Otokratik rejimlerde sansür tek yol değildir. Enformasyon bolluğu yaratıp okuyucuları habere boğarak muhalif haberin gündeme gelmemesi sağlanabilir.
Digital Diplomacy blogunda geçtiğimiz aylarda güncel propaganda tarzları üzerine bir yazı yayınlandı: Günümüzde propaganda gerçekliğin kendisine savaş açmıştır. Amacı, izleyicileri gerçeklik olmadığına ikna etmektir, çünkü gerçeklik yoksa hiçbir ulus diğerinden daha güvenilir değildir. Bu, resmi sosyal medya hesapları, sahte sosyal medya hesapları ve özellikle sosyal medya platformları gibi farklı medya platformlarında olayların çoklu ve zıt tasvirlerini yayınlayarak elde edilir. Değişen medya ekosistemine önceki yazılarda da girildiği için burada tekrar girmeyeceğim. Ama “büyük resmi” görmezden gelmemeliyiz.
Yine de internet öncesinden başlayan bir süreci de inkâr edemeyiz, meselenin küresel olduğunu da: O’Connor ve Weatherall (2019) iklim krizinin daha başında, 1970’lerin sonundan beri fosil enerji lobilerinin bilimsel gerçekliği muğlaklaştırmak için epey çaba harcadığının altını çiziyor. İnsanlar güvenilir kaynaklar bulamayınca kendi inanışlarına göre bakışlar geliştiriyor. Propagandacıların özellikle bilimsel kuruluşları hedef alması bu bakımdan şaşırtıcı değil.
Blog yazısında değinilen ikinci nokta: Görüntüler ve videolar propagandanın doğasını daha da karmaşık hale getiriyor. Örneğin, bir sosyal medya ağındaki bir gönderi korkunç bir patlamayı tasvir ederken, aynı konudaki başka bir gönderi hiçbir şekilde patlama olmadığına dair bir görüntü içeriyor.
Üçüncüsü, “deep fake” veya bir kişinin yanlış beyanda bulunduğunu iddia eden videolar sorunu. “Deep fake” hastalık değil bir semptomdur. Putin’in Baltıklar’ı işgal ettiğini duyurduğu bir “deep fake” videosu, aslında askeri kaynaklar ve siyasi liderler tarafından birkaç dakika içinde çürütülebilir.
Dördüncüsü, yeni propaganda, izleyicilerin bilgiyi nasıl aradığını anlayan melez bir model benimser. Bu nedenle, Wikipedia ve YouTube gibi sitelerde veya sahte haber sitelerinde gerçeklik kasıtlı olarak tartışılır ve karşılaştırılır. Modern “propagandacı”, farklı izleyicilerin bilgiyi çok farklı şekillerde aradığını ve bilgiye eriştiğini bilir.
Son olarak, propaganda artık her zamankinden daha kişiselleştirilebilir. İçerik, kişinin ilişki durumuna, eğitimine, kariyerine, sosyal yaşamına, politik aktivizmine, modaya, dil stiline göre şekillendirilebilir; bunlar daha önce hiç çevrimiçi olarak belirtilmemiş olsa bile.
Blogda bahsedilmeyen ama bahsedilmesi gereken (en az) iki konu daha var. Birisi propagandanın bazı bakımlardan bir özel sektör endüstrisine dönüşmüş olması. Bunu ayrı bir yazıda inceleyeceğim. Dezenformasyonun sektörleşmesi bağlamında bahsedilen bu durum bizzat propagandaya da uygulanabilir.
Propaganda için kullanılan botlar
Günümüz propaganda pratiklerinde bahsedilmesi gereken başka bir konu ise bot kullanımı. Veriter’in (2021) yine aynı zamanlarda yayınlanan raporuna göre araştırmalar, çevrimiçi propagandanın ana güçlendiricilerinin botlar değil, insanlar olduğunu gösteriyor. Borges ve Gambarato’nun (2019) bir çalışması da bu argümana destek veren sonuçlar çıkarmış.
Araştırma bulguları, Facebook gibi sosyal medya ağlarının mevcut sahte haber furyasında sorumluluk payına sahip olduğuna işaret ediyor, ancak izleyicilerin davranış ve inançları Facebook’un algoritmalarını beslemede önemli bir rol oynayarak bu furyanın inşasına dahil oluyor.
Stukal ve arkadaşları (2020) otokratik rejimlerin bot kullanımını inceledikleri çalışmalarında yukarıdaki argümanı çürütmüyor ama botların işlevine dair ipuçları veriyor. Bu makaleye sırf literatür taramasından dolayı ayrıca bakılabilir. Burada birkaç çıkarımı sunayım.
- Yalnız hükümet değil hükümet dışı aktörler de rejim yanlısı botlar kullanabilir.
- Otokratik rejimlerde sansür tek yol değildir. Enformasyon bolluğu yaratıp okuyucuları habere boğarak muhalif haberin gündeme gelmemesi sağlanabilir (Roberts, 2018).
- Stukal ve arkadaşları da araştırmalarında daha çok Roberts’in işaret ettiği işlevi gören botları fark etmişler.
- Botlar rejime sivil desteğin olduğunu gösteren içerikle sosyal medya gündemini doldurabilirler. Çin’de hem maaşlı troller hem de botlar rejimi övücü içerik üretmekle meşguller (King, Pan, ve Roberts, 2017).
- Rejim karşıtı gösteriler başladığında, bununla ilgili haberlerin gündemi daha az işgal etmesini sağlayacak içerik üretiminde botlar rol alabilir. Stukal ve arkadaşları botların insanları eylem yapmaktan bizzat caydıramadıklarını ama başlamış bir protestoyu gündemden düşürebileceklerini düşünüyorlar. Protestolar başladığında botlar alakalı alakasız hesapları retweet edip gündem çeşitliliği sağlayacaklar.
- Muhalefet lidelerine yönelik otomatize edilmiş taciz ve trolleme muhalefeti savunmanın bedelinin daha yük olmasını sağlayabilir.
Bu yazının içeriğinden bahsederken İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayhan Kaya daha eski iletişim çalışmalarıyla günümüzdeki durum arasındaki bağlantılara dikkat çekti. Bu güzel hatırlatma için teşekkür ederim. Gerçekliğe savaş açma bağlamında Baudrillard, mecranın rolüne dair McLuhan ve tabii ki medya ve propaganda bağlamında Chomsky’i buradan selamlıyoruz.
Yararlanılan kaynaklar:
- Borges, P. M., & Gambarato, R. R. (2019). The Role of Beliefs and Behavior on Facebook: A Semiotic Approach to Algorithms, Fake News, and Transmedia Journalism. International Journal of Communication, 13, 16.
- King, Gary, Jennifer Pan, and Margaret E. Roberts. 2017. “How the Chinese Government Fabricates Social Media Posts for Strategic Distraction, Not Engaged Argument.” American Political Science Review 111 (3): 484–501.
- Roberts, Margaret E. 2018. Censored: Distraction and Diversion Inside China’s Great Firewall. Princeton, NJ: Princeton University Press
- Stukal, D., Sanovich, S., Bonneau, R., & Tucker, J. A. (2020). Bots for Autocrats: How Pro-Government Bots Fight Opposition in Russia.
- Vériter, S. (2021). European Democracy and Counter-Disinformation: Toward a New Paradigm?.
- O’Connor, C., & Weatherall, J. O. (2019). The misinformation age: How false beliefs spread. Yale University Press.