Değişim İyidir

Bu haftanın anahtar kelimeleri: değişim, ChatGPT Atlas, GEO, Monocle.

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

⏱️ Bu hafta bültenimiz 1684 kelime, okuma süresi yaklaşık 9 dakika.

Bu sayıyla birlikte Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle yayınladığımız 24 bültenlik sezonun sonuna geldik. Bu aynı zamanda 352 sayıdır devam eden n okuyoruz| bülteni için de önemli bir dönüşüm anlamına geliyor. Bu haftanın odağını da geride bıraktığımız yedi yıla ve bundan sonra nasıl ilerleyeceğimize ayırdım.

“Ne Okuduk” bölümünde ise ard arda piyasaya giren yapay zekâ tarayıcılar, Monocle dergisinin başarı sırları ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

Karanlık bir odada masanın üzerinde duran LED tabelanın üzerinde İngilizce olarak "değişim zamanı" yazıyor.

Haftanın Odağı: Değişim İyidir

Bu haftanın odağına bir itirafla başlamak istiyorum. Açıkçası Ekim 2018’de bu bülten macerasına başladığımızda, muhtemelen birkaç yıl devam eder ve sonrasında başka şeyler yaparız diye düşünüyordum. O yüzden 7 yılı ve bu sayıyla birlikte 352 bülteni geride bıraktığımızı düşündüğümde bile inanması biraz zor geliyor.

Başladığımız zamandan bu yana çok şey değişti. Hem ülkemizde hem de dünyada medyanın belki de en kritik dönüşüm süreçlerinden birisine girişini ve bunun yarattığı etkileri hep birlikte takip ettik. COVID-19 gibi tüm dünyada normalin askıya alınmasına neden olan bir pandemiyi, üretken yapay zekâ gibi muhtemelen yıkıcı bir dönüşümün fitilini ateşleyen teknolojinin hayatımıza adım adım girişine tanıklık ettik. 2018’den bu yana her hafta bütün bunların ve daha fazlasının dünyada medyayı nasıl etkilediğini ve böyle bir ortamda bu sektörde ayakta kalmak isteyenlerin, gazetecilik yapmak isteyenlerin nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım.

Yıllar içerisinde bültenin içeriği ve benim bu içeriğe dair yaklaşımım da değişti ve gelişti. Başlarda biraz daha bilgilendirici ve özetleyici bir bakış açısıyla yaklaşıyordum ancak zaman geçtikçe bunun yetersiz kalmaya başladığını hissettim. Çünkü çoğu zaman olanları anlatmak veya temel bilgileri vermek yeterli olmuyor. Bunların neden önemli olduğunu, neden bu gelişmeleri veya yenilikleri takip etmek gerektiğini de anlatmak, bunları bir bağlama oturtmak gerekiyor. Bu da bültenin sadece bir haber e-bülteni olmaktan çıkıp medya ve gazetecilik alanı için trend takibi ve analizine de önem veren bir yayına dönüşmesini beraberinde getirdi.

Zaman geçtikçe bültende düzenli olarak öne çıkan konular da değişti. Platformları sıkça tartıştığımız dönemler de oldu, yanlış bilgi sorunundan başımızı kaldıramadığımız zamanlar da. Tıpkı son dönemde yapay zekâdan bahsetmeden bülten yazmamın imkansız hâle gelmesi gibi. Ama benim niyetim asla o sırada popüler olanı yazmak değildi. Her zaman bu sektörde en büyük etkiyi bırakabileceğini düşündüğüm ya da o sırada popüler olmasa bile geleceğe dair sinyalleri sizin için toplamaya çalıştım. O yüzden yapay zekâ üzerine sosyal medyada bolca tık alacak klişe odaklar yazmak yerine konunun daha ciddi ve kimi zaman da sıkıcı kısımlarına odaklandım. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devam edeceğimden şüpheniz olmasın.

Bu tür bir işin en keyifli yanlarından birisi kesinlikle okurlarla —yani sizinle— kurduğum ilişki. Bültenin size nasıl fayda sağladığını duymak, bir yerde karşılaştığımızda bülteni okuduğunuzu ve sevdiğinizi söylemeniz benim için bu yedi yılın en güzel yanlarından birisi oldu her zaman. Her birinize de bülteni okuduğunuz ve abone olduğunuz için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Konusu açılmışken size kırgın olduğum bir noktayı da söylemezsem olmaz. Yıllardır sürekli bültene dair beğenilerinizi ve yaptığım işin size sağladığı faydaları neredeyse hep özelde dile getirdiniz, bülteni sosyal medyada veya çevrenizde çok nadir paylaştınız. İnsanların kızıp linç edeceği türde bir içerik yapmadığımdan, siz de paylaşmayınca yedi yıldır devam eden bültenimiz küçük bir grubun bildiği sır gibi bir şeye dönüştü.😁

1 Ekim 2018’de başlayan n okuyoruz| bülten yolculuğumuzda artık dönüşüm zamanı geldi. Önümüzdeki aydan itibaren, eğer işler planladığımız gibi giderse önümüzdeki iki yıl boyunca bültenimizi aylık olarak yayınlamaya devam edeceğiz. Elbette mevcut format haftalık bir içerik için tasarlandığından dolayı formatı aylık hâliyle de faydalı olmasını sağlamak adına biraz değiştireceğim. Henüz formata son hâlini vermedim, o yüzden aklınıza gelen öneriler olursa bana iletebilirsiniz.

Bu değişimin birden çok sebebi var. En başta Newslabturkey olarak da farklı bir döneme girmemizin ve elimizdeki kaynakların bu tür bir yayın formatına imkân vermesi geliyor. Ancak bu zorunluluk hâlinden şikayetçi olduğumu da söyleyemem. Çünkü yedi yıldır benzer bir formatta ve neredeyse aralıksız bir şekilde her hafta medya ve gazetecilik gündemi üzerine üretmenin beni köreltmeye başladığını da hissediyordum. Bu zorunluluk olmasa da bir değişim gerekiyordu. Sürekli medyanın nasıl dönüştüğünden ve değişimin neden iyi bir şey olduğundan bahsederken benim aynı formatta ve düzende üretmeye devam etmem de tuhaf olurdu zaten.

Özetleyecek olursak: Newslabturkey ve n okuyoruz| bülteni için yeni bir döneme geçiş yapıyoruz. Bu dönemde dernek olarak çalışmalarımız da devam edecek, bülten de aylık formata geçiş yapacak. Newslabturkey’in yeni projelerini ve programlarını her zaman olduğu gibi hem bültenden hem sitemizden hem de sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. n okuyoruz| da her ayın son Pazar günü sizlerle buluşmaya devam edecek. Eğer ayda bir bülten yetmez derseniz de yaptığım ve yapacağım diğer işler için beni internetin farklı köşelerinde bulabilirsiniz.

Yıllardır okuduğunuz, takip ettiğiniz ve desteklediğiniz için çok teşekkürler. Umarım bu yeni dönemde de okumaya devam edersiniz.

Önümüzdeki ay görüşmek üzere!

Yazar hakkında

Ahmet Alphan Sabancı

Eleştirel fütürist. NewsLabTurkey Strateji Koordinatörü ve Bülten Editörü.