“Hakikati öldürmek dünyanın en güvenli suçudur.”
Gazeteci cinayetlerinin cezasız kalmaması için bir araya gelen meslek örgütlerinin oluşturduğu projenin web sayfası bu cümleyle açılıyor.
A Safer World For The Truth (Hakikat için Daha Güvenli Bir Dünya); Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Free Press Unlimited (FPU) ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından kurulan ve gazetecilere karşı işlenen suçlara yönelik adaletin sağlanmasını amaçlayan bir proje. Gazetecilerin öldürülmesinde adaleti sağlamak, cinayetleri araştırmak ve hükümetleri sorumlu tutmak amacıyla halk mahkemesi kuran proje, açılış duruşmasını 2 Kasım’da Hollanda’nın Lahey kentinde yapacak.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de bulunduğu Lahey’de gerçekleşecek sembolik mahkemede 12-13 Ocak 2022’de Sri Lanka’da 2009 yılında öldürülen gazeteci Lasantha Wickrematunge duruşması, 16-17 Şubat 2022’de Suriye’de 2015 yılında öldürülen gazeteci Nabil Al-Sharbaji’nin duruşması ve 23-24 Mart 2022’de Meksika’da 2011 yılında öldürülen gazeteci Miguel Ángel López Velasco’nun duruşması görülecek.
Öldürülen gazeteci yakınlarının da tanık olarak yer alacağı mahkemeye, 2021 Nobel Barış Ödülü sahibi Filipinli gazeteci Maria Ressa, 2018’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akademisyen nişanlısı Hatice Cengiz, 2017’de uğradığı suikast sonucu öldürülen Maltalı gazeteci Daphne Caruana Galizia’nın gazeteci oğlu Matthew Caruana Galizia ve Slovak iktidar partisi ile İtalyan mafyası arasında iş birliği iddiaları üzerine çalışırken 2018 yılında evinde ölü bulunan Slovak gazeteci Ján Kuciak’ın aynı dosya üzerinde birlikte çalıştığı gazeteci Pavla Holcová katılacak.
Halk mahkemesinin, korkunç cezasızlık politikasına izin veren yetkilileri kınamanın ve utandırmanın ötesine geçtiğini söyleyen RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, “Halk mahkemesi yargı tarafından ne yapılması gerektiğine dair somut ve faydalı örnek oluşturmayı amaçlıyor” diyor.
FPU Politika ve Programlar Direktörü Leon Willems, gerçeği açığa çıkardıkları için çok fazla cesur gazetecinin öldürüldüğünü söyleyerek, “Halk mahkemesi, gazeteci cinayetlerinin cezasız kalmasına karşı devletleri harekete geçirecek itici güç olmak istiyor. Bu suçların faillerini adalete teslim etmek için daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız. A safer world for the truth projesine ilham veren şey de budur” diyor.
CPJ İcra Direktörü Joel Simon ise, mahkemenin öldürülen gazetecilerin aile üyelerine ve meslektaşlarına; konuşma ve kendi tanıklıklarını aktarma fırsatını verdiğine dikkat çekiyor: “Geride kalan ve bu öldürülen gazetecilerin kaderini dile getirmek için yorulmadan çalışanlar, çoğu zaman tehdit ve tacizle karşı karşıya kalıyor. Onların sesleri, cezasızlıkla mücadele konusundaki mevcut çabalarda çok önemli.”
Mahkemede savcı konumunda yer alacak insan hakları avukatı Almudena Bernabeu ise, “İfade özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. Gazetecilere karşı işlenen ciddi ihlallerin sıklığı ve hâkim olan yüksek cezasızlık düzeyi endişe verici. Devletlerin sorumluluklarını üstlenme zamanı geldi” diyor.
RSF, FPU ve CPJ verilerine göre, 1992’den günümüze 1407 gazeteci öldürüldü. Cinayetlerin yüzde 80’inde suçlular hüküm giymezken, cezasızlık politikasının Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi uluslararası arenada gündeme gelen vakalarda dahi uygulandığı kaydediliyor.
2019 yılında gazeteci cinayeti davalarının yüzde 86’sında yargılanan herhangi bir fail yok. Gazeteciler tüm dünyada, işlerini yaptıkları için taciz ediliyor, tutuklanıyor, kaçırılıyor ve öldürülüyor. RSF 2021 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 6’ıncı sırada yer alan Hollanda’da tanınmış gazeteci Peter R de Vries temmuz ayında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. De Vries, Hollanda’nın en büyük organize suç örgütü davası olan ve “Morengo davası” olarak bilinen sürecin danışmanlığını yürütüyordu. De Vries’in ölümüyle gazeteci cinayetlerinin güvenli ve istikrarlı olarak kabul edilen ülkelerde de yaşandığı görüldü.
Slovakya’da 1993’den, Ján Kuciak’ın öldürüldüğü 2018’e kadar herhangi bir gazeteci araştırmaları nedeniyle öldürülmemiş olsa da gazetecilere yönelik baskı ve saldırılar devam etti. 2016 yazında araştırmacı gazeteci Milos Majko’nun arabasına bombalı saldırı düzenlendi. 2008 yılında Pavol Rzpal, 2015 yılında ise Miraslov Pejko kaybedildi.
Gazeteci cinayetlerinde yüzde 80 oranında cezasızlık hâkim olsa da soruşturmalarda bazı ilerlemeler kaydediliyor. Gazeteci Lyra McKee, 18 Nisan 2019’da Kuzey İrlanda’da İrlandalı Katoliklerin İngiliz egemenliğine karşı isyan ettiği 1916 Paskalya Ayaklanması’nın yıl dönümünde Londonderry kentinde düzenlenen gösterileri takip ederken vurularak hayatını kaybetmişti. Polis tarafından terör kapsamında değerlendirilen cinayette 2 yıl süren soruşturmanın ardından 4 kişi tutuklandı. Cinayet sonrası Yeni İRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) polisin hedef alındığını, McKee’nin hedef alınmadığını fakat ölümünden sorumlu olduğunu kabul ederek, gazetecinin ailesinden özür dilemişti.
Üç meslek örgütünün hazırladığı gazeteci cinayetleri raporunda Türkiye’den Zaher al-Shurqat (2018), Cemal Kaşıkçı (2016), Naci Jerfin (2015), İbrahim Abdülkadir (2015), Firas Hammadi (2015), Cihan Hayırsevener (2009), Hrant Dink (2007), Ahmet Taner Kışlalı (1999), Metin Göktepe (1996), Seyfettin Tepe (1995), Erol Akgün (1994), Aysel Malkaç (1993), Ferhat Tepe (1993), Kemal Kılıç (1993), Uğur Mumcu (1993), Namık Tarancı (1992), Musa Anter (1992), Hüseyin Deniz (1992), Yahya Orhan (1992), Çetin Abayay (1992), Hafız Akdemir (1992), İzzet Kezer (1992), Cengiz Altun (1992) ve Halit Güngen’in (1992) isimleri yer alıyor.