Bu haftanın anahtar kelimeleri: Google, Avustralya, haber fenomenleri, Rajat Khare.
Platformlara bağımlı bağımsız medya
n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Medyada bağımsızlık dediğimizde, çoğunluk bunu maalesef sadece politik bir konu olarak algılıyor. Bana göre işinizin temeline koyduğunuz teknolojileri anlamadan, bir stratejiniz olmadan yola başlayıp kendinizi birkaç şirkete bağımlı hâle getirince de bağımsız olmak pek mümkün değil. Bu hafta odakta bunu anlatmaya çalıştım.
“Ne Okuduk” bölümünde Avustralya’nın gençlere sosyal medyayı yasaklama denemesi, ABD’nin haber fenomenleri ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Avustralya Gençlere Sosyal Medyayı Yasaklamak İstiyor
Sosyal medya platformlarının çocuklar ve gençler üzerindeki etkisi oldukça tartışmalı bir konu. Riskler ve zararlı olabileceği alanlar konusunda bolca çalışma yapılsa da bunu en iyi şekilde nasıl çözebileceğimiz konusunda büyük bir fikir ayrılığı var.
Avustralya, bu konuda katı bir yol izlemeyi tercih etti ve şu anda 16 yaş altındaki herkese sosyal medya platformlarını yasaklayacak olan bir yasayı gündemine almış durumda. Yasanın niyeti ilk bakışta iyi gibi görünse de bunun nasıl hayata geçirileceği, uygulama esnasında çıkacak sorunlar ve gerçekten etkili bir çözüm olup olmadığı üzerine düşünülmediği çok açık. Bu da yasanın bir çözüm olmaktan ziyade çok daha fazla sorun ortaya çıkaran bir şeye dönüşmesi anlamına gelebilir.
Örneğin, yasa yaş tespitinin nasıl yapılacağı konusunda hiçbir detay sunmadığı gibi burada sorumluluğu platformlara bırakıyor. Bu da sosyal medya platformlarının yaş tespiti bahanesiyle daha fazla kullanıcı verisi toplaması ve bunları keyfi bir şekilde kullanması için bir alan yaratılması anlamına geliyor. Üstelik böyle bir yasanın teknik olarak uygulanması da çok zor olacağı için birçok gencin yine bu platformları kullanmaya devam edeceğine de kesin gözüyle bakılıyor. Yani mevcut hâliyle yasa tamamen göz boyamak için yapılmış izlenimi veriyor. Eğer kabul edilir de uygulanmaya çalışılırsa neler olacağını izlemek oldukça eğitici bir tecrübe olacak.
Trump Medyaya Karşı Ne Yapabilir?
Trump’ın özellikle 2024 seçimleri sürecinde medyayı ve gazetecileri sıkça hedef alması, etrafına topladığı isimlerin de bu konuda hevesli bir grup olması sebebiyle ABD medyası, önümüzdeki dört yıl boyunca başlarına neler gelebileceğini düşünmeye ve bunun için hazırlık yapmaya başladı.
Her ne kadar ABD’de kimi yasalar medyanın özgürlüklerini korumak için güçlü bir savunma alanı sağlasa da Trump’ın başkanlık sürecinde medyayı ve gazetecileri hedef alması mümkün. Burada özellikle öne çıkan iki alan, ekonomi ve gazetecilerin kaynak güvenliği. Trump, yapacağı düzenlemelerle zaten iyi durumda olmayan medya sektörünü daha da zorlayarak kendi kontrolü altına almaya çalışabilir. Diğer yandan, sızıntı haberler ve araştırmacı gazeteciler için kaynaklık yapanları koruyan önlemlere karşı farklı düzenlemeleri kullanarak onların işini zorlaştırması mümkün.
Trump’ın bunların ne kadarını yapacağını şu aşamada kestirmek zor. Fakat bir önceki dönemine göre çok daha hazırlıklı ve intikamcı bir görüntü sergilediği için medya, kendisini en kötü senaryolara hazırlamayı tercih ediyor.
ABD’nin Haber Fenomenleri
Sosyal medyanın haberleri ve güncel konuları takip etmek için sıkça tercih edilen bir alan hâline gelmesiyle birlikte, sosyal medya fenomenliği mertebesine bu konular üzerinden erişenlerin sayısı da artmaya başladı. Haber fenomenleri diyebileceğimiz bu kitle hakkında sıkça konuşulsa da bunların kim oldukları hakkında yeterli araştırma yapıldığını söylemek mümkün değil.
ABD’de Pew Research tarafından yapılan kapsamlı bir araştırma, en azından bir ülke için bu soruya cevap vermeye çalışmış. Raporda incelemeye ve üzerine düşünmeye değer bolca veri mevcut ama tek cümleyle özetlemek gerekirse, haber fenomenlerinin büyük bir kısmı sağcı erkeklerden oluşuyor. Genel ortalamada haber fenomeni hesaplarda yüzde 63 erkeğe karşılık yüzde 30 kadın gibi bir oran var. Bu kişilerin yarısından biraz fazlası politik görüşünü açıkça belirtirken burada da yüzde 27 sağ eğilime karşılık yüzde 21 sol eğilim görülmüş. Ayrıca bu kişilerin büyük çoğunluğu kariyeri boyunca hiçbir haber kurumu için çalışmamış.
Yukarıdaki oranlar, araştırmanın kapsamına aldığı bütün platformlarda geçerli diyebiliriz. Tek istisna ise şaşırtıcı bir şekilde TikTok. Araştırmanın sonuçlarına göre TikTok, hem kadınların hem de sol eğilimli haber fenomenlerinin çoğunlukta olduğu tek platform. Açık konuşmak gerekirse ne böyle bir istisnanın çıkmasını ne de bunun TikTok olmasını bekliyordum.
Hindistan’daki Bir Mahkemenin Etki Gücü
Bu yılın başlarında Appin isimli bir kiralık hacker şirketinin, kendisi hakkında yapılan araştırmaları Hindistan’da aldığı mahkeme kararlarıyla susturmaya çalışmasından ve buna karşı başlatılan mücadeleden bahsetmiştim. Geçtiğimiz ekim ayı içerisinde mahkeme, Reuters hakkındaki kararı geçersiz kılınca Reuters’ın araştırması da geri dönmüştü.
Fakat Reporters Without Borders, konuya dair sürdürdüğü araştırmada bu durumun sadece birkaç örnekle sınırlı kalmadığını ortaya çıkardı. RSF’nin araştırmasına göre, Appin’in kurucusu Rajat Khare dünyanın farklı yerlerinde en az 15 farklı medya kurumunu benzer şekilde hedef almış. Rajat Khare bununla da sınırlı kalmayıp, bir yandan kendisi hakkında beğenmediği haberleri internetten kaldırmaya çalışırken diğer yandan da kendisi hakkında sahte pozitif içeriklerle interneti doldurmaya çalışıyormuş.
Çoğu zaman başka ülkelerdeki yasaların bizi ilgilendirmeyeceğini veya etkilemeyeceğini düşünüyoruz ama günümüz medya ekosisteminde artık yasaların da küresel bir etkiye sahip olma gücü var. Rajat Khare bunun nasıl kötüye kullanılabileceğini bize gösteren bir örnek.
Kısa Kısa
🏆 CPJ’nin 2024 International Press Freedom Awards töreni John Oliver sunuculuğunda gerçekleşti.
🤔 Substack, isteseler şu anda kâra geçebilecek durumda olduklarını ama bilinçli olarak geçmediklerini iddia ediyor.
🗡️ Comcast, içinde haber kanallarının da olduğu televizyon kanallarının büyük bir kısmını ayrı bir şirkete dönüştürerek kendisini bölmeyi planlıyor.
📈 Apple, 2024 yılının popüler podcastlar listesini yayınladı.
🙏 WhatsApp, yakında gelecek bir güncelleme ile gelen sesli mesajların otomatik olarak transkriptini oluşturmaya başlayacak. Fakat başlangıçta Türkçe desteği sadece iOS kullanıcıları için mevcut olacak.
🤦♂️ OpenAI, New York Times ile olan davasında NYT’nin topladığı önemli delillerin bir kısmının kazara silindiğini açıkladı. Şimdi NYT’nin bunlar için baştan çalışması gerekecek.
🤖 Dünyanın en büyük yayın evlerinden birisi olan HarperCollins, kitaplarının YZ modellerinin eğitiminde kullanılmasına izin vermeleri için yazarlarını ikna etmeye çalışıyor.
Haftanın odağı: Platformlara bağımlı bağımsız medya
Medyanın ve gazetecilik sektörünün internete ve dijitalleşme sürecine tam anlamıyla uyum sağlayamadığı bir gerçek. Bu uyum sorunu, sektörün artık normalleştirdiği bir kriz ortamını da beraberinde getirdi. Ancak bu dönüşümü anlamamak ya da köklü çözümler için çabalamamak konusundaki ısrar, krizi derinleştiren en büyük etkenlerden birisi.
Gazetecilik sektörünün sayıca önemli bir kısmı interneti, kullandıkları teknolojileri ve yaşanan dönüşümleri gerçekten anlamak ve bu ortam içerisinde kendileri için bağımsız ve sürdürülebilir bir temel oluşturmak konusunda yeterli çabayı göstermediler. Bununla da kalmayıp, şu anda suçladıkları ya da hedef olarak gösterdikleri platformların büyümesine ve onların kurdukları sistemlerin tekelleşmesine yardımcı olacak kadar büyük bir hevesle karşılarına çıkan her şeyi sorgulamadan benimsediler.
Sosyal medya platformları ilk çıktığında çoğu haber yayını, kendi sitelerinden ve görece bağımsız bir şekilde yayın yapıyordu ama platformların cazibesine kapılıp kendi bağımsız alanlarını terk ettiler. Görüntülenme temelli reklam modelleri gelince sırf daha fazla para kazanabilmek için sitelerini okunması imkânsız yerlere dönüştürdüler. Google’dan daha fazla tık alabilmek için sitelerinin arka planını (bazen de görünür kısımlarını) çöp içeriklerle doldurdular. Platformlar linkleri daha az görünür kılınca, bu sefer onlara göre paylaşım şekillerini değiştirip bütün okur kitlelerini bu platformlara teslim ettiler. Bütün bunları yaparken de ne okurlarını ne de bu talepleri kabul etmenin mesleğe etkisini düşündüler.
Konu bu platformların modellerini değiştirmesi olduğındaysa herkes panikleyip platformları hedef göstermeye başladı. Link vergisi gibi tehlikeli yasal teklifler ortaya atıldı, özel şirketlerin sanki haber medyasına karşı bir yükümlülüğü varmış gibi taleplerde bulundular. Hatta ülkemizde durum o kadar anlaşılmadı ki Google tarafından kasıtlı sansüre uğradıklarını sanıp büyük iddialarda bulundular — tıpkı bir yıl önce olduğu gibi.
Oysa bu platformları anlayanlar ve teknolojinin getirdiği dönüşümü öngörenler bu konuda zaten herkesi uyarıyordu. Son günlerde gündeme gelen sansür iddiasının kaynağı olan arama algoritmasındaki değişimi Google 2022 yılında duyurdu, 2023 yılında uygulamaya başladı. Geçtiğimiz hafta içerisinde bu değişikliklere daha sert bir şekilde devam edeceğini de söyledi. Yani kimsenin bunların bir anda ortaya çıkan şeyler olduğunu iddia etme hakkı yok.
Sorunumuz maalesef dijital yayıncılık veya bağımsız medya olarak kendisini adlandıran önemli bir kesimin ne bağımsızlığı ne gazeteciliği ne de teknolojiyi anlıyor olması. Gerçekten bağımsız olmak, sadece politik bir duruşla değil aynı zamanda finansal ve kurumsal olarak da kendi ayakları üzerinde durabilen, sürdürülebilir bir kurum olmakla mümkün. Google, X veya BİK için kendinizden taviz vererek bağımsız olunmuyor! Aynı şekilde, yayın yapmak için kullandığınız araçları, üzerinde durduğunuz altyapıyı anlamanız, ekibinizde bunu anlayacak insanlar olması ve bunu anlatmaya çalışan insanları dinleyecek kulaklarınız olması gerekiyor. Yani yaptığınız işi ve koşullarını anlayıp gerçekçi bir strateji oluşturmanız gerekiyor.
Farkındaysanız, gerçekten bağımsız bir iş yapmak amacıyla yola koyulan veya teknolojiyi anlayarak ilerleyen kimse ne ülkemizde ne de dünyada bu değişiklikten şikâyet ediyor. Hatta tahminimce bu değişiklikle onların işine yarıyor bile olabilir. Bu değişikliklerden şikâyet edenlerin genel beklentisi her şeyin olduğu gibi kalmasıydı, çünkü bütün planlarını bunun üzerine kurmuşlardı.
Dönüşüm ve değişim kaçınılmaz bir şey, özellikle de internet gibi aşırı hızlı evrilen bir teknolojide. Bu ortamda bağımsız olmanın yolu, kendi kurallarınızı koyup her anlamda bağımsız bir şekilde hareket edebilmenizden geçiyor. Bu yazı boyunca verdiğim bütün linklerde de görebileceğiniz üzere, yıllardır bu konuları anlatmaya çalışıyorum. Gerçekten bağımsız olmak isteyenler için başvurulacak kaynak ve denenecek yol çok!