n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında geçtiğimiz yıllarda artan ilgiyle birlikte gelişen ödeme duvarı ve abonelik pratiklerini inceledim.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Snapchat’in haber yatırımı, günlük gazetelerin geleceği, gazetecilerin haberlerine sahip olma hakkı ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Snapchat’ten Ciddi Haber Hamlesi
Her ne kadar Türkiye’de yeterince önem verilmese de Snapchat aylık 557 milyon aktif kullanıcı ile hâlâ en büyük ve aktif platformlardan birisi (Twitter için bu sayı 436 milyon). Bu yüzden platform kendisini geliştirmeye ve farklı alanlarda ortaklıklar kurmaya devam ediyor.
Bu ortaklıkların en yenisi ise kırkı aşkın gazete ve haber sitesi ile test etmeye başladıkları içerik ortalıklığı. Bu ortaklık kapsamında Snapchat’in en güçlü bölümlerinden birisi olan Discovery kısmında bu yayınların özel hikâye bölümleri olacak. Ortaklığı özel kılan kısım ise bu hikâyelerin yayınların sitelerine yeni yüklenen haberleri doğrudan RSS beslemesinden çekerek uygulamada yayınlayacak olması. Yani Snapchat içerisinde bu yayınları takip eden kullanıcılar her yeni habere anında erişebilecek.
Dynamic Stories adını verdikleri bu özellik birçok anlamda dikkat çekici. Yayınların her içeriğini platforma taşıyabilmesi ve bunu yeni bir teknoloji uydurmak yerine RSS gibi bilinen ve kullanılan bir yolla yapması süreci her iki taraf için de kolaylaştıracaktır. Kullanıcıların algoritmanın insafına kalmak yerine her haberi görebilmesi de önemli bir artı. Son olarak bu hikâyeler arasında geçecek reklamlardan gelir paylaşımı yapılacak olması da yayınlar için bu ortaklığı daha da cazip kılacaktır.
Günlük Gazetelerin Belirsiz Geleceği
Pandemi ve sonrasında ekonominin küresel olarak yaşadığı zorluklar birçok sektörde etkisini göstermeye devam ediyor. Medya ve gazetecilik de bu sektörler arasında.
Bu etkiyi en açık şekilde gördüğümüz alanlardan birisi de kâğıt, baskı ve dağıtım masrafları. Bu etkinin sonucu olarak tamamen dijital yayına geçen dergiler veya basımına son veren gazeteler gördük. Giderek daha sık görmeye başladığımız bir değişim de günlük gazetelerin yayımlandıkları gün sayısını azaltmaları.
Burada elbette uzun zamandır devam eden haber tüketiminin dijitalleşmesi trendinin de etkisi var ancak, işin ekonomik boyutu bu dönüşümü hızlanmaya zorluyor gibi görünüyor. Her gün basılı gazete yayımlamanın herkes tarafından karşılanması mümkün olmayan bir şeye dönüşmesiyle birlikte yakın dönemde daha farklı ve deneysel yayın programları ve yolları görmeye başlayacağımız kesin.
Instagram’da Gazetecilik Yapmak
Genel olarak sadece sosyal medya profillerinden ibaret gazetecilik yayınlarına olumlu bakan birisi değilim. Bunun sebebi de yıllar içerisinde karşıma çıkan örneklerin çok büyük bir kısmının gazetecilik standartlarından yoksun, kaynaksız veya tamamen çalıntı haberler yapması ya da gerçek anlamda gazetecilik yapmayı hedeflemiyor olması. Fakat bunun gayet başarılı istisnaları da mevcut.
Bunlardan birisi Kazakistan’da yayın yapan ProTenge isimli Instagram hesabı. Gazeteci Jamilya Maricheva tarafından kurulan bu hesap hiç de Instagram’da görmeyi beklemeyeceğimiz türden bir konuyu merkeze alıyor: Kazakistan’daki kamu ihaleleri ve yolsuzluk. Ancak yaptıkları başarılı gazetecilik ile ProTenge Instagram’da 86 bin takipçiyi aştı, üstelik hükümetin 500.000 ABD dolarını aşan değerde keyfi harcamalarını iptal etmesini sağladı.
Sadece bir Instagram sayfasıyla başlayan yayın, şu anda buna YouTube ve Telegram’ı da ekleyerek büyümeye devam ediyor. Bu da aslında dijital medyaya dair kalıpların her zaman doğru olmayabileceğini, iyi yapılan gazeteciliğin okuruna ulaşmanın bir yolunu bulabileceğini gösteriyor.
Gazeteci Haberinin Sahibi Olabilmeli
Günümüz medya koşullarında başta gazeteciler olmak üzere kimsenin çalıştığı yer veya yaptığı iş konusunda uzun vadeli planlar yapması maalesef mümkün olmuyor. Kurumların ani dönüşümleri, ekonomik dalgalanmalar ve daha birçok şey bir anda gazetecinin işten çıkarılmasına ya da projelerin sonlandırılmasına neden olabiliyor.
Çoğu zaman da böyle bir durum yaşandığında gazetecilerin başladıkları işlerini veya projelerini kendi imkânları ile devam ettirmeleri mümkün olmuyor. Çünkü kurumlar çalışanlar ile sözleşme yaparken üretilen her şeyin tam sahibi olmayı doğal bir hak olarak görüyor. Ancak bu hak genellikle fikirlerin ve projelerin ortada bırakılmasına veya iptaline sebep oluyor. Bütün işi ortaya koyan gazetecinin ise o projeyi devam ettirmesine izin verilmiyor.
Mevcut güvencesizlik ve belirsizlik hâli devam ettiği sürece gazetecilerin bu konuda kendilerini korumak için yollar bulması da bir mecburiyete dönüştü. Yaptığınız sözleşmelerde bu detaylara dikkat etmek ya da beklenmedik bir durum karşısında okurlarınızın sizi takip etmeye devam edebilmesi için yan üretimlerinizi sürdürmek bu konuda yapılabileceklerin başında geliyor.
Kısa Kısa
🗣 Podcast hosting sağlayıcısı Anchor, servisin desteklediği dil sayısını 35’e çıkardı. Yeni eklenen diller arasında Türkçe de var.
🌍 Washington Post, Londra ofisiyle birlikte daha fazla global abone ve okur kazanmayı hedefliyor.
💬 WhatsApp, yakında yayınlayacağı Communities özelliği ile Discord benzeri topluluk türü mesajlaşma özelliğini uygulamaya dahil edecek.
🦆 DuckDuckGo, gizlilik odaklı web tarayıcısının macOS versiyonu için beta testlere başladı. Windows versiyonu da yoldaymış.
🤥 Yayın hayatına yeni başlayan dijital dergi OpenMind, insanların yanlış bilgiyi nasıl tükettiği sorununa odaklanıyor.
🇷🇺 TikTok Rusya’da engellenmemek için çareyi alternatif bir gerçeklik yaratmakta buldu.
Haftanın odağı: Değişen ödeme duvarı pratikleri
Gelir modelleri olarak ödeme duvarları veya benzer duvar pratikleri genel olarak cazip görünse de sağlıklı ve başarılı bir şekilde yönetmek için ciddi bir emek isteyen yollar. Aktif bir şekilde durumu izlemek, gerektiğinde farklı yöntemlerle birleştirmek ve yayınınız için ideal olan formu bulmak bir anda yapabileceğiniz bir iş değil. Geçtiğimiz hafta içerisinde, bu konudaki pratiklerinin gayet oturmuş olduğunu düşünebileceğimiz iki yayının köklü değişimler duyurması da buna bir örnek.
Bunların ilki ekonomi yayını Quartz’dı. Uzun zamandır bültenlerini ücretsiz tutup sitedeki haberlerinin önemli bir kısmını ödeme duvarı arkasında tutan yayın, bu duvarı kaldırıp yerine “bülten aboneliği duvarı” getirdiğini duyurdu. Mevcut üyelik sistemlerinin odağında ise üyelere özel bültenler olacak. CEO Zach Seward, bu kararda aboneler ile yaptıkları ankette çoğunluğun ödeme duvarı yüzünden değil, yayını desteklemek için abone olduğunu söylemesinin etkili olduğunu da söylüyor.
Diğer önemli değişiklik ise ödeme duvarlarından olabildiğince uzak durmasıyla bilinen The Guardian’dan geldi. Gazete, önümüzdeki dönemde sadece mobil uygulamalarında geçerli olacak bir ödeme duvarı test etmeye başlayacağını duyurdu. Site üzerinde haberler aynı şekilde yayınlanmaya devam edecek fakat uygulama üzerinden okumak isteyenler için abonelik mecburi olacak. Bu da bir anlamda uygulamanın basılı gazeteye denk kabul edilmesi gibi yorumlanabilir.
İki hafta önce bültende bahsettiğim FT Edit uygulaması gibi abone olan okur türlerini çeşitlendirme çabaları, bülten aboneliği duvarına artan ilgiyi ve teknoloji destekli gelişmiş ödeme duvarlarına yapılan yatırımlardaki artışı da bu denklemin içine eklediğimizde tablo biraz daha netlik kazanıyor. Ödeme duvarları konusunda genel yaklaşım ne kadar basit olsa da karşımızda karmaşık bir sistem var.
Bu yüzden ödeme duvarını veya aboneliği gelir modelinin merkezine yerleştirmek isteyen her yayının daha kapsamlı ve gelişmeye açık bir plan ile işe başlaması şart. Ödeme duvarının önünde ve arkasında nelerin olacağı ve nasıl bir ücretlendirme yapılacağı gibi daha temel başlıkların yanı sıra nasıl bir teknoloji kullanılacağı, bu modeli hangi yan gelir kaynakları ile destekleyeceğiniz, abonelik/üyelik sisteminin içerisinde haberleriniz dışında nelerin olacağı gibi değişkenleri de baştan düşünmeniz lazım.
Bununla birlikte bütün bu gelişmeleri ve abonelik konusunda yaklaşan doygunluk seviyesini de hesaba katarak alternatif senaryolar da hazırlamanız gerekiyor. Modelin belirli kısımları beklediğiniz sonucu vermediğinde bu eksiği nasıl doldurabileceğinizi, en azından neleri deneyebileceğinizi bilmenizde büyük fayda var. Aynı şekilde modelinizin kontrolünüz dışında bir gelişmeye hızlıca uyum sağlayabilecek kadar esnek olması lazım.
Ödeme duvarlarına ve abonelik modellerine son yıllarda artan ilgi, bu alandaki gelişmelerin de hızlanmasına neden oldu. Bu da bu model üzerinden yapılabileceklerin çeşitlenmesine ve daha fazla yayın için cazip hâle gelmesine imkân sağladı. Ancak medyada ileriyi erken görebilmenin ve hazırlıklı olmanın önemi büyük. Bu yüzden bu modelden en iyi şekilde faydalanabilmek için dersinize iyi çalışmanız ve yaşanan gelişmeleri iyi takip etmeniz gerekiyor.