Bir nezarethane kapısının arkasında Google logosu görülüyor.

Google bir tekel, peki ne yapılabilir?

Bu haftanın anahtar kelimeleri: Google, Spotify, Bloomberg, Prorata.

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

ABD hükümetinin Google’a açtığı tekel davası sonuçlandı ve Google’ın internet aramaları alanında bir tekele dönüştüğüne karar verildi. Bu haftanın odağında bu kararın ne anlama geldiğini ve mahkemenin bu tekeli kırmak için hangi yollara başvurabileceğini yazdım.

“Ne Okuduk” bölümünde ise Elon Musk’ın reklam verenlere dava açma denemesi, Spotify’ın Latin Amerika’da podcast sektörü üzerindeki etkisi ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

Dört kareden oluşan webcomicte Musk reklam verenlere defolmalarını söyledim diyor, ardından çalışanı onlara ihtiyaçları olduğunu söyleyince önce düşünüyor gibi görünüp ardından komik bir yüz ifadesiyle "o zaman onlara dava açarım" diyor.
Pizzacake Comic

Bu hafta ne okuduk?

Musk’ın Çaresizlik Hamleleri

X (Twitter)’in ne kadar tehlikeli bir yer hâline geldiğini ve artık kullanılmaması gerektiğini uzun zamandır söylüyorum. Sadece geçtiğimiz birkaç haftada platformun önce bir olimpik boksörün transfobik komplo teorileriyle hedef alınmasına göz yumması, bizzat Elon Musk’ın İngiltere’deki aşırı sağcı grupların komplo teorilerini destekleyip yayarak oradaki gerilimin büyümesine yardım etmesi ve ardından da Birleşik Krallık başbakanı Keir Starmer’a sataşması bile bu iddiam için yeterli bir kanıt.

Böyle bir platformda insanların vakit geçirmek istememesi veya şirketlerin burada reklam vermek gibi yollarla para harcamaya yanaşmaması gayet doğal bir durum. Sonuçta kimsenin böyle bir zorunluluğu yok. Hatta Musk bile geçmişte böyle düşünüyordu, o yüzden büyük bir etkinlikte reklam verenlere çok ağır sözler söylemişti. Ancak görünüşe göre çaresizlik, Musk’ın fikrini değiştirmiş olmalı ki bu sefer daha da anlamsız bir yol izlemeye ve X’e reklam vermeyen şirketlere karşı dava açmaya karar vermiş.

Önce “ne hâliniz varsa görün” dedikten sonra şimdi “biz iyi olmayı denedik ama artık savaş zamanı” demenin saçmalığı bir yana, davanın kendisi de tamamen anlamsız ve hiçbir dayanağı yok. X, davada reklam verenler grubu GARM’ın haksız tekelleşme yarattığını ve kendilerini hedef aldığını iddia ediyor ama dava dosyasında sundukları deliller kendi argümanlarını yalanlıyor. O yüzden bu davayı basit bir çaresizlik hamlesinden daha fazlası olarak görmemekte ve ciddiye almamakta fayda var.

YZ Sektörü Arayı İyi Tutmaya Çalışıyor

Üretken YZ modellerinin çıkışı ve yaygınlaşmasıyla birlikte bunların özellikle metin odaklı yayın yapan medya kurumları üzerinde nasıl bir etkisi olacağı ciddi bir tartışma konusuydu. Şirketlerin bu konudaki umursamaz tavırları da ilişkinin gerilmesine neden oluyordu.

Görünen o ki YZ sektörü bu konuda ciddi bir şekilde tavır değiştirmeyi planlıyor. Perplexity, geçtiğimiz günlerde duyurduğu gelir paylaşım programına ek olarak Northwestern University’nin gazetecilik fakültesi çatısı altında gerçekleştirilen YZ ve gazeteciliğin geleceği odaklı araştırmaları desteklemek için 250.000 dolar bağışladığını açıkladı. Perplexity ilk kez bu tür bir bağışta bulundu ama devamı gelecek mi belirsiz.

Diğer yandan yeni bir YZ girişimi olan Prorata ise gazetecilik sektörüyle ilişkisini en baştan iyi tutmaya çalışıyor. Girişim, yayınların kullandığı metinleri tespit edecek ve buna göre gelir paylaşımı yapacak bir sistem ile yola çıkacaklarını söylüyor. Bu iddiaları etkili olmuş olacak ki daha yola yeni çıkmışken Financial Times, The Atlantic, Fortune ve Axel Springer gibi kurumların desteğini almışlar. Başarılı olabilirler mi şu an bir şey söylemek zor ama başarılı bir ürün çıkarırlarsa diğerlerini de benzer modellere yönelmek zorunda bırakabilirler.

Latin Amerika Podcast Sektöründe Spotify Etkisi

Her ne kadar podcast herhangi bir platformdan bağımsız olarak üretebileceğiniz ve sürdürebileceğiniz bir medya formatı olsa da kimi büyük platformlar internette herhangi bir şeyin bağımsız kalmasını sevmediklerinden dolayı onu kontrol altına almaya çalışıyorlar. Spotify da podcastın bu bağımsızlığını tekel olma fırsatı olarak görenlerin başında geliyor.

Ülkemizde olduğu gibi dünyanın birçok farklı bölgesinde henüz podcast ekosistemi yeni yeni oluşurken ciddi yatırımlar yaparak bu alana giren ve bir hâkimiyet kurmaya çalışan Spotify kısmen başarılı da oluyor. Ancak Spotify gibi şirketlerin değişmeyen huylarından birisi de finansal olarak biraz zorlandıkları anda bu tür destekleri ve yatırımları anında sonlandırmaları. Latin Amerika ülkelerinde de benzer bir döngüyü izleyen Spotify, şu anda bölgedeki podcast ekosisteminin büyümesine yardımcı olan şirket olarak değil bu ekosistemin ciddi bir krize doğru sürüklenmesine neden olan isim olarak anılıyor.

Özellikle dijital platformların doğuşuyla birlikte medya sektörü dünyanın her yerinde aynı hatayı tekrar edip duruyor. Umarım bir gün bu şirketlere bel bağlamanın ne kadar gereksiz bir risk olduğunu öğrenebiliriz.

Bloomberg’de Haber Atlatma Krizi

Normalde bir haber kurumu haber atlattığı zaman bu hem kurum hem de gazeteci için büyük bir övünç kaynağı olur. Ancak konu uluslararası bir mahkûm takası hakkındaysa ve erken bir haberin bütün planın iptaline sebep olması gibi bir risk varsa bu haberi erken yayınlamak faydadan çok zarara sebep olabilir.

Bloomberg, geçen hafta Rusya’da tutuklu bulunan ABD’li gazeteci Evan Gershkovich’in de dahil olduğu takası, bu takas henüz gerçekleşirken haberleştirince ciddi eleştiri aldı. Bunun ardından yaptıkları kurum içi soruşturmayla haber sürecine dahil olanlara disiplin cezaları verildiği söylendi ama detay açıklanmadı. Bilinen tek detay, haberi yazan gazetecinin Bloomberg’den kovulduğu.

Elbette böyle bir hata sonrasında Bloomberg’in sorumluluk alması önemli (ve ülkemizde neredeyse hiç görmediğimiz) bir hareket. Ancak burada haberin yayınlanması konusunda onu yazan gazetecinin hiçbir sorumluluğu olmadığını düşünürsek, verilen cezaların ne kadar adaletli olduğunu ve o gazetecinin bir günah keçisi olarak kullanılıp kullanılmadığını sorgulamak gerekiyor.

Kısa Kısa

📦 Axios kurulduğu günden bu yana ilk kez bir grup çalışanını işten çıkardı.

👋 33 yıldır yayın yapan oyun haberleri yayını Game Informer bir anda kapatıldı ve bütün arşivini de kayboldu.

🤖 Herkes YZ metinleri tespit edecek araçlar yapmaya çalışıp başarısız olurken, OpenAI tespiti kolaylaştıracak bir yol geliştireli bir yıldan uzun zaman olmuş ama “bunu yayınlarsak kimse ChatGPT kullanmaz” diye düşündükleri için saklamışlar.

📉 Humane’in ürettiği AI Pin’lerin şu ana kadar iade edilme sayısı aktif olarak kullanılanların sayısını geçmiş. İşin daha kötü kısmı ise iade edilenler tekrar kullanılabilir şekilde tasarlanmadığı için hepsi çöp oluyor.

📈 Instagram, platformda ana metrik olarak görüntülenme sayılarını kullanmaya başlayacağını duyurdu.

Bir nezarethane kapısının arkasında Google logosu görülüyor.

Haftanın odağı: Google bir tekel, peki ne yapılabilir?

ABD’de Biden hükümetinin kendisinden önce gelenlerden ayrıldığı en önemli noktalardan birisi teknoloji sektöründeki tekelleşme konusunu ciddiye alması ve bu konuda davalar açmaktan çekinmemesiydi. Bu davaların çoğu ya daha başlamadı ya da hâlâ devam ediyor. İçlerinden bir tanesi ise geçtiğimiz hafta içerisinde sonuçlandı ve davada Google’ın internet aramaları alanında bir tekel olduğu sonucuna varıldı.

Davanın karar metni oldukça uzun ama genel hatlarını öğrenmek istiyorsanız buradaki özet işinize yarayacaktır. Daha da kısaca özetleyecek olursam karar, Google’ın arama konusunda tamamen bir hâkimiyet sahibi olduğunu, Apple ve Mozilla’ya otomatik arama motoru olarak Google’ı ayarlamaları için yaptıkları ödemenin de buna katkıda bulunduğunu ve piyasayı yeni rakipler için girilmesi imkânsıza yakın hâle getirdiklerini söylüyor.

Şimdi ise davanın asıl önemli süreci başlıyor: Bu tekelin kırılması için neler yapılacağının tespit edilmesi. Bu sürecin en iyi ihtimalle yıl sonuna kadar tamamlanması mümkün ancak Google’ın itiraz etmesi gibi hamlelerle tamamen sonuçlanmasının beş yılı bulması da söz konusu.

Peki bu tekeli kırmak için mahkeme hangi yollara başvurabilir? Karar metnine ve Google’ın tekelleşmesinin sebeplerine baktığımızda karşımıza başvurulabilecek üç yöntem çıkıyor.

İlki ve en agresif olanı Google’ın arama motoru kısmının tamamen ayrılması ve ayrı bir şirkete dönüştürülmesi. Bu, uygulanabilecek en katı yöntem ve hemen hiçbir uzman bu yola başvurulacağını düşünmüyor. Zaten mevcut ve potansiyel ABD hükümetlerinin de bu kadar ağır bir yaptırıma niyeti olacağını sanmıyorum.

İkinci ve daha ilginç bir seçenek olarak, arama motoru piyasasına girişi kolaylaştırmak ve rekabeti artırmak için Google’ın bazı arama teknolojilerini ve algoritmalarını açması istenebilir. Böyle bir yaptırım nasıl işler veya ne derece uygulanabilir emin değilim ancak şu an masada olan ve tartışılan yollar arasında yer alıyor.

Üçüncü ve muhtemelen uygulanmaya en uygun olanı Google’ın fabrika ayarlarında kurulu arama motoru olarak ayarlanmak için diğer şirketlere yaptığı ödemelere dair bir kısıtlama veya bu tür anlaşmaların tamamen yasaklanması. Bu yöntem, şu anda en çok konuşulan yol ancak bunun ciddi bir negatif yan etkisi de olabilir.

Bildiğimiz üzere bu anlaşmalardan en yüksek ödemeleri Apple ve Mozilla alıyor. Bu anlaşmanın kısıtlanması veya iptali Apple’a zarar vermeyebilir ancak Mozilla’yı ve tarayıcıları Firefox’u ciddi bir krize sürükleyebilir. Çünkü Mozilla Foundation’ın 2021-2022 finansal raporuna göre elde ettikleri 593 milyon dolar gelirin 510 milyon doları Google’dan geliyor. Eğer bu gelir düşer veya tamamen ortadan kalkarsa, Google’ın internet tarayıcıları alanında Windows ve Linux cephesinde pratikte rakipsiz hâle gelmesi söz konusu olacak. Yani Google’ın bir taraftaki tekelleşmesini çözmeye çalışırken başka bir alanda tekelleşmesine neden olma ihtimali var.

Elbette bunların hepsi şu anda birer senaryodan ibaret ve önümüzdeki süreçte birçok şey değişebilir. Belki dava süreci uzayıp birkaç yılı bulacak ve o sırada Google’a ciddi bir rakip çıkacak veya YZ arama motorları gerçekten arama piyasasının dengelerini değiştirecek. Ya da her şey olduğu gibi devam edecek ve buradan çıkacak yaptırım kararlarının bir etkisi olmasını bekleyeceğiz.

Ancak hem bu davanın hem de devam eden sürecin gösterdiği en önemli şeylerden birisi bu teknoloji devlerinin kurdukları yapının ne kadar kompleks ve birbiriyle ilişkili olduğu. Google dediğimizde aklımıza bir ya da birkaç ürün geliyor ama sebep oldukları sorunları incelemeye ve düzeltmeye çalıştığınızda aslında nasıl karmaşık bir sistem olduğunu ve aslında sahip oldukları gücün buradan geldiğini görmeye başlıyorsunuz.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir