Canberk Beygova

Canberk Beygova

1990, Kadıköy doğumlu. İstanbul Erkek Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nü bitirdi; çeşitli medya kuruluşlarında yazar ve editör olarak çalıştı. İlk kitabı "Taş Atan Çocuklar Büyüdü, Anlatıyor: Benim Türk Arkadaşlarım Da Var" Mart 2016'da yayımlandı. Serbest yazar ve iletişim danışmanı.

3 milyon 754 bin 591. Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin sayısı. 193 bin 293. Türk vatandaşlığı alan Suriyelilerin sayısı. Resmi veriler dahi oldukça yüksek; neredeyse her mahallede bir komşumuz olmasına rağmen onları çok az tanıyoruz, çünkü neredeyse hiç tanışmıyoruz. Bu büyük sayıların içinde gazeteciler de var; Hamza Hıdır onlardan biri.  Hamza Hıdır, …

Geçen yaz NewsLabTurkey Kuluçka Programı’nda uzaktan tanıştım kendisiyle. Zoom’daki ilk oturumlarda herkes kendini ve projesini anlatıyordu; onu dinlerken “En iyisini o yapmış aslında ya” diye düşünüp hayıflanmamak elde değildi: Baha Okar, İstanbul’un hayhuyundan uzaklaşıp Seferihisar’da bir dergi kurmuş, kurduğu yetmemiş tutturmuş, tutturduğu da yetmemiş e-ticarete yöneliyordu. Allah nazarlardan saklasın ama nasıl oluyordu bu?  Seferihisar, her …

Dijitaldeki değişiklikler ile bu değişikliklerin medyanın diğer alanlara yansımalarına baktığımız serimizde konuya bu kez halkla ilişkiler cephesinden bakıyoruz. Gazeteci-Halkla İlişkiler Uzmanı ilişkisi her zaman için çetrefilli; özellikle gazeteciliği bıraktıktan sonra akla gelen ilk işlerden biri olan halkla ilişkiler, yılların dostluklarının habere dönüşmesi konusunda tartışılan bir mesele. Öte yandan bir PR ajansıyla hiç ilişkiniz olmasa bile …

Gazetelerin ve gazetecilerin okuyucularıyla, izleyicileriyle ilişkisi oldukça eski bir konu. Dijital dünyada bu konunun da içinde yer aldığı üst başlık ise topluluk yönetimi. Hepimiz günlük hayatta olduğu gibi dijitalde de birtakım toplulukların parçasıyız. Bu, “kullanıcılar” için de yeni bir durum değil; internetin emekleme döneminde hobi niyetine kurulan forumların bazılarının ne kadar hızlı büyüdüğüne çoğumuz şahit …

Dövizin aşırı artışının yayıncılığa olumsuz etkileri, çoğunlukla basılı yayınlar üzerinden konuşuluyor. Gazetelerin, dergilerin, kitapçıların yaşadıkları kâğıt krizi artık kimse için sır değil. Hepimiz yeni kitapların daha az yayınlandığının farkındayız, kitapların yeni baskıları yapıl(a)mıyor, gazetelerin sayfa sayıları giderek azalıyor, yıllara meydan okuyan dergiler de yayın hayatına bu dönemde ara veriyor. Basılı yayınların kan kaybının çaresi ise …

Yıllar önceydi, çok da güzeldi şimdi düşününce: Yayınların reklam alanlarının satışı, yayıncılar ve satıcılar arasındaki pazarlığın neticesi olarak doğrudan gerçekleştirilirdi. Gerçi süreçler sosyal medya reklamı vermek gibi hızlı ve kolay değildi. Kullanıcıların otomatik olarak hedeflenmesi de mümkün değildi; gösterilen reklamlar her zaman “okuyucunun/izleyicinin” zevkine ve ilgisine uygun olmayınca reklamveren için maliyetler de daha yüksek olurdu. …

Dijital yayıncılığın nereye gittiğini ve nasıl işbirlikleri geliştirilebileceğini konuştuğumuzda, karamsar başlayan sohbeti gayet ümitvar bitirmişti İhsan Özçıtak: “Dijital medya tarafında benim öngörüm, işini iyi yapan, doğru segmentleri ya da doğru nişleri yakalayan projelerin sağ kalacağı ve kendini ayakta tutabileceği. Türkiye’de bile.” Aslında böyle yayınlar şimdiden var, bazıları hemen yanımızda. NLTR Akademi’nin sağladığı tohum fonuyla da …

“Mecramı nasıl büyütebilirim?” Hemen her yayıncının sürekli aklında olan, cevaplaması kolay bir soru bu; uygulaması da bir o kadar zor. Hedef kitleyi iyi analiz etmek, genişletmek, mümkünse farklı hedef kitlelere konuşmak gerekiyor; peki ama nasıl? Diyelim bir şekilde başardık, kanallarımız ticarileşmeye başladı; bu sefer bunu hedef kitlemize nasıl anlatacağız? Sorular cevaplandıkça yeni sorular doğuruyor. Serimizin …

Dijital teknolojinin sunduğu imkânlar, tek kişinin kendi mecrasını yaratması için neredeyse tamamen yeterli. Çoğumuz büyük medya şirketlerinde çalışmak yerine, kendi yayınlarımızı yönetiyoruz. Editoryal özgürlük var, evet; ama büyük medya kurumlarındaki gibi hukuk, muhasebe, reklam, satış gibi ayrı departmanlarımız yok. İsviçre çakısı gibi olmak gerekiyor. Öte yandan gazetecilikteki dönüşüm; gazetecilik işiyle yakından ilişkili reklam, halkla ilişkiler, …

Bilgiye erişimin her topluluk için hayati hâle geldiği pandemi süreci, birçok sektörde olduğu gibi medyada da yenilikler doğmasına vesile oldu. Gazetecilik girişimleri arasında dikkat çeken bir grup ise YouTube’da Türkçe yayın yapan Avrupalı gazeteciler oldu. Çoğunluğu Almanya’da yaşayan ve çalışan bu gazeteciler; Almanya’da hayat, Almanya’da iş ve yaşam koşulları gibi videolarla Türkiye’de de çok yüksek …