Bu haftanın anahtar kelimeleri: Assange, Perplexity, Washington Post, sahte haber siteleri.
YZ şirketlerinin umursamaz yaklaşımı

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
YZ şirketlerinin internetteki her şeyin sahibi gibi davranmaları ve umursamaz yaklaşımları giderek daha fazla krize neden oluyor. Bu haftanın odağında da Wired’ın Perplexity üzerine yaptığı araştırmayı temel alarak YZ şirketlerinin bu yaklaşımının nasıl ciddi sorunlara sebep olabileceğini anlattım.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Assange’ın serbest kalmak için yaptığı anlaşma, ucuza sahte haber sitesi yapmanın kolaylığı ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı

Bu hafta ne okuduk?
Assange Serbest Ama Nasıl?
2019 yılında İngiltere’de tutuklanmasının ardından beş yıldır hapiste olan ve sonu gelmeyen davalar ile ABD’ye iade ihtimalinin sürekli tartışıldığı Julian Assange geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir anlaşma ile en sonunda serbest kaldı. ABD’nin yaptığı 18 suçlamadan yalnızca birini kabul etmesi sonucunda hapiste geçirdiği sürenin yeterli sayılmasıyla serbest bırakılan Assange —Ekvador Büyükelçiliği’nde geçirdiği süreyi de sayarsak— 12 yılın ardından özgür kaldı.
Assange hakkındaki tartışmaları bir kenara bırakırsak, bu davanın en önemli yanlarından birisi gizli belgeleri yayınlamayı casusluk olarak görüp Espionage Act (Casusluk Kanunu) kapsamında yargılamanın ABD’de basın özgürlüğüne vereceği zarardı. Bu zararın önüne geçilebilmesi için de ya Assange’ın yargılanıp suçsuz bulunması ya da davanın tamamen düşürülmesi gerekiyordu.
Assange’a yönelik suçlamaların on yedisi düşürülüp sadece birini itiraf etmesi de bu riskin devam etmesine neden oldu. Freedom of the Press Foundation, bunun örnek bir dava olarak kullanılamasa bile gazetecilere karşı başka davalara kapıyı açık bıraktığını söylüyor. Özetle, Assange artık özgür kalmış olsa da bu dava, ABD’de basın özgürlüğüne yönelik yeni bir riskin kapısını aralamış olabilir.
WaPo’daki Krizde Yeni Dalga
The Washington Post’un kendisini krizden kurtarma çabası gazete için daha fazla krize ve soruna neden olmaya devam ediyor. Durum öyle bir noktaya geldi ki gazetenin sahibi olan Jeff Bezos bir mektup yayınlama ihtiyacı duydu.
Ama bu mektup bile krizi yavaşlatmaya yetmedi. Üst üste yayınlanan haberlerle gazeteye getirilmesi planlanan yeni genel yayın yönetmeni Robert Winnett’in Birleşik Krallık’ta çalıştığı dönemde haber için yasadışı yollarla bilgi topladığının ve bir dolandırıcıyla ortaklık yaptığının, gazetenin başındaki Will Lewis’in ise pandemi zamanında Boris Johnson’ın yaşadığı bir krizde ona “telefonundaki her şeyi silmesi” yönünde tavsiye verdiğinin iddia edilmesi gazetenin mevcut yönetimine dair güveni tamamen sarsmış durumda. Yeni genel yayın yönetmeni olması planlanan Winnett, haberlerin ardından görevi almayacağını açıkladı ama Lewis hâlâ The Washington Post’un başında.
Bu işin nasıl sonuçlanacağını kestirmek zor ama WaPo için işlerin yakın zamanda düzelmesi pek mümkün görünmüyor.
Siyahi Taklidi Yapan Beyaz Gazeteciler
Gazeteciliğin en önemli işlevlerinden birisi de daha az görünen ve duyulan kesimlerin ve sorunlarının görünür olmasını sağlamak. Ama gazeteciler bunu yapmaya çalışırken bazen aşağılayıcı veya küçümseyici bir tavır takınabiliyor. Özellikle diğer ülkelere giden Batılı gazetecilerin çok az bilgileri olduğu bir ülke veya toplum hakkında uzman gibi haberler üretmesini tanımlamak için kullanılan paraşüt gazeteciliği kavramı bunun bir örneği.
Ancak ABD’de bunun daha da uç bir örneği söz konusu. Yıllardır bazı beyaz gazeteciler, kısa süreliğine kendilerini kelimenin gerçek anlamıyla siyaha boyayarak “bir siyahi gibi yaşamayı deneyimleyip” bunu gazetecilik olarak pazarlamaya çalışıyor. İlk örneğini 1940’larda gördüğümüz bu aşırı sorunlu yöntemin iyi bir fikir olduğunu düşünerek günümüzde bile uygulamaya kalkanlar var.
Hem paraşüt gazeteciliğinde hem de “siyahi olan beyazlarda” sorunun temeli karşı tarafın kendisini ifade edemeyecek, yaşamını ve sorunlarını anlatamayacak kadar aşağı olduğu fikrinde yatıyor. Birileri hakkında haber yazarken eğer o kesime karşı böyle önyargılarla işe başlıyorsanız, yapacağınız işin karşı tarafa hiçbir faydası olmayacağı gibi o kesimler hakkındaki önyargıları pekiştirerek daha fazla zarar verirsiniz. O yüzden her gazetecinin bu kötü örnekleri iyi tanıyıp işini yaparken bunlardan uzak durmayı öğrenmesi gerekiyor.
Sadece $365.63 Karşılığında Sahte Haber Sitesi Kurmak
Hepimizin internette gezinirken veya bir şeyler aratırken karşısına çıkan bir website türü var. Bu site türü görünürde bir haber sitesi tasarımına sahip, ilk bakışta içerik de öyle görünüyor ama okumaya başladığınızda içeriğin ya çalıntı ya da çalındığı belli olmasın diye hafifçe düzeltilmiş olduğunu fark ediyorsunuz. Ek olarak bu sitelerin her yerinden reklam taşıyor.
Bu siteler internetin en büyük çöp üreticilerinden birisi ve YZ araçlarının çöp içerik üretimini hızlandırmasıyla birlikte yenilerini kurmak giderek daha da kolaylaşıyor. Arama motorları ve reklam sistemleri bunları tespit edip engellemeye çalışsa da hızla yenileri üretilebildiği için bunu yapanlar için engellemeler sıkıntı olmuyor.
Geçmişte kendi haberlerinin de çalındığını gören 404 Media, böyle bir siteyi nasıl yapabileceklerini merak edip araştırmış. Sonuç olarak Fiverr’da buldukları bir serbest çalışan tasarımcıyla birkaç gün içerisinde $365.63 karşılığında Prototype.press isimli bir site kurabilmişler. Sitenin arka planındaki otomasyon sayesinde de site sürekli yeni haberler bulup kendisini otomatik olarak güncelleyebiliyor. Yani tek seferlik bir ödemeyle, reklam platformları tarafından engellenene kadar hiçbir şey yapmadan para kazanmak mümkün. Bu sorunu çözmenin yolu da onlarla aynı yolları kullanan haber siteleri yaparak yarışmak değil, dijital gazeteciliğin teknik ve ekonomik altyapısını yeniden şekillendirmek.
Kısa Kısa
🏆 GlobalFact 11’de yılın en yüksek etkili doğrulama çalışmasına verilen ödülün sahibi Teyit oldu. Doğrulamayı yazan Öyküm Hüma Keskin’i ve tüm Teyit ekibini kutluyoruz.
📜 80 ülkeden 130 doğrulama kurumunun bir araya geldiği GlobalFact 11’de teyitçiler ortak bir açıklama yayınladı.
🇷🇺 ABD’li gazeteci Evan Gershkovich’in Rusya’daki davası kamuoyuna kapalı bir şekilde başladı.
🧑⚖️ Daha önce yaptıkları dolandırıcılık ile bültende bahsettiğimiz Ozy’nin kurucusuna açılan dava geçtiğimiz günlerde başladı.
📊 British GQ neden algoritmayı beslemeyi bıraktıklarını ve bunun sonuçlarını anlatmış.

Haftanın odağı: YZ şirketlerinin umursamaz yaklaşımı
Yapay zekâ şirketlerinin, ürünlerinin temelini oluşturan Büyük Dil Modelleri için ciddi miktarda veriye ihtiyacı olduğunu ve bunları internetin hemen her yerinden ayrım yapmadan topladığını daha önce konuşmuştuk. Bunun sebep olabileceği sorunlara ve farklı ihlallere dair de hemen her gün yeni davalar ve tartışmalar karşımıza çıkıyor.
Ancak bütün bu tartışmalara rağmen bu şirketler daha sorumlu davranmanın veya veriyi üreten tarafla bir ortaklık kurmanın yollarını aramak yerine umursamazlığın seviyesini artırmaya ve her türlü önlemi ve uyarıyı hiçe saymaya devam ediyor.
Bu sorunun gündeme gelmesinin ana sebebi ise en popüler YZ arama motoru olan Perplexity hakkında ortaya çıkan son bilgiler. Haziran başında Forbes, Perplexity’nin hem kendilerinin hem de Bloomberg’in ödeme duvarı arkasındaki haberlerinden bilgileri çekip bunları doğru kaynak göstermeden kullanıcılara sunduğunu ortaya çıkardı. Tam Perplexity yönetimi bu krizi çözmeye çalışırken Wired, Perplexity’nin daha fazlasını da yaptığını gösterdi.
Wired’da yayınlanan araştırma, internetteki en eski kontrol mekanizmalarından birisi olan robots.txt’nin Perplexity tarafından göz ardı edildiğini gösterdi. Eğer bilmiyorsanız, robots.txt websitenize hangi botların girebileceğinizi yönetmenizi sağlayan basit bir metin dosyası. Eğer burada sitenizden veri toplamaya gelen bir botu engellerseniz (mesela bir arama motorunu veya ChatGPT’nin veri toplama sistemini) sitenizi ziyaret edememeleri lazım.
Ancak Perplexity sitesinde kullandıkları botun adını yayınlamış olmasına rağmen, çoğu zaman siteleri gizli IP adreslerini kullanarak ziyaret ediyor ve Wired gibi kendisini engelleyen sitelerden bile veri çekip bunları özetleyebiliyor. Normalde Wired’ın sitesine girememesi gereken Perplexity, son üç ayda siteyi en az 1000 kez ziyaret etmiş. Ancak Wired şirketin başka IP adresleri veya gizli botlar kullanıp kullanmadığından emin değil.
İşin daha komik yanı ise Perplexity bu şekilde ifşa edilmiş olmasına rağmen Wired’ın sitesine girip oradan veri çekmeye devam ediyor. Hatta Wired’ın bu araştırmasını sorduğunuzda yazının altı paragraflık bir özetini bile veriyor. Twitter’ın akademik API erişiminin kötüye kullanımıyla veri toplayarak hayatına başlayan bir şirket için çok da şaşırtıcı sayılmaz.
Maalesef bu umursamazlık Perplexity ile sınırlı bir durum değil. Örneğin bir diğer YZ botu Poe, ödeme duvarı arkasındaki haberleri HTML dosyası olarak sizinle paylaşabiliyor. robots.txt engellemelerini hiçe sayan YZ şirketlerinin sayısı ise tahmin edilenden çok daha yüksek. Diğer yandan bu teknolojinin hâlâ ciddi bir uydurma sorunu olması da çoğu zaman kaynak göstermeye çalıştığında olmayan linkler uydurmasına neden oluyor. Yani sizin haberinizi özetleyip sonra olmayan bir linke insanları gönderebiliyor.
Yapay zekâ alanındaki güncel gelişmeler ciddi bir teknolojik dönüşümü getirebilir, bu gayet mümkün. Ancak eğer teknolojinin yönünü bu umursamaz, internetteki her şeyin sahibi kendisiymiş gibi davranan ve kimseyi umursamayan şirketler belirlerse; “yapay zekâ devrimi” yerine “yapay zekâ balonu”ndan bahsedeceğimiz günlerin gelmesi yakın demektir. Bu teknolojinin gerçekten faydalı ve dönüştürücü bir araç olabilmesi için onu nasıl geliştirdiğimiz ve kullandığımız konusunda tek söz sahibinin bu şirketlerin başındaki isimler olmadığı bir ortama ihtiyacımız var.








