iletisim-stilleri

Kişilere ulaşmanın sihirli anahtarı: İletişim stilleri

İçeriklerimizi, haberlerimizi yüzlerce, hatta binlerce kişinin okuması niyeti ile hazırlıyoruz. Okurların kimisi daha ilk satırdan sabırsız, bir an önce sonuca ulaşmak isterken kimisi kuşkucu, olabildiğince çok detay ile ikna edilmeye ihtiyaç duyuyor. Okurların farklılık gösteren ihtiyaçları bunlarla sınırlı mı? Hayır, değil: Kimisinin okumaya devam etmek için mutlaka heyecan duymaya, kimisinin de birey olarak önemsendiğini bilmeye ihtiyacı var.

Peki her biri eşsiz ve benzersiz okurları, hayatı algılama ve çevreleriyle iletişim kurma stillerine göre belli başlı ana gruplara ayırmak mümkün olsaydı, nasıl olurdu? 

Bu sorunun altında yatan merakın tarihçesi MÖ. 5. yüzyılda yaşamış meşhur Hipokrat’ın insanları enerjilerine göre dört ana gruba ayırmasına kadar uzanıyor. Her biri eşsiz ve birbirinden farklı insanların öğrenme, düşünme, algılama ve çevre ile iletişim kurma yöntemlerini kategorilere ayırma ve anlamlandırma arayışının uzun bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Günümüzde farklı isimler ve yaklaşımlar altında, ama aslında özünde birbirine çok benzeyen farklı “kişilik-öğrenme-iletişim stili” öğretisi var. Bu farklı öğretilerin temeli ise derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biri olan Carl Jung’un çalışmalarına dayanıyor. Jung, insanların doğuştan içe dönük veya dışa dönük olmak üzere iki farklı temel özelliğe sahip olduklarını tespit etmiştir. 1921 yılında yayımlanan Psikolojide Tipler kitabında bu iki nesnel tutumla birlikte “düşünme, hissetme, duyumsama ve sezisel algılama” olmak üzere dört ana ruhsal işlevi toplayarak sekiz ana kişilik tiplemesi tanımlamıştır. 1944 yılında ise Myers&Briggs isimli anne kız, Jung’un kişilik tiplemelerini temel alarak, bireylerin ve şirketlerin günlük hayatlarında daha anlaşılır ve kolay bir şekilde kullanabileceği “Myers-Briggs Tip Göstergesini (MBTI)” oluşturmuştur. Böylece kişiler dikkatlerini neye odakladıkları, bilgileri algılama biçimleri, karar verme mekanizmaları ve dış dünyayla ilişki kurma tarzlarına göre on altı farklı gruba ayrılmıştır.

Modern dünyamızda çeşitli global kuruluşlar kendi patentleri altında analizler yaparak kişilik envanterleri çıkartmakta ve bu kişilik tiplemelerini renklere göre kodlama, çeşitli isimler takma gibi yöntemlerle bireylerin ve şirketlerin farkındalığını artırmaya çalışmaktadır. Insights DiscoveryMyer-Briggs Tip Göstergesi, DiSC Profilleri, 16 Personalities, Social Styles Model bahsi geçen global kuruluşların başında gelmektedir. Örneğin, DiSC® Profillerine göre, bu yaklaşım aşağıdaki kazanımları sağlıyor:

  • Kişisel farkındalık edinme: Eş, dost ve çevre ile ilişkilerimizin güçlenmesini sağlamak
  • Takım çalışması geliştirme: İçinde bulunduğumuz ekiplerle güçlü ilişkiler kurmak
  • Çatışmaları yönetme: İletişim kökenli engelleri ortadan kaldırmak
  • Satış becerilerini geliştirme: Müşterinin ihtiyacına uygun bir iletişim stili benimsemek
  • Yöneticilik becerilerini geliştirme: Ekip üyelerine hitap eden bir dil kullanabilmek
  • Etkin ve yargısız bir eğitmen olabilme: Tüm öğrencilere tek tek ulaşabilmek

Eleştirel bir bakışla kişiliği bu şekilde tanımlamak ve gruplandırmak “bir yıkım” ya da toplamda yaklaşık 2 milyar dolarlık bir endüstriye tekabül eden ticari bir araç.

Bunu da akılda tutarak, gazetecilerin günümüzün hikâye anlatıcıları olarak dünyayı farklı algılayan kişilere hitap edebilmek, birden çok iletişim tarzına sahip kişilere ulaşabilmek isteyebileceklerini düşünerek çok kolay bir şekilde öğrenip uygulanabilecek 4 ana iletişim stilini tanıyalım.

4 temel profili tanımlamaya yönelik basit öneriler

Birinci soru: Karşımızdaki kişi resmi mi, gayriresmi mi?

Resmi kişilerin seslerindeki duygu daha monoton, konuştuğu konular daha çok görevler üzerine ve olayları tanımlama şekli daha çok gerçekler ve veriler odağında olacaktır. Tanımlayıcı sıfatlar; tedbirli, mesafeli, serin kanlı, ölçülü, düzenli ve kontrollü olarak sıralanabilir. 

Gayriresmi kişiler ise inişli-çıkışlı ses tonlamaları, bol bol el ve kol hareketi kullanımları, rahat bir vücut duruşu ile göze çarpar. Ayrıca bu kişiler konuşurken tercihen insan odaklı temaları seçmeleri eğilimi gösterirler. Resmi kişilerin aksine, gerçekler ve veriler yerine konuşmalarında ağırlıklı olarak fikirler, hikâyeler ve kişisel görüş paylaşımları yer alır. Gayriresmi kişileri tanımlamaya en uygun sıfatlar ise kolay yaklaşılabilir, rahat, sıcak ve arkadaş canlısıdır. 

İkinci soru: Karşımızdaki kişi içe mi dönük, dışa mı?

İçe dönük kişilerin konuşma hızları yavaş, konuşma miktarları az ve sessizdir. Dışa dönük kişilere göre daha az göz teması kurarlar. Görünümleri sakin, sabırlı ve düşüncelidir.

Dışa dönük kişileri daha baskın profiller olarak algılarız. Kendilerini hızlı hızlı ve bol miktarda, bir de yüksek sesle konuşmalarından ayırt edebiliriz. Dışa dönük kişilerin vücut dilini gözlemlediğimizde adeta birazdan bulunduğu yerden bize doğru zıplayacakmış gibi öne doğru olduğunu fark ederiz. Çoğunlukla hareketli, meydan okuyucu, kararlı ve rekabetçidirler.

İşte şimdi bu iki sorunun cevaplarını derleyerek 4 farklı stili tanımlayabiliriz! 

  1. Resmi&Dışa Dönük: Kontrolcü Kişi 

Bu profil, kendine güveni yüksek ve başkalarına liderlik etmeyi seven kişilerden oluşur. Düzen ve organizasyon sever. Biraz sabırsız, zor dinleyen ve dinlediği içerikte mantık arayan özellikleri ile öne çıkar. Akılında en çok “Ne?” sorusu vardır. Bir yazının sonuna kadar okumaya tahammülleri olmayabilir. O nedenle bu profili yakalayabilmek için kısa ve öz mesajlar vermek, olabildiğince erken yazımızın, konuşmamızın ya da dersimizin hedefi ve sonucuna dair bilgi sağlamak gerekir.

  1. Gayriresmi&Dışa Dönük: Teşvik Edici Kişi 

Bu profil, aktif ve hızlı kişilerden oluşur. Değişken ortam ve konuları sever. İlham verici ve eğlendirici faaliyetlere bayılır. Detaylar bunaltıcı gelir, derinlemesine analiz yapmak yerine olabildiğince hızlı ve pratik bir şekilde ilerlemeyi sever. Akıllarında en çok kişisel bir soru olan “Kim?” vardır. Bu profile ulaşmak için heyecan yaratmak, dikkat çekmek gerekir. Birbirinden ilginç hikâyeler ve örnekler kullanarak eğlenceli bir anlatım tercih edebiliriz. 

  1. Gayriresmi&İçe Dönük: Destekleyici Kişi

Bu profil; rahat, sempatik ve yardımsever kişilerden oluşur. Kendilerine değer verildiğini bilmek çok hoşlarına gider! Duygular ön planda, mantık ise ikinci planda kalabilir. Başkalarının duygu durumlarını, memnuniyet ve mutluluklarını çok önemserler. Akıllarındaki temel soru başka kişiler hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardım edecek “Neden?” sorusudur. Bu kişilere ulaşmak için olabildiğince çok duygusal içerik ve bahsi geçen konu ile empati yapmalarını sağlayacak yönde bilgiler verilmesi iyi olabilir. 

  1. Resmi&İçe Dönük: Analizci Kişi 

Bu profil, olayları problem çözme gibi görür. Çok soru sormasından ötürü dışarıya zaman zaman kararsızmış gibi gözükse de, aslında amacı karar verme sürecinde olabildiğince çok bilgi toplamak ve harekete geçmeden sağlıklı bir analiz yapmaktır. Akıllarında teknik ve analitik alanlara yönelik “Nasıl?” sorusu bulunur. Temel yaklaşımı şüpheci olduğundan, bu kişilere ulaşabilmek için olabildiğince çok veri, bilgi, kanıt sunmak gerekir. Analizci kişiler risk almayı sevmediklerinden ve çabuk güvenemediklerinden düzenli, rasyonel ve sistematik bir biçimde ne kadar çok teknik bilgi sunabilirsek, kendilerine o kadar kolay ulaşırız. 

Amacımız aslında röportaj yaparken, haber yazarken, daha genç gazeteci arkadaşlara mentorluk yaparken, yöneticilerimizle ilişkimizde ve haber odasında herhangi bir iş arkadaşımızla bir konuda çalışmamız gerektiğinde başvurabileceğimiz pratik bir kaynak oluşturmak. Yalnızca gazetecilikte değil, günlük hayatımızda da sürekli iletişimde olmak durumunda olduğumuz kişileri anlamlandıramadığımızda, en sağlıklı iletişimi kurabilmek için karşımızdaki kişinin stilini anlayıp, buna göre strateji geliştirebiliriz.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir