Birleşik Krallık’taki haberciler pandeminin etkilerini değerlendirdi
Yaklaşık üç yıldır hayatımızı etkileyen Covid-19 salgını, medya-okur ilişkisi ve haber takip alışkanlıklarımızı da etkiledi. Pandeminin yarattığı ekonomik sonuçlarla da ilişkili olarak özellikle yerel basının gelirlerinde düşüş yaşandığını biliyoruz. Kamusal alana çıkışa ilişkin kısıtlamalar, habercilerin çalışma koşullarını zorlaştırdı, basılı gazetelerin satışları ciddi biçimde düştü. Bu süreç Birleşik Krallık’ta (BK) nasıl yaşandı?
Birleşik Krallık’taki haberciler, pandeminin basılı gazeteler için oldukça zor bir süreç olmasına karşın dijital habercilik açısından yeni fırsatlar yarattığı görüşünde. Habercilerin çalışma koşulları zorlaşırken yerel basın, özellikle dijital platformlarda daha fazla okuyucuya ulaştı, üyelik ve abonelik oranlarında artış yaşandı. Yerel haberciler, kriz dönemlerinde güvenilir ve gündelik hayat açısından işlevsel enformasyona ulaşma ihtiyacının halkı yerel basına yönlendirdiği, yerel basın ve okur arasındaki ilişkisinin güçlendiği düşüncesinde.
Peki yerel basın yakaladığı bu ivmeyi koruyup okurla sürdürülebilir bir güven ilişkisi kurabildi mi, bundan sonrası için beklentiler neler? Bu soruların yanıtlarını BK’deki habercilerin görüşleriyle değerlendirdim.
Covid-19 salgını BK’ye 2020 yılının başlarında ulaştı ve ülke salgından en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldı. 26 Mart 2020 tarihinde yasal tedbirleri de içerecek biçimde ülkede tam bir kapanma başladı. “Lock-down” olarak adlandırılan kapanma sürecinde, okullar, işyerleri, mağazalar büyük ölçüde kapalıydı, uzaktan eğitim ve çalışmaya geçilmişti. Başbakan Boris Johnson’ın, evden çalışamayanların fiziksel mesafeye dikkat ederek işyerlerine dönebileceklerini açıklamasıyla 10 Mayıs tarihinden itibaren zorunlu bazı iş kolları işyerlerine dönse de kapanma, çeşitli boyutlarda bir yıldan fazla devam etti. Omicron varyantıyla birlikte 2021 yılı Aralık ayının ortalarından itibaren kısıtlamalar yeniden artırıldı.
Galler’de sürdürülebilir habercilik için çalışmalar yapan yerel gazetecilerden biri olan Gavin Thompson’la1 yerel basının sorunlarını ve pandemiden nasıl etkilendiğini konuştuk. Günlük olarak yayınlanan South Wales Argus gazetesinin editörlüğüyle birlikte birkaç dijital platformun da editörlüğünü yürüten Thompson, Galler ve genel olarak tüm Birleşik Krallık’ta medya açısından en önemli sorunlardan birini hemen tüm sektörlerdeki ekonomik girdilerin düşmesi nedeniyle Covid-19 pandemisinin yarattığını söylüyor. Thompson’a göre tüm Birleşik Krallık’ta yerel basın son yirmi yıldır zor zamanlar yaşıyor ve giderek küçülüyor. Pandemi ve özellikle tam kapanma (lock-down) dönemi basının bir süredir içinde bulunduğu zorlukları daha da belirgin hâle getirdi. Basılı gazeteler neredeyse durma noktasına geldi. Diğer yandan Thompson, şaşırtıcı bir biçimde geçen yılın yerel basın açısından “son zamanların en iyi yılı” olduğunu da ifade ediyor. Thompson’ın düşünceleri özetle şöyle:
“Karşılaşılan tüm zorluklara rağmen, şaşırtıcı biçimde, pandemi sürecinde yerel basında istihdam artışı gözlendi. Yaygın ve yerel basında işsiz kalmış haberciler pandemi sürecinde yeniden çalışma olanağı buldular. Özellikle dijital mecralarda daha fazla haberci çalıştı. Hatta bazı küçük bağımsız yayınlar da daha fazla kişiyi istihdam etti. Benim çalıştığım kurumda da benzer bir durum yaşandı. Çünkü insanların habere olan ihtiyacı artmış, yerel haber platformları pandemiye yönelik düzenlemelerin en iyi takip edilebileceği platformlar olarak görülmüştü. Dijital yayıncılık salgın koşullarında iştah kabartan bir alana dönüştü. Bazı şirketler işlerini yeniden büyüttü.”
Thompson’a dijital platformlarda yaşanan okuyucu artışının gelirlere nasıl yansıdığını, okurun dijitalde haber okumak için para ödeyip ödemediğini sordum. Dijitalde yaşanan etkileşim, tıklanma sayıları, öncelikle reklam gelirlerine yansımış. Ancak reklam gelirlerini yerel basın açısından, özellikle de pandemi koşullarında çok büyük rakamlar olarak düşünmemek gerek. Yine de iş, emlak ve yerelde evlere teslimat yapabilen mağazaların reklamlarında bir artış yaşanmış. Bunun yanı sıra okuyucu abonelik sayılarında da artış gözleniyor. Abonelik gelirleri çok büyük rakamlar tutmasa da gelir kaynaklarından biri olarak görülüyor.
Araştırmacı Gazetecilik Bürosu (The Bureau of Investigative Journalism) yerel haber ekibi üyelerinden Shirish Kulkarni de Covid-19 pandemisinin ilk dönemlerinde yerel medyanın hiç olmadığı kadar okuyucu kazandığını belirtiyor. Fakat Kulkarni yerel medyanın bu ilgiye doğru şekilde karşılık veremediği, yakaladığı ivmeyi sürdüremediği görüşünde. Kulkarni, “Halkın habere ve yerel medyaya ihtiyacı vardı. Fakat yerel medya bu ihtiyacı tam olarak karşılayamadı ve yakaladığı ivmeyi kaybetmeye başladı” diyor.
“İhtiyacımız olan şey topluluğun sesi olabilmek”
Şu anda Birleşik Krallık’ta halkın %80’den fazlası çift doz, yaklaşık %65’i ise üç doz aşı yaptırmış durumda. Noel öncesinde getirilen kısıtlamalar kaldırıldı. İş çevreleri ve halkta normalleşme isteği yüksek. Thompson, yerel basının daha fazla kriz koşullarından beslenemeyeceğini belirterek, “Tüm bu olumlu gelişmeler çok fazla iyimser olmamıza olanak sağlamıyor. Çünkü basın bu kez bu okuyucuyu kaybetmeme baskısı altında. İnsanlar pandemi nedeniyle neler olup bittiğiyle fazlaca ilgiliydi ve bu ilgi devam ediyor. İhtiyacımız olan şey normale döndüğümüzde de bu ilgiyi koruyabilmek. Yerel basın normalleşme sürecinde de okuyucu için değer yaratmaya devam edebilmeli” diyor.
Okur için değer yaratmanın yolu da “topluluğun sesi olabilmek”ten geçiyor. Yaşadığınız şehir ya da kasabadaki insanların ihtiyaçlarına cevap verecek, onları gerçekten yansıtabilecek bir haberciliğe ihtiyaç var. Thompson’a göre yerel haberci, haber sunduğu topluluğu görmeli ve kendisi de onlar için görünür olmalı. Haber odalarına sıkışıp kalmadan yaşadığınız topluluğuna dokunan bir habercilik okur için değer yaratabilir.
Topluluk haberciliği (community journalism) Birleşik Krallık’ta oldukça önemsenen kavramlardan biri. Topluluk haberciliği, yerel habercilik kavramından farklı olarak, daha küçük toplulukların sesi olmayı hedefleyen bir habercilik biçimi. Yerel habercilik giderek daha küçük alanları kapsayan ve okurla daha fazla etkileşim içinde olan habercilik biçimlerine doğru yöneliyor.
“Yerel medya ana akım olmaktan çıkmalı”
Kulkarni, Birleşik Krallık’ta yerel medyanın fazlaca ana akım olduğu düşüncesinde. Ona göre yerel medyanın okurla daha güçlü bir bağ kurabilmesi için ana akım olmak yerine, çeşitlilikleri kucaklayan bir haber yelpazesine ve dile ihtiyacı var. Kulkarni’ye göre, bağımsız habercilik yapan yerel medya kuruluşları bile oldukça ana akım bir tutum içinde. Yerel medyanın, Londra merkezli bir habercilik anlayışını bırakmadan okuruyla güçlü bağlar kuramayacağını belirtiyor.
Kulkarni, pandemi sürecinde yaşanan okur sayısındaki artışı da eleştirel biçimde değerlendiriyor ve “okuru sadece tıklama sayısı olarak gören bakıştan kurtulmamız gerekiyor. Evet, okuyucu aynı zamanda gelir demek ama okurla sürdürülebilir bir bağ kurmamız gerek” diyor. Kulkarni özetle şunları söylüyor:
“Yerel medya pazarı farklı, yenilikçi ve kapsayıcı değil. Yerel medya, yaygın medyada gördüğümüz genel sorunları yeniden üretiyor ve bunun yerel okur için değer yaratan bir şey olduğunu düşünmüyorum. Daha kapsayıcı, farklılıkları ve okurun gerçek yaşam deneyimini yansıtıcı yaklaşımları daha fazla fonlamaya, desteklemeye ihtiyacımız var. Pandemi medya açısından zorluklar yarattı, ama medyanın uzun süredir devam eden sorunları vardı zaten. Bu süreci yeni çözümlere kapı açacak bir kriz süreci olarak değerlendirmek lazım. Özellikle pandeminin başlarında yoğunlaşan okuyucu ilgisini okur için değerli ve güvenilir haber üreterek korumak gerek.”
- Thompson Newsquest’in Galler Bölge Editörlüğünün yanı sıra içerisinde South Wales Argus, The National Wales, Barry&District News, Penarth Times ve Free Press Series’ın yer aldığı bir yayın grubunun da editörlüğünü yürütmekte. 2o yıldan fazladır yerel habercilik yapan Thompson, bundan önce İngiltere’de yayınlanan Bath Chronicle ve the Western Daily Press’te editör olarak çalışmış.
- Yaklaşık 20 yıl Londra’daki ulusal ve uluslararası haber kuruluşlarında görev yapmış olan Kulkarni, şu anda Galler’de yerel ve topluluk haberciliği üzerine çalışıyor. Araştırmacı Gazetecilik Bürosu gibi kuruluşlarda görev yapıyor. Son olarak Halkın Haber Odası Girişimi’ni (The People’s Newsroom Initiative) hayata geçirmeye çalışıyor.
Prof. Dr. Emel Baştürk, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesidir. Şu anda TÜBİTAK 2219 Araştırma Bursu kapsamında Cardiff University, School of Journalism Media and Culture’da konuk araştırmacı olarak çalışmaktadır.