n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Haftanın odak konusu olarak WeChat’i ele aldım. Elon Musk ile tekrar gündeme giren “everything app” konusunu, bu konseptin en iyi örneği üzerinden incelemenin faydalı olacağını düşündüm.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Facebook’un bülten projesini kapatması, The Onion’ın yeni şaheseri, patronları deviren bir haber odası ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Facebook Bulletin’i de Kapatıyor
Büyük teknoloji platformlarının belirli bir noktaya geldikten sonra geliştirdikleri alışkanlıklardan birisi kullanıcıları ve yapılan işleri önemsemeden yeterince kâr getirmeyen her şeyi kapatmaları. En son oyun servisi Stadia’yı kapatan Google, bu konuda en meşhur isim.
Ancak Facebook da Google ile yarışmaya karar vermiş görünüyor. Son dönemde özellikle dijital içerik üreticilere yönelik birçok girişiminin benzer bir şekilde sonlanmasının yanı sıra Crowdtangle gibi önemli araçları da kapatarak giderek daha fazla insanın uzaklaşmasını sağlıyor. Geçen yıl içerisinde büyük bir coşkuyla duyurdukları e-bülten platformu Bulletin de bu kaderi yaşayan son platform oldu.
Elbette burada e-bülten ekosisteminin olgunlaşmasının ve büyük oyuncuların kendisini kanıtlayıp geride kalanlara pay bırakmamasının etkisi büyük. Ancak Meta’nın büyüklüğü ve kaynakları muhtemelen birçok yazar için Bulletin’in uzun ömürlü olabileceği algısını yaratmıştı. Fakat unutmamak gereken bir nokta varsa o da teknoloji devlerinin sırf son trend pastasından pay kapmak için giriştikleri işlerin asla güvenilir olmayacağı. Olur da Google, Meta gibi yerlerden gelen yeni bir platform çok cazip görünürse, oraya kaynak ayırmadan önce bunu aklınızdan çıkarmayın.
Alakalı: Facebook’un sınırlı sayıdaki ülkede hizmete sunduğu ve haber kurumlarını cezbetmek için kullandığı Facebook News’de durumlar nasıl diye merak ediyorsanız, Birleşik Krallık’taki tablo pek iç açıcı görünmüyor.
Rusya’da Sansüre Karşı Yaratıcı Çözümler
İnternet ve basına karşı sansür denildiğinde dünyanın her yerinde akla gelen ilk isimlerden birisi Rusya. 2022 yılında Ukrayna’yı işgal girişimleriyle birlikte bu konudaki çabaları katlanarak artmaya başladı. Ancak gazeteciler ve onlara yardım etmek isteyen teknolojistler yaratıcı çözümler bulmaya devam ediyor.
Bunlar arasından özellikle dikkatimi çeken iki örnekten birisi engellenen sitelere erişim için kurulan Samizdat Online isimli site. Ülkemizde de sıkça engellenen haber sitelerinin başvurduğu hızlıca yeni bir alan adı satın alma yöntemini merkezileştiren bu site hem ülkede engellenen siteler için rastgele alan adları oluşturuyor, hem de onların öne çıkan haberlerine ulaşabileceğiniz bir anasayfa görevi görüyor. Sitenin kurucusu projeyi internet sansüründen mağdur olan diğer ülkeler için de genişletmeyi planladıklarını söylüyor.
Bir diğer proje de Helpdesk.media. Tamamen Telegram ve Instagram üzerinden yürüyen bu projenin amacı ise sansür ile birlikte gelen belirsizliği ortadan kaldırmak ve insanların sorularına cevap vermek. Doğrudan haber üretmek yerine doğrulanmış bilgileri insanların merak ettiği sorulara cevap olacak şekilde derliyor ve kullandıkları platformlar üzerinden, özellikle Telegram, herkesin sorularını cevaplıyorlar. Kurucusu Instagram hesaplarının ayda 2.5 milyon kişiye, Telegram hesaplarının ise günde 3 milyon kişiye eriştiğini söylüyor. Bu da nasıl büyük bir ihtiyaca cevap verdiklerinin kanıtı.
The Onion Yeni Bir Şaheser Yazdı
Dünyada gazetecilik ile mizahı en iyi şekilde birleştiren yayınları düşündüğümüzde akla ilk gelen isim ABD merkezli The Onion olacaktır. 1988’de haftalık dergi olarak başlayan ve 2013’ten itibaren sadece dijital olarak yayınlanan The Onion, birçok klasik “haberi” ile gündem olmayı ve insanları etkilemeyi başarmış bir yayın.
Geçtiğimiz hafta gündem olmalarının sebebi yeni bir haber değil, ABD Yüksek Mahkemesine yazdıkları 23 sayfalık görüş. Bir ABD vatandaşının parodi amaçlı açtığı Facebook sayfasına dair davada parodinin veya şakanın “önden bildirilmesi gerekliliği” gibi bir karar alınması söz konusu olunca The Onion duruma müdahale etmeye karar vermiş. Sonucunda ortaya çıkan dosya ise her anlamda bir klasik olmaya aday.
Baştan sona The Onion dilinde yazılan dosya bir yandan beklenen seviyede espriler içerirken diğer yandan geçmiş davalardan örnek vererek savunmasını güçlendiriyor. İnsanlık tarihinin en etkili kurumu olduğunu ve günde 4.3 trilyon kişi tarafından okunduğunu söyleyerek başlayan dosya, arada örnek vermek için kendi stillerinde bir haber bile yazıyor.
Bana göre bu dosyanın herkes tarafından okunması ve hatta farklı dillere de çevrilmesi gerek. İfade özgürlüğünü taviz vermeden nasıl savunabileceğimizin tartışmasız en iyi örneklerinden birisi.
The Canary Patronları Gönderdi
Küresel ekonomik sıkıntılar ve genel olarak medya sektörünün içerisinde bulunduğu durum, sektör çalışanlarının kendilerini korumak için daha fazla çaba göstermesini de beraberinde getiriyor. Giderek artan grevler ve sendikalaşma mücadeleleri bunun örnekleri arasında.
Birleşik Krallık’taki en popüler siyaset haber sitelerinden birisi olan The Canary’de ise ekip daha ciddi bir adım atmaya karar vermiş. Yönetimin ciddi eşitsizliklere ve idari sorunlara sebep olduğuna dair kanıtlar elde edince konuyu kökten çözmeye karar vermişler ve bütün patronları gönderip şirketi bir kooperatife dönüştürmüşler.
3 Ekim’de yayınladıkları duyuru ile bundan sonra yeni kurulan Canary Workers’ Co-op Ltd. tarafından yayının yönetileceğini ve kooperatifin bütün çalışanlar için daha sağlıklı ve eşit bir kurum olarak devam edeceğini söylüyorlar. Kendi tanımlarıyla bu “işçi devriminin” nasıl sonuçlanacağı, giderek adını daha sık duyduğumuz kooperatif modeline olan ilgiyi artırabilir.
Kısa Kısa
💷 Financial Times, enflasyon ile artan geçim sıkıntısına karşı çalışanlarına destek olmak için herkese 1800 pound ek ödeme yapacak.
🤳 Washington Post, iyi bir strateji ile Instagram hesabının takipçi sayısını yılda 1 milyon artırmayı başarmış.
😤 Wikipedia editörleri Fox News’i kaynak olarak nasıl kategorilendirmeleri gerektiği konusunda hararetli bir tartışma yaşıyor.
🐈 Medya kurumları, reklamların kelime filtreleri yüzünden ciddi haberlerin sıkıntıya düştüğünü ve sonunda “kaykay süren kedilere dönmek zorunda kalacaklarını” söylüyor.
📱 iOS 16’da gazeteciler için faydalı olabilecek yenilikleri merak ediyorsanız burada güzel bir derleme var.
🙁 BBC’nin dünya servisinde küçülmeye gitmesi, yüzlerce kişinin işinden olmasına neden olacak.
🤷 Yeni bir araştırmaya göre Twitter kullanıcılarının çoğu bir politik yankı odasında yaşamıyor, çünkü siyaseti o kadar umursamıyorlar.
Haftanın odağı: Nedir bu WeChat’i özel kılan?
2022 ile birlikte dijital platformların hem ekonomik sebeplerden hem de dijital ekosistemin dönüşümünden dolayı farklı bir yol arayışına girmesinden bir süredir hem sitemizde hem de bültende bahsediyoruz. Super app’ler, sosyal medyanın alışveriş odağı ve Metaverse etrafındaki gelişmeler önümüzdeki dönemde interneti şekillendirmek isteyen akımlar arasında öne çıkanlar.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Elon Musk’ın tekrar Twitter’ı almaya karar vermesi ve onu “her şey uygulamasına” dönüştürmek istediğini tekrar etmesiyle birlikte everything veya super app olarak anılan uygulamalara ilgi artmaya başladı. Bunlar arasında en sık örnek gösterilen ve herkesin adını sürekli andığı uygulama da WeChat. Ben de bu fırsattan istifade WeChat’in neden bu kadar çok anıldığını ve onu özel kılanın ne olduğunu anlatmak istedim.
2011 yılında dönemin trendi olan mesajlaşma ve arama uygulamalarından birisi olarak ortaya çıkan WeChat, biraz da Çin’deki market kontrolünün etkisiyle kısa sürede büyüdü ve hem ülkede hem de dünyanın farklı yerlerindeki Çin nüfusu arasında en önemli uygulama haline geldi. Bu büyümeyi sağlayan en önemli etkenlerden birisi Çin hükümetinin talep ettiği sansür ve içerik kontrolünü sıkı bir şekilde sağlayarak bu konuda diğer uygulamaların gördüğü baskıdan kaçmayı başarmasıydı.
Bir yandan sosyal medya türevi özellikler ekleyerek büyümeye devam ederken uygulamanın genişlemesini sağlayan ilk atılım 2013’te devreye giren ödeme sistemi WeChat Pay oldu. Giderek daha fazla insanın kullandığı bir uygulama içerisindeki ödeme sistemi herkes için bir kolaylık olarak görüldü ve bu da birbirini besleyen bir döngüyü sağladı.
Arada eklenen birçok diğer özellik olsa da everything app olmasını sağlayan ana özellik WeChat Mini Program sistemi. 2017’de yayınlanan bu özellik ile isteyen herkes kendi uygulamasını işletim sistemi temelli geliştirmek yerine WeChat içerisinde çalışan bir uygulama olarak geliştirip yayınlama şansına erişti. Bu sayede WeChat aklınıza gelebilecek her şey ile entegre edilebilen bir uygulama hâline geldi. Taksi çağırmak, toplu taşıma, alışveriş, oyunlar ve daha birçok şey için WeChat uygulaması bulmak mümkün.
WeChat’i gerçekten farklı kılan ve diğerlerinin kopyalamaya tam anlamıyla cesaret edemediği “everything” kısmı tam olarak buradan geliyor. Diğer birçok uygulama başkalarının özelliklerini kopyalama veya her alana dair bir şeyler ekleyerek büyüme yolunu deniyor. Bu da tamamen merkezileşme ve kontrolü elde tutma mantığıyla ilerleyen bir yaklaşım.
WeChat ise uygulamasına sistem içerisinde bir sistem geliştirmek gibi bakıyor. Bu yüzden de aslında everything app tanımı birçok kişi tarafından yanlış biliniyor. Instagram’ın veya Getir’in yaptığı gibi birçok hizmeti sağlamanın ötesinde, daha geniş bir ekosisteme temel olmak olarak düşünmemiz lazım. Bir nevi Minecraft veya Roblox‘un uygulama versiyonu gibi düşünebilirsiniz.
Bunu ABD’de veya başka yerlerde başarılı bir şekilde hayata geçirmek mümkün olur mu emin değilim. Çünkü WeChat gibi bir uygulamanın gelişip büyümesinde Çin’e özgü internet ekosisteminin ve regülasyonların da payı büyük. Ama Elon Musk’ın bunu gerçekleştirmeyi başaramayacağına emin olabiliriz, hatta bunu deneyeceğinden bile şüpheliyim. Çünkü Twitter için kafasında gerçek bir plan olmadığını ortaya çıkan mesajlaşmalarında net bir şekilde gördük.