n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Haftanın odağında konumuz abonelik modellerinin ekonominin mevcut hâlinden nasıl etkilendiği ve gazetecilik sektörünün nasıl bu durumdan diğerlerine göre daha ciddi bir şekilde zarar gördüğü.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Google’ın en son kapattığı ürünleri, Tucker Carlson’ın Rusya’da ondan habersiz başlayan programı ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
X/Twitter Daha Az Güvenlik Dedi
Her geçen yıl sosyal medya platformlarının ve internetin seçimlerde nasıl önemli bir rol oynamaya devam ettiğini hem birinci elden tecrübelerle hem de diğer ülkelerin yaşadıklarında görüyoruz. Maalesef platformların hiçbiri bu durumun ortaya çıkardığı sorunlarla mücadele edebilecek kapasitede değil.
Ama bu demek değil ki bazı platformlar daha da kötü olmak için uğraşmıyor. Büyük ifade özgürlüğü savaşçısı Elon Musk, Twitter’ı satın aldığı günden bu yana söz konusu yanlış bilgiyle mücadele, ifade özgürlüğünü korumak ve sağlıklı bilgiyi öne çıkarmak olduğunda yapılmaması gereken her şeyi yapıyor. Geçtiğimiz günlerde de bu “ifade özgürlüğü mücadelesine” devam eden Musk, önce Twitter sistemlerinde yanıltıcı bilgileri şikâyet etmek için kullanılan özelliği tamamen kaldırdı. Ardından da dünyadaki seçim dönemlerinde bilgi güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan ekibin liderini ve yarısını işten çıkardı.
Eğer bu haberin daha da kötüye gidemeyeceğini düşünüyorsanız, üzülerek yanıldığınızı söylemek zorundayım. Bahsettiğimiz ekibin başındaki isim Aaron Rodericks bir ay önce ekibe sekiz kişi daha alınacağını duyurmuşken, birilerinin Musk’a kendisini şikâyet etmesi bütün bu süreci başlatan asıl sebep gibi görünüyor. Şikâyetin sebebi ise Rodericks’in Musk’ı eleştiren tweetleri beğenmesi. Bu da yetmezmiş gibi Musk takip eden günlerde ekibin seçimleri güvenli kılmak yerine tam tersini yaptığını iddia ederek durumu kişiselleştirdiğini göstermiş oldu.
Önümüzde yeni bir seçim varken, ülkemizde medya ve gazeteciler hâlâ Twitter’dan vazgeçemiyorken bizim için bunun sonuçlarını düşünmeyi de artık size bırakıyorum.
Google Yine Bir Sürü Ürününü Kapatıyor
Bültenimizde birçok kez Google’ın sürekli ürünlerini sonlandırma alışkanlığından ve bunun internette bir espri konusu hâline gelmesinden daha önce de bahsetmiştim. Bu hafta da Google birden çok ürününün önümüzdeki dönemde kapanacağını duyurdu.
Bunlardan ikisi muhtemelen çok fazla kullanmadıklarınız. GMail’in yavaş internet bağlantıları için tasarladığı basit HTML versiyonu Ocak 2024’te kapatılıyor. Bunun yanı sıra Figma ve Miro gibi araçlarla rekabet için ürettikleri Jamboard ve onun için özel tasarlanan 5000 dolarlık özel monitör de Ekim 2024’te bizlere veda edecek.
Fakat son duyuru muhtemelen hepsinden daha dikkat çekici. Google Podcasts uygulaması 2024 içerisinde tamamen kapatılacak ve podcastler YouTube Music uygulamasının bir parçası hâline getirilecek. Bunun anlamı da önemli bir Android podcast dinleyicisinin yeni bir uygulamaya taşınmakla uğraşmak zorunda kalacak olması. Eğer Google Podcasts üzerinden düzenli dinleyicileriniz varsa bununla ilgili hazırlık yapmaya başlayın derim.
Spotify Her Yere Yapay Zekâ Koymak İstiyor
Malum yapay zekâ hype gücünü korumaya devam ettiği için her şeye nasıl yapay zekâ koyabiliriz düşüncesinin sonucu olan haberler her yerde karşımıza çıkıyor. Spotify da bu alanda geri kalmamak için podcast kısmına odaklanmış durumda.
Hafta içerisinde duyurdukları iki özellikten birincisi otomatik olarak üretilen bölüm metinleri. Bu sayede bir yandan dinlerken metin olarak takip etmek veya duyma sorununuz varsa sadece okumak mümkün olabilecek. Bu erişilebilirlik anlamında büyük bir ilerleme olabilir. Kişisel “sonra okuma” uygulaması tercihim olan Matter da bu özelliği yakın zamanda getirdi ve sadece okuyarak bitirdiğim birçok podcast bölümü oldu.
Diğer özellik ise bana kalırsa sorunlu bir girişim. Bu özellik ile OpenAI’ın geliştirdiği Whisper teknolojisini kullanarak podcast üreticilerinin sesini klonlayıp bölümlerini otomatik olarak çevirip farklı dillerde yayınlayacaklar. Burada podcast üreticilerinden izin alınıp alınmayacağı ve çevirilerin doğruluğunun kontrolü konusunda hiçbir şey söylenmemiş olması büyük risklere kapı aralıyor. Ayrıca podcast formatını özel kılan konuşan kişilerin sesleri ve onu kullanma biçimleri, bu da dinleyicilerin çeviri versiyonlara yabancılaşmasına ve dinlemek istememesine sebep olabilir.
Carlson’ın Rusya’da Ondan Habersiz Başlayan Programı
Rusya devlet medyasının, özellikle de dünyanın geri kalanına yayın yapan kanallarında, Batı ülkelerine karşı eleştirel tutumu olan ve dolaylı bir şekilde kendi argümanlarını destekleyecek isimlere yer açması daha önce sıkça tanık olduğumuz bir durum. Ancak bu sefer fazlasıyla garip bir örnekle karşı karşıyayız.
Fox News’in işten çıkarılana kadar en sağdaki yorumcularından birisi olan ve şu anda Twitter’da kendi programını yapan Tucker Carlson, daha önce de Rusya’nın devlet kanalındaki programlarda alıntılanmış ve ilgi çekmiş bir isim. Geçtiğimiz hafta ise Rossiya 24’da Tucker Carlson’ın televizyonlara kanal için özel bir programla geri döndüğünü söyleyen reklamlar yayınlanmaya başlayınca herkesin kafası karıştı.
Farklı gazeteler hem Tucker Carlson’a hem de Rossiya 24’e daha fazla bilgi almak için ulaşmayı denedi ama Carlson sadece yalanladı ve soru soran gazetelere sataştı, Rossiya 24 ise yalnızca “bize değil Carlson’a sorun” dedi. Bu yüzden de kimse işin aslını öğrenebilmiş değil. Bana kalırsa ortada iki ihtimal var. İlki ve daha muhtemel olanı Rossiya 24 Twitter’daki programları izinsiz bir şekilde Rusça olarak yayınlamayı planlıyor. İkinci ihtimal ise kanal yönetiminde birileri ortalığı kızıştırmak için böyle bir sahte reklam yapıp yayınlamaya karar verdi.
Kısa Kısa
🤖 OpenAI’dan sonra Google da kendi yapay zekâ sisteminin sitenizden veri toplamasını engellemek için yapmanız gerekenleri açıkladı.
🇺🇸 ABD’nin en eski gazeteci organizasyonu Society of Professional Journalists büyük bir krizin içerisinde.
🗓️ GlobalFact 2024 yılında Saraybosna’da, 2025 yılında Rio de Janeiro’da gerçekleşecek.
💬 Threads’in büyümesi yavaşladı ama hâlâ şansı var.
👫 Engelli gazetecilerin haber odalarında değişmesi gerekenleri konuştuğu bu panelden herkesin öğreneceği şeyler var.
Haftanın mezunları
Ekoloji Haber: Kuluçka programı kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu kentlerindeki ekolojik tahribatlara ve çevresel sorunlara odaklanan dört bölümlük bir video serisi hazırlayan Ekoloji Haber, söz konusu bölgedeki iklim krizi, kuraklık, kirlilik ve ilgili kurumların yanlış politikalarının çevreye ve doğaya verdiği zararlar görünür kılmaya çalışıyor. Bölüm 1 – Bölüm 2 – Bölüm 3 – Bölüm 4
Bursa Tanık: BursaTanık Gazetesi, kentin dinamik gündeminin nabzını tutmanın yanı sıra, aynı zamanda Bursa’da gölgede kalmış sorunlara, var olan sorunun gündelik yaşama ya da o sorunun sirayet ettiği kültüre etkisine odaklanıyor, kaybolup gidecek olan ortak belleğe katkı sunuyor.
Feminist Bellek: Yayın hayatına 2021 yılında başlayan Feminist Bellek, feminist politikanın her gün daha da zenginleşen kavramlarının, kampanyalarının, örgütlenme deneyimlerinin yazılı kaydını tutma arzusuyla yola çıkan bir websitesi. Feminist Bellek Podcast de ekibin kendisine yeni bir alan açmak için başladığı yeni projesi.
Haftanın odağı: Ekonominin abonelik modeline etkisi
Geçtiğimiz yıldan bu yana dünyanın hemen her yerinde devam eden “yaşam masrafları krizi” bu yıl da etkisini hayatın hemen her yerinde göstermeye ve ekonomik anlamda zorlu dönemlerden geçmemize neden oluyor. Medya ve gazetecilik sektöründe ise bu krizin etkisini en çok abonelik modellerinde gözlemliyoruz.
Özellikle bu yıl içerisinde hemen herkesin abone olduğu birçok servis sırasıyla zamlar yaptı, hatta Netflix gibi kendisini tutamayıp birden çok zam yapanlar da oldu. Bu da yetmezmiş gibi Netflix, Disney gibi firmalar parola paylaşımını engellemek için farklı yöntemler denemeye ve insanların ortak abonelikler kullanmasının önüne geçmeye başladı.
Bunun üzerine hayatın genel olarak pahalanması ve insanların bütçesine daha fazla dikkat etmek zorunda kalmasıyla birlikte arka planda başlatıp unuttuğumuz abonelikleri hatırlamaya ve listelerimizi gözden geçirmeye başladık. Görünen o ki, haber ve gazetecilik abonelikleri bu süreçten etkilenenler arasında.
Reuters Institute tarafından 20 ülkeden toplanan veriler ile ABD, BK ve Almanya’da görüşmelerle gerçekleştirilen araştırma bu duruma daha detaylı bir şekilde bakıyor. Araştırmanın elde ettiği sonuçlara göre birkaç yıldır devam eden abonelik yükselişi durma noktasına gelmiş ve geçtiğimiz bir yıl içerisinde neredeyse her on kişiden dördü ya aboneliklerini iptal etmiş ya da indirim almak için pazarlık yapmış. Buna karşılık mevcut aboneliklerinin üzerine yenisini ekleyenler ise bu oranın yarısına denk geliyor.
Eğer diğer platformlarla bir kıyaslama yapmak istersek Netflix yaptığı zamlar ve şifre paylaşımı engellemesi yüzünden internette çok tepki görmesine rağmen mevcut abone sayısını artırmaya devam ediyor. Diğer birçok platform için de herhangi bir düşüş şimdilik söz konusu değil.
Peki birçok insan için haberlere dair aboneliklerin görece daha rahat vazgeçilir görülmesinin sebebi nedir? Bana kalırsa internette “haber” olarak adlandırabileceğimiz ama kalite ve seviye konusunda oldukça aşağıda kalan içeriklerin bolluğu, insanların haberlere ücretsiz de ulaşabileceği algısını güçlendiriyor. Eğer abonelik modelini tercih eden yayınlar kendilerini gerçekten öne çıkaracak işler yapmıyorsa, gazetenin düzenli okunmasından okur bir fayda elde ettiğini hissetmiyorsa o aboneliği gözden çıkarması da daha kolay oluyor.
Araştırmanın farklı bölümlerinde de bunun işaretlerini görüyoruz. İnsanların habere para ödeme motivasyonları veya bir aboneliği devam ettirme kararı ellerine geçen ürünle doğrudan ilişkili. Bu abonelikte kendisini daha net bir şekilde gösteriyor ama okur desteğinden tutun da hemen her gelir modeli için bu cümleyi benzer şekillerde kurmak mümkün.
Gazeteciler ve haber medyası eğer bu durumdan daha fazla etkilenmek istemiyorsa ya da daha sürdürülebilir bir gelir modeli inşa etmek istiyorsa okura hakettiğini sunmak için çalışmak zorunda. Çünkü bir yandan düşük kaliteli ve ücretsiz içeriklerle kirletilmiş bir ortamda hayatta kalmaya çalışırken, diğer yandan insanların abone oldukları diğer her şeyle de yarışıyorsunuz.
Eğer insanların bir başka abonelik yerine sizi seçmelerini istiyorsanız, bunu hakedecek bir şey sunmanız gerekiyor. Siz böyle düşünmeseniz bile diğer bütün platformlar bu yaklaşımla hareket ediyor. Gazetecilerin de bu rekabeti görmezden gelmeyi bırakıp ona göre strateji geliştirmesi şart.