Bulmaca çözmek ve haber okumak birlikte iyi gidiyor

Getting your Trinity Audio player ready...

“Bazı okurlar, enkazın içinden geçmektense oyun oynamayı tercih edebilir. Onlara kızabilir misiniz?” 

Hazırlanmış ilk çengel bulmaca 21 Aralık’ta, The New York World’ün 1913 tarihli sayısında yayımlandı. “Eğlence” sayfalarında yer almıştı ve son derece modası geçmiş bir Woodrow Wilson dönemi mizahı barındırıyordu. (Örnek, Gomuti palmiyesinin liflere verilen ad: Meh.)

O günlerde bu oyunları çekici kılan, bugün neyse oydu: Gazetelerin, içerik yelpazelerini, kentlerinin ve uluslarının günlük trajedilerini ya da zaferlerini okumak isteyenlerin dışındakilerin de ilgisini çekebilecek şekilde genişletmesi gerekiyordu. Sonuç olarak ana sayfanın alt kısmında gizli saklı beyzbol müsabakalarının skorlarını, Peanuts (ç.n.: Türkiye’de daha çok Snoopy adıyla biliniyor) bant karikatürlerini ve bittabi, bir dizi Sudoku, Sözcük Avı ve çengel bulmaca görmeye başladık. Nihayet, haberleri merak etmeyenelerin de gazeteyi satın almak için bir sebebi olmuştu ve bu, varoluşundan bu yana medya sektörünün temel hedefi olageldi.

Hâlâ o meşum gündüz baskısının gölgesinde yerimizde sayıyoruz. Geçen yüzyıldan bu yana, özellikle de geçtiğimiz 20 yılda yayıncılar sadece ve sadece haber yapma işinin ötesine geçmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. BuzzFeed ve Vox gibi girişimler, içeriklerini Facebook’ta yayınlama çılgınlığına öncülük etti, ki sonradan bunun berbat bir karar olduğu anlaşıldı. ESPN, Orlando ve Times Meydanı’nda restoranlar açtı, ta ki müşteriler Ron Jaworski’nin kendilerini evlerinin dışında takip etmesini istemediklerini açıkça belirtene dek. Playboy, editoryal faaliyetlerini tamamen durdurdu; bugün sayfaya tıkladığınızda üzerine tavşan logosu basılmış batik gömlekler satan bir siteye yönlendiriliyorsunuz. (Hazır tıklamışken siteden kendinize birkaç NFT beğenebilirsiniz.)

Bunlar yavaş yavaş siber gerçekliğe yenik düşmekte olan bir sektörün oynadığı kumarlar. Dijital medyanın tabiatı gereği kırılgan olan yapısı, herkesi birtakım şüpheli iş modellerini kullanmaya itti, ki bu modellerin birçoğunun raf ömrü fazlasıyla kısaydı. Ancak talihe bakın ki, halihazırda antika bir çözüm revaçta. Gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde, nereye baksanız oyunlar köşesi yükselişe geçmiş durumda. Ocak ayında Vulture, kahve molası zarfında çözülmek üzere bizzat tasarladığı bulmacayı (Vulture 10×10) okurlarına sundu. The New York Times bu yılın başında Wordle’ı gürültülü bir şekilde satın aldı ve dolup taşan arka sayfalarına ekler yapmaya devam ediyor. (En son eklenenler? Satranç bulmacaları.) Bu sırada The New Yorker çengel bulmacasını günlük olarak yayınlanmak üzere revize etti, geçen yaz da “Name Drop” isimli bir oyunu piyasaya çıkardı.

2022 yılındayız, haber kıtlığı yok. Bu girişimlerin hiçbiri, politik gerilimlerin ya da uluslararası felaketlerin eksikliğini telafi etmek için ortaya çıkmış değil, dahası bunlar okuru haber okumaya teşvik edecek nitelikte şeyler de değil. Belki de tam tersi: Haberciler anasayfaları ABD’nin büyük çöküşünü anlatan haberlerle doldurur, Covid varyantları yayılır, dünyanın çivisi çıkarken medya patronları nihayet bir şeyi çözmüş gibi: Bazı okurlar, enkazın içinden geçmektense oyun oynamayı tercih edebilir. Onlara kızabilir misiniz?

“(New York Times’taki) ilk çengel bulmaca 1942 yılında yayınlandı, Pearl Harbor’un bombalanmasının üzerinden pek az zaman geçmişti. Gündemi dağıtmak için gazeteye bulmacalar eklemek 1940’ların zorlu habercilik atmosferinden günümüzünkine kadar yapılagelen bir şey.” 2020’den bu yana Times’ın tüm bilmece bulmaca faaliyetlerini yürütmekte olan Jonathan Knight, bana bunları söyledi. “Habercilik dijitale taşınınca, daha çok habere odaklanmıştık ama şimdi yeniden pazar gazetesi formuna dönüyoruz.

Knight’ın tuttuğu yol gazeteler açısından alışılmışın dışındaydı. Knight Times’dan önce, Farmville ve Words With Friends gibi gelmiş geçmiş en kârlı ve bağımlılık yapıcı oyunları üretmiş olan Zynga’nın başkan yardımcısıydı. Bu ruh bugün Times’ın, oyuncuların kademe kademe ilerleyişlerinin art arda kazanılan Call of Duty zaferleriymişcesine ekranın ardından izlendiği, zevkli ve eğitici zekâ oyunlarıyla dolu bir odayı andıran oyun bölümünü domine ediyor. “Peş peşe 8 pazartesi çözdün!”: Sabahları bulmaca çözme rutinine sıkı sıkıya bağlı kız arkadaşımdan ötürü aboneliğimin üstüne yapışıp kalmış bir ileti.

Knight, Times’ın 2027’nin sonuna kadar 15 milyon aboneye ulaşma hedefi hakkında açık konuşuyor: Bunu gerçekçi biçimde planlamanın yolu, medyanın geleneksel çerçevesinin dışında yürütülecek bir alan araştırmasından geçiyor. Yeri gelmişken, The Times’ın 40 dolar karşılığında tüm bulmacalara erişim imkânı sağlayan yalnızca oyunlar için abone olma seçeneği, 1 milyon kişi tarafından tercih edildi. Knight, Times’a haber merkezi sınırlarının dışına çıkması ve hiçbir şeyden eksik kalmadan, elinden gelen tüm olanakları büyümek için seferber eden, her tarakta bezi olan bir platforma dönüşmesi için rehberlik ediyor. Bir gazeteden ziyade yaşam tarzının markası olması için -ki büyümenin yolu tam olarak buradan geçiyor

“Stratejimiz neler olup bittiğiyle meşgul olmak ve dünyayı anlamak isteyen meraklı insanların ihtiyaç duyduğu bir abonelik üzerine kurulu. Ve bu, dünyada neler olduğunu öğrenmekten ve haberleri okumaktan fazlası demek. Bu stratejiye bağlı kalarak pek çok başarı elde ediyoruz. Abonelik paketi bunu en başa ve merkeze koymakla ilgili. Bununla (onlara) ‘Bakın, sunduğumuz ürünlerin hepsiyle değilse de en azından bir kısmıyla ilgilendiğinizi biliyoruz’ demiş oluyoruz.”

Knight’ın çıkarımı sektörün geneli için geçerli. The New Yorker’ın bulmaca ve oyunlardan sorumlu editörü Liz Maynes-Aminzade, derginin kendi içinde yaptığı analizlere göre her gün bilmece ve bulmacaları çözen abonelerin aboneliklerini yenilemeye daha eğilimli olduğunu söylüyor, oyunlar kısmına yatırım yapan diğer tüm medya kuruluşlarının analizlerinin de bunu yansıttığını tahmin ediyor. (Bu bilgi, bulmaca patlamasıyla ilgili önemli bir noktanın daha altını çiziyor: Maynes-Aminzade’nin belirttiğine göre, The New Yorker’ın elinde dijital oyunların popülaritesi ve okurların bu oyunlarla ilgili davranış kalıpları hakkında bir yığın veri mevcut, en basitinden bu, bulmacaların kâğıda basılı mürekkep halinde okura sunulduğu zamanlarda elde edilmesi mümkün olmayan bir veriydi.) Kelime oyunu savaşlarının bu kadar kısa bir süre içinde vardığı rekabetçi boyut göz önünde alındığında, bu çok önemli bir koz.

Bu gelgit, insanların önünde daha fazla seçenek olduğunu gösteriyor. Maynes-Aminzade, “Bu durumun bünyelerindeki oyunlar paneline özgün bir kimlik vermeyi kurumlar açısından daha önemli hale getireceğini düşünüyorum” diye ifade ediyor. Çıta yükseliyor, bildiğimiz oyunlar, daha iyisini bulan okurlar nezdinde eski cazibesini koruyamayacak.”

Dijital medyanın hikâyesini anlatan tüm mali planlarda yaşanan kayıplar gibi, oyunlar rönesansında da, kazananlar da olacak kaybedenler de. Gazeteciler azalan trafiği ve reklamlardan gelen dolarları artırmak üzere yönetimin yukarılarından gelen kurtarma planlarına ve kaldıraçlarına karşı karamsar olma eğiliminde görünüyor, özellikle de bu stratejiler haberciliğin dışında bir alana aitse. Bu işin dönüp dolaşıp girdiği çıkmaz ise şu: Gazete okumak isteyen insanların sayı olarak belli bir sınırı var, bu çelişki keskin bir genişleme buyruğuyla birleştiğinde, bir dizi kötü fikre davetiye çıkarıyor. Genişleme, ardından daralma, yeni işe alımlar ve ardından gelen işten çıkarmalar, videoya yüklenme, ardından unutuşa gömülme. Evet, New Yorker’da sendika 31 aylık pazarlığın ardından geçtiğimiz yıl bir sözleşme imzaladı, masada geceli gündüzlü pazarlıklar sürerken şirketin bulmaca meselesi üzerine yaygara koparmasını izlemenin ne kadar yıpratıcı olduğunu anlayabiliyorum.

Ama Maynes-Aminzade bana 109 yıldır gazetede bulmaca çözdüğümüzü de hatırlattı. Bugün, medyada para kazanma adına yapılan daha berbat teşebbüslerden yayılan çürümenin kokusu oyunlardan gelmiyor. (Tabii 100 yıl önce bazıları bu fikirde değildi.) Etrafınıza bir bakın: The Ringer, halihazırda spor kitaplarından üstü kapalı sponsorluk alıyor, Vice sigara devi Philip Morris’le ortak oldu. Texas Üniversitesi’nde öğrenciyken bir dönem yazdığım haftalık dergi Austin Chronicle, bu yakınlarda yayınladığı Mail order ile Asyalı gelin reklamının ardından şimşekleri üzerine çekti. Her zaman olduğu gibi, gelecek hiç parlak görünmüyor ve bizi maaşlarımızın bir bulmaca tarafından sağlama alınmasından çok ama çok daha beteri bekliyor olabilir.

“Oyunların genel olarak yayınlarını destekleyebileceği fikri giderek daha çok medya şirketinin aklına yatıyor gibi. (Ancak) Ben oyunlara halihazırda gösterilen bu ilginin geçici olduğunu zannetmiyorum,” diyor Maynes-Aminzade, “Oyun ekleri bir hayli denenmiş ve tutmuş bir pratik: On yıllardır pek çok dergi ve gazetede varlar. Çoğu insanın günlük medya tüketimine bulmacaları da eklemekten hoşlanıyor olması yeni bir şey değil. Bulmaca çözmek ve haber okumak birlikte iyi gidiyor ve bu durum yakın zamanda değişecekmiş gibi de görünmüyor.


İlk olarak NiemanLabde yayınlanan bu yazıyı Defne Sarıöz çevirdi.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir
Daha fazlasını oku

Dijital teknoloji paradoksları

Bilim ve teknoloji kümülatif ilerler. Teknolojinin sunduğu nimetlere kapılanlar teknolojinin, insanlık lehine, tarafsız ilerlediğini düşünürler. Fakat kapitalist teknoloji…