Bu haftanın anahtar kelimeleri: Sam Altman, New York Times, Google, televizyon.
OpenAI Dramasının Potansiyel Sonuçları
n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında OpenAI’ın Sam Altman’ı kovmasıyla başlayan ve Altman’ın geri dönüp yönetim kurulunun kovulmasıyla sonuçlanan dramasının YZ alanını ve kullanıcılarını nasıl etkileyebileceğini yazdım.
“Ne Okuduk” bölümünde NYT Audio uygulamasının tasarım süreci, Google’ın arama güncellemesinin sonuçları ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
NYT Audio Nasıl Tasarlandı?
Gerçekten kaliteli, kullanışlı, amacına ve kullanıcısına hizmet eden bir uygulama tasarlamak ciddi emek gerektiren bir iş. Fakat özensizce yapılmış ve hatta sadece websitenin bir kopyasını kullanışsızca karşımıza çıkaran uygulamaların sayısı iyi örneklerin oldukça üstünde.
Söz konusu bir haber veya sesli içerik uygulaması olduğunda hesaba katılması gereken ayrı detaylar var. Bu ikisinin bir araya geldiği bir uygulamada ise detaylar katlanarak artıyor. O yüzden her ne kadar NYT Audio uygulaması başta basit bir fikir gibi görünse de bunu hayata geçirmek için uygulama ekibinin ciddi bir çalışma yürütmesi gerekiyordu.
Ekip medya sektörüyle ve ilgili herkesle paylaşmak için uygulamayı geliştirme süreçlerini ve özel emek verdikleri alanları anlatan bir yazı yayınlamış. Bana kalırsa başta haber ve medya sektörüne uygulama geliştirenler, ardından da uygulama geliştiren ve tasarlayan herkesin bu yazıyı okumasında fayda var.
JFK Suikastinin TV Haberlerine Faydası
Tarihteki önemli olayların doğrudan veya dolaylı olarak gazetecilik üzerinde de kaçınılmaz bir etkisi oluyor. Bu kimi zaman haberlerin yapılma şekliyle alakalı olabilirken kimi zaman da bir habercilik türünün yükselişini sağlamak olabiliyor.
The Conversation’da yayınlanan bu yazı, ABD’de televizyon haberciliğinin büyük bir sektör hâline gelmesinin ABD başkanlarından John F. Kennedy’nin suikastiyle nasıl doğrudan ilişkili olduğunu anlatıyor. 1960’larda yeterli ilgiyi görmeyen ve daha arka planda kalan televizyon haberciliği, JFK suikasti ve sonrasında bütün televizyonların bu haberi merkeze alan yayınları sayesinde beklediği ivmeyi yakalamış.
Her ne kadar kulağa hoş gelmese de kötü olayların insanların haber alma ihtiyaçlarını artırması nedeniyle bunun gazeteciliğe sektör olarak bir fayda sağladığını zaman zaman görüyoruz. Ama bir suikastin medyada yeni bir alanın büyümesine neden olması bunların arasındaki en büyük örnek olabilir.
Büyük Google Güncellemesinin Etkileri
Geçtiğimiz yıl Google’ın arama sonuçlarını daha faydalı hâle getirmek ve temizlemek için ciddi bir arama algoritması değişikliği planladığından bahsetmiştim. Güncellemenin amacı arama yapanların daha kaliteli ve işe yarar içeriklere ulaşmasını kolaylaştırmaktı.
Bahsettiğim güncelleme Eylül ve Kasım aylarında uygulamaya alınmaya başladı. Görülen ilk sonuçlar ise dikkat çekici çünkü bu değişikliklerin haber sitelerini daha ağır bir şekilde etkilediği söyleniyor. Verilere ilk bakışta durum gazeteciler için kötü gibi görünse de biraz daha detaya indiğimizde işin aslının öyle olmadığını görüyoruz.
Her ne kadar kendilerini haber sitesi olarak kategorize etseler de bu değişikliklerden etkilenlerin hepsi SEO için içeriklerle dolu olan, aramada öne çıkmak için her yolu deneyen ve daha önce de benzer Google güncellemelerinden aynı şekilde etkilenmiş siteler. Yani Google’ın güncellemesi aslında tam da olması gerektiği gibi işliyor ve kalitesiz sitelerin görünürlüğünü azaltıyor. Ama bunu da fırsat bilip Google’a suç bulanlar yine çıkacaktır.
Twitter’ın Eski Moderasyon Liderinden Notlar
X/Twitter’ın mevcut gidişatı bülten gündemine sıkça giriyor. Genellikle de bunun sebebi moderasyon ve içerik güvenliği konusunda atılan kötü adımlar ve bunun sonucunda yaşananlar oluyor. Ortada bir Trust & Safety ekibi de kalmadığı için aslında hepsi gayet normal.
Ancak Twitter ve moderasyon denildiğinde az bilinen isimlerden birisi de 13 yıl boyunca T&S ekibinin başında olan ve 2021 yılında ayrıldıktan sonra ortalıkta görünmeyen Del Harvey. Trump’ın banlanmasından içerik etiketlerine kadar birçok uygulamanın arkasındaki isim uzun bir aradan sonra sessizliğini bozup Wired’ın söyleşi teklifini kabul etmiş. Hem kendi tecrübeleri hem de Twitter’ın mevcut hâli üzerine konuşmuş.
Sosyal medya platformları için moderasyonun, güvenliğin ne kadar önemli olduğunu son yıllarda bize gösteren bolca örnek olsa da Twitter bu konuda ders niyetine okutulabilecek bir örnek oldu. İşler bu noktaya gelmeden önce ekibi yöneten kişiyi dinlemek, özellikle bu tür süreçlerin işleyişini öğrenmek isteyenler için en iyi yollardan birisi.
Kısa Kısa
🐦 Son yaşananlardan sonra reklam gelirleri dibe vuran X/Twitter, CEO’nun oğlundan medet umacak noktaya gelmiş.
🇵🇱 Polonya’daki OKO Press’in en büyük gelir kaynaklarından birisi, ülkedeki vergi yasası sayesinde okurlarından aldıkları vergi bağışları.
💵 Bloomberg Media 500.000 aboneyi aşmış. Bunu başarmak için uyguladıkları taktikleri de burada anlatmışlar.
🇺🇾 Uruguay’ın yeni telif hakları yasası Spotify’ın normalden daha fazla müzik telifi ödemesine sebep olacağı için Spotify ülkeye hizmet vermeyi durduracağını açıklamış.
📊 Meta, araştırmacıların Facebook ve Instagram verileriyle çalışmalarını kolaylaştıracak yeni araçlar duyurdu.
🇮🇱 24 Kasım verilerine göre Gazze’de öldürülen gazeteci ve medya çalışanı sayısı 53’ü buldu.
Haftanın mezunları
Analog Diyalog: Yaratıcı alanda üretim hâlinde olan kişileri özne olarak belirleyen, toplumsal cinsiyet rolleri ve alandaki yansımalarını konu alan bir proje. Öncelikli olarak kadın sanatçılara ve üreticilere odaklanarak, sanatçıların içinde bulundukları sektöre ve kendi üretim pratiklerine dair analog foto-röportajlar ile ortaya analog formatta kişisel bir foto anlatı ortaya çıkarıyor.
Farkındayım: Farkındayım, yaratıcılıktan yoksun dinamiklerin beş duyuyu da oyuna katarak değiştirilmesine odaklanıyor. farkındayım ekibi yaratıcı drama teknikleri ile ilmek ilmek örülen atölyelerde içerik üretimine adım atmak isteyen herkes için bir fırlatma rampası sunuyor.
Haftanın odağı: OpenAI dramasının potansiyel sonuçları
17 Kasım Cuma günü belki de yapay zekâ sektörünün en büyük dramalarından biri başladı ve haftanın ortasına kadar sürdü. OpenAI’ın yönetim kurulunun kimsenin beklemediği bir kararla kurucusu ve CEO’su Sam Altman’ı görevden almasıyla başlayan süreç önce sebebine dair teorilerle, ardından tekrar geri alınması ve yönetim kurulunun neredeyse tamamen değişmesiyle devam eden analizlerle gündemde bolca yer tuttu.
Geçtiğimiz haftanın bülteninde kısaca bahsetmeyi düşünmüştüm ancak ilk günden bu sürecin çok ani gelişmelere açık olduğu ve muhtemelen yazacağım birçok şeyin kısa sürede güncelliğini yitireceği ortadaydı. O yüzden bir hafta daha bekleyip durumu daha detaylı bir şekilde ele almaya karar verdim.
Şu anda geldiğimiz noktada teknoloji sektörünü takip edenler veya yapay zekâ ismi altında üretilen bu teknolojileri kullananlar için gözle görülür bir değişiklik olmamış gibi görünse de OpenAI draması büyük ihtimalle bu sektörün ciddi bir şekilde yön değiştirmesine neden olacak. Neden böyle düşündüğümü anlatmak için kısaca bu şirketlerin arkasındaki ideoloji ve motivasyonlardan bahsetmem lazım.
OpenAI bildiğimiz şirketlerden daha farklı bir yapıya sahipti. Kâr amacı gütmeyen bir kurumun çatısı altında, elde edebileceği kâr sınırlandırılmış bir şirket ile yönetiliyordu. Bunun sebebi ise yapay zekânın dünyaya ve insanlığa tehdit oluşturabileceğine inanan ve bu yüzden de kontrol altında tutulması gerektiğini düşünen bir internet “inancından” (Émile P. Torres ve Timnit Gebrubu grup için TESCREAL adını öneriyor) gelen insanların bu şirketi kurmuş olması yatıyor. OpenAI bu şirket yapısıyla hem diğer şirketler gibi kâr motivasyonuyla hareket etmelerini engelleyeceğini iddia ediyordu. Hatta Sam Altman bazı röportajlarında bu kurulun asıl yöneticiler olduğunu ve hedeften saparsa kendisini kovabileceğini de söylüyordu.
Ama bu yaşananlar bize gösterdi ki bütün bu YZ felaket senaryoları ve sözde etik mevzular aslında bize pazarladıkları kadar ciddiye alınmıyormuş ve yönetim kurulunun da Sam Altman’ı kontrol edecek bir gücü yokmuş. Bütün bunlar bahsettiğim TESCREAL camiasında ciddi tartışmaların yaşanmasının ve internette Altman’ın kovulmasına dair birçok farklı komplo teorisinin (mesela bir grup aslında OpenAI’ın gerçek bir yapay zekâ ürettiğini bile iddia etti) ortaya çıkmasının altında yatan sebep.
TESCREAL ve teknoloji dünyasının tuhaf bilimkurgu inançları buraya sığmayacak kadar uzun bir konu. O yüzden onu sitemize yazacağım bir yazıya bırakıp bu yaşananların biz kullanıcılar için nasıl sonuçları olabileceğine dönelim.
OpenAI’da yaşananların ardından gelen yönetim kurulu değişikliği ve Microsoft’un konuya dahil olma biçimi, bundan sonra YZ konusunda çalışan şirketlerin yaklaşımının değişeceğini gösteriyor. Başlarda duyduğumuz etik sohbetlerin ve fayda tartışmalarının yerini satacakları yeni ürünler ve bu şirketlerin gelirleri alacak. OpenAI şu anda sektörün yönünü belirleyen şirket olduğu için geri kalan herkes de onun adımlarını takip edecek.
Bunun en doğrudan sonucu büyük ihtimalle adında yapay zekâ geçen bütün araçların ya daha fazla ücret istemesi ya da ücret istemeye başlaması olarak karşımıza çıkacak. Çünkü bu şirketlerin odağı gelire kaymaya başladıkça sistemlerini ve modellerini kullanmak isteyen herkesten talep ettikleri ücretler artacak. Bu da OpenAI’ın sunduğu API sayesinde “yapay zekâ destekli” diye kendisini pazarlayan her uygulama için daha fazla masraf demek. Bu durum kaçınılmaz olarak bu tür birçok girişimin batmasına ve geçtiğimiz bir yıl boyunca her yerden fırlayan YZ uygulamalarının çoğunun kapanmasına da neden olabilir.
Bu da yaptığınız işlerde kullandığınız bu tür araçların daha pahalı hâle gelmesi veya bir anda iflas edip ortadan kaybolması demek. Eğer aktif olarak kullanıyorsanız ya da kullanmayı düşünüyorsanız planlarınızı böyle bir dönüşüm ihtimaline göre yapmanızda fayda var.
Ayrıca bu gelir odaklılık büyük aktörlerin YZ alanında daha fazla söz sahibi olmasına da alan açacak. OpenAI’da yaşananlar Microsoft için bekledikleri fırsatı sundu. Google ve Meta’nın zaten kendi YZ modelleri var. Amazon da eski OpenAI çalışanlarının kurduğu Anthropic’in en büyük yatırımcılarından ve muhtemelen Microsoft gibi daha fazla kontrol talep etmeye başlayacaklar. Yani yapay zekâ sektörü eski teknoloji devlerini devireceğini söylerken onların birer ürünü hâline gelme ihtimallerini artırmış durumda.
Bir yıl önce bu aylarda yapay zekâ büyük bir hype ile sahneye çıktı. OpenAI draması bunun sonunu ve teknolojinin 2022 sonunda gerçekleşebileceğini öngördüğüm dönüşümünü başlatmış olabilir. Şu anda her şey normale dönmüş gibi davranmak isteseler de önümüzdeki aylarda bütün bunların etkisini daha net bir şekilde göreceğiz.