Bu haftanın anahtar kelimeleri: Google, Evening Standard, Washington Post, BuzzFeed.
Googlelamak neydi ne oldu?
n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Önce YZ cevapların kötü tavsiyeleri, sonra da mühendislik belgelerinin sızması Google için bu haftanın çok kötü geçmesine neden oldu. Ben de haftanın odağı olarak googlelamak eskiden nasıl algılanırdı, şimdi nasıl algılanıyor sorusunu ele aldım.
“Ne Okuduk” bölümünde ise WaPo’nun yeni abonelik modeli, BuzzFeed’deki hissedar draması ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Evening Standard Kapanıp Haftalık Bir Yayına Dönüşüyor
Eğer yolunuz ABD’ye veya İngiltere’ye düştüyse merkezi yerlerde veya toplu taşıma duraklarında ücretsiz olarak alabildiğiniz gazete kutularına denk gelmişsinizdir. Freesheet adı verilen bu format genellikle yerel gazeteler tarafından tercih edilir ve gelir modelleri bu ücretsiz dağıtımın getirdiği erişim sayesinde aldıkları reklamlara dayanır.
Londra’da bu formatın en büyük ismi ise Evening Standard isimli gazete. 1859 yılından bu yana yayınlanan ve 2009’da freesheet formatına geçen gazete bundan 10 yıl önce yaklaşık 900.000 kişiye ulaşırken, bu sayı Nisan 2024’te 275.000’e kadar düşmüştü. Altı yıldır zararda olan gazete, çözümü günlük gazeteyi kapatıp yerine haftalık bir gazete kurmakta bulmuş. Bakalım yeni format bu kadar uzun zamandır Londralıların hayatında olan gazeteyi kurtarmaya yetecek mi?
Vivek Ramaswamy BuzzFeed’i Kendisine Benzetmek İstiyor
ABD gündemiyle çok ilgili değilseniz Vivek Ramaswamy ismini daha önce duymamış olmanız çok doğal. Bir ara Cumhuriyetçilerin başkanlık aday adayı olan ve en az Trump kadar sağda ve komplo teorisi aşığı biri olan Ramaswamy, birkaç haftadır BuzzFeed’in yüzde 8.4’lük hissesini satın aldığı için tekrar gündemde.
Son dönemde ABD’deki zengin ve sağcı kesimin sıkça başvurduğu “aktivist yatırımcılık” yöntemini BuzzFeed üzerinde denemeye çalışan Ramaswamy, BuzzFeed’in ciddi bir şekilde küçülmeye gitmesi gerektiğini ve Tucker Carlson ve Aaron Rodgers gibi isimleri transfer etmesi gerektiğini söyledi. Bu da kendisini gündeme taşımaya yetti.
Ancak bu hamlenin Vivek Ramaswamy’yi gündeme taşımaktan daha fazlasını yapması mümkün değil gibi görünüyor. BuzzFeed’in kurucu CEO’su Peretti, kibarca kendisinin BuzzFeed’in ne olduğunu anlamadığını söyledi. Diğer yandan aldığı hisse miktarının kendisine yönetimde getirdiği oy sayısı, kayda değer bir değişiklik yapmasına bile izin vermiyor. Yine de kendisini gündemde tutmak için bu konuda bir süre daha ısrar edeceğinden şüphem yok.
Washington Post Aşamalı Abonelik Modelini Deneyecek
Gazetecilik için abonelik ve ödeme duvarı denildiğinde ilk akla gelen genellikle basit bir ödeme duvarı koyarak yayınlanan haber ve diğer içeriklerin bir kısmını veya hepsini bunun arkasına yerleştirmek. Bu basit yöntem yayının ürettiklerine ve kitlesine göre başarılı olabiliyor ama çoğu zaman yetersiz kalıyor. Eğer Washington Post gibi zor bir dönemden geçiyorsanız bu sabit model dışında alternatifler aramak zorunda kalıyorsunuz.
Bu noktada en iyi alternatiflerden birisi farklı abonelik seviyeleri tasarlamak ve bunları hedeflenen kitleye göre fiyatlandırmak. Financial Times’ın Standard ve Premium seçenekleri, Politico’nun sadece en üst seviyeye hitap eden Pro paketi, The Information’ın normal aboneliği ve özel veriler içeren Pro aboneliği bunlardan bazıları.
Görünüşe göre Washington Post da benzer bir yol izlemeyi ve üç ayrı abonelik paketi sunmayı planlıyor. Daha fazla okumak isteyen normal okurlar için Plus, daha fazla veri ve özel analiz içeren Pro ve etkinlikler gibi farklı teklifler sunan Membership isimli üç paket gazetenin planladığı modeller. Bunun WaPo için faydalı sonuçları olması mümkün. Sonuçta her okura aynı şekilde davranmaktansa onların isteklerine göre özel paketler hazırlamak ve bunları ona göre fiyatlandırmak abone başına geliri de artıracaktır. Yukarıda adını andığımız diğer yayınlar bunun en iyi örnekleri.
Yapay Zekâ ile Savaşı Protesto Etmek
YZ modellerinin politik amaçlar için kullanımı söz konusu olduğunda aklımıza ilk gelen propaganda ve yanlış bilgi üretimi oluyor. Ama bu hafta gündemde öne çıkan OpenAI’ın Rusya, Çin ve İsrail’den grupların yanlış bilgi üretmek için kendi teknolojilerini kullandıklarına dair raporu değil, Instagram’da viral olan bir görseldi.
Muhtemelen herkesin Instagram hikâyelerinde gördüğü ve muhtemelen şimdiye kadar 50 milyondan fazla kişinin paylaştığı “All Eyes on Rafah” görseli sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bir yandan bu kadar çok insanın böyle bir protestoya —ne kadar etkili olacağı şüpheli olsa da— katılması, diğer yandan bunun kaynağı belirsiz YZ ile üretilmiş bir görsel olması, bolca tartışmaya sebep oldu. Dahası, bu görselin başarısı beraberinde aynı şekilde viral olmayı amaçlayan birçok taklit YZ görselin üretilip paylaşılmasına neden oldu.
YZ görselleri paylaşarak bir protesto yapmanın veya savaş gibi konularda YZ ile görseller üretmenin etik sorunlarını tartışsak da şu aşamada bir sonuca varabileceğimizi sanmıyorum. Ancak önce Facebook’taki Shrimp Jesus olayı, üzerine Instagram’da bu görselin viral olması Meta platformlarındaki algoritmaların YZ görsellere bir öncelik verip vermediği konusunda daha fazla soru işaretine sebep oldu. Eğer algoritmayla ilgili böyle bir durum söz konusuysa çok yakında bunu kötüye kullanan örnekler göreceğiz demektir.
Kısa Kısa
🤝 IGN, Eurogamer ve Rock Paper Shotgun gibi büyük oyun haber sitelerinin de aralarında olduğu birçok yayını Gamer Network’ten satın aldı.
🤖 OpenAI ile içerik lisanslama anlaşması yapan yayınlara The Atlantic ve Vox Media da katıldı.
🚫 Instagram’ın limitleme özelliği platformda taciz ve saldırıya uğrayan hesapların yakın arkadaş listesi dışındaki herkesle etkileşimi kısıtlamasına imkân veriyor.
🤦 Norveçli bir YouTuber’ın oyun videosu telif hakkı ihlali yüzünden uyarı aldı. Sebebi ise birisinin arka planda çamaşır makinesinin çıkardığı bildirim sesini YouTube’a kendi telifli şarkısıymış gibi yüklemesi.
💰 The Rebooting tarafından yayınlanan yeni rapor yayıncıların reklam gelirlerinin gidişatı hakkında önemli veriler içeriyor.
🇮🇱 The Guardian bu hafta içerisinde İsrail istihbaratının ICC savcılarını nasıl gözetleyip tehdit ettiğini yazdı. İsrailli gazete Haaretz de bu haberi 2022’de yayınlamak üzereyken hükümet tarafından engellendiklerini açıkladı.
Haftanın odağı: Googlelamak neydi ne oldu?
Eskiden Google internette aradığınız bilgiye ulaşmanın en güvenilir yolu olarak görülürdü. Açık ara en iyi arama motoru olduğu için istediğiniz her şeyi bulabileceğinizden emin olurdunuz. Hatta çok basit sorularla gelen insanlara “senin yerine googlelayayım” linki bile gönderilirdi. Böyle böyle googlelamak bir fiil hâline geldi.
Ama son birkaç yılda Google giderek daha az güvenilir ve daha sorunlu bir arama motoru hâline geldi. Bir kez Google’ın arama motorunun arkasındaki algoritmaya dair insanlar kafa yormaya başlayınca bunu manipüle ederek ön plana çıkmak ve burada daha görünür olmak için her yola başvurmak sadece normalleşmedi, bir meslek hâline geldi. Google’ın giderek daha fazla para kazanabilmek için aldığı kötü kararlar ve yaptığı değişiklikler de sorunun büyümesine neden oldu.
Yapay zekâ ile birlikte işler daha da kötüleşmeye başladı. Biz daha interneti YZ ile üretilmiş içeriklerle doldurmanın risklerini tartışırken Google arama sonuçlarının tepesine kendi YZ modeliyle üretilen cevapları eklemeye başladı. Gemini ise insanlara günde birkaç küçük kaya yemenin sağlığa faydalı olduğunu ve pizza sosuna yapıştırıcı koyarsanız peynirin kaymayacağını söylemeye başladı.
Google bunların görece nadir olduğunu söylüyor ve bu tür örnekleri elle düzeltiyor olsa da aslında bunlar bizim googlelamak derken kastettiğimiz eylem ile YZ botlar arasındaki farkı çok iyi gösteriyor. Biz Google’da bir arama yaptığımızda farklı sonuçlar arasından bakıp gerçekten ihtiyacımız olanı ayırt edebiliyoruz. Gemini ise The Onion’ın mizahını veya Reddit’teki bir trollün esprisini ayırt edemediği için karşısına çıkan bütün sonuçlara eşitmiş gibi davranıyor. Bütün bu örneklere ve bariz soruna rağmen Google bu özelliği savunmaya devam ediyor. Hatta YZ cevaplara reklamları entegre etmeyi planlıyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi hafta içerisinde Google bir de büyük bir sızıntı ile karşı karşıya kaldı. 2500 sayfalık döküman Google’ın arama algoritmasına dair birçok detayı ve teknik bilgiyi içeriyordu. Şu anda erişilemeyen dökümana dair analizlerde ortaya çıkan en önemli bilgi Google’ın arama algoritmasına dair paylaştığı bilgilerde ciddi eksikler ve yanlışlar olduğunu göstermesi. Bu da özellikle SEO alanında çalışanların Google’a karşı güveninde ciddi bir sarsılmaya neden oldu.
Zaten Google’a ve googlelamaya olan güvenin sarsıldığı bir zamanda bu iki krizin birden üst üste gelmesi muhtemelen arama motoruna dair negatif görüşlerin ve eleştirilerin katlanarak artmasına neden olacak. Ona rakip olabilecek en büyük isim Bing ama o da Microsoft’un YZ aşkına kapılmış vaziyette. DuckDuckGo gibi diğer arama motorlarının büyük kısmı da Bing’in veya diğer büyük aktörlerin sistemini kullanıyor. Google’ı gerçekten zorlayacak ve internetteki tahtını sarsacak bir rakip çıkmadıkça, istemeden de olsa, googlelamaya devam etmek zorundayız gibi görünüyor.