“Gazeteci, her konuda fikir ileri süren, her şeyi bilen insan demek midir? Hayır. Nereden bilecek gazeteci her şeyi?” demişti Uğur Mumcu. Bu tanımda olduğu gibi gazetecileri her zaman değişen ve gelişen dünyada bilgiyi arayıp bulan, farklı konularda uzmanlardan bilgi alan ve bu bilgileri derleyerek okura sunan kişiler olarak ele alabiliriz.
Peki gazeteciler, her konuda uzman olma şansları yokken konuları en hızlı ve detaylı bir şekilde okura nasıl sunabilir?
Dijital medya hayatımızın odak noktası olmadan önce ve her şey bu kadar ulaşılabilir değilken, gazetecilerin en büyük iki tür haber kaynağı bulunmaktaydı: yetkili merciler (meclis, bakanlıklar, sendikalar, valilikler, siyasi partiler, polis ve jandarma vs.) veya üniversiteler; bu ikisi de yoksa konu hakkında uzmanlaşmış araştırmacı gazeteciler. Fakat 2000’lerden sonra Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde bilgiye talep arttıkça daha fazla bilgi üreten kurumlara da ihtiyaç duyulmaya başlandı. Bu nedenle “think tank” veya düşünce kuruluşları dediğimiz kurumlar ortaya çıktı.
Düşünce kuruluşları ne yapar?
Geniş anlamıyla düşünce kuruluşları spesifik bir konu hakkında strateji ve analiz öneren kuruluşlardır. Bu konular bazen eğitim, sağlık, çevre-iklim, eşitlik gibi sosyal konular olurken bazen de ekonomi, dış politika, savunma sanayi, ideolojik görüşler üzerine olabiliyor. Düşünce kuruluşları analizlerini kamuoyu için anlaşılabilir bir dil ile ortaya koyma amacı güdüyor ve sıklıkla akademi, karar alıcı ve kamuoyu arasında bir köprü oluşturuyor. Bu sayede birçok alanı kapsayan bir bilgi üretim merkezi görevi görüyor.
Son yıllarda televizyonlarda “şu düşünce kuruluşunda şunun uzmanı” olarak tanıtılan birçok kişi görmüşüzdür. Gazeteciler de bu uzman kişilerden yazılarında destek alabiliyor.
Ayrıca araştırmalara da konu olan düşünce kuruluşları hakkında Pennsylvania Üniversitesi her sene “TTCSP Global Go To Think Tank Index Reports” başlıklı bir rapor yayınlıyor.
Dünyada ve Türkiye’de düşünce kuruluşları
Dünyada 10 binden fazla düşünce kuruluşu bulunuyor. Bu düşünce kuruluşları dış politikadan tarım politikalarına, göç çalışmalarından teknoloji, sağlık, ekonomi gibi birçok alana yayılmış vaziyette. Bunun yanında sadece ABD’de 2203 adet düşünce kuruluşu bulunuyor. Bu da dünyadaki düşünce kuruluşlarının neredeyse 5’te 1’inin ABD’de olduğunu gösteriyor. Sayılarda ABD’yi Çin, Hindistan, Birleşik Krallık ve Güney Kore takip ediyor. Türkiye’de ise 53 tane düşünce kuruluşu olduğu belirtilmiş.
Dünyadaki genel kategoride ilk 170 düşünce kuruluşu sıralamasında sadece iki tane Türkiye merkezli kuruluş bulunuyor. Bunlardan ilki 79. sırada bulunan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), ikincisi ise 90. sırada yer alan Liberal Düşünce Topluluğu (LDT).
Araştırmada Türkiye’deki tüm düşünce kuruluşları aşağıdaki listedeki gibi sıralanmış:
Bu araştırmaya ek olarak Türkiye’deki düşünce kuruluşları Afyon Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Babur tarafından da incelenmiş. Makaleye göre Türkiye’de 55 düşünce kuruluşu bulunuyor. Pennsylvania Üniversitesi ve Mehmet Babur’un araştırmalarını birleştirerek, gazeteciler için yararlı olabilecek düşünce kuruluşlarını aktarmaya çalışacağım. Türkiye’deki düşünce kuruluşları daha çok dış politika ve küresel siyasetle ilgilendiği için bu kategori ile başlayabiliriz.
Kısa kısa dış politika
Raporlarda belirtilen istatistiklere göre, Türkiye’deki en başarılı dış politika odaklı kurumlardan biri Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM). Birçok konuda listeye girmeyi başaran EDAM, bünyesinde Sinan Ülgen, Can Kasapoğlu, Tacan Ildem, Can Selçuki, Aslı Aydıntaşbaş gibi tanınmış araştırmacıları barındırıyor. Güvenlik, Siber politika, Ekonomi&Enerji ve Açık Kaynaklı İstihbarat alanında çalışmalar yapan EDAM, bu konuda Türkiye’de İstanbul merkezli öne çıkan bağımsız kuruluşlardan biri.
1974 yılında kurulmuş köklü ve hâlâ yayın hayatını sürdüren Dış Politika Enstitüsü (DPE), ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı başkanlığında dış politikaya yönelik araştırmaları ve eğitimlerini sürdürüyor.
Bunun yanında Türkiye’de farklı alanları ve bakış açılarını çalışan kuruluşlar da bulunuyor. Örneğin Rusya Araştırmaları Merkezi (RUSEN) genelde Rusya ve Avrasya üzerine çalışmalar yaparken, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) de genel olarak İran ve Orta Doğu üzerine yayın yapıyor. Ayrıca daha geniş bir perspektif olarak Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Al Sharq Forum Orta Doğu’yu incelerken, Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Derneği (ORDAF) ise Orta Doğu ve Afrika politikalarının buluştuğu yerleri inceliyor. Düşünce kuruluşlarına yönelik ilgi arttıkça, ihtiyaca dayalı olarak bölgesel incelemelere dayalı merkezler de oluşuyor. Örnek olarak Güney Asya, Avrupa Birliği, Kafkasya ve Avrasya gibi alanlarda da düşünce kuruluşları oluşmuş durumda. Ankara Politikalar Merkezi (APM) ise daha çok emekli diplomatların çalışma ve yorumlarını öne çıkaran bir kurum olarak ayrışıyor.
Kısa kısa ekonomi
Türkiye’de dış politika kadar olmasa da ekonomiye odaklanan kurumlar da bulunuyor.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ekonomi ile sosyal politikaları birleştirerek sürdürülebilirlik ve kent yönetimi, şeffaflık ve hesap verilebilirlik, cinsiyet eşitliği, göç krizi ve yoksulluk gibi birçok konuya odaklanıyor. 1961 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın öncülüğünde kurulan TESEV, Türkiye’deki en eski düşünce kuruluşlarından biri. Genel olarak sosyo-ekonomik sorunlara odaklanan TESEV’i bu nedenle hem ekonomi hem de sivil politikalara ekledim.
Diğer bir köklü ve önemli düşünce kuruluşu olarak genellikle Avrupa Birliği ile alakalı iktisadi ve politik çalışmalar yapan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) da, özel bir bölgeye yoğunlaşmış bir kurum olarak çalışmalar yapıyor. 1965 yılında İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası öncülüğünde kurulan İKV, bünyesinde birçok akademisyen ve iş insanı barındırıyor.
Türkiye’de ideoloji olarak liberal politika araştırmaları yapan ve “Özgürlük, özel mülkiyet, piyasa ekonomisi” gibi konuları ele alan kuruluş ise, Liberal Düşünce Topluluğu (LDT). Çoğunlukla liberal bakış açısıyla araştırma yapan ve Atilla Yayla’nın kurduğu Liberal Düşünce Topluluğu, bu yönüyle diğer düşünce kuruluşlarından farklılık gösteriyor.
2004’te bir grup iş insanı, akademisyen ve bürokrat tarafından kurulan Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı (TEPAV), genellikle ABD, AB ve daha birçok ülke ve uluslararası organizasyona yönelik ekonomi yönlü araştırmalar yapıyor.
Kısa kısa sosyal politika
Sosyal politika üzerine araştırma yapan kuruluşlar ise özellikle 2000’lerden sonra artış gösteriyor. Özellikle çevre, eğitim, göç ve cinsiyet eşitliği gibi konular toplumda daha fazla yer buldukça bu konulara yönelik kurumlar da çoğalıyor.
Eğitim konusunda öne çıkan kurumlardan biri olan Eğitim Reformu Girişimi (ERG), 2003 yılında Sabancı Üniversitesi altında kurulan ve üniversite öncesi eğitime odaklanan bir düşünce kuruluşu. Eğitim hakkında birçok detaylı analizin yayınlandığı ERG, Türkiye’de düşünce kuruluşlarına yönelik önemli bir örneği oluşturuyor.
Sabancı Üniversitesi altında kurulan diğer bir önemli kuruluş ise İstanbul Policy Center (IPM) olarak öne çıkıyor. İklim, demokratikleşme, çatışma çözümü&arabuluculuk ve kentleşme&yerel yönetişim konuları hakkında detaylı araştırmalar yapan IPM, 2001 yılından beri araştırmalarını sürdürüyor.
Son yıllarda en dikkat çeken konulardan biri olan göç konusu hakkında çalışmalar yapan İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) ve İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER), yaşanan sorunlara yönelik rapor ve analizler üretiyor. Sosyal politikalar konusunda araştırma yapan diğer bir kurum ise sosyal demokrasi ideolojisinin getirdiği ilkelerle çalışmalarını sürdüren Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), 1994 yılında İstanbul’da kuruldu. SODEV, iklim değişikliğinden azınlıklara, yoksulluktan göçmen konularına kadar birçok konu hakkında raporlar sunuyor.