“Ev gazetecileri” için pratik ve düşük maliyetli yayın tarifleri

evden-yayin-yapmak-haber-gazeteci

Dijital medya araçları geliştikçe, haber yapmak için stüdyoların elzem olmadığı anlaşıldı. Her ne kadar yeni medya; gelenek oluşturma, usta çırak ilişkisi çerçevesinde bilgi aktarımı, uzmanlaşabilme gibi imkânlar açısından büyük haber merkezlerinin yerini dolduramasa da, bağımsız gazeteciler için dijitalleşmenin sunduğu olanaklar hayat kurtarıcı. Bugün yayın yapmak isteyen biri; gelişmiş kamera ve ışık sistemlerine, rejiye ya da kurgu odasına ihtiyaç duymaksızın; bilgisayarının önünden kalkmadan, tek başına yayın yapabilir.

Bu yazıda, karantina dolayısıyla evden çalışmak zorunda kalan, hâlihazırda işsiz olan fakat gündeme dair görsel içerik üretmekten de geri durmak istemeyen veya serbest çalışan gazeteci ve gazeteci adaylarının evden yayın yapmalarını kolaylaştıracak temel bilgilere yer vereceğiz.

YouTube, Facebook, Periscope, Twitch gibi çeşitli mecralar üzerinden canlı yayın yapabilirsiniz. Buralarda yayın yapmanız için öncelikle yapmanız gereken bir hesap açmak. Streamyard, aynı anda birden fazla platformda (YouTube, Periscope, Twitch, LinkedIN vb) yayın yapmanıza olanak verdiği için ve arayüzü yayıncıya rejiden beklenen asgari imkânları sunduğu için yazının bu kısmında Streamyard üzerinden gideceğiz. Streamyard üzerinden nasıl yayın yapılacağıyla ilgili detaylı bir yazı için Büşra Uygun’un yazısına bakabilirsiniz. Streamyard’ın sağladığı olanaklara gelecek olursak:

Kendi kendinizin rejisi olun 

VTR: Eğer haber bülteni formatında bir yayın yapacaksanız ya da yayınınızda kurgulanmış ve seslendirilmiş görüntülere yer vermek niyetindeyseniz, bu videoları yayından önce Streamyard paneline yükleyip yayın sırasında açabilirsiniz. Bültene serpiştirilen bu gibi kurgulanmış görüntüler reji dilinde VTR (Video Tape Recorder) olarak anılır.

DSF: Yayın sırasında, yine Streamyard paneline daha önce yüklemiş olduğunuz videoyu ekrana verip üzerine konuşabilirsiniz. Bu reji jargonunda DSF’ye (Doğal Ses Fonda) tekabül eder. Fakat Streamyard içinde görüntünün boyutlarını değiştirme imkânınız bulunmadığı için, görselin ekranı tamamen kaplaması için boyutunun 1920×1080 olmasına dikkat edin. 

Kuşak: Yayın sırasında konuğun söylemiş olduğu ya da konuyu bir cümleyle özetleyen bir cümleyi alt bant olarak ekrana verebilirsiniz. Kuşak yerine bugün yaygın olarak KJ kısaltması kullanılır. Streamyard’da bir yandan yayını sunup bir yandan spontane altyazı hazırlamakta zorlanıyorsanız, yayında görünmeyecek şekilde size eşlik edecek bir üçüncü kişiden yardım alabilirsiniz. Bu durumda üçüncü kişi reji görevini üstlenmiş olur. 

KJ: Karakter Jeneratörü’nün kısaltmasıdır. Yayına konuk alınan kişinin isminin ve titrinin yazdığı kısımdır.

Harici kamera kullanma 

Harici bir kamera ile canlı yayın yapacaksanız, kameranızı bilgisayara tanıtabilmeniz için kodlayıcıya (yazılım ya da donanım kodlayıcı) ihtiyacınız olacaktır. Ekstra bir donanım almak istemiyorsanız internet üzerinden bir canlı yayın yazılımı (Open Broadcaster Software (OBS), Stage Ten, Streamlabs) indirebilir, yazılımı kurduktan sonra yayını yapacağınız platforma kameranızı tanıtarak yayına başlayabilirsiniz. Donanım almanız hâlinde birden fazla kamerayı ve mikrofonu bilgisayarınıza bağlayabilirsiniz. 

Harici kamera kullanmanız durumunda yayını oturarak mı yoksa ayakta durarak mı yapacağınıza göre, kameranın konum ve açısını ayarlamanız gerekir. Sıra dışı bir niyetiniz yoksa, kamerayı göz hizanızla aynı seviyede konumlandırdığınızdan emin olun. Bunun için tripod kullanmak en uygunudur, ama kamerayı yüksek bir yere sabitleme imkânınız varsa bunu da yapabilirsiniz. Eğer sürekli yayın yapmak niyetindeyseniz ve her defasında aynı kadrajın olmasını istiyorsanız, kamerayı koyduğunuz yere ve durduğunuz yerin zeminine tebeşir ya da bantla birer işaret koyabilirsiniz. Duruş açınızın da aynı olmasını istiyorsanız bandı pusulaya benzeyecek şekilde yapıştırabilirsiniz.

Eğer yayın yaptığınız ortam yeterince güneş almıyorsa, ortamdaki ışık yetersizse ve harici ışık kaynağı kullanacaksanız, bu ışık kaynağının doğrudan yüzünüze yansımamasına dikkat edin. Softbox’lar ışık kaynağının doğrudan kişinin yüzüne yansımasıyla ortaya çıkan parlamaları önler; softbox alma imkânınız yoksa, kendi imkânlarınızla yapmayı deneyebilirsiniz.

Yayında sesin görüntüden daha önemli olduğu video haber üretenlerce sıklıkla vurgulanır, bu yüzden ses kalitesine olabildiğince özen gösterin. Telefonunuz ya da kameranız ses alsa da yayın sırasında aranızda mesafe olacağından ve bu mikrofonlar ortam sesini de aldığından, harici mikrofon kullanmamanız hâlinde, yayınınızın amatör bir havası olacaktır. Harici mikrofon olarak, hem doğrudan konuşan kişinin sesini alması açısından hem de düşük maliyeti nedeniyle yaka mikrofonlarını tercih edebilirsiniz. Kablolu bir mikrofon alacaksanız, kamerayla aranızdaki mesafeye göre kablonun uzunluğunu göz önünde bulundurun. Kablosuz ya da kablolu, her iki durumda da uyum sorunu yaşamamak adına mikrofon seçiminizi kameranızın markasını dikkate alarak yapmanızda fayda var.

Mikrofon ya da ses kayıt cihazınızı bilgisayarınıza bağlamadan kullanmayı planlıyorsanız, kurguda ses ve görüntüyü eşleştirmeniz gerekir. (Bu durumda canlı yayın yapamazsınız.) Bunu kurgu programlarındaki “senkronize etme” özelliği sayesinde kolaylıkla yaparsınız fakat program ses ve görüntüyü eşleştiremeyeceği için, bu özellikten yararlanabilmek için iki ses bandınızın (kameranın aldığı ses ve mikrofonun aldığı ses) olması gerekir. Dolayısıyla kullanmayacak olsanız da, çekim sırasında kameranızın da ses almasına dikkat edin. 

Canlı yayın sırasında nelere dikkat etmeli?

İzleme sayıları ve yorumlar üzerinden izleyicinin ilgisini görmek ve yorumlayabilmek açısından canlı yayının avantajları var, öte yandan teknik sorunlar canlı yayınınızı sabote edebilir. Bunları en aza indirgemek adına, sunuculuğa yeni başlayanlara deneyimli sunucular tarafından sıklıkla verilen belli başlı tavsiyelere gelecek olursak:

Yükselen tansiyon: Konuğunuz ya da konuklarınız küfredebilir, birbirlerine ya da yayında olmayan bir kişiye hakaret edebilir ve bunlar sizin de canınızı sıkabilir. Bunun olmasını istemiyorsanız, riski azaltmak adına, tansiyonun yükselebileceğini öngördüğünüz birine yayın yapmadan önce bu konulardaki hassasiyetlerinizi belirtebilirsiniz. Tartışmanın sürmesi hâlinde konukları sessize alıp izleyenlere açıklama yaptıktan sonra yayını kapatabilirsiniz. 

Mimik ve jestler: Konuğun söylediği bir söz karşısında ya da hazırladığınız haberle ilgili duygunuzu ifade etmek istediğinizde ölçülü olmaya dikkat edin. Ekrandaki tek değişken unsur olacağınız ve izleyicinin dikkati yalnızca sizin yüzünüzde olacağı için yüz ifadenizdeki değişiklikler izleyiciye birkaç misli şiddette geçecektir. Bu durum, amatör görünmenize yol açabilir. Bu, her ne kadar genç sunuculara söylenegelen bir tavsiyeyse de mimikleriyle öne çıkan ve seyircinin sempatisini kazanan örnekler de yok değil. 

Nötr ifade: Özellikle keskin yüz hatlarına sahipseniz, nötr bir ifade sizi asık suratlı gösterebilir. Gülümsemek için özel bir gayret sarf etmemeniz hâlinde konuk ya da izleyici sizin ilgisiz, yorgun ya da öfkeli olduğunuz hissine kapılabilir. Gülümsemeniz sesinize de yansıyacak, sizi enerjik gösterecektir. 

Bağlantı sorunu: Yayından önce konuğunuzun bağlantısının iyi olup olmadığını görmek adına prova yapın. Fakat her zaman olası bağlantı sorunlarına karşı bir B planınızın olmasında fayda var. Bu önceden hazırlanmış bir metin ya da video olabilir. Bu, sorun çözülene kadar izleyicinin ilgisini tutmayı mümkün kılar. 

Bilgisiz görünmek: Önceden hazırlanmadığınız ve çok da iyi bilmediğiniz bir konuda (özellikle doğrudan konuğunuzla ilgili bir şeyse) tahmin yürütmeniz ya da emin olmadan söylemeniz, izleyici nezdinde yayına hazırlıksız çıktığınız izlenimi yaratabilir. Bu yüzden yayın sırasında spontane açılan bir konuda kendinize güvenmiyorsanız ve gelen eleştiriler canınızı sıkacaksa fikrinizi söylemekten ya da doğrudan soru sormaktan kaçının.

Saçmalamak: Yayında söylemek istemediğiniz bir şeyi söylemeniz durumunda ya da kendinizi yanlış ifade ettiğinizi düşündüğünüzde heyecanlanmayın. Heyecanlandıysanız ve durumu toparlamak adına açıklama yapmak istiyorsanız heyecanınızın yatışmasını bekleyin. Heyecanlı hâlde durumu kurtarmak için söyleyeceğiniz sözler, sonradan daha fazla pişman olmanıza yol açabilir.

Evi stüdyoya dönüştüreyim derken rezil olmayın: Yeşil perde 

Eğer yayın yaptığınız yerin arka planını geleneksel stüdyo arka planına dönüştürmek niyetindeyseniz, ışık sorununuzun olmaması ve kurgu yaptığınız programdaki Chroma Key (Renk Anahtarı) özelliğini iyi kullanmanız gerekir. Arka fonu yeşil perdeyle kurduysanız, perdede kırışıklar olmamasına dikkat etmeniz gerekir, ki bu hayli güçtür. Perdedeki kırışıklıklar ışığın kumaş üzerindeki dağılımını doğrudan etkilediği için kurgu sırasında yeşili ortadan kaldırdığınızda ne kadar titiz çalışsanız da görüntüde bozulmalar olur ve bu yayınınıza amatör bir hava verir. Bu yüzden illaki “greenbox” kullanmak niyetindeyseniz, perde yerine pano almanız ya da duvarı yeşile (mavi de olabilir) boyamanız daha uygun olacaktır, öte yandan ışığın eşit dağılması için ışık kaynağı ile duvar arasındaki mesafe ve açıya dikkat etmelisiniz.

Yeşil arka planı kurguda yok ettikten sonra arka plana istediğiniz görseli seçebilirsiniz. Kendi arşivinizden uygun gördüğünüz bir fotoğraf da olabilir, telifsiz görsel sitelerinden indirebileceğiniz stok görüntü de. Burada dikkat etmeniz gereken, perspektifi iyi ayarlamanızdır. Örneğin yayın yaptığınız masayı dahil edecekseniz masanın ayaklarının (görünmese de) kullandığınız arka planda zemine değdiğini varsayın. Bununla birlikte masanın yüzeyinin mat olmasını tercih edin, aksi takdirde yeşil perde masaya yansıyacak, Chroma Key kullanımı sırasında bu masa yüzeyinin de bozulmasına yol açacaktır.

Bunun yanında, eğer stüdyo görseli kullanacaksanız, sizinle aynı stüdyo arka planını kullanan biriyle karşılaşmaya hazır olun. Bunu istemiyorsanız, seçtiğiniz arka plan görseli üzerinde ufak değişiklikler yapabilirsiniz. (Tabii bazı görsellerin, üzerinde değişiklik yapılmasına izin vermediğini göz önünde bulundurun.) Bunun en kolay yolu, çözünürlüğe dikkat etmek kaydıyla, basitçe görselin boyutlarıyla oynamak ya da renk ayarlarında değişiklikler yapmaktır.

Bant yayınının kurgusu ve canlı yayın sırasında kullanılacak görsellerin hazırlanması

Yayını canlı yapmayacaksanız ve sunumunuza görseller ve videolar katmak istiyorsanız, temel düzeyde kurgu bilmeniz gerekir. Adobe Premiere, Final Cut, iMovie, Avid, DaVinci gibi programlarla kurgu yapabilirsiniz. Medya kuruluşlarında Final Cut ve Adobe Premiere kullanmak yönünde bir eğilim vardır. Final Cut, kullanıcıları tarafından Premiere’e göre daha pratik bulunsa da, yalnızca Mac’te çalışması gibi bir dezavantajı var. Premiere’in avantajı ise, Adobe tabanlı diğer programlarla (Photoshop, After Effects, Illustrator) uyumlu olmasıdır. Bu sayede, Premiere’de yayınınızın kurgusunu yaparken timeline’a (zaman akışına) koyduğunuz görüntünün bir frame’ini (karesini) alıp farklı bir programda açabilir, o programda yaptığınız değişiklikleri kaydederek zahmetsizce kurguya devam edebilirsiniz.

Sunumunuzu harici kamera karşısında yapacaksanız ve eğer önceden hazırlamış olduğunuz bir metne bağlı kalmak istiyorsanız, telefonunuza prompter uygulaması yükleyebilirsiniz. Prompter’ın yazıları okuyabileceğiniz bir mesafede olmasına (yazıların puntosunu büyütüp küçültebilirsiniz), kameranın hemen yanında olmasına dikkat edin ve yazının akış hızını okuma hızınıza göre ayarlayın. Bunlara dikkat ettiğiniz ölçüde kamerayla göz temasınızı korumanız mümkün olur. Bir diğer seçenek prompter’a okuyacağınız metni kelimesi kelimesine yazmak yerine önemli noktaları not alıp haberi spontane biçimde sunmaktır. Kamera önünde yeterince rahat olduğunuzu düşünüyorsanız bunu da yapabilirsiniz. Bu yayınınıza daha doğal ve samimi bir hava verecektir.

Banttan yayının, canlı yayın karşısında, olası hataları telafi etmek dışında avantajları da bulunuyor. Streamyard’daki standart alt banda karşılık, kendi alt bant tasarımınızı yapabilir, çerçeveler koyabilir, logolar ekleyebilirsiniz. Ayrıca istatistiklere yer verdiğiniz bir haberde Flaticon benzeri telifsiz ikon sitelerinden bilgisayarınıza PNG görüntüleri indirerek basit grafikler hazırlayabilirsiniz. Bir adım ileri gitmek isterseniz, bilgisayarınıza Freepik gibi sitelerden telifsiz vektörel görsel indirip, Illustrator ile üzerinde değişiklikler yaparak (yine değişikliğe açık ya da kapalı olması uyarılarını göz önüne alarak) kendi PNG’lerinizi hazırlayabilirsiniz. Bunlar yayınınızın özgün olmasını sağlar. Bunun yanında dilerseniz haber görüntülerinin üzerine (her ne kadar haberciliğin ruhuna aykırı olduğu yolunda görüşler olsa da) müzik ekleyebilirsiniz.

Yazar hakkında

Defne Sarıöz

Defne Sarıöz Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Medyascope ve Yeşil Gazete’de çalıştı. Çeşitli mecralar için video haber üretti. Serbest gazetecilik yapıyor.