n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu hafta sizlerle 2024’te medya açısından öne çıkacak ve belirleyici olacak trendleri ve bunlara bağlı öngörülerimi paylaştım. Belirsizliği bol ama tam da bu yüzden beni heyecanlandıran bir yıl bekliyor bizleri.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Şimdiden herkese mutlu ve keyifli yıllar dileriz!
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
2024 Öngörüleri
Geride bıraktığımız yıla dönüp baktığımızda 2024’te bizi nelerin beklediğine dair hepimizin az çok bazı fikirleri var: yapay zekâ araçlarının yaygınlaşması, sosyal medyanın dönüşümü, seçim dönemlerinin etkisi… Ancak bu öngörüleri kullanışlı hâle getirebilmek için klişe cümlelerden ve kalıplaşmış bakışlardan daha fazlasına ihtiyacımız var. Bunların arkasında yatan dinamikleri, birbirleriyle olan etkileşimlerini de hesaba katmamız ve bu şekilde düşünmemiz gerekiyor.
Bu yüzden bu yılın öngörülerini ve 2024 yılına dair beklentilerimi birbirini besleyen üç ana başlık üzerinden ele aldım.
Ekonomik ve Siyasi Dinamikler
2024 yılına dair hem medya hem de teknoloji alanındaki birçok öngörünün gelişiminde temel belirleyici faktörlerden birisi ekonominin gidişatı olacak. Özellikle geçtiğimiz yıl içerisinde dünya genelinde enflasyonla mücadelenin devam etmesi, medya ve teknoloji sektörlerindeki yatırımlardan önceliklere kadar birçok şeyde ana belirleyici oldu. Mevcut ekonomik durum yatırımcıların parasını nereye koyacağından insanların harcama önceliklerine kadar birçok faktörü etkiledi. Arka plandaki birçok değişime uzak kalsanız da yıl içerisinde birçok dijital medya servisinin en az bir kez abonelik ücretlerine zam yapmış olması hepimizin doğrudan tecrübe ettiği sonuçlarından birisiydi.
Eğer ekonomistlerin analizleri tutarsa, önümüzdeki yılın ikinci yarısından itibaren bu konuda bir rahatlama göreceğiz. Bunun olması durumunda dijital medya sektörünün ve start-up’ların da rahatladığı, insanların da bu alanlarda daha fazla para harcamaya başladığı bir döneme girilebilir. Ülkemiz için de yazdan sonra enflasyonda düşme ve rahatlama beklentisi olsa da gerçek anlamda ekonominin toparlanması en iyi senaryolarda bile birkaç yıldan önce gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. O yüzden ekonomik anlamda dikkatli olmaya ve kendi başınıza ayakta durabilmeye odaklanmaya devam etmeniz şart.
Elbette söz konusu siyaset olunca seçimler ilk akla gelen başlık. ABD’nin kasım ayındaki seçimleri muhtemelen oldukça hararetli geçecek ve dünya gündemini meşgul edecek. Fakat bunun yanı sıra dünyanın birçok yerinde de önemli seçimler olmaya devam edecek: Hindistan, Avusturya, Tayland, Pakistan, Rusya ve (muhtemelen) Ukrayna bunlardan bazıları. Burada özellikle Tayland seçimleri dünya gündemini etkileme ihtimali en yüksek olanlardan birisi. Kimin seçileceği ve bunun Çin tarafından nasıl karşılanacağı, hâlâ devam eden uluslararası siyasi krizlere bir yenisinin daha eklenmesine neden olabilir.
Her ülkede olduğu gibi seçimler insanların haberlere ilgisinin arttığı bir dönemi beraberinde getiriyor. Ancak bunun getirdiği rahatlıktan kaçınmak lazım. Mesela ülkemizde yerel seçimlerden sonra bir sürpriz olmazsa uzun bir süre seçim dönemi olmayacak. Böyle bir durumda insanlara nasıl haberler sunacağınızı veya parti siyasetinin ötesinde nasıl bir gazetecilik yapacağınızı da düşünmeniz lazım. Bunu yapamayan birçok medya kurumu ülkelerindeki seçimler bittikten sonra ciddi bir okur düşüşüyle ve bunun olası sonuçlarıyla karşı karşıya kalabilir.
Ancak siyasetin daha köklü etkisinin olacağı alanlar seçimlerle sınırlı değil. Yapay zekâ başta olmak üzere birçok ülke teknoloji ve medya alanına dair daha fazla yasa ve düzenleme hazırlığında. Bunların nasıl şekilleneceği, uygulanma biçimleri ve daha fazlası hem gündemimizde yer tutmaya devam edecek hem de bu teknolojilerin etkilerini biçimlendirecek.
Teknolojik Dinamikler
Söz konusu 2024 ve teknoloji olduğunda yapay zekâ öngörülerin büyük bir kısmının merkezinde. Her ne kadar mevcut ivme önümüzdeki yıl için daha fazlasını beklememiz gerektiği hissini yaratsa da buna o kadar kesin bir gözle bakmamak gerektiğini düşünüyorum.
Bunun en temel sebeplerinden birisi 2023 yılı boyunca çok fazla olumlu haber ve hype sayesinde konuya dair bozulan bakışımız. İşin arka planına baktığımızda 2024 içerisinde bu hızı kesebilecek birçok potansiyel gelişme de görebiliyoruz. Bunların başında ekonomik gelişmeler geliyor. OpenAI ve daha birçok yapay zekâ şirketi yaptıkları işin masrafını karşılamanın yollarını arıyor ve bunu zorlaştıracak her gelişme 2023’te gördüğümüz hızlı büyümenin devamını riske atıyor. Açılan davalar, açık kaynak seçeneklerin artması, yeni aktörlerin oyuna girmesi ve yatırım bulup bulamayacakları belirsizliği bu alanda yaşanabilecek negatif gelişmeler. Bu durum aynı zamanda OpenAI üzerine kurulu birçok start-up’ın da maddi sorunlardan dolayı iflasına neden olabilir.
Ayrıca geçtiğimiz yıl boyunca yaşanan hızlı büyüme sebebiyle 2024’te Google veya OpenAI’ın yeni modeller yayınlamak yerine mevcut modellerin kullanımı ve geliştirilmesine odaklı bir yıl geçireceğini düşünüyorum. Belki GPT-5 üzerine çalışıyoruz duyurusu gelir ama bunu 2024 bitmeden yayınlayacak zaman bulamayabilirler.
Diğer yandan 2024’te yapay zekâ üzerine en çok konuşulacak başlıklardan birisi de bu araçların tam olarak nasıl konumlandırılacağı. Geçtiğimiz yıl boyunca yeni oyuncaklarından hevesini alan insanlar artık bu teknolojiye daha ciddi bir şekilde yaklaşmaya ve beklentilerini de buna göre şekillendirmeye başlayacak. Bu noktada özellikle medyanın ve haberciliğin üzerine büyük bir görev düşecek. Bu aşamada daha fazla söz ve karar yetkisine sahip olmak için mücadele vermeleri gerekiyor, aksi takdirde bu büyük şirketlerin isteklerine göre kendilerini şekillendirmeye çalıştıkları bir sürece girmeleri kaçınılmaz.
Burada yapay zekâdan dolaylı olarak etkilenecek bir başka dinamik de sosyal medyanın ve arama motorlarının gidişatı. Yapay zekâ aracılığıyla üretilen SEO ve spam içeriklerin miktarının katlanarak artması, yine bu araçların sosyal medya için propaganda ve yanıltıcı içerik üretmeyi kolaylaştırması, büyük sosyal medya platformlarının giderek haber kaynağı olmaktan çıkıp propaganda savaşında birer cepheye dönüşmesi özellikle haberciler için alternatif arayışını hızlandıracak. Özellikle ülkemizdeki yerel seçimlerin, ABD ve Hindistan’daki genel seçimlerin bize yıl boyunca durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteren birçok örnek sunmasını bekliyorum.
2024 ile birlikte artık Twitter gibi platformlara bağımlılıktan kurtulmak, arama motorlarında görünür olmak için sitelerinizin arka planını çöp içeriklerle doldurmak sizi kurtarmayacak. Giderek daha fazla medya kurumunun platform odaklı stratejilerden çıkıp kendi bağımsız alanlarını güçlendirmeye odaklandığını göreceğiz.
Bu aşamada geride kalmanın size vereceği zararı kestirmek güç olsa da yaptığınız işi sürdürülebilir kılmak istiyorsanız dünyada diğer kurumların neler yaptığını takip edip kendi stratejinizi oluşturmanızda fayda var. Çünkü 2010’lardan bu yana alışık olduğumuz modellerin ve platformların ömrünün giderek kısaldığı ve her an köklü değişikliklerle karşı karşıya kalabileceğimiz bir dönemin içerisindeyiz.
Medya Sektörü 2024’ten Ne Beklemeli?
Bütün bunları ve arka plandaki diğer dinamikleri de birleştirecek olursak, 2024’e dair beş temel öngörümü şöyle özetleyebilirim:
- 1. X/Twitter etkisini yitirmeye hızla devam edecek, Threads aktif kullanıcı sayısında X’i devirebilir.
- 2. Yapay zekâ ile üretilen içerikler arama motorlarının sonuçlarını tıkamaya, reklam gelirlerinden pay koparmaya devam edecek. Buralardan okurlara ulaşmak ve gelir elde etmek zorlaşacak.
- 3. Önemli seçimlerin olduğu ülkelerde gazeteciliğe ilgi artsa da bunun kalıcı olma ihtimali düşük. Özellikle seçimsiz döneme giren ülkelerde haber medyasının ciddi zorluklar yaşadığını görebiliriz.
- 4. Ekonominin kötü gittiği veya iyileşmenin yavaş olduğu ülkelerde medyanın ekonomik anlamda zorlandığını göreceğiz. Buna diğer sorunları da eklediğimizde 2024’te dünyanın hemen her yerinden medyada küçülme haberleri gelecek.
- 5. Yapay zekâ şirketleri ile gazeteciler ve medya arasında kurulacak ilişkiyi tartışmaya devam edeceğiz. Muhtemelen NYT’nin OpenAI davası uzunca bir süre tartışılacak.
Bunlar her ne kadar karamsar bir tablo çiziyor gibi görünse de 2024’ün getirdiği bu belirsizlik medya için kendini yenileme ve dönüştürme için büyük bir alan açıyor. 2024 yılında bu belirsizlikten faydalanmayı başaran ve yaratıcı işler ortaya koyanların önümüzdeki dönemi şekillendireceğini ve öncü isimlere dönüşeceğini düşünüyorum. O yüzden bu öngörüleri birer engel olarak değil, yaratıcı çözümler bekleyen sorunlar olarak düşünmenizi tavsiye ederim.
Herkese mutlu yıllar!