizi alıntıladığında paylaşımımı buradan kaldır diyerek o alıntılamayı da iptal edebiliyorsunuz. Yani diğer platformlara kıyasla burada kendinizi trollere karşı korumanız ve onları etkisiz hâle getirmeniz görece daha kolay.

Son olarak tavsiyem burayı gerçekten keyif almak ve faydalanmak için kullanmaya odaklanın. Diğer platformların tasarımı ve algoritmaları bizim agresifliğin ve öfkenin internetin normali olduğunu zannetmemize neden oldu ve şu anda bunun bizi nasıl bir hâle getirdiğini hepimiz görüyoruz. Eğer Twitter’dan kaçıp yeni bir yer aramamızın sebebi daha iyi bir internet istememizse bizim de kendimizi buna göre değiştirmemiz şart. Bunun için de başka bir platforma taşınmanın ötesinde bir çaba göstermemiz lazım.


Bu bülten Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla NewsLabTurkey sorumluluğu altındadır ve Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

Yazar hakkında

Ahmet A. Sabancı

Eleştirel fütürist. NewsLabTurkey Strateji Koordinatörü ve Bülten Editörü.