Reporters Lab’de yayınlanan Mark Stencel ve Joel Luther imzalı makalede Haziran 2021 itibariyle en az 102 farklı ülkede, 341 aktif doğruluk kontrolü organizasyonu olduğu belirtiliyor. Doğrulama organizasyonlarının bir önceki yıla göre 51 adet arttığını belirten makalede, aktif doğruluk kontrolü organizasyonlarının 195’inin medya kuruluşlarıyla, 37’sinin kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarıyla, 26’sının ise akademik kurumlarla bağlantılı olduğu ifade ediliyor.
Makaleye göre, 341 aktif organizasyonun 109’u Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı (IFCN) standartlarına göre çalışıyor ve organizasyonların 146’sı İngilizce, 53’ü İspanyolca, 33’ü Fransızca ve 14’ü Arapça 12’si Portekizce, 11’i Korece ve 10’u Almanca yayın yapıyor.
Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün hazırladığı 2021 Dijital Haber Raporu’nu incelediğim yazımda, dünya genelinde haberlere duyulan güvenin salgının ardından ortalama yüzde 6 arttığını fakat bu güven artışına rağmen yanlış bilgi endişesinin sürdüğünü yazmıştım. Rapor için 46 ülkede yapılan ankette katılımcıların yüzde 58’i yanlış bilgiden endişe duyduğunu belirtmişti.
Seçimler hem toplumda hem de medyada yanlış bilgi ve dezenformasyon endişesini artıran dönemlerin başında geliyor. Kutuplaşmayı da büyük ölçüde beraberinde getiren seçim dönemlerinde doğru bilgi çöldeki vaha kadar değerli olabiliyor. Biz de dünyanın yakından takip ettiği seçimlerde doğruluk kontrolü vakalarını inceledik.
Fransa’da toplumun medyaya güvenmesi için canlı yayında doğruluk kontrolü
Fransa, Nisan 2022’de gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanırken, medyanın popülüler adaylara ilgisi yoğun. Ekim ayı itibariyle 30 siyasinin aday olduğu seçimde sağ ve sol politikacılardan öne çıkan isimler ekranlarda sık sık yer alıyor. 23 Eylül’de BFM TV’de yayınlanan tartışma programında Boyun Eğmeyen Fransa’nın lideri ve cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Mélenchon ve aşırı sağ görüşlere sahip gazeteci yazar Éric Zemmour karşı karşıya geldi. Zemmour resmi olarak cumhurbaşkanı adaylığını açıklamamış olmasına rağmen resmen aday olan Mélenchon’un karşısına çıkması tepkilere neden oldu.
İki saatten fazla süren ve canlı yayınlanan program esnasında konukların göç, çevre, ekonomi, işsizlik, sosyal yardım ve enerji konularındaki açıklama ve iddialarını inceleyen 10 gazeteciden oluşan doğruluk kontrol birimi kuruldu. Mélenchon ve Zemmour’dan gelen iddiaları inceleyen gazeteciler, programa bağlanarak iddialarının doğru olup olmadığını aktardı. Anlık olarak 4 milyona yakın kişi tarafından takip edilen programda, konukların sözlerinin canlı yayında teyit edilme nedeni kanal yönetimi tarafından toplumun bir kısmının medyaya karşı güvensizliğinin artması olarak açıklandı.
Reuters Enstitüsü’nün 2021 Dijital Haber Raporu’na göre Fransa’da habere genel güven oranı yüzde 30. Fransızların yüzde 68’i ise haber almak için televizyonu tercih ediyor.
Biden-Trump tartışmalarından gerçek zamanlı teyitleme
ABD 2020 başkanlık seçimlerinde Joe Biden ve Donald Trump’ın seçim öncesi canlı yayındaki münazaralarındaki iddiaları veri doğrulamaya takıldı. Biden ve Trump’ın ekonomi, Covid-19 salgını, oy sahtekârlığı ve toplumsal refah gibi konulardaki açıklamaları BBC, New York Times, CNN, NBC News ve USA Today News gibi kurumlar tarafından gerçek zamanlı teyit edildi ve kamuoyu ile paylaşıldı. Reporters Lab’deki makaleye göre, ABD’de 2020 başkanlık seçimi yılında 66 doğrulama organizasyonu varken bu sayı 2021’de 61’e düştü.
Twitter’dan Muhafazakâr Parti’ye halkı yanıltma suçlaması
İngiltere’de 2019’da gerçekleşen genel seçim öncesi iktidardaki Muhafazakâr Parti lideri Başbakan Boris Johnson ve İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn’in katıldığı tartışma programı esnasında Muhafazakâr Parti’nin basın bürosunun hesabı olan @CCHQPress’in hesap adı, “@factcheckUK (veri teyidi Birleşik Krallık)” olarak değiştirildi.
Televizyon tartışmasının ardından hesap eski hâline getirilirken Twitter, Muhafazakâr Parti’yi halkı yanıltmakla suçlayarak, insanları yanlış yönlendirebilecek davranışları yasaklayan küresel kuralları olduğunu hatırlattı ve tekrarlanması hâlinde kararlı adımların atılacağını belirtti.
Doğrulama ve demokrasi ilişkisi
Seçim döneminde doğruluk kontrolünün önemini değerlendiren IFCN Direktörü Baybars Örsek, canlı yayınlarda anlık doğruluk kontrolünün politikacılar tarafından yayılan yanlış bilgiyi önlemede önemli olduğunu söylüyor:
“Seçim dönemlerinde adayların karşılıklı tartışma içinde olmaları demokrasi açısından oldukça önemli. Öte yandan ‘siyasetçiler ne söylerse yalandır’ gibi bir ön kabul var. Bu her ne kadar yaygın bir fenomen olsa da doğru söyleyen siyasetçi olduğu bilmek, hatta canlı yayında bu şekilde kayıt altına almak pozitif siyaset için önemli.”
Doğruluk kontrolü gerçekleştiren kurumların bağımsız olmasının önemine dikkat çeken Örsek, “Nasıl ki marketten alışveriş yaparken tükettiğimiz gıdaların üzerindeki belli sertifikaları kontrol ediyorsak ve bu sertifikaları denetleyen bir kurum varsa; seçim dönemlerinde kendilerini doğrulama kurumu olarak tanıtan oluşumların bağımsız olması da elzem. Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve hükümet organlarının doğruluma faaliyetleri halkı kandırmaktan ibaret. Biliyorlar ki kendilerinin bu alanda söyleyeceği ve yapacağı şeylerin karşılığı olmayacak. Ancak Fact-checking şapkası altında meşruiyet kazanacaklarını biliyorlar,” diyor.
Seçim dönemlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar
IFCN’in, seçim dönemlerinde veri doğrulama kurumlarına yönelik politikasını sorduğum Örsek, bazı tavsiyelerde bulunuyor:
- Birden fazla kurumumuzun olduğu ülkelerde iş birliğini teşvik etmeyi amaçlıyoruz: IFCN’de olan kurumların neredeyse yarısı görece personel sayısı az olan küçük kurumlar. Bu sebeple her konu hakkında uzman olmaları mümkün değil, ki bunu beklemiyoruz da. Bu sebeple kurumlar arasında iş birliğini ve deneyim paylaşımını teşvik ediyoruz.
- Seçim dönemleri 5-6 ay gibi kısa bir sürede gündeminin çok yoğun olduğu dönemler. Seçim dönemlerinde başarılı olan örneklere baktığımızda öncesinde çok iyi bir hazırlık yapıldığını görüyoruz. Tartışmalar öncesinde ya da parti programı açıklanırken, geçmiş deneyimlerden hangi konuların yeniden gündeme geleceği ihtimaline göre iyi hazırlanılmalı. Seçim dönemlerinin kazananı ya da kaybedeni sadece siyasetçiler değil. Medya kurumları buna göre hareket etmeli.
- Veri doğrulama kurumlarının hepsine, faaliyetlerini kamuoyunda görünür hâle getirmeleri için tavsiyelerde bulunuyoruz. Birçok kurumumuz WhatsApp üzerinden otomatik mesajlarla kullanıcılarına doğru bilgileri ulaştırmaya çalışıyor. Kurumlar özellikle genç, ilk kez oy verecek seçmenlere ulaşmak için Instagram gibi platformlarda, o platformlara özgün kampanyalar yürütüyor. Söz konusu bir yerel seçimse, yerel radyo kanallarıyla ve çeşitli yerel unsurlarla iş birliği yaparak içeriklerini daha fazla kişiye ulaştırmaya çalışıyorlar. Çünkü seçim dönemleri herkesin doğrulanmış habere, içeriğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönem. Buradaki talebi karşılamak için farklı platformlara arzı da arttırmak gerekli.