n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında hem bir internet efsanesi olan Pitchfork’a hem de 1990’lardan bu yana süregelen internet yayıncılığı dönemine veda ediyoruz. Bir dönem bitiyor olabilir ama ben yeni bir dönemin kapıda olduğunu düşünüyorum.
“Ne Okuduk” bölümünde Apple Podcasts’teki ayar değişikliği, Artifact’in bir yıl süren kısa ömrü ve daha fazlası var.
Sizi bültenle başbaşa bırakmadan önce kuluçka programımıza başvuruları almaya devam ettiğimizi hatırlatmak istiyorum. Eğer ilgileniyorsanız hemen başvurmanızı, ilgilenecek birini tanıyorsanız onunla paylaşmanızı rica ediyorum.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Apple Podcasts’e Otomatik İndirme Ayarı
Podcastleri diğer medya formatlarından ayıran temel özelliklerinden birisi dinleme sayılarına dair verileri çok kısıtlı yollarla elde edebiliyor olmanız. Birileri kullandığı podcast uygulamasıyla bölümünüzü indirmiş olsa bile bunu baştan sona dinlediğinden emin olmanız mümkün değil. Bu durum kaçınılmaz bir veri balonuna sebep oluyor. Çoğu podcast uygulaması abone olduğunuz podcastlerin her yeni bölümünü otomatik olarak indiriyor. Eğer dinleyiciler ayarlardan bunu değiştirmezse, artık dinlemiyor olsalar bile her yeni bölüm indirildiği için dinlenmiş gibi kabul ediliyor.
Bu durum bir yandan insanların cihazlarında boşa disk alanı kaplayan bir sürü podcast bölümüne ve reklamverenlerin veriyle ilgili endişelerinin artmasına neden olunca, en büyük aktörlerden Apple duruma el attı. Yakın zamanda yaptığı bir güncelleme ile Apple Podcasts uygulaması kullanıcıların bir süredir dinlemediği podcastlerin yeni bölümlerini indirmeyi durduruyor, kullanıcılar isterse bunu tekrar başlatabiliyor ya da sadece istedikleri bölümleri indirebiliyor.
Güncelleme kullanıcılar ve reklamverenler için olumlu bir sonuç doğursa da podcast üreticileri için bir şok etkisi yarattı. Dünyada en çok kullanılan podcast uygulamalarından birisi böyle bir değişiklik yapınca, bir anda indirme sayılarında gözle görülür bir düşüş başladı. Bu durumdan en çok etkilenenler ise çok büyük ve düzenli olarak yeni bölümler yayınlayan NYT’nin The Daily podcasti gibi isimler oldu. Başlangıçta bu şok etkisi olumsuz görünse de bana göre ekosistemin olgunlaşması ve giderek artan bir balon patlaması riskinden uzaklaşması için gerekli bir adımdı. Umarım bütün podcast uygulamaları benzer bir güncelleme yapar.
Artifact Bir Yıl Dayanabildi
Instagram’ın kurucuları tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan haber uygulaması Artifact tasarımı ve yaratıcı fikirleriyle dikkat çeken bir uygulama olmuştu. Ancak aldığı olumlu tepkiler ve gördükleri ilgi uygulamayı ayakta tutmaya yetmemiş. Bir blog postuyla yaptıkları duyuruda şubat ayı sonunda uygulamayı tamamen kapatacaklarını açıkladılar.
Her ne kadar beğendiğim özellikleri olsa da Artifact birçok anlamda kendisini özel kılacak ve ekonomik anlamda destekleyecek özellikler bulmakta zorlandı. Yaratıcı ve diğer uygulamalara ilham verici bir deney olsa da bunun ötesine geçmek için yeterli çabayı göstermediler. Flipboard veya diğer toplu haber uygulamalarının (hatta herhangi bir RSS okuyucunun) arasından sıyrılıp ilk tercih olmalarını sağlayacak bir şey denedikleri söylenemez. Ayrıca sürdürülebilir bir gelir modelleri de yoktu. Böyle bir durumda da uzun süre dayanamayacakları ortadaydı.
Baltimore Sun’ın Karanlık Geleceği
ABD’de yerel medyanın birçok sorunu var ama bunların en ciddisi sektörün birkaç büyük isim ve bu yayınları kısa sürede paraya çevirip kaçmak isteyen yatırım şirketleri tarafından kontrol ediliyor olması. Genellikle yerel gazetelerin en büyük korkusu bir yatırım şirketi tarafından satın alınmak ama bazen daha kötüsü de başlarına gelebiliyor.
Baltimore Sun, bu alandaki en kötü yatırım şirketlerinden birisi olan Alden Global Capital’in satın aldığı gazetelerden birisiydi. Ancak geçtiğimiz günlerde bundan da beteri başlarına geldi ve Sinclair Inc tarafından satın alındıkları duyuruldu. Bu haberi gazetenin kendisinden okuyunca ne kadar büyük bir sorun olduğunu anlıyorsunuz.
Sinclair Inc, ABD’de 294 yerel televizyon kanalı, birçok yayın ağı ve daha fazlasına sahip olan bir medya şirketi. Aynı zamanda politik olarak Donald Trump’ı açıkça destekleyen ve bunun için kanallarında böyle distopik yayınlara imza atan bir şirket. Yerel medyanın ekonomik zayıflığı şirket için bir avantaja dönüştü ve giderek büyümeye devam ediyorlar. Baltimore Sun üzerinde de şimdiden aktif bir şekilde çalışmaya başladılar.
Yerel medyanın öneminden ve gerekliliğinden bültende sıkça bahsediyorum çünkü yerel medya bağımsız ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olamadığı sürece dünyanın her yerinde Sinclair gibi şirketler bunu bir fırsat olarak görmeye devam edecek.
2024’te Doğrulamanın Evrimi
Doğrulama siteleri ve yayınları giderek medyanın ve medya tüketimimizin normal parçalarından birisi hâline geldi. Her ne kadar eskisi kadar gündemde olmasa da bu çabalar olumlu bir etkiye sahip ve faydasını görüyoruz.
Ancak devam eden savaşlar, dünyanın her yerinde seçimlerin olduğu bir yıl ve üzerine hızla görsel ve metin üretebildiğiniz ve bolca “halüsinasyon gören” bir teknolojiyi eklediğimiz zaman bu konunun tekrar gündemimize girmesi kaçınılmaz oldu. Şu ana kadar YZ teknolojileri üreten şirketlerden sadece OpenAI seçimlerde teknolojisinin kötüye kullanımıyla mücadele etmek için kimi adımlar atacağını açıkladı. Elbette bu açıklamanın devamını nasıl getireceklerini ve ne kadar etkili olacağını kestirmek güç ancak bu yılın yapay zekâ tartışmalarında seçimleri ve yanlış bilgiyi bolca duyacağımızdan şüphem yok.
Kısa Kısa
🇮🇱 CPJ, 19 Filistinli gazeteciyi hapse atan İsrail’i ilk kez “en çok gazeteci tutuklayan ülkeler” listesine aldı.
🤥 Yeni bir rapora göre iklim krizi inkârcılığının yeni formları giderek yayılıyor ve platformlar bunları kontrol altına almakta zorlanıyor.
💵 The Guardian’ın dijital okur gelirlerinin üçte biri ABD’deki okurlardan geliyormuş.
✍️ NYT, bulmaca uygulaması için deneysel bir el yazısı tanıma sistemi geliştiriyor.
🎙️ BBC News, gençlerin ilgisini tekrar çekebilmek için özel bir podcast serisine başladı.
🕶️ Apple Vision Pro’nun piyasaya çıkmasına kısa bir süre kala, yeni demolar ve ön incelemeler gelmeye başladı.
🤳 Bizdekilere kıyasla hafif kalsa da İtalya da bir fenomen skandalı yaşıyor.
🥁 Uzun bir aradan sonra insanların yaratıcılığını konuşturduğu yeni bir viral video karşımıza çıktı.
Haftanın odağı: Pitchfork ve internette bir devrin sonu
2023 yılı dijital medyayı olduğu yere getiren birçok yayının ve ismin kapanması, iflası veya başka şekillerde kötü yönde bir dönüşüm geçirmesiyle birlikte bir dönemin kapandığı hissini yaratmıştı. 2024’ün ilk ayında da bu isimlere bir diğer dev eklendi: 1996 yılından bu yana yayında olan müzik sitesi Pitchfork.
2015 yılında Condé Nast tarafından satın alınan Pitchfork, geride bıraktığımız haftadan itibaren bağımsız bir yayın olmak yerine GQ markasının altında bir yayına dönüştürülüyor ve ekibi ciddi bir şekilde küçülüyor. Mevcut yayın yönetmeni, editörleri ve yazarları da ekipten ayrılıyor. Bundan sonra ne olacağı belirsiz ama giderek küçülerek GQ’nun altında küçük bir köşeye dönüşmesi kaçınılmaz.
Eğer müzikle aranız iyiyse ve özellikle internette yeni şeyler keşfetmeyi ve müzik gündemini takip etmeyi seviyorsanız Pitchfork ismini mutlaka duymuşsunuzdur. Herkesin takip ettiği, birçok kişinin sevip bir o kadarının da sevmediği bir yayın olan Pitchfork hem internet yayıncılığına hem de müzik gazeteciliğine ciddi katkıları olmuş önemli bir site. Yıllar boyunca yeni sanatçıların görünür olmasını sağladı, yazdıkları eleştirilerle müzik dünyasında ciddi bir etki sahibi oldu. Bunda büyük ihtimalle 28 yıldır yalnızca 11 albüme çıktıkları zaman 10 üzerinden 10 puan vermiş olmalarının da bir etkisi olabilir.
Diğer yandan Pitchfork internet yayını olmanın getirdiği özgürlükleri de sonuna kadar kullanıyordu. Eleştiri dili kimi zaman acımasız ve alaycı olabiliyor. Örneğin 0 puan verdikleri dokuz albümden birisi olan Jet’in Shine On incelemesi sadece bir maymunun videosu. Bu da yıllar içerisinde bir Pitchfork tarzının oluşmasına ve bol miktarda parodisinin yapılmasına neden oldu.
Ama yıllar geçtikçe internet yayıncılığı onu bu noktaya getiren özgürlüklerin ve yenilikçi işlerin yerini markaları güvende tutan, en çok tıklanma ve bomboş içeriklerle maksimum reklam gelirinin peşinden koşan sitelere bıraktı. Sosyal medya platformlarının yarattığı atmosfer ve maksimum tıklanma ve gelir takıntısı ile birlikte internette aradığımız hiçbir şeyi de bulamaz olduk.
Websitelerin ve blogların yerini aldığını düşünen platformlarda kaliteli ve yaratıcı işlerin karşımıza çok az çıkmasının sebebi de bu. Çoğu insan bir şeyler üretmek istediği için bunu yapmıyor, para kazanmak için iyi bir yol olduğunu düşündükleri için bir şeyler üretmek zorunda kalıyorlar. O yüzden kimse bir Twitter thread’ini iki gün sonra hatırlamıyor ama Pitchfork’un 20 yıl önce yazdığı bir inceleme hâlâ konuşuluyor. O yüzden “içerik üreticiler” ve “haber siteleri” ChatGPT’nin okurken uykunuzu getirecek sıkıcılıktaki, yanlışlarla dolu metinlerinden o kadar korkuyor.
Yine de bütün bunları bir karamsarlık sebebi olarak görmüyorum. Belki Pitchfork ve diğer yayınların gidişi bir dönemin sonunu simgeliyor olabilir ama bu da yeni bir dönemi başlatmak için bir fırsat. Daha Pitchfork haberi yokken onunla aynı kökten gelen müzik bloglarının nasıl yeniden canlanmaya başladığını takip ediyordum. İnsanlar yeni şeyler denemeye devam ediyor, çünkü üretmek istiyorlar.
Tavsiyem, önümüzdeki yıllarda internet medyasının geleceğine dair sinyalleri takip etmek istiyorsanız platformların veya Silikon Vadisinin oyuncaklarının ne yaptığına değil, arka planda sırf bir şeyler üretmek istediği için internette bir şeyler yapmaya çalışan insanların ne yaptığına bakın. Çünkü şu anda sonlarına tanık olduğumuz dönemi başlatan da onlardı.