Cloudflare ofisinde şifrelemede kullanılmak üzere rastgele veri üretmesi için kurulan lava lambası duvarının dışarıdan bir fotoğrafı. Öndeki cam duvarda Cloudflare logosu da görülüyor.

Kiwi Farms ve Cloudflare tartışması

n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!

Bu haftanın odak konusu olarak Cloudflare ve Kiwi Farms isimli forum üzerinden dönen internet altyapı hizmetleri ve içerik kontrolüne dair tartışmaları ele aldım. Bu tartışmalar önümüzdeki süreçte internetin nasıl yönetileceği konusunda büyük önem taşıyor.

“Ne Okuduk” bölümünde ise Hindistan ve Rusya’da medyanın durumu, Yahoo’nun The Factual’ı satın alması ve daha fazlası var.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum. 

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet Alphan Sabancı

The Factual uygulamasının Washington Post için oluşturduğu puanlama kartı örneği. Yüzdeyle genel puanlamanın yanı sıra site kalitesi, yazar uzmanlığı, kaynak kalitesi ve ton gibi konularda da puanlar veriyor ve siyasi yönelim bilgisi sunuyor.
The Factual

Bu hafta ne okuduk?

Hindistan’da Medya Kontrolü

Narenda Modi’nin Hindistan’da seçilmesinden bu yana ülkede medyayla devlet arasındaki ilişki birçok otokrat liderden aşina olduğumuz bir biçime büründü. Ülkedeki haber kurumları üzerinde artan baskı, sosyal medya platformlarını kontrol çabası ve Wikipedia yöneticilerinin bakanlık tarafından çağırılması gibi haberleri sıkça duyuyoruz. 

Ülkede basının durumuna dair endişe verici gelişmelerden birisi de ülkenin en eski bağımsız televizyon kanallarından ve ilk bağımsız televizyon haber programını yapan NDTV’de yaşanıyor. Modi’nin seçilmesinden sonra kanalın bağlı olduğu şirkete yönelik ekonomik baskılar ve vergi soruşturmaları gibi taktikler ile şirketin ekonomik durumu zayıflatılmıştı. Daha önce ülkenin en zengin ikinci ismi olan Mukesh Ambani’den aldıkları bir borç, Modi’nin yakın çevresinde yer alan medya patronlarından birisi olan Gautam Adani tarafından NDTV’ye el koymak için kullanılıyor.

Daha önce birçok ülkede gördüğümüz bu taktiklerin bir medya şirketinin daha kontrolü için kullanılabiliyor olmasından herkes ders çıkarmalı. Bir medya şirketi bağımsız kalmak konusunda kararlıysa kendisini her yönden korumayı öğrenmek zorunda. Yaptığınız haberler kadar yasal ve ekonomik yapınızın da güçlü olduğuna emin olmanız lazım.

Rusya’da Kimseye Rahat Yok

Basın ve ifade özgürlüğünün zaten kötü bir durumda olduğu Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle birlikte durum her geçen gün kötüye gidiyor. Yalnızca geçtiğimiz hafta içerisinde gelen üç haber durumun vehametini anlamak için yeterli.

Nobel ödüllü gazeteci Dmitry Muratov’un yönettiği Novaya Gazeta, işgalle birlikte zor bir sürece girmişti. Ancak 5 Eylül’de çıkarılan bir mahkeme kararı ile gazetenin medya lisansı elinden alındı ve tamamen kapanmak zorunda bırakıldı. Yine aynı gün içerisinde gizli deliller ile vatana ihanet suçundan yargılanan gazeteci Ivan Safronov da 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu baskı sadece gazetecileri etkilemiyor. İşgal girişiminden bu yana Wikipedia’ya karşı başlatılan kampanya da dozunu artırmış durumda. Wikipedia’nın gönüllü editörlerinin özel bilgileri internette ifşa ediliyor, sürekli olarak tehdit alıyorlar ve bazı editörler tutuklanıyor. Sebebi ise Wikipedia’nın yanlış bilgi yaydığının iddia edilmesi.

Yahoo The Factual’ı Satın Aldı

Haber kürasyonu yapan siteler ve uygulamalar cazibesini korumaya devam ediyor. Bu yüzden onca başarısızlığa rağmen Yahoo’nun News bölümü hâlâ aktif şekilde kullanılan sitelerden birisi.

Ancak giderek artan yanlış bilgi sorunu bu kürasyon konusunda da daha özenli olmayı gerektiriyor. Normal şartlarda makul olan bu sistemlerin başında insan editörlerin olması; fakat büyük şirketler için artık her şey algoritmalarla çözülmesi gereken bir sorun olarak görüldüğü için Yahoo da bu yolu izlemeye ve haber kaynaklarının güvenilirliğini geliştirdikleri algoritma ile ölçüp puanlayan The Factual isimli şirketi satın almaya karar vermiş.

Şirketin yönetimi ve çalışanları artık Yahoo News’in tam zamanlı çalışanı olmuş olsa da The Factual bir süre daha bağımsız çalışacak. Yahoo bu sistemi tamamen kendi News platformuna dahil ettikten sonra kapatacaklarını tahmin ediyorum. Fakat algoritma haberlerin güvenilirliğini ölçtüğünü söylese de, algoritmanın kendisinin ne kadar güvenilir olduğu konusunda çok fazla bilgi bulamadım.

Politik Aşırı Güvenin Zararları

Yanlış bilginin hızlı yayılmasının ve insanların bunları sıkça paylaşmasının arkasında birçok farklı sebep var. Çoğu zaman bu sebepler konuşulurken medyaya ve platformlara odaklanıyoruz ancak denklemin diğer tarafının bu soruna katkısını da önemsememiz gerekiyor.

ABD’li akademisyen Ian Anson‘a göre denklemin diğer tarafındaki en önemli sorunlardan birisi politik aşırı güven. Özetle politik aşırı güven, insanların siyaset konusundaki bilgilerinin doğruluğuna dair sağlıklı olmayan bir inanç geliştirmesinden kaynaklanan ve beraberinde birçok sorunu da getiren bir durum. Bu kişiler politik inançları konusunda daha savunmacı oluyor, kendi inançlarını destekleyen bilgileri sorgulamadan paylaşırken en ufak bir eleştiriyi bile dinlemek istemiyorlar. Aynı zamanda bu aşırı güven karşılarındaki herkesi küçümsemeyi ve konunun uzmanlarını bile kendilerinden aşağıda görmeyi beraberinde getiriyor.

Yanlış bilginin ve kutuplaşmanın yayılmasında önemli bir rol oynayan bu sorunu nasıl çözebileceğimizi bilmiyorum. İnsanlar kendi fikirlerini ve inançlarını ölçmeyi başaramıyor ve eleştirel düşünme konusunda zorlanıyor ya da isteksiz davranıyorsa buna dışarıdan bir çözüm bulmak çok zor. Fakat bu sorunun da oynadığı rolü her zaman hesaba katmamız ve sadece teknoloji ile bu sorunu çözebileceğimiz yanılgısına düşmememiz lazım.

Kısa Kısa

👋 National Geographic dergisi, üst kademeden altı editörünü işten çıkardı.

🇮🇱 İsrail ordusu, gazeteci Shireen Abu Akleh’in “muhtemelen” askerleri tarafından öldürüldüğünü kabul etti ama hiçbir askerini yargılamayacağını söyledi.

🎾 Serena Williams, bir zamanlar tenis haberleri de yazıyormuş.

🧐 Semafor, “mutsuz akıllı haber tüketicilerinin” kaynağı olmak istiyormuş.

🇺🇸 Las Vegas Review-Journal’ın araştırmacı gazetecisi Jeff German bıçaklanarak öldürüldü. German’ın haberleri ile Haziran’da girdiği ön seçimleri kaybeden politikacı Robert Telles’in DNA’sı cinayet mahalinde bulundu ve polis Telles’i tutukladı.

🇧🇷 Brezilyalı yazar Julián Fuks, Bolsonaro’yu eleştiren kurgu köşe yazısı yüzünden ölüm tehditleri alıyor.

Cloudflare ofisinde şifrelemede kullanılmak üzere rastgele veri üretmesi için kurulan lava lambası duvarının dışarıdan bir fotoğrafı. Öndeki cam duvarda Cloudflare logosu da görülüyor.
Wikimedia Commons

Haftanın odağı: Kiwi Farms ve CloudFlare tartışması

Geçtiğimiz haftalarda bir internet forumu ve bir servis sağlayıcı üzerinden yaşanan gelişmeler ve etrafında dönen tartışmalar, internetin yapısı ve şirketlerin elindeki güç gibi birçok önemli sorunu da tekrar gündeme getirdi. Ancak bunlara geçmeden önce konunun arka planını anlatmam lazım.

Başlıktaki isimlere aşina olmayanlar için önce Cloudflare ile başlayalım. Basit bir şekilde tanımlamak gerekirse, Cloudflare websitenize ve sunucularınıza güvenlik hizmeti sağlayan bir şirket. Birçok farklı araç ve ürün sayesinde Cloudflare’den hizmet alan siteler birçok saldırıya karşı dayanıklı hâle gelebiliyor ve her zaman erişilebilir kalabiliyorlar. Yani sitenizin güvende kalmasını istiyorsanız Cloudflare size bunu büyük anlamda garanti edebiliyor. Cloudflare günümüzde o kadar büyük bir şirkete dönüştü ki, bu hizmeti sağlama konusunda bir tekel olduğunu söylemek mümkün. 2020 yılında sadece 27 dakika süren bir sistem arızası internetin büyük bir kısmını erişilmez hale getirmişti.

Kiwi Farms ise daha karmaşık bir hikâye. Trump ile birlikte ABD’de aşırı sağın yükselişi internette de bu grupların giderek büyümesini ve daha saldırgan bir hale gelmesini sağlamıştı. Önceleri 4chan isimli forumda toplanan bu gruplar oradan kovulunca kendilerine 8chan isimli yeni bir forum kurdular ve burada daha da radikalleştiler. Ancak hem Yeni Zelanda’da hem de ABD’de silahlı saldırılar ile onlarca kişiyi öldüren iki kişinin de bu forumu kullanması ve oradan ilham aldıklarını işaret etmesi, Cloudflare’in bu siteye verdiği hizmeti sonlandırarak sitenin bir anlamda kapanmasına neden olmasıyla sonuçlandı.

8chan’in kapanmasıyla birlikte kurulan alternatif forumlardan birisi olan CWCki Forums, bir süre sonra ismini Kiwi Farms olarak değiştirdi ve günümüzdeki haline büründü. Sitenin neredeyse tek amacı ise internetteki trans ve LGBTQ+ aktivistleri taciz edip onların özel bilgilerini sızdırmak, geçmiş örneklerine benzer şekilde neo-nazi propagandası yapıp topluca insanları internette ve gerçek hayatta taciz eylemleri planlamak gibi şeylerdi. Bir anlamda bu aşırı sağcı gruplar için bir toplanma ve örgütlenme alanıydı.

Kiwi Farms üzerinden bu kesimlere yönelik saldırıların artması ile Cloudflare’in bu siteye hizmet vermeyi bırakması için büyük bir kampanya başladı. Daha önce sadece 8chan ve neo-nazi haber sitesi Daily Stormer için böyle bir özel karar almış olan Cloudflare, önce kendilerini bir altyapı hizmeti sağlayıcı olarak gördüklerini ve yasal ve gerekçeli bir talep olmadıkça artık böyle bir şey yapmayacaklarını uzun bir blog postu ile anlattı. Fakat yalnızca birkaç gün sonra fikir değiştirip Kiwi Farms’ın hizmetini kestiler. CEO Matthew Prince bu fikir değişikliğinin sebebi olarak son 48 saat içerisinde sitedeki içeriklerin daha tehlikeli ve insanların hayatını tehdit edecek bir noktaya gelmesini gösterdi.

Buradaki temel tartışma ise Cloudflare’in kendisini bir altyapı hizmeti sağlayıcı olarak tanımlamasından çıkıyor. Bu doğru bir tanımlama olsa da içerik yönetimi gibi konulardaki sorumluluk belirsizliğini de büyütüyor. Cloudflare, böyle bir şirket olarak içeriklere müdahale etme gücüne sahip olmasının ve denetimsiz karar vermesinin tehlikeli olacağını savunuyor ve yasal süreçlerin devreye girmesi gerektiğini savunuyor. 

Kimilerine göre burada Cloudflare’in altyapı hizmeti tanımı sorunlu. İnternet veya telefon hizmetiyle kıyaslandığında bildiğimiz türde bir altyapı hizmeti olmadığı kesin fakat günümüzde internetin gelişimi ile birlikte altyapının da tanımı değişmiş durumda. O yüzden burada tanımları ve kavramları güncellemek gerekebilir.

Cloudflare’in bu savunmasına gelen bir diğer eleştiri de yasaların ve yasal süreçlerin güvenilirliğine duyulan şüpheden kaynaklanıyor. Hem bu süreçlerin ve uygun yasaların yazılmasının uzun sürmesinden hem de birçok ülkede yasaların farklı şekillerde ve daha zararlı olarak kullanılmasından dolayı devletlerin böyle bir güce sahip olmasının da aynı şekilde riskli olacağını söylüyorlar. 

Ancak bütün bunlar bir araya geldiğinde elimizde kalan tek seçenek herkesin tamamen serbest kaldığı ve hiçbir denetimin olmadığı bir senaryo oluyor. Bunun da ne kadar tehlikeli olabileceğini söylememe gerek yok sanırım. İfade özgürlüğü konusunda ne kadar maksimalist olsanız da eğer hiçbir sınırlama veya düzenleme koymazsanız bu sefer de herkesin keyfi olarak bir şeylere müdahale edebildiği bir senaryo ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

İnternetin karmaşık yapısı ve beraberinde getirdiği benzersiz sorunlar bizi birçok konuyu baştan düşünmeye, yeni kavramlar ve yaklaşımlar üretmeye zorluyor. Cloudflare ve Kiwi Farms tartışmasının bu kadar karmaşık bir noktaya gelmesinin de sebebi bu aslında. Önümüzdeki yeni sorunlara eski yaklaşımlar ile çözüm bulmaya çalıştığımızda işin içinden çıkamıyoruz. İhtiyacımız olan ise günümüz koşullarına uygun yeni prensipler ve yaklaşımlar geliştirmek.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir