E-bültenler, yıllardır öyle ya da böyle bir şekilde karşımıza çıkıyor ve farklı girişimlerce kullanılıyor. Reuters Enstitüsü’nün 15 Haziran’da yayınlanan 2022 Dijital Gazetecilik Raporu’na göre, Türkiye’den araştırmaya katılanların yüzde 14’ü habere mail üzerinden ulaşıyor. Öte yandan, bültenlerin haber endüstrisindeki rolü de sık sık tartışılıyor.
Gazeteci David Tvrdon’a göre, bültenler bir okur edinme aracı. Tvrdon’un bu konudaki yorumu şöyle:
“Bültenler, okuyucuları para ödeyen destekçilere dönüştürmek ve ayrıca elde tutmak (kitlelerinin ödeme yapan destekçileri olarak kalmasını sağlamak) için kullanılıyor. New York Times örneğinde olduğu gibi.”
Geçmişte, medyada haber bültenlerinin çoğunun sadece manşet listeleri olduğunu söyleyen Tvrdon, bu durumun zamanla değiştiğini de ekliyor:
“Bülten stratejileri gelişti, gelişiyor ve e-posta birincil içerik dağıtım aracı haline geldi, geliyor. Okuyucular, tüm içeriği gelen kutularında görmeyi ve kendileri için uygun olanı istedikleri zaman tüketmeyi tercih ediyor.”
Bütüncül bir deneyim
Tvrdon, bana göre haklı. Sıkı bir bülten okuru olarak, sonsuz ana sayfa ziyaretine ve haber tsunamisine maruz kalmak yerine e-posta kutumu birincil içerik aracı olarak kullanıyorum. Böylelikle bütüncül bir deneyime erişebiliyor ve çıktıları da düzenli olarak değerlendirebiliyorum.
Bir diğer yandan, medyadaki bu haber karmaşası, haberden kaçınmayı da beraberinde getirebiliyor. Daha önce bahsettiğimiz bu bilgi bombardımanına; Güney Danimarka Üniversitesi’nden Profesör Morten Skovsgaard ve Doçent Kim Andersen de günün en önemli hikâyelerini özetleyen haber bültenlerini bir çözüm olarak sunuyordu ve haklı çıktıklarını söylemek mümkün. Artık haber özetleri ve içerik sunan e-bültenlerin arttığından bahsedebiliyoruz.
Haber bültenleri konusunda uzmanlaşan Dan Oshinsky de haber bültenlerinin doğrudan bir okur geliri stratejisi olmasa bile hedef kitle ile bağlantıda kalmanın harika bir yolu olduğunu vurguluyor.
Eski The New Yorker ve BuzzFeed Haber Bültenleri Direktörü Dan Oshinsky’in, e-posta gönderimlerini dönüştürebilecek yedi ipucu ve önerisi de var.
Haber Bülteni Rehberi’nin ön yazısında belirtildiği gibi, haber bültenleri stratejik bir biçimde yürütülürse, okuyuculara doğrudan ulaşmak ve düzenli etkileşim alışkanlıkları oluşturmak için ideal bir mecra. Haber bültenlerini bir sonraki seviyeye yükseltmek için gereken stratejileri çerçeveleyen bu rehber, haber odaları ve haber bülteni yaratıcıları için faydalı olabilir.
Peki, bültenler okuyucuya ulaşmak için en doğrudan ve en gürültüsüz yol mu? Bültenlerin yeni bir “soluk” olduğu yönünde yorumlar var. Gerçekten e-bültenler bahsedildiği gibi yeni “soluk” getiriyor mu? Okurlar, neden e-mail ile habere erişmek istiyor? Bu noktada bülteni okurun gözünden ele almak faydalı olabilir.
İnternet haberlerinin kaosundan uzak
Özel sektörde çalışan Eray Pak, e-bültenleri eski tür gazete aboneliğine benzetiyor:
“Kapıcının her sabah evin önüne koyduğu ve sana sadece eline alıp okumasının kalması gibi. Gazete okumanın sakinliği, zaman içerisinde internet haberciliğiyle büyük bir hengameye dönüştü. Yanıp sönen son dakika görselleri, reklamlardan okunamayan birbirinin aynısı haber metinleri, devamını okumak için tıklamanız gereken foto galeriler… Üstüne bir de haberlere duyulan güvensizlik, haber alma isteğine epey ket vurdu. Ama haber bülten aboneliği, tüm bu hayhuydan sizi alıyor ve sakin bir çevre sunuyor. Üstelik her sabah (zamanını istediğiniz gibi seçtiğiniz) aynı saatte kapınızda olan bir hizmet.”
Son dakika haberlere ulaşmanın çok kolay olduğunu ancak habere ilişkin kısa ve öz analizler okumanın yeni medyada aranan bir şey olduğunu söyleyen Pak, kendisinin hem haberi veren hem de habere ilişkin arka planı okuyucuya anlatan, üstüne de kısa ve net bir analiz yapan haber bültenlerini okumayı tercih ettiğini belirtiyor:
“Üstelik bazı yayınlar, bu bültenleri podcast ile seslendiriyor bir de. İnternet haberlerinin kaosundan ne kadar uzak, o kadar iyi.”
“Bültenler elimi hafifletiyor”
Bir blogta içerik üreticisi olan Çağla Kolçak ise, bültenlerin kendisi için de yeni bir soluk olduğunu belirtiyor:
“Başka bir aracı uygulama veya websitesine ihtiyaç duymadan, telefonumdaki e-mail uygulamasıyla bültenlere erişmek büyük kolaylık. Bülten okuma sebebim, haber kalabalığının arasında gündeme derli toplu ulaşabilmek. Elbette gündemi manuel olarak takip ediyorum ama bültenler elimi baya hafifletiyor. Türkiye medyasında şu an takip edemeyeceğim kadar çok bülten var, genel gündem gönderen de, spesifik konulara eğilen de… Bunlar şu anki Türkiye medyasının durumunu düşünürsek bence çok değerli. Çünkü gazetecileri geçtim ama sıradan okuyucu için doğru ve temiz içeriğe ulaşmak çok çok zor. Bültenler böyle bir açığı dolduruyor diyebilirim. Artması dileğiyle.”
Sosyal medya kaosunda bir “vaha”
Eğitim tasarımcısı ve podcaster Çağrı Küpeli ise e-bültenleri, her şeyin hızla değiştiği Twitter’da hissettiği sıkışmışlık ve boğuculuktan uzaklaşmak, yani kısaca sosyal medyadaki karmaşadan dolayı tercih ediyor:
“E-bültenler, yavaş habercilik ve doğru haberi ayrıntıları ile ele alma şansı da veriyor. Bir de genel kültür için merak ettiğim konularda içerik üretenlerin bültenlerini de takip ediyorum. Bu da onların düşünce süzgecinden geçtiği için farklı bakış açılarını ve yeniliklere ya da haberim olmayacak içeriklere ulaşmamı sağlıyor, beni besliyor. Bu yüzden halihazırda global bültenlerle beraber 10+ bülteni takip ediyor ve okuyorum.”
Küpeli, bültenlere “yeni soluk” diyemiyor ama karmaşadan ve bilgi kirliliğinden uzak, daha odaklı ve etkili bir çözüm olarak, sosyal medya kaosunda bir vaha olarak öne çıktığını düşünüyor:
“E-postama istediğim an girerek okuyabiliyorum. Pek çok bültenin günü ve saati belirli. Gün içerisinde geldiğini bildiğim bültenleri kahvem eşliğinde ve sosyal medyadan gelecek bildirimlerden uzak bir şekilde odaklanıp okuyabiliyorum.”
İlgi alanına özel ve besleyici
E-bültenler Küpeli için ayrıca şu anlamlara geliyor:
“Yavaşlamak için ideal, doğru ve daha net bilgi, detaylı görmek, yeni ve özel içerikler, farklı bakış açıları katması, ilgi alanına özel bulunmaları ve öğrenme ağımı besleyen en büyük kaynaklar.”
E-bülten okuyucusu ve takipçisi Küpeli’nin, Türkiye medyasındaki bültenlere dair yorumu ise şöyle:
“Bültenler Türkiye’de gelişiyor. Özellikle habercilik tarafındaki bültenlerin gelişimleri yanında daha niş bir kitleye sahip, topluluk oluşturan kendi merak ettiği ve ilgi alanlarını paylaşan kişiler için etkili bir mecra oluyor. Bunun örnekleri de gittikçe artıyor. Global bültenlere kıyasla henüz ilk adımları atılıyor. Ama bu durumu eksi bir durum olarak düşünmüyorum. Aksine heyecanlı bir alan olarak görüyorum.”
E-bültenler etkili bir “alternatif mecra”
E-bültenlerin okur boyutu bu şekilde. Peki, e-bültenlerin haber endüstrisindeki rolü nedir? İstanbul Bilgi Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Saka, e-bültenlerin yükselişini aşırı enformasyon akışına bağlıyor:
“Okuyucular kaotik internet düzeninde güvendikleri, kürasyon edilmiş içeriğe ihtiyaç duymaya başladılar. Mecra olarak da e-postalar sosyal ağların algoritmik baskısına karşı etkili bir alternatif olarak ortaya çıktı. Timeline’larda neyin görüneceğine büyük platformların karar verdiği bir ortamda küçük haber girişimleri için okuyucunun önüne düşebilme fırsatı sunuyor e-mailler. Bir de e-bültenlere gelir modelleri bulununca halka tamamlanmış oldu.”
Saka, e-bültenlerin gelir modellerinin çok yerleşik olmadığını ama başarılı bir e-bültenin iyi bir gelir getirme potansiyeli olduğunu da belirtiyor: “Şimdiden birçok iyi örnek ortaya çıkmış durumda bile.”