NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında OnlyFans’ın sonradan vazgeçtiği içerik kuralları değişikliği ve bunun arkasındaki internetin az bilinen bir sansür mekanizmasını ele aldım. Finans şirketlerinin internet üzerindeki kontrolü çoğu zaman gözden kaçırdığımız bir konu.
“Ne Okuyoruz” bölümünde ise Tayvan’ın streaming platformu, Twitch grevi, gerçek arayışı ve Wirecard şirketini kapattıran FT dosyası gibi konular var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet A. Sabancı

Bu hafta ne okuduk?
Çin’in Baskısına Karşı Tayvan’dan Platform Hamlesi
Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan ve Çin arasındaki politik çekişme, özellikle de Çin’in daha büyük bir küresel aktör olması sebebiyle, Tayvan için birçok sorunun da kaynağı. Birçok uluslararası örgüte dahil olamamalarının yanı sıra, uluslararası kamuoyunda seslerini duyurmakta da zorlanıyorlar.
Tayvan devleti, bu soruna bir çözüm olarak kendi streaming platformlarını kurmaya karar verdi. Taiwan Plus adı verilen ve İngilizce yayın yapan bu platform, kendisini “Tayvan halkı tarafından desteklenen bağımsız bir medya platformu” olarak tanımlıyor. Eğer bağımsız gazetecilik ilkelerinden şaşmayan bir yayın yaparsa Asya’dan daha sağlıklı bilgi edinmek için önemli bir kaynak olabilir, fakat bir devlet tarafından kurulmuş olması sebebiyle de tamamen güvenmek mümkün olmayacaktır.
Daha Ciddi Moderasyon Araçlarına Duyulan İhtiyaç
Eğer sosyal medya veya yayıncılık platformlarından birini aktif olarak kullanıyorsanız, paylaştıklarınızla diğer kullanıcıların girdiği etkileşimi denetleme ve zararlı olanları temizleme konusunda elinizde ne kadar az araç olduğunu fark etmişsinizdir. Bu sorun giderek daha da ciddi bir hâl alırken çoğu platform bir çözüm üretmekte zorlanıyor.
Bu çözümsüzlük yüzünden bir grup Twitch yayıncısı protesto amacıyla 1 Eylül günü ekran karartma yolunu tercih etti. Twitch’in moderasyon sorunlarını görmezden gelerek yayıncıları zor durumda bırakmasına verilen bu tepkinin bir etkisi olacak mı zaman içerisinde göreceğiz.
Diğer tarafta ise Twitter bu konuda örnek olabilecek pozitif adımlar atıyor. Şu anda kısıtlı bir kullanıcı grubuyla test edilen güvenlik modu, saldırgan bir etkileşim kurmaya çalışan hesapları otomatik olarak tespit edip bir haftalığına engelleyecek. Bununla birlikte yakında gelmesi planlanan bir grup gizlilik güçlendirmesinin içinde geçmişe dönük tweetleri arşivleme, beğenileri gizleme ve “beni bu mentiondan çıkarın” özellikleri bulunuyor.
Objektifliği Sorgulamak Gerçeği Aramaya Engel Değil
Gazetecilikle ilgili en bilindik kalıplardan birisi gazetecinin daima tarafsız bir noktada durması ve sadece gerçeği okura sunması gerektiğidir. Bu da genellikle belirli konularda fikir ve görüş sahibi olan —yani tarafsız olmayan— gazetecilerin gerçeği önemsemediği şeklinde yorumlanır.
Bu sıkıntılı objektiflik anlayışı giderek daha sık sorgulanmaya ve eleştirilmeye başlandı. Yeni bir akademik çalışma da gazetecilerin, özellikle de daha genç gazetecilerin, kendi fikirlerini açık bir şekilde savunmakla gerçeğin peşine düşmek arasında bir çelişki olmadığını savunduğunu gösteriyor. Geçmişten bu yana “tarafsızlık” kılıfının nasıl mevcut dinamikleri ve güç sahiplerini korumak ve onların sorgulanmasının önüne geçmek için kullanıldığını düşünecek olursak, bu dönüşüm gazetecilik açısından kesinlikle iyi bir gelişme.
FT’nin Yıllar Süren Wirecard Macerası
Financial Times’da çalışan gazeteci Dan McCrum, 2014 yılında kendisine Wirecard isimli şirketten bahsedildiğinde ve şirketle ilgili bazı tuhaflıkları araştırmaya başladığında muhtemelen başına gelecekleri hiç bilmiyordu. 2015 yılında yazdığı basit bir köşe yazısıyla başlayan ve yıllar süren Wirecard araştırması sonunda şirketin nasıl büyük bir suç çetesi gibi işlediğini ortaya çıkarırken kendisinin de tehditler, davalar ve hacklenmek gibi sorunlarla uğraşmasına neden oldu.
2020 yılına kadar süren “Inside Wirecard” FT’nin en büyük araştırma dosyalarından birisi ve McCrum’a ödül kazandıran bir gazetecilik işi. Ancak arkasındaki süreç hem araştırmacı gazeteciliğin nasıl zorlu ve uzun bir süreç olduğunu hem de teknoloji ile nasıl bir dönüşüm geçirdiğini de bizlere gösteriyor. Aynı zamanda güçlü bir kurum olmanın da böyle bir gazeteciliğin okura ulaşması için ne kadar önemli olduğunun kanıtı. FT, gazetecisinin yanında durmasa ve ona her aşamada destek olmasaydı, böyle bir araştırmayı bir gazetecinin kendi imkânlarıyla hayata geçirmesi mümkün olmayacaktı.
Kısa Kısa
🤑 Twitter, takipçilerinizin size parayla abone olabileceği Super Follow özelliğini test etmeye başladı.
💵 Eğer bir platform “verilerinizi asla satmıyoruz” diyorsa, verinizden para kazanmak için başka yollar kullanıyoruz demek istiyordur.
🎉 10. yılını kutlayan RightsCon, 2021 konferansının sonuç raporunu yayınladı.
🇦🇫 Taliban ile röportaj yapan ilk kadın Afgan gazeteci olarak adını duyduğumuz Beheshta Arghand ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
💰 NYT tarafından beş yıl önce satın alınan teknoloji inceleme ve ürün tavsiye sitesi Wirecutter da NYT ödeme duvarının arkasındaki yayınlara katıldı.
✂️ Facebook haber akışındaki politik içerik miktarını kırpmaya karar verdi.
📰 Press Gazette’nin raporuna göre pandeminin başlangıcından bu yana ABD’nin büyük gazetelerinin basılı yayın satışları yüzde 20 azaldı.
📬 Niş, büyük başarı ve e-bülten dediğimizde son dönemde akla gelen ilk isim Blackbird Spyplane.
😰 İklim krizi her ne kadar hepimizi etkileyen bir sorun olsa da bu konuda haber yapmak her yerde güvenli değil.
🔵 İnternette linklerin neden genellikle mavi renk olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Haftanın odağı: OnlyFans ve internette cinsellik sorunu
Ağustos ayının sonlarına doğru Patreon’un +18 ve pornografik içeriklere de açık olan versiyonu olarak ün yapan OnlyFans isimli platformun içerik kurallarında yapacağını duyurduğu değişiklik büyük bir şok dalgası yarattı. Özellikle seks işçileri için önemli bir platforma dönüşen OnlyFans’ın bundan sonra “aşırı cinsel içerikleri” yasaklayacağını söylemesi, birçok kişi ve yayın tarafından kendilerini büyüten kişilere bir ihanet olarak adlandırıldı.
Her ne kadar gelen tepkiler ve yaratılan baskı sayesinde bu kararlarından geri adım atsalar da hem platforma olan güven ciddi bir zarar gördü hem de akıllara internet platformlarıyla cinsellik konusunda neden hep böyle sorunlu bir ilişki olduğu sorusu takıldı. Sonuçta OnlyFans ilk örnek değil, geçmişte Tumblr ve PornHub gibi platformlar da benzer sorunlar yaşamıştı.
Dışarıdan bakıldığında platformların cinsellikten korkması gibi görünen bu durumun arkasında iki temel sebep var. İlki genellikle Silikon Vadisine hakim olan “işine geldiğinde özgürlükçü” duruş. Naziler veya “incel”ler için ifade özgürlüğünü savunan birçok platform söz konusu cinsellik olduğunda aşırı muhafazakâr bir tutum takınıyor. Bunun arkasındaki motivasyonları Jillian C. York Silicon Values kitabında detaylıca ele almıştı.
İkincisi ise finansal sansür adı verilen dinamik. OnlyFans, Tumblr, PornHub, Smashwords gibi platformların hepsi para kazanabilmek ve kullanıcılarından ödeme alabilmek için büyük finans şirketleriyle anlaşma yapmak zorunda. Bu da PayPal, Stripe, Visa ve Mastercard gibi şirketlerin eline, karşı konulması zor bir güç veriyor. Bu şirketler platformunuzdaki içerikten ya da genel duruşunuzdan rahatsız olursa bir tuşa basarak tüm gelir kaynağınızı kesebilecek bir konumda. 2020 yılında New York Times’da yayınlanan tek bir köşe yazısı ile PornHub’a bunu yaptılar. 2010 yılında da Wikileaks’e karşı benzer bir hamlede bulunmuşlardı.
Böyle bir durumda kaçınılmaz olarak bu şirketlerin tamamen kendi dünya görüşlerine ve ahlak anlayışlarına göre belirledikleri kurallar internetin içeriğini belirleme gücüne sahip olabiliyor. Örneğin giderek büyüyen bir ödeme aracısı olan Stripe, cinsel içeriği tamamen yasaklıyor. Bu da cinsellik odaklı bir bültenin Substack üzerinden gelir elde edememesi demek, çünkü oradaki tek ödeme aracısı Stripe.
Bu da aslında tüm dünyanın kullandığı platformlarda nelerin izinli olup nelerin yasaklanacağı konusunda ABD merkezli bankacılık ve finans şirketlerinin çoğu zaman devletlerden bile daha etkili bir yaptırım gücü olduğu anlamına geliyor. Çünkü internette başka bir platforma muhtaç olmadan varolmak ciddi bir teknik bilgi ve sermaye gerektiriyor. Bunun karşılığını almak istediğinizde yine bu şirketler devreye girecek. Platformlar ise bu şirketlerle aralarını iyi tutmazlarsa sonucunda hayatları boyunca bir banka hesabı bile açmaları engellenebiliyor.
İnternetin küresel ve özgür bir alan olduğunu düşünürken arka plandaki daha büyük aktörlerin ne kadar geniş bir kontrol gücü olduğunu çoğu zaman görmezden geliyoruz. Ancak işimizi ve hayatımızı sürdürdüğümüz bu büyük ağın arkasındaki mekanizmaları ve güç sahiplerini daha iyi tanımamız lazım. OnlyFans olayı bunun için iyi bir başlangıç noktası.