Bir süredir şifre paylaşımının engelleneceğinin dedikodusu medyada dolaşıyordu; sonunda Netflix’ten resmi açıklama da geldi. Bununla birlikte Netflix, Şili, Peru, Kosta Rika, Kanada, Yeni Zelanda, İspanya ve Portekiz’de denemelere resmen başladı. Bu ülkelerde şifre paylaşmanın paralı olduğu model denendi. Hane halkı dışındaki her bir profil için, ülkedeki alım gücüne göre, aylık 3 ile 6 dolar arasında bir fiyat belirlendi. Şirket yönetimi, şifre paylaşımını engelleyerek Netflix sermayedarlarını memnun etmeye çalışacak.
Şifre paylaşımının yaygınlığı
Liechtman Research Group’un araştırmasına göre Amerika’daki Netflix kullanıcıların üçte biri şifrelerini paylaşıyor. Türkiye, Hindistan, Rusya gibi alım gücünün daha düşük ve korsan faaliyetlere yönelimin daha yüksek olduğu ülkelerde bu oranın daha yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim bizim ortamlarda “cokdagitmayin” ya da “fazlayayilmasin” gibi esprili Netflix şifreleri elden ele dolaşıyor. Kötü ayrılmayan birçok kişi eski sevgilisinin aile hesabında kalmaya devam ediyor. Ya da kalınan Airbnb evinde açık unutulmuş/bırakılmış Netflix hesabının şifresi kullanılıyor. Yine aynı araştırmaya göre şifre paylaşanların çoğunluğu abonelik ücretini bölüşmüyor; genelde hesabı bir kişi ödüyor ve başkalarıyla şifresini paylaşıyor. Bir çeşit dayanışma ve paylaşım ekonomisi aslında. Ama kapitalizm bu paylaşıma müsaade edecek kadar “iyi” bir üretim biçimi değil.
Şirketin kendi hesaplarına ve tahminlerine göre şifre paylaşımının engellenmesi başta bir tepki ve abonelik iptal etme dalgası yaratacak. Fakat ardından gelen yeni aboneliklerle birlikte eskisinden daha fazla aboneye ve aylık gelire ulaşılacak. Bu gelişmiş batı ekonomileri için doğru bir tahmin olabilir. Ama Türkiye, Hindistan vb. ülkelerin bu beklentiyi karşılayacağını sanmıyorum. Hindistan’da çakma Adidas ayakkabıları 3-5 dolara satılıyor. Fakat çakma ayakkabıları yasakladığınız zaman herkes koşarak gidip 100-150 dolara orijinal Adidas almayacaktır çünkü bu Hindistan’ın alım gücünün ötesinde bir fiyat. Aynı şekilde Türkiye’de bir SelçukSports gerçeği var. Yüzbinlerce insan Süper Lig maçlarını SelçukSports vb. korsan sitelerden ücretsiz bir şekilde izliyor. Ama bu demek değil ki korsan yayın engellendiğinde aynı yüzbinler koşa koşa gidip beIN Sports’a abone olacak… Çünkü Türkiye’de de beIN Sports’un fiyatı yanlış. Fiyat doğru olduğunda zaten insanlar korsana yönelmiyorlar.
Abonelik kapitalizmi ve kompozisyon yanılgısı
Gelelim Netflix’in fiyatına. Aslında bakacak olursanız Türkiye’de Netflix’in fiyatı yanlış sayılmaz. Zira dünyadaki en ucuz Netflix aboneliklerinden biri Türkiye’de. Yine de bizim maruz kaldığımız sorunlardan biri abonelik kapitalizmi.
Netflix dijital streaming hizmetine ilk başladığında Amerika’da korsan izleme ve torrent indirme trafiği yüzde 50 azalmıştı. Çünkü ortalama bir Amerikalı için ayda sadece 8 dolara dünyanın dizi ve filmini temiz bir arayüzle yasal bir şekilde izleme teklifi çok cazipti. Netflix’in popülerliği hızla arttı ve korsan trafiği azaldı.
Ancak Netflix’in iş modeli aşırı mantıklı olduğu için onu Disney, Amazon, Apple, Hulu, Peacock, HBO Max; yerelde Blu TV, Exxen, Gain, Mubi, Tivibu gibi platformlar izledi. Bu kadar çok seçeneğin olması iyi bir şey değil. Çünkü her bir platform kendine özel (exclusive) içerikle geliyor. Stranger Things sadece Netflix’te, Ted Lasso sadece Apple TV’de, The Expanse sadece Amazon Prime’da, Andor sadece Disney Plus’ta, Succession sadece HBO Max’te, Gibi sadece Exxen’de vesaire… Dolayısıyla iyi dizilerin hepsini takip etmek istiyorsanız sadece Netflix’e abone olmanız yetmiyor.
Her birinin abonelik fiyatı 30-40 lira. Tek başına baktığınızda sorun yok ama hepsine abone olmaya kalktığınızda, hele bir de spor paketlerini hesaba katarsanız, saçma sapan yekûnlara ulaşabiliyor. Hâl böyle olunca korsan trafiği tekrar artmaya, şifre paylaşımı yaygınlaşmaya başladı. Fiyatlar teker teker (en azından Türkiye’de) yanlış değil ama toplamda yanlış. Kompozisyon yanılgısı…
Netflix politikasının detayları
Netflix birkaç ay içinde, peyderpey, tüm dünyada şifre paylaşımını engellemeyi planlıyor. Yani bu yaz bu iş bitebilir. Buna göre Netflix aile aboneliği sadece hane halkı üyeleri için fiziksel olarak yaşadıkları ev içinde tanımlı olacak. Yani dört kişilik bir aile tek bir Wi-Fi üzerinden hesaba erişebilecek.
Bu tek başına çok katı bir kural olurdu. Sonuçta insanlar seyahat ediyorlar ve uçakta, otelde, havuz kenarında da Netflix izlemek isteyebilirler. Bunun için Netflix her 31 günde bir evin Wi-Fi bağlantısına yeniden giriş yapma zorunluluğu getiriyor. Yani eğer şifresini paylaştığınız kişinin evine ayda bir gidiyorsanız, şifre paylaşmaya devam edebilirsiniz aslında. Mesela anne-baba evini ilk ev olarak belirlerseniz abi, abla, kardeş olarak aile evini ayda birer kez ziyaret ederek tek bir hesabı farklı lokasyonlarda kullanmaya devam edebilirsiniz. Ama eski sevgilinizle aynı şeyi yapabileceğinizden emin değilim…
Bu yeni politika işinize gelmeyecekse Netflix sizi yüzde 30 düşük fiyatlı reklamlı abonelik seçeneğine yönlendirecek. İkisi de henüz Türkiye’de yok. Ama ilerleyen aylarda reklamlı abonelik seçeneğinin de şifre paylaşımını engelleme politikasının da Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.
Netflix hem içerik kalitesi hem gelir-gider dengesi hem de değişen tüketici tercihleri bakımından sıkıntılar yaşıyor. Aşırı rekabet şirketlere ve sektöre zarar veriyor. 2017’nin Mart ayında Netflix Twitter hesabından, Türkçe tercümesiyle, “Aşk bir şifreyi paylaşmaktır.” şeklinde bir tweet atmış ve şifre paylaşımına göz yumduklarını sempatik bir şekilde göstermişti. Fakat zaman içinde kapitalist rekabet Netflix’in bilançosunu ve kârlılık beklentilerini bozduğundan olsa gerek artık konuyla ilgili böyle tatlış tweetler atmıyor. Cenk Taner’in dediği gibi, her şey sermaye için sevgilim…