Bluesky neden bu kadar seviliyor?

Bu haftanın anahtar kelimeleri: Bluesky, The Guardian, InfoWars, Spotify.

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

X-Twitter’dan göçün tekrar hızlanmasıyla birlikte Bluesky bundan en çok faydalanan platform oldu. Ben de Bluesky’ı farklı kılan ve aktif kullanıcılar tarafından tercih edilmesine neden olan özelliklerini yazdım.

“Ne Okuduk” bölümünde The Onion’ın komplo teorisi sitesi InfoWars’u satın alması, YZ destekli haber okuma uygulaması Particle ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

Onion'ın InfoWars'ı satın alma duyurusu için yaptığı görselde bir direk üzerinde iki bayrak var. İlk bayrakta InfoWars logosu, ikinci bayrakta ise Onion'ın uydurduğu ve dünyayı gizlice yönettiğini iddia ettiği hayali şirketin logosu var.
The Onion

Bu hafta ne okuduk?

The Onion InfoWars’un Yeni Sahibi

Yeni sahipleriyle birlikte güçlü bir dönüş yapan The Onion, yine bültenin gündemine girmelerini sağlayacak bir hamleyle karşımıza çıktı. Bu sefer hedeflerinde ABD’nin en meşhur komplo teorisi yayınlarından olan InfoWars vardı.

2022 yılında InfoWars ve sahibi Alex Jones’a karşı açılan davada komplo teorileriyle hedef aldığı kişilere 1.5 milyar dolar tazminat ödemesi yönünde karar çıkmıştı. Bunu ödemesi mümkün olmadığı için de mahkeme InfoWars’a ve bütün varlıklarına el koyup bunları açık artırmaya çıkardı. Açık artırma duyurusunun ardından birçok Bluesky kullanıcısı, The Onion CEO’su Ben Collins’e “siz alsanız çok komik olur” diyerek Collins’i ikna etmeyi başardılar. Hafta içerisinde sonuçlanan açık artırmanın kazananı da The Onion olunca, bir anda en meşhur komplo teorisi sitelerinden birisi bir mizah yayınının eline düşmüş oldu.

Ben Collins, InfoWars’un yeni versiyonunun “aşırı komik ve aşırı aptalca” olacağını söylüyor. Tıpkı ClickHole ile yaptıkları BuzzFeed parodisine benzer şekilde yeni InfoWars’un da orijinalinin parodisine dönüşmesi mümkün. Bunun işaretlerini The Onion’ın kurgusal CEO’su Bryce P. Tetraeder’ın açıklamasında görmek mümkün.

X-Twitter’dan Vazgeçenler Artıyor

X-Twitter için bu noktadan sonra daha iyiye gidiş olmayacağını söylemiştim. Geçtiğimiz hafta boyunca gelen haberler de bunu kanıtlamaya devam ediyor.

Sadece birkaç gün içerisinde birçok büyük ve etkili isimden artık platformu kullanmayacaklarına dair açıklamalar geldi. Yazar Stephen King, Alman futbol takımı St. Pauli ve The Guardian bunlar arasında en çok öne çıkanlar oldu. Diğer yandan İngiliz gazeteciler de kendi aralarında bir açık mektup dolaştırmaya başladılar. Bunların yanı sıra giderek artan ve artık eXodus olarak adlandırılan bu akımın başını çekenlerin geneline baktığımızda, ağırlıkla “power user” dediğimiz, gerçekten bir platformu değerli hâle getiren isimleri görüyoruz. Bunların bir kısmı Threads’e ve Mastodon’a ama önemli bir kesimi Bluesky’a gidiyor. (Bluesky’ın neden daha çok tercih edildiğini odakta okuyabilirsiniz.)

Kimileri için bu, okurun olduğu yeri terk etmek ya da toplumdan kaçınmak gibi algılanabilir. Fakat burada unutulmaması gereken en önemli şeylerden birisi, kimsenin herhangi bir platformu kullanmak zorunda olmadığı. Eğer sizin markanıza uygun olmadığını düşünüyorsanız, artık orada olmanın size bir faydası kalmadıysa veya oraya yapacağınız zaman ve para yatırımını başka yerlerde daha verimli kullanabileceğinizi düşünüyorsanız elbette bir siteyi kullanmayı bırakabilirsiniz. Kimse bir platformu —üstelik zaten çöküş dönemine girmiş ve iki yıldır sürekli daha kötüye giden bir tanesini— kullanmayı bıraktı diye dünyadan kopacak ya da batacak değil.

Particle’ın YZ Özellikleri Ne Kadar Faydalı?

YZ modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte uzun zamandır gündemimizde olan konulardan birisi de haberler için bunların ne şekilde kullanılabileceği ya da kullanılmasına gerek olup olmadığı. Son zamanlarda en son Wall Street Journal ile örneğini gördüğümüz “haber özeti oluşturma” modeli yaygınlaşsa da okura hitap eden özelliklerde ciddi bir atılım göremedik.

Yeni bir haber derleme ve okuma uygulaması olan Particle, bunu değiştirmeyi amaçlıyor. Uygulama, YZ modellerini iki temel şekilde kullanıyor: Birçok kaynaktan bir konuya dair haberleri toplu bir hikâye şeklinde derleyip özetlemek ve uygulamayı kullananların habere dair sorularını YZ modelleri ile cevaplayıp bu hikâyelerin yanında paylaşmak.

Bir süredir uygulamanın beta sürümünü test ediyorum ve açık söylemek gerekirse Particle ile ilgili arada kaldım diyebilirim. YZ ile özetler oluşturmak ve haberle alakalı soruları cevaplamak özenli bir şekilde uygulandığında faydalı olabilir ancak basit bilgilerin ötesinde sorular sormaya başladığınızda modelin yanlış bilgi verme oranı artıyor. Diğer yandan konuyla ilgili her şeyi toplamaya çalışmaları, hikâyelerin aşırı kalabalık görünmesine neden oluyor. Az önce açtığım rastgele bir hikâyede 441 haber, 50 alıntı ve 50 ekstra link vardı. Yine de incelemeye değer bir deney olduğunu ve zaman içerisinde Particle’ın ya da buradan ilham alan bir başka uygulamanın, daha verimli alternatifleri geliştirmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum.

Spotify Video Üretenleri Çekmeye Çalışıyor

Spotify’ın son yıllarda bir kafa karışıklığı yaşadığı herkesin farkında olduğu bir durum. Bir yandan müzik ve podcast kısmındaki gücünü korumaya çalışırken, diğer yandan sesli kitap ve video gibi alanlarla da büyümeye çalışıyor. Fakat bu durum birçok insanın Spotify’a dair memnuniyetini de azaltmaya başlıyor.

Geçen hafta gerçekleşen Spotify üreticileri etkinliğinde platform, önümüzdeki dönemde video konusuna daha fazla ağırlık vereceğini bizlere gösterdi. Bunun en büyük işareti, video podcast yükleyenlerle abonelik ücretlerinden gelen geliri paylaşmaya başlayacaklarını ve bu alana daha fazla yatırım yapacaklarını duyurmalarıydı. Bunun Spotify’ın geri kalanına nasıl bir etkisi olacağını kestirmek şu aşamada zor. Diğer yandan video podcast alanına girmek, YouTube ile rakip olmak anlamına geliyor. Burada da Spotify’ın başarılı olma ihtimalini çok yüksek görmüyorum.

Kısa Kısa

💵 Patreon, uygulamaya abonelik hediye etme ve indirim kampanyaları gibi yeni özellikler ekledi.

🤖 Google da, diğer YZ şirketleri gibi, kendi YZ modeli Gemini için özel bir iOS uygulaması yayınladı.

💰 İngiliz Mail Online’ın ücretli abone sayısı 100.000’i geçti.

🎙️ RØDE’un yeni mikrofon seti Wireless Micro şu ana kadar yaptıkları en küçük ve şık yaka mikrofonu olmasının yanı sıra doğrudan telefonunuza bağlayabildiğiniz bir adaptör ile 21 saate kadar kayıt imkânı veriyormuş.

📱 Apple’ın iOS 18 ile getirdiği “üç gün boyunca ekran kilidi açılmazsa telefonu yeniden başlat” özelliği, hem hırsızların hem de telefonlardan veri çekmeye çalışanların işini iyice zorlaştırmış.

Gece gökyüzü şeklindeki bir arka planın üstünde mavi bir kelebek logosu ve yanında beyaz renkte Bluesky yazısı olan bir görsel.
Bluesky

Haftanın odağı: Bluesky neden bu kadar seviliyor?

X-Twitter’ın kötüye gidişiyle birlikte artan alternatif arayışları, geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde yeni ve güçlü bir ivme kazandı. Hesaplarını kapatan veya kullanmayı bırakanların sayısı giderek artarken, üç ana alternatifin hemen hepsi aktif ve yeni kullanıcı sayılarında ciddi artışlar görüyor. Ancak bunların arasında özellikle öne çıkan ve Twitter’ın power user kitlesi diyebileceğimiz, orayı cazip ve takip etmeye değer hâle getiren kullanıcılar tarafından en çok tercih edilen Bluesky oluyor.

Sadece geçtiğimiz bir hafta içerisinde 3 milyon yeni kullanıcı ekleyen ve Cuma günü 17 milyon kullanıcıyı aşan Bluesky, birçok anlamda yeni metin-temelli sosyal medya platformu olmanın en büyük adayı hâline gelmiş durumda. Dışarıdan bakan birisi için eski Twitter’ın yeni bir versiyonu gibi görünen Bluesky’ı cazip kılan ve X-Twitter’a göre daha kullanışlı bir yere çeviren özelliklerini görmek için platformu biraz daha detaylı incelemek gerekiyor.

Kullanmaya başlarken karşınıza çıkacak ilk farklılıklardan birisi, Starter Pack (başlangıç paketi) adını verdikleri davet özelliği. Bu özellik sayesinde birisini Bluesky’a davet ederken ister sizin hazırladığınız, isterseniz bir başkası tarafından hazırlanmış bir öneri listesi de gönderebiliyorsunuz. Böylece yeni gelen bir kullanıcı boş bir akışa bakmak yerine, platformu kullanmaya ilgisini çekecek kişileri takip ederek başlayabiliyor. Bu paketlerin nasıl bir şey olduğunu bu örnekten inceleyebilirsiniz.

Hesabınızı açtığınızda ise önünüze çıkacak akış X-Twitter veya diğer platformlar gibi algoritmayla oluşturulmuyor ve sadece sizin takip ettiğiniz hesaplardan oluşuyor. Bu zaten cazip bir özellik ama isterseniz burada da ayarlar yapabiliyorsunuz. Mesela, takip ettiğim kişilerin başkalarına cevapları veya repostlar hiç önüme düşmesin gibi seçenekler mevcut. Ama algoritmayla oluşturulmuş akışlar istiyorsanız da burada kontrol sizde. Teknik bilginiz varsa kendi algoritmik akışlarınızı tasarlayabilirsiniz ya da keşfet kısmından çok çeşitli akışları bulup test edebilirsiniz.

Bu özel akışların bir diğer avantajı belirli konular için de tasarlanabiliyor olması. Diyelim benim gibi NBA gündemini takip etmek istiyorsunuz ama 50–60 kişiyi sırf bunun için takip edip normal akışınızı kalabalıklaştırmak istemiyorsunuz. Bunun için tasarlanmış özel bir akışı takip edip Bluesky’daki bütün NBA sohbetini dilediğiniz zaman açıp okumanız mümkün. Yani algoritmayla isterseniz hiç muhatap olmayabilirsiniz ama kullanmak isterseniz de onun ne yapacağını siz belirliyorsunuz.

Yine bu algoritmalarla alakalı bir diğer avantaj da içerik moderasyonu. Bluesky temel olarak size çeşitli moderasyon tercihleri sunuyor. Mesela belirli türde içerikleri bana hiç gösterme veya uyarıyla göster diyebilirsiniz. Ama bu özel algoritmalar sayesinde moderasyonu da otomasyonla halletmeniz mümkün. Örneğin, Bluesky’da akışınıza hiç X-Twitter veya Facebook ekran görüntüleri düşmesini istemiyorsanız sizin için bunları otomatik olarak tespit edip filtreleyecek bir özel algoritma mevcut. Bluesky’ın “Derlenebilir Moderasyon” adını verdiği bu özellik ve bunu mümkün kılan labe‘ler (etiketleyiciler) ile kullanıcılar moderasyonu da tamamen kendi isteklerine göre şekillendirebiliyor.

Bununla birlikte listeler de Bluesky’da daha gelişmiş bir şekilde çalışıyor. X-Twitter’da olduğu gibi buraya insanları ekleyebilir ve başkalarının listelerini takip edebilirsiniz. Ama Bluesky, bu listeleri moderasyon amaçlı da kullanmanıza izin veriyor ve insanlarla paylaşabileceğiniz engelleme/gizleme listeleri oluşturmanıza izin veriyor. Böylece bu listeleri takip edenler de otomatik olarak listeye eklenen herkesi engelleyebiliyor. Bu, özellikle sıkça hedef alınan kesimlerin kendisini koruyabilmesi için çok faydalı bir özellik.

Toparlayacak olursam, Bluesky’ı bu kadar cazip ve kullanışlı kılan, aslında Twitter’dan alınması gereken dersleri almış olmaları. Bir yandan onu kullanışlı ve faydalı kılan yanlarını koruyorlar ama diğer yandan da onu geliştirecek ve eksiklerini kapatacak yeni özellikler ekliyorlar. Buna ek olarak, merkezsiz bir platform olmalarını sağlayacak bir protokol üzerine kurulmuş olması da Bluesky’ın bir başka Musk tarafından ele geçirilme ihtimalini zorlaştırıyor.

Eğer yeni bir aktörün oyuna girmesi ya da Bluesky’da kurumsal bir sıkıntı gibi bir sürpriz yaşanmazsa, Bluesky’ın bu ivmeyle birlikte ciddi bir alternatiften ana aktöre dönüşmesi tahmin edilenden çok daha kısa sürebilir. Kesin iddialar ve büyük laflar huyum değil ama Bluesky açısından önümüzdeki dönem şu anda günlük güneşlik görünüyor demek de abartı olmayacaktır. Bir şans vermeye karar verirseniz beni bulmayı da unutmayın.

Yazar hakkında

Ahmet A. Sabancı

Eleştirel fütürist. NewsLabTurkey Strateji Koordinatörü ve Bülten Editörü.