Veri gazeteciliği, BuzzFeed’in gazete hâli, Facebook ve mahremiyet

Getting your Trinity Audio player ready...

NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan herkese merhaba!

Bu Hafta “Ne Okuduk” bölümünde bültenimizde adını sıkça andığımız isimleri farklı haberlerle görüyoruz. Facebook mahremiyetimizi korumak istediğini söylüyor, blockchain gazetecilik girişimi Civil geri dönmeye çalışıyor, BuzzFeed ise bir günlüğüne gazete çıkarıyor. Özetle her zamanki gibi eğlenceli ve dolu bir gündemimiz var.

“Haftanın Odağı”nda ise veri gazeteciliği var. Giderek veri gazeteciliği ve bildiğimiz gazetecilik arasındaki sınırların bulanıklaştığı bu dönemde alana dair temel kaynakları derlemeye çalıştık. Kendinizi doğrudan veri gazetecisi olarak görmeseniz bile faydalı bulacağınız linkler var derlememizde.

Şimdilik benden bu kadar. Görüş ve önerilerinizi her zaman bekliyoruz.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet A. Sabancı

BuzzFeed’in tek seferlik çıkarttığı gazete, kendi tabirleriyle “internetin çıktısı”ydı. Kapak olarak Momo’yu seçmeleri de bu tanımı destekleyen bir örnek. (Kaynak)

Bu hafta ne okuduk?

FACEBOOK (YİNE) MAHREMİYETTEN BAHSEDİYOR: Facebook’un mahremiyet ve kişisel veriler söz konusu olduğunda sicilinin pek de temiz olmadığını hemen hepimiz biliyoruz. Bu yüzden de Zuckerberg’ün 6 Mart’ta Facebook üzerinden yayınladığı manifesto birçok insanın dikkatini çekti. Ne var ki bahsettiği şeyler insanların beklentileriyle çok uyuşmuyor gibi görünüyor.

Zuckerberg Facebook’un kişisel mesajlaşmaya ağırlık vereceğini, Snapchat ve Signal’de gördüğümüz kaybolan mesajların geleceğini ve tüm mesajlaşma sistemlerini (WhatsApp, Messenger ve Instagram) tek çatı altında toplayacağını ve şifreli hâle getireceğini söylüyor. Bunun yanında daha fazla mahremiyet sözü verse de, Zeynep Tüfekçi’nin New York Times’ta da belirttiği gibi, Facebook olarak mahremiyete dair yarattıkları sorunları ve kontrolsüz veri toplama sistemlerini durdurmak konusundan hiç bahsetmiyor.

Birçok kişinin dikkat çektiği diğer ilginç nokta ise bu hamlenin kullanıcıların mahremiyetinden çok Facebook’u yasal düzenlemelerden kurtarmak için planlanmış olabileceği. Mesajların hepsinin şifreli olması Facebook’un paylaşılanlardan sorumlu olmamasını (böylece yayılan yalan haberlerle başının ağrımamasını) sağlarken; farklı alt şirketlerinin hepsinde aynı mesajlaşma sisteminin olması da antitröst yasalarına karşı bir koruma getirebiliyor. Özetle görünen o ki, Facebook yine kendisini düşünen bir hamleyi bizler için yapıyormuş gibi göstermeye çalışıyor.

DER SPIEGEL SKANDALININ ARKASINDAKİ ÖYKÜ: Ocak ayında Der Spiegel’in eski muhabirlerinden Relotius’un bir sahtekâr olduğu ve büyük haberlerinin birçoğunun tamamen kurmaca olduğunun ortaya çıkışı üzerine hem bültende hem de sitemizde konuyu ele almıştık. Bu olay hem köklü bir yayın olan Der Spiegel’in hem de küresel çapta gazetecilerin ciddi bir sorgulama sürecine girmelerine neden olmuştu.

El Pais, olayın arka planını ve bu skandalı ortaya çıkaran İspanyol serbest gazeteci Juan Moreno’nun öyküsünü anlatan güzel bir çalışma yapmış. Yazıda Moreno’nun yaşadığı süreci ve tüm bunları ortaya çıkarırken başından geçenleri kapsamlı bir şekilde okuyabiliyorsunuz. Aynı zamanda bu büyük skandalı ve bunun oluşmasına imkân veren koşulları anlamak için okumakta fayda var.

CIVIL GERİ DÖNMEYE ÇALIŞIYOR: 2017 yılında duyurulan ve başından geçenleri bültenimizde de anlattığımız blockchain gazetecilik startup’ı Civil tekrar hayata dönmeye çalışıyor. Ancak görünen o ki, değişen çok fazla bir şey yok.

Hatırlamayanlar için kısaca özetlersek: Civil, gazeteciliğin geleceği olmayı hedeflediğini söyleyen ve bunu blockchain üzerinden kendi yarattıkları Civil coin ile haber odalarını desteklemek üzerinden kurmaya çalışan bir girişimdi. Ancak hem tam olarak ne olduğunu kimsenin anlamaması hem de coin alma sürecinin fazla karmaşık olması sebebiyle işler planladıkları gibi yürümedi ve bekledikleri yatırım hedefine ulaşamayan proje 2018 sonlarına doğru sessizliğe gömüldü.

Şimdi ise yenilenen bir süreçle tekrar yatırım ve destek almaya başlıyorlar. Fakat görünen o ki süreç hâlâ fazlasıyla karmaşık. Bunun üzerine bir de daha önceden başarısız olmanın getirdiği etiketi de hesaba katarsak başarılı olabileceklerine çok ihtimal veremiyorum. Yine de göz ucuyla da olsa takip etmekte ve bu sefer nasıl sonuçlanacağını izlemekte fayda var.

BUZZFEED’İN BİR GÜNLÜK GAZETE MACERASI: Dijital yayıncılığın ilk ve en büyüklerinden olan, birçok anlamda diğer yayınlara yol gösterici olan Buzzfeed geçtiğimiz günlerde ilginç bir deney yaptı ve kendi tabirleriyle “internetin çıktısını aldı.”

Tek günlük bir eğlence olarak basılı gazete çıkaran ve bunu New York’ta ücretsiz olarak elden dağıtan BuzzFeed’in tam olarak neden böyle bir şey yaptığına dair hemen hiç kimsenin fikri olmasa da, “Sosyal. Mobil. Geri dönüştürülebilir.” sloganıyla çıkan gazete oldukça ilgi çekici bir deney oldu diyebiliriz. BuzzFeed gibi tamamen dijital ve dijital kültür odaklı bir yayının basılı olarak nasıl görüneceğini tecrübe etmenin ve insanların böyle bir gazeteye verecekleri tepkileri görmenin yanı sıra, basılı olarak ilk GIF’i yayınlayarak gazetecilik adına, ilk ve tek sayılarıyla, büyük bir başarıya imza attıklarını da söylemek mümkün.

YAPAY ZEKÂ VE QUARTZ İŞBİRLİĞİNDEN İLK HABER: Geçtiğimiz kasım ayında, Quartz AI Studio ilgi çekici bir duyuru yapmıştı. Knight Foundation ile birlikte haber yazımında kullanmak üzere makine öğrenmesi teknolojisini kullanmaya başlayacaklarını söylemişlerdi. Geçtiğimiz günlerde ise bu projenin yardımıyla yazılan ilk haberlerini yayınladılar.

Haber, Lyft şirketinin ABD borsasına açılmadan önce hazırladığı dosyada yer alan risk faktörleri üzerine. Buradaki farklılık muhabirlerin bu faktörleri kendileri okuyup analiz etmek yerine eğittikleri yapay zekâdan bunu isteyip bir liste oluşturmasını beklemeleri.

25 maddelik bir liste hazırlayan yapay zekânın bulguları üzerine yazılan haber, aslında sıkça dile getirdiğimiz ortaklığın nasıl gerçekleşebileceğine dair de bir fikir edinmemizi sağlıyor. Tüm haberi bu sistemlere yazdırmak yerine yoğun veri analizi gibi işleri onların yapmasını sağlamak, mevcut yapay zekâ ve makine öğrenmesinin teknik kısıtlarını da düşünürsek, en iyi yol gibi görünüyor.

Veri gazeteciliği ile yapabileceğiniz birçok şey var. Özellikle de dijital teknolojiler topladığınız veriyi çok farklı şekillerde sunmanızı sağlayabiliyor. Tıpkı Financial Times’ın “The Uber Game”‘i gibi. (Kaynak)

Haftanın odağı: Veri gazeteciliği

Dijital teknolojilerin giderek daha yaygın ve kullanılabilir hâle gelmesinin gazetecilik için çok büyük faydaları oldu. Hemen her alan bundan büyük fayda sağlasa da, özellikle bu gelişmeler ile kendisini tanımlamaya ve bağımsız bir uzmanlık olarak ayırt etmeye başlayan bir alan var: Veri gazeteciliği.

Günümüzde veri gazeteciliğine her alanda ihtiyaç duyuluyor. Teknolojik gelişmeler sayesinde, normal şartlarda bir gazetecinin altından kalkmasının imkânsız olduğu veri yığınları içerisinden birçok önemli haber ve yeni perspektif ortaya çıkabiliyor.

Elbette makine öğrenmesi ve yapay zekâ gibi konular gündemi meşgul ettikçe “Veri gazeteciliğini robotlar mı yapacak?” gibi sorular ve öngörüler ortaya atılmaya başlandı. Burada göz ardı edilen önemli nokta, gazeteciliğin yalnızca veriyi derlemekten ibaret olmadığı. Elbette veri gazetecileri bu alandaki her türlü gelişmeden faydalanacak, fakat onu değerli kılan gazetecinin bu veriyi anlama ve yorumlama kabiliyeti olacak. O yüzden de gazetecilerin hem bu veri toplama süreçlerinde hem de bu verilerin nasıl analiz edilmesi gerektiği noktasında kendilerini eğitmeleri gerekiyor.

Bu yüzden bu haftanın odağını veri gazeteciliği olarak belirledik ve bu alana dair önemli kaynaklardan ve okumalardan bir derleme oluşturduk. Eğer kendinizi bu alanda eğitmek istiyorsanız, buradaki linkler temel bir başlangıç için oldukça faydalı olacaktır. Buradaki linklerin yanı sıra sitemizdeki Alet Çantası bölümünde de veri gazeteciliğinde kullanılabilecek birçok programa dair rehbere ulaşabilirsiniz.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir