Haberlerin Google için değeri

Bu haftanın anahtar kelimeleri: Signal, Google, The Atlantic, ABD.

Google binasının tepesinde logosu ve arkada gökyüzü olacak şekilde çekilmiş bir fotoğrafı. Gökyüzünün yerinde ise birçok farklı ülkenin kağıt paralarının olduğu bir yığın var.

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

Google yeni yayınladığı bir araştırmayla aslında para kazanmak için haberlere ihtiyacı olmadığını söyleyerek yıllardır süren tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Ben de haftanın odağında bu araştırmanın sonuçlarını ve gazetecilerle Google arasındaki ilişkinin güncel durumunu inceledim.

“Ne Okuduk” bölümünde ise The Atlantic genel yayın yönetmeninin kazara girdiği Signal grubu, YZ modellerinin kaynak gösterme sorunu ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

ABD hükümetinden isimlerin Signal grubunda Yemen'e yapılan saldırı sonrası birbirini tebrik ettiğini gösteren mesajların ekran görüntüsü. Aralarında en dikkat çeken ise Michael Waltz'ın "👊🇺🇸🔥" şeklindeki mesajı.
The Atlantic

Bu Hafta Ne Okuduk?

Signal Grubuyla Askeri Operasyon Yönetmek

Kimi zaman gazetecilerin önüne büyük haberler tamamen şans eseri düşebiliyor. Ancak uzun yıllardır böyle üst düzey bir dikkatsizlik ve sızıntı gördüğümüzü sanmıyorum. Özellikle de askeri istihbarat gibi aşırı hassas bir konuda.

Hafta içerisinde The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg, herkesi şok eden bir yazı yayınladı ve Trump hükümetinden başkan yardımcısı JD Vance, birçok bakan ve yöneticinin olduğu bir Signal grubuna eklendiğini ve bu grup üzerinden Yemen’e yapılan son saldırının adım adım planlandığını anlattı. Grupta hiçbir şey yazmayan ve hiçbir şekilde fark edilmeyen Goldberg, grubun gerçek olduğunu onayladıktan sonra gruptan çıkıp bu yazıyı yazdığını söyledi. Her ne kadar ekran görüntüleri paylaşsa ve gruptaki bazı isimler tarafından onaylansa da bunu inkar edenler olunca da gruptaki bütün mesajları yayınlamaya karar verdiler.

Bu skandalın elbette birçok farklı boyutu var: ABD hükümetinden isimlerin prosedürleri hiçe sayıp kişisel cihazlarından ve Signal üzerinden gizli bilgiler paylaşması ve bu da yetmezmiş gibi gruba kimi eklediklerini denetlememeleri bunların başında geliyor. Bütün bu hataların Jeffrey Goldberg’i bulması da onu yakın dönemdeki en şanslı gazetecilerden birisi yapıyor.

Bütün bunların yanında bu olay, benim uzun yıllardır verdiğim dijital güvenlik derslerinde özenle vurguladığım bir konuya da iyi bir örnek. Kullandığınız araçlar ve cihazlar ne kadar güvenli olursa olsun, eğer siz dikkatli olmazsanız güvenliğinizin riske girmesi kaçınılmaz. Bütün bu krizin sebebi Signal’de veya cihazlarındaki bir güvenlik açığı değil tamamen güvenliği hiçe sayarak bir gazetecinin böyle bir gruba eklenmesi. Bu durumda Signal ne kadar güvenli olursa olsun sizi kendi beceriksizliğinizden koruyamaz.

Gazetecilere Saldırı Her Yerde

Son iki haftadır ülkemizin her yanında gerçekleşen protestolar ve eylemlerle birlikte artık gelenek olduğu üzere basına karşı saldırılar da beraberinde geldi. Haber yaparken tutuklanan ve ülkeden kovulan gazeteciler, cezalarla korkutulmaya çalışılan haber kurumları ve Elon Musk’ın yardımıyla platformundaki yüzlerce hesabın hızla engellenmesi ifade özgürlüğünün ve haber alma hakkının neden korunması gerektiğini bir kez daha gösterdi.

Maalesef dünyanın geri kalanında da siyasetin basına karşı saldırılarının arttığı bir döneme girmiş durumdayız. Sırbistan’da hükümete karşı devam eden protestolarda hükümetin hedefine koyduğu grupların başında bağımsız medya kurumları geliyor. Endonezya’da gazetecileri korkutmak ve susturmak için adreslerine domuz kafası ve kafası kesilmiş fareler gönderiliyor. ABD’de ise Türkiye’den doktora eğitimi için burslu olarak ülkeye gelmiş olan öğrenci Rumeysa Öztürk, okul gazetesinde yayınlanan bir fikir yazısı sebebiyle vizesi iptal edilerek tutuklandı ve dışişleri bakanı Marco Rubio aktivist öğrencilere karşı aynısını yapmaya devam edeceklerini söyledi.

YZ’nın Kaynak Gösterme Sorunu

Yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bu modellerin en sık kullanılmaya başlandığı alanlardan birisi internet aramaları. Birçok büyük modelde internet araması yapma özelliğinin olması ve Perplexity gibi doğrudan bu alana yönelik geliştirilen uygulamalar, YZ teknolojisinin arama motorlarına karşı ciddi bir alternatif olarak görülmesine neden oluyor.

Tow Center for Digital Journalism de bu ayın başlarında YZ modellerinin haberlerin kaynaklarını bulma ve doğru bir şekilde kullanıcıya iletme yeteneklerini test etmiş. Çalışmanın sonucuna göre modellerin cevaplarının yüzde 60’ı tamamen yanlış bilgi verirken önemli bir kısmında da modellerin linkleri uydurduğu ya da asıl kaynak yerine onu kopyalayan bir siteye link verdiği durumlar olmuş. Yani eğer haberleri araştırmak için bu modellere güveniyorsanız verdiği bilgilere ve linklere asla tam olarak güvenmemekte fayda var.

ABD’den (Dijital) Taşınma

Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ve Silikon Vadisi devlerinin onunla iyi geçinmek için türlü yollara başvurması birçok insanın ABD’li teknoloji şirketleriyle ilişkisini tekrar gözden geçirmeye başlamasına neden oldu. Özellikle geçtiğimiz birkaç ay içerisinde ABD ve teknoloji devleri tarafından gelen haberlerle birlikte “ABD’den dijital olarak taşınmak” sıkça tartışıldığını gördüğüm başlıklardan birisi.

Hatta durum öyle bir noktaya geldi ki insanlar bununla ilgili rehberler ve listeler hazırlamaya başladılar. Örneğin sıkça paylaşılan “Non-U.S. Alternatives List” hemen her platform ve araç için ABD merkezli olmayan alternatifleri listeliyor ve bunun neden yapılması gerektiğini de anlatıyor. Bir diğer popüler website de “European Alternatives”. Bu da benzer şekilde bir liste sunuyor ama sadece AB sınırları içerisinde olan ve AB’nin yasalarına tabi olan şirketleri kapsıyor. Eğer Trump’ın teknoloji devleri üzerindeki etkisi artmaya devam ederse bunun daha büyük bir akıma dönüştüğünü göreceğimizden şüphem yok.

Kısa Kısa

🎂 Dünyanın en ünlü dergilerinden The New Yorker 100 yaşına girdi.

🤖 New York Times’ın OpenAI’a karşı açtığı davaya bakan yargıç, OpenAI’ın davanın iptali talebini reddetti

💰 Fast Company ve Inc. okur trafiğindeki artan dengesizliğe karşı ödeme duvarını sıkılaştırmaya karar vermiş.

🔎 Arama motoru Kagi’nin popülerliği her geçen gün artmaya devam ediyor.

🦋 Bluesky, artık sitelerinize gönderdiği ziyaretçileri daha iyi takip etmenizi sağlayacak bir güncelleme yaptı.

Google binasının tepesinde logosu ve arkada gökyüzü olacak şekilde çekilmiş bir fotoğrafı. Gökyüzünün yerinde ise birçok farklı ülkenin kağıt paralarının olduğu bir yığın var.

Haftanın Odağı: Haberlerin Google İçin Değeri

Dünyanın hemen her yerinde haber kurumlarıyla Google ve Meta arasında yıllardır süregelen bir gerilim söz konusu. Kendilerini bu büyük platformlara bağımlı hâle getiren yayınlar platformlardan bekledikleri karşılığı alamıyor ve dijital ekonomideki güç dengesizliği daha zayıf olan haber kurumlarını vuruyor. 

Dünyanın birçok yerinde haber kurumlarının en temel argümanı eğer haberler olmadan Google ve Meta’nın bu kadar çok para kazanamayacağı ve bu yüzden de onlara da bir pay verilmesi gerektiği yönünde. Bu argümanın etkisinin güçlü olduğu Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde “link vergisi” olarak adlandırabileceğimiz yasal düzenlemeler çıkarıldı. Fakat bu düzenlemelerin etkisi sınırlı olduğu gibi kimi ülkelerde platformların haberleri tamamen engellemeyi tercih etmesine bile neden oldu. Bu tür yasal düzenlemelerin ileride nasıl kötü kullanımlara yol açabileceğinden hiç bahsetmiyorum bile.

Ancak Google kendileri için haberlerin değerinin ne kadar az olduğunu kapsamlı bir çalışma ile göstermeye karar vermiş. İki buçuk ay boyunca Avrupa’daki sekiz ülkede yayın yapan 13000 haber sitesini o ülkelerdeki nüfusun yüzde biri için görünmez kılıp bunu seçtikleri aynı sayıda kullanıcıyla kıyasladıkları bir deney yapmışlar. Deneyin amacı ise haberlerin yokluğunun Google’ın kullanımına ve gelirlerine gerçekten bir etkisi olup olmadığını görmek.

Çıkan sonuçlar benim için çok şaşırtıcı değil ama haber sektöründen isimleri üzeceği kesin. Deney normal aramalardaki DAU (Günlük Aktif Kullanıcı) sayısının %0.77 azalmasına neden olmuş ve bunun Google’ın gelirlerine etkisi ne azalma ne de artış şeklinde. Google Keşfet bölümü negatif olarak etkilenen tek kısım, DAU bu dönemde %5.46 azalırken buradan elde edilen gelir %2 azalmış. Ancak Google buradan elde edilen gelirin diğer ürünlerine kıyasla daha az olduğunu, bu yüzden bu azalmanın etkisinin de düşük olduğunu söylüyor. Bu deneyin Google’ın geri kalan ürünlerine hiçbir etkisi olmadığı gibi Google News kısmının kullanım oranlarında kayda değer bir değişim görülmemiş.

Elbette böyle bir çalışmanın Google tarafından ve her ne kadar milyonlarca kullanıcıyı kapsıyor olsa da kısıtlı bir alanda yapılmış olması eleştirileri ve şüpheleri de beraberinde getirdi. Bu eleştirilerin haklı olduğu kimi noktalar da var ama unutmamamız gereken nokta Google’ın yıllardır dile getirilen ve üzerine yasalar çıkarılan bu argümanın ne kadar doğru olduğunu görmek ve göstermek için böyle bir çabaya girişmiş olması ve elde ettikleri sonuçların önümüzdeki dönemde bu tartışmayı nasıl şekillendireceği.

Çünkü böyle bir çalışma yapıp verileri gördükten sonra Google, zaten kendisine bağımlı hâle gelmiş olan haber kurumlarının “biz olmasaydık bu kadar para kazanamazdınız” argümanlarını dinlemek zorunda bile hissetmeyecek. Ekonomik olarak haberlere ihtiyacının olmadığını herkese gösteren Google (ve bunu gören diğer büyük platformlar) artık daha rahat ve umursamaz bir şekilde hareket edebilecek.

Gazeteciliğin önemi ve insanlar için değeri elbette tartışmaya açılacak bir konu değil. Eğer bu kadar önemli olmasaydı dünyanın her yerinde onu susturmak için bu kadar çaba harcanmazdı. Ancak gazeteciliğin bu anlamdaki değeri ile ekonomik değeri aynı şey değil. Ve içerisinde yaşadığımız siyasi ve ekonomik koşullarda da kendi ekonomik gücüne ve değerine sahip olmak hayatta kalmak için maalesef bir ön koşul.

Günümüzde gazeteciliğin ayakta kalabilmesinin tek yolu bu iki değerin ayrı şeyler olduğunu kabul etmekten ve tıpkı ilkinde olduğu gibi ikincisinde de bağımsız olmayı başarabilmesinden geçiyor. Eğer sizin ekonomik değeriniz yoksa ve sürekli başkalarının iyi niyetine muhtaç hareket ediyorsanız, bir noktada size o kaynağı sağlayanlar için yaptığınız işi şekillendirmeye mecbur kalırsınız. Bu bazıları için neleri nasıl haberleştirdiğini değiştirerek kendini güvene almak olabilir, bazıları için de haber yapmak için kullanması gereken kaynakları birilerinin algoritmasını mutlu etmeye ayırmak olabilir. 

Üstelik bütün bu tavizlerinizin sonucunda karşınızdaki tarafın size verdiği bir garanti ya da güvence de yoktur. Yani bir gün uyandığınızda kendinizi güvende tutmak için gazeteciliğinizden verdiğiniz onca tavize rağmen tek başına bırakıldığınızı görmeniz de kaçınılmaz. Herkes bunu açık açık söylemese de Google yayınladığı bu araştırma ile söylemiş kadar oldu.


Bu bülten Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla NewsLabTurkey sorumluluğu altındadır ve Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

Yazar hakkında

Ahmet A. Sabancı

Eleştirel fütürist. NewsLabTurkey Strateji Koordinatörü ve Bülten Editörü.