Twitch platformunu artık bilmeyeniniz olduğunu sanmıyorum. Bundan üç-dört yıl öncesine kadar genellikle “Oyuncuların canlı yayın platformu” olarak bilinirken, bu dört yıl içinde kültür-sanat yayınlarının da yapıldığı, hatta siyasi kişiliklerin bile bazen kendi kanallarından, bazen de başkalarının yayınlarına konuk olarak ara sıra uğradığı bir platforma dönüştü.
Eh, bu popülarite hâliyle ülkemize de uğradı. 2018’e kadar bu site üzerinden sunulan abonelik ve Bit sistemleriyle para kazanan yayıncılar, 2018’den bu yana kontrolden çıkmış bir şekilde yükselişte olan döviz kuru yüzünden izleyicilere “Arkadaşlar aylık 5 dolar vererek destek olabilirsiniz!” demekten biraz utanır hâle geldi. İzleyiciler de normal olarak destek olmak istedikleri yayıncılara destek olamaz oldu.
Fakat bundan yıllar önce Amazon tarafından satın alınan Twitch’i de etkileyen bir gelişme olmuştu Eylül 2020’de: Amazon Prime Türkiye’ye yerel fiyatlandırmayla gelmişti. Aylık 7,90₺ gibi gerçekten uygun bir fiyata Amazon Prime video içeriklerine erişebiliyor, Amazon Gaming’den birçok oyun için ek ödüllere ve hatta ücretsiz oyunlara erişebiliyor, Amazon üzerindeki siparişlerinizde ücretsiz kargodan faydalanabiliyor ve Twitch’te de bir kanalla sınırlı olmak üzere istediğin kanala ek bir ücret ödemeden abone olabiliyordunuz.
Bu gelişme birçok yayıncıyı, özellikle az ya da ortalama izlenen yayıncıları, çok olumlu etkiledi. Twitch’te kullandığınız bu ücretsiz abonelik, yayıncıya normal abonelik fiyatı olan 5 dolardan kesiliyordu ve izleyiciler uygun bir miktar ödeyip sevdikleri yayıncılara destek oluyor, yayıncılar da uzun süredir görmedikleri bir gelir artışı yaşıyordu. Ama ya Jeff Bezos amcamızı birileri dürtmüş olsa gerek, ya da birazcık daha pozitif bir şekilde yorumlamak gerekirse Twitch ekibi yerel fiyatlandırmanın abonelik ve etkileşimleri ne kadar etkilediğini görmüş olsa gerek; bu kazan-kazandır (win-win) durumu pek de uzun sürmedi. Twitch, 17 Mayıs 2021’de resmi sayfalarından paylaştığı blog yazısıyla Türkiye ve Meksika’yla başlayacak bir yerel fiyatlandırma dalgasının 20 Mayıs’ta başlayacağını duyurdu.
Bu haberi ilk gördüğümde sevinmiştim. Twitch’te hem içerik üretici hem de içerik tüketici olarak bulunan biriyim ve ilk önce “tüketici” yanım sevindi, çünkü artık sevdiğim ve yıllardır izlediğim yayıncılara daha rahat bir şekilde destek olabilecektim. Üretici olarak da sevindim aslında en başta; daha fazla insan destek olabilecek ve etkileşime geçebilecekti. Ama sonra fark ettim ki bu fiyatlandırmayla 8 aylık “Amazon’u kandırma” dönemi de son bulacaktı. İşin şakası bir yana biraz detaylıca açıklayayım durumu.
Neler değişti?
Değişen şeylerin başını beklendiği gibi fiyatlandırma çekiyor. Twitch’te 3 kademe şeklinde sırayla 5, 10 ve 25 dolar olan fiyatlar 10, 20 ve 50 Türk lirası olarak değiştirilmiş bulunmakta. Bu noktada yayıncılar için neyin problem olduğunu anlamak gayet kolay. Bunun yanı sıra Amazon Prime’la verilen bedava abonelik de elbette bundan etkileniyor. Yayıncının kazandığı gelir bir anda 4 kat düşüşe geçiyor ve bu az bir miktar değil. Kendi gelir istatistiklerimden örnek vermem gerekirse yerel fiyatlandırmanın gelmediği şubat ayında 43 aboneyle 91 dolar kazanırken, yerel fiyatlandırmanın vurduğu ilk ay olan Haziran’da 88 abonelikle 51 dolar kazandım.
Twitch bu işi “planlı” yaptığını göstermek adına yerel fiyatlandırmadan etkilenen yayıncılar için aslında hiç de fena olmayan bir sistem de hazırlamış. “Yayıncı gelir ayarlama teşviki” dedikleri bu sistemle, yayıncı bir ay boyunca Twitch’in yayıncıya verdiği saat toplamı yayın yapar ve önceki aylarının kazancının ortalamasına ulaşamazsa, Twitch o ortalamayı cebinden ödüyor. Ödeyeceği yüzde, ilk üç ay aradaki farkın tamamıyken; bu yüzde üç ayda bir %25 oranında düşüyor ve 12. ayın sonunda da bitiyor ve yayıncı kendi hâline bırakılıyor. Twitch’in bunu planlarken düşündüğü şey muhtemelen her yayıncının düzenli bir yükseliş göreceği. Bu öngörünün doğru olup olmadığını zaman gösterecek.
Büyük yayıncılar için aslında pek de problem yok gibi görünüyor. Bazılarının Twitch’te kalması için kendilerine zaten Twitch tarafından sabit bir gelir verildiği dedikodularının olması bir yana, yerel fiyatlandırmadan maddi açıdan en pozitif etkilenenler de onlar olacaktır izleyici ortalamalarını düşünürsek. Bu noktada en çok etkilenenler; izlenme sayıları az, küçük bir topluluğa sahip olan Partnerler ile Twitch’in partner olma onayı vermeyip yine de abonelik gibi partnerlik bonuslarından faydalanabilen İştirak programına dahil olan yayıncılar. Benim açımdan da “Yayıncı gelir ayarlama teşviki” birkaç aylığına da olsa bir rahatlık sağlıyor. Sonraki aylar için Twitch gibi ben de düzenli bir artış beklemek dışında bir şey yapamıyorum. Asıl sıkıntıyı bu işe yeni başlamış ya da zaten daha da niş bir topluluğa hitap edenlerle İştirak Programına dahil olanlar yaşıyor. Bunun en büyük sebebi de bu yayıncıların neredeyse hiçbirinin bu teşvik programından yararlanamıyor olması. Bu yayıncılar zaten üç-beş ayda Twitch’in ödeme sınırı olan 100 dolara zar zor ulaşırken, şimdi bu süre iyice yükselmiş durumda. Abone sayısının artması tabii ki yayıncıya psikolojik olarak pozitif bir etki bırakıyor, fakat insanların emeklerinin karşılığını maddi olarak almak istemeleri de gayet doğal.
Peki neler düzelebilir?
Bu noktada önerilebilecek ilk şey İştirak Programına dahil olan yayıncıların da bu teşvik sisteminden faydalanabilmesi olur. Zaten birçok partner özelliğinden faydalanamıyorlarken bundan dışlanmaları Twitch’in “Her yayıncı bizim için aynı değerde” laflarının içini bayağı bir boşaltıyor.
Bir diğer (ve belki de en büyük) yapılabilecek değişiklik de Google’ın YouTube Partnerleri için uyguladığı, yerel fiyatlandırma bölgesinde bulunan yayıncılar için olan ödeme limitini düşürmek olur. Böylece fiyatlar değişmediği için izleyicileri, düzenli gelir geldiği için de yayıncıları memnun edebilirler. Kabul edin ya da etmeyin, maddi kazanç en teşvik edici unsur.
Ama değişmemesi gereken bir şey varsa o da kesinlikle bölgesel fiyatlandırmanın kendisi. Twitch yıllar sonra hem izleyicileri hem de yayıncıları memnun edecek bir şey yaptı fakat her ne kadar planlı görünse de birçok eksiği ve düşünülmemiş noktası da var. Belki dediklerimi düşündüler ama yapmak için bazı yasal sınırlamalarla karşılaştılar. Fakat söz konusu olan platformun Twitch ve arkasında da Amazon olduğunu düşününce bana karşılaşabilecekleri herhangi bir yasal engelin altından kalkamayacakları pek mantıklı gelmiyor. Benim merak ettiğim asıl şeyse bu 12 aylık süreçten sonra biz yayıncıları neyin bekliyor olacağı. Şu anki duruma bakınca pek umutlu olmasam da bekleyip görmek dışında pek bir şansımız yok.