Birdwatch yanlış bilgiyle mücadelede yeterli olabilir mi?

Twitter yanlış bilgi ile mücadele için geliştirdiği yeni aracı “Birdwatch”u 25 Ocak’ta tanıttı.

Twitter’ın resmi blog sayfasından yapılan açıklamada, Birdwatch ile artık kullanıcıların paylaşımlarındaki yanıltıcı bilgileri fark etmesine ve alternatif bilgi paylaşımı için not yazmalarına imkân tanınacağı açıklandı. Ekim 2020’de pilot olarak uygulanmaya başlayan özellik Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) kullanıcılar için aktive edildi. Uygulamanın diğer ülkelerde ne zaman kullanılmaya başlanabileceğine dair ise şirket tarafından şimdilik bir açıklama yapılmadı.

Birdwatch nasıl çalışacak?

Birdwatch’ta, “Yanlış bilgi içerdiğini düşündüğünüz paylaşıma not düşün” yazılı ibaresi bulunacak ve kullanıcılar böylece diğer kullanıcıların yaptıkları paylaşımlar hakkında yorumda bulunma imkânı bulacak. Yorum atmadan önce de bir alt başlık seçerek söz konusu paylaşımın hangi yanlış bilgi kapsamında değerlendirileceğini işaretleyecek. 

Birdwatch’a katkıda bulunanlar arasına girmek için Twitter’a doğrulanmış bir telefon numarası ya da e-postası ile kayıtlı olmak, iki aşamalı kimlik doğrulamasını yapmış olmak ve yakın zamanda Twitter kurallarını ihlâl etmemiş olmak gerekiyor. Şartlara uyanlar, pilot sürüme dahil olmak için başvurabiliyor. 

Birdwatch ile birlikte gelen diğer bir yenilik ise puan sistemi. Puan sistemi ile birlikte, yanlış bilgi içerdiği düşünülen bir paylaşım için toparlanan notlar ile üçüncü şahıslara puan verme imkânı tanınacak.

Şu an için ABD’deki kullanıcılar işaretlenen paylaşımları etiketlenmiş olarak akışlarında görmüyor. birdwatch.twitter.com bağlantısına tıklandığında ülkede yanlış olabileceği topluluk tarafından belirtilen paylaşımlar görülüyor.

Twitter’a yöneltilen eleştiriler şeffaflık ve güvenilirlik üzerine yoğunlaşıyor

Birdwatch’un düzgün işleyip işlemeyeceği hakkında uluslararası medyada bazı soru işaretleri üzerinde duruldu. Örneğin, Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı’nın (International Fact-Checking Network: IFCN) üyesi Africa Check’in kurucusu Peter Cunliffe-Jones, Twitter’ın kararı “topluluğa” bıraktığını açıklamasının kulağa hoş geldiğini fakat tek bir toplulukta bile neyin doğru olup olmadığına karar vermek güçken, yanlış bilgi okuryazarlığının eşit olmadığı yerlerde, bunu yaparken adalet ve tutarlılığı sağlamanın güç olacağını belirtti.

TechCrunch’a konuşan bir şirket yetkilisi ise “Yanlış bilgiyi kullanıcılara göstermenin yeni yollarını araştırıyoruz. Bu konu kritik bir konu ve yeni uygulamalar yaratmak için çalışıyoruz” dedi. Bu açıklama Twitter’ın yalan haber sorunuyla mücadelede deneme yanılma yöntemiyle hareket ettiğini gösteriyor.

Söz konusu uygulamaya yöneltilen eleştirileri, Türkiye’de faaliyet gösteren bağımsız teyit platformlarından Malumatfuruş’a, Teyit.org Şef Editörü Gülin Çavuş’a, Doğruluk Payı Şef Editörü Koray Kaplıca’ya ve yanlış bilgi alanında akademik çalışmalar yöneten NewsLabTurkey Research Hub Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu’na sordum. 

Malumatfuruş Twitter’a yönelik eleştirilerine, kârı hedefleyen platformların yanlış bilgi sorununa öncelikleri arasında yer vermediğinin ortada olduğunu söyleyerek başlıyor ve ekliyor: “Kuruluşunun üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçen bu platformun sorunla mücadele adına adımları için ancak ‘çok geç çok zayıf’ (too late too little) tanımı kullanılabilir. Twitter’ın belirli bir metodoloji çerçevesinde profesyonel biçimde doğrulama yapan kuruluşlar yerine kitle doğrulamaya yönelmesinin nedeni finansal olabilir. Reklâm gelirleri Facebook ve Instagram seviyesinde olsaydı Twitter bu yolu tercih etmeyebilirdi.”

Gülin Çavuş ise Birdwatch’un yöntemi konusunda çekincelerini belirterek Twitter’ın yanlış bilgiyle mücadelede yeni yöntemler geliştirirken dünya çapında faaliyet gösteren teyit platformlarının içgörülerine başvurmadığının altını çiziyor. Çavuş haliyle söz konusu yönteme karar veren, işin arkasındaki “uzmanların” kim olduğunun bilinmemesinden kaynaklı güvensizlik duyulabileceğini söylüyor.

Koray Kaplıca da benzer bir şekilde Twitter’ın hiçbir şeffaf kurallar izleğine bağlı kalmadan kim olduğu bilinmeyen bir grubun yanlış bilgi tanımlarına bağlı kaldığını belirtiyor. Kaplıca, sorunun aslında yanlış bilginin tüketicisini buna ikna etmek olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Uzmanlığından ve belli bir yöntemi takip edip etmediğinden emin olamadığımız bir kullanıcı grubuna güven tesisini tüm platform kullanıcılarına açıklamanız çok mümkün değil. Bir şeyin doğruluğu nicel standartlara indirebileceğimiz bir şey değil, bu standarda indiren her türlü süreçten kaçınmamız gerekiyor.”

ABD’de son dönemde yaşananlar Birdwatch’un ortaya çıkışını hızlandırmış olabilir mi?

Gülin Çavuş, bir süre önce Capitol Hill binasına yapılan baskın sonrasındaki süreçte Trump’ın tweetlerini tamamen engelleyen ve hatta hesabını kapatan Twitter’ın, ardından Birdwatch’u devreye sokmasının zamanlama açısından bakıldığında bir nevi kredi toplamak olarak algılanmasının doğal olduğunu belirtiyor. 

Twitter’ın uzun süredir teyitçilerin içgörülerini almak ve buna uygun yöntemler geliştirmek için IFCN ile iletişime geçmekten imtina ettiği biliniyor. Sarphan Uzunoğlu da bu noktada topluluk politikaları gerekçe gösterilerek verilen engelleme kararlarının ve Trump’ın Twitter hesabının kapatılmasının esasen politik bir tutumun yansıması olduğunu düşünüyor. Uzunoğlu, bir süre önce Twitter’ın bazı ülkelerdeki kamu yayıncılarının hesaplarını işaretleme girişiminin de (örneğin Sputnik’in bir devlet bağlantılı medya olarak Twitter’ca tanıtılması) Twitter’ın yanlış bilgi problemiyle ilgili duruşunu özetlediğinin altını çiziyor. 

Uzunoğlu’na göre bu sebeplerle ABD özelinde faaliyet gösteren kitle kaynaklı Birdwatch’un da, Twitter’ın kullanımını teşvik ettiği kullanıcı profilinin kullanımını kısıtladığı kitleye ve onların bilgi alanındaki iktidarına karşı verdiği mücadeleye destek atmak dışında işe yaraması çok zor: “Şimdiden bu uygulamanın yakın zamanda aktif olacağı hesaba katılarak birçok ülkede muhalefetin iktidara, iktidarın muhalefete karşı enformasyon savaşını sürdürmek üzere Birdwatch faaliyetlerine özel gruplar kurduğunu varsaymak da pek hatalı olmaz. Twitter, siyasal iletişim için bir savaş alanı ve propaganda karşıtı bir enstrüman olarak ortaya koyduğu Birdwatch da bu savaşın bir enstrümanı olmaktan öteye gidemeyecek gibi.”

Twitter’ın bu alanda oluşturduğu politikalar fazla ABD merkezli olduğundan Türkiye gibi kutuplaşmış ve “astroturfer” ağlarıyla sarmalanmış ülkelere yansımasının karşılıklı kolektif sözde doğrulama faaliyetlerine yol açabileceğini öngörmenin güç olmadığından bahseden Uzunoğlu’na benzer bir ifadeyi Gülin Çavuş da kullanıyor. 

Çavuş tam da bu sorun için şu ifadeleri kullanıyor: “Genelde platformlar sanki ABD gündemi dünyanın gündemi demekmiş gibi davranabiliyor. Hepsinin ‘Acaba biz de kongrede yargılanacak mıyız?’ endişesi ile hayatlarını geçirmeleri de bunda bir etken. Türkiye’nin özgün koşullarını bilmeyen bir platformdan bahsediyoruz. Türkiye’de platformun nasıl ilerlediğini platformun kendisi tam olarak incelemiş mi bilemiyoruz, kullanıcıların yanlış bilgiyi tüketme ihtiyaçlarını da bununla mücadele motivasyonlarını da anlamak çok mümkün değil Twitter’ın içine kapalılığı yüzünden. Ayrıca Twitter Türkiye’ye hâlâ bir temsilci de atamış değil. Yaptırımlar geldiğinde çok da üzerinde durmayan bir pozisyonda kendini konumlandırması durumunda ne yapacağımızı düşünmemiz gerekiyor.” 

Doğru bilgiyi “Twitter anonimleri” mi bulacak?

Koray Kaplıca da platformdaki kutuplaşma konusunda pek farklı düşünmüyor: “Toplumsal kutuplaşmanın ciddiyetini artırdığı yanlış bilgi sorununu bizatihi kutuplaşma mekanizmasında rol oynayan ‘anonim’ aktörlerle çözmek çok başarılı bir yol olacakmış gibi gelmiyor. Burada daha ziyade kutuplaşmayı aşacak bir ‘güven’ tesis etmek önemli. Daha da önemlisi bu güven tesisinin pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeği. Gözümüzün önünde daha önce yıkılmaz dediğimiz kurumsal yapıların nasıl zayıflatıldığına şahit olduk, oluyoruz. Yanlış bilginin çok yıkıcı sonuçlarına şahit olduğumuz bu dönemde kurumsallığın ilk yol olması gerektiğini düşünüyorum.”

Twitter’ın kitle odaklı doğrulamasının işleyişi ile ilgili ayrıntılı bilgiye Alexios Mantzarlis’in paylaşımından ulaşabiliyoruz. Mantzarlis, uygulamada kullanıcıların iddia paylaşıma birer kanıt URL linki yerleştirirken bu link hakkında açıklama yapmaları gerekeceğini belirtiyor.

Doğrulama faaliyetinin temelde kamuya açık kaynaklardan ulaşılabilen en az iki delilin birbirini doğrulaması üzerine kurulu olduğunu düşünürsek; Birdwatch’a yerleştirilecek linklerin subjektif olabilmesi tehlikesi bulunuyor.

Kitlelerin öfkesinden kitlelerin bilgeliğine dönmek mümkün mü?

Subjektiflik tehlikesi konusunda eleştirilerini dile getiren Gülin Çavuş özellikle Türkiye’de Birdwatch’un Wikipedia’ya benzetilmesinin yanlış olduğunu söylüyor. Çavuş, Wikipedia’nın kâr amacı gütmeyen bir kurum olduğunu ve referans verme yöntemlerinin yıllardır çok belirgin olduğu için daha güvenilir bir yapısı olduğundan bahsediyor. Çavuş, Twitter’ın uygulamaya koyduğu kitle kaynaklı hareketin ancak Wikipedia gibi açık kaynak hareketiyle beslenen ve yöntemi şeffaf ve belirgin süreçlerle desteklenen bir yapıda başarılı olacağını ifade ediyor.

Ayrıca Twitter’ın Birdwatch’da kabul edeceği kişilerin hesapları hakkında platformda şimdiye kadar bir “ihlal yapılmamış olması” kıstasının da üzerinde durulması gerekiyor. Şu bir gerçek ki Twitter’daki kullanıcılar sadece düşünceleri farklı olduğu için birbirlerini şikâyet edebiliyor ve bu işleyiş trol aktivitesi olarak devletler tarafından da kullanılıyor. Bir doğru bilginin kaynağı olan bir hesabın kısa sürede devre dışı bırakılması da bu sebeple mümkünken, bu hesaplardan doğrulama hareketi beklemenin kendisi de sistem içerisindeki açıkları düşünmeye bizi itiyor.

Teyitçiler kitle doğrulama arzusuna katılsa da Birdwatch’un işleyişine şüpheyle yaklaşıyor

Malumatfuruş da aşırı kutuplaşmış bir sosyal medya evreninde kitle doğrulamanın arzu edilen sonucu vermeyeceğini düşünüyor. Teyitçiler için geniş katılımlı doğrulamanın yönetilebilir bir süreç olmadığından bahsediyor. Yüzlerce farklı dilde milyonlarca farklı paylaşımın peşine düşülmesinin oldukça güç olduğunu söyleyen Malumatfuruş bunun belirli bir metodolojiye oturtulsa bile subjektif yorumları ve muğlak ifadeleri içerme tehlikesi olacağını ifade ediyor.

Koray Kaplıca da kitle doğrulamanın ekosistem içinde bundan sonra daha sık yer alacağını fakat buna karşı kamuoyu algısı açısından bir strateji geliştirmenin önemli olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Sosyal medya platformlarında üretilen ve paylaşılan bir bilgi için kalite kontrol mekanizmaları geliştiremezsek ortak değerlere ve prensiplere dayanan sistemlerimizi ayakta tutmamız çok zor görünüyor. Yakın bir gelecekte ortaya çıkacak ve kullanıcının içerik üretimlerine dayanan tüm girişimlerin kuruluş stratejileri içinde yanlış bilgiyle mücadelenin olmasının zorunlu hale geleceğini düşünüyorum.”

Gülin Çavuş yanlış bilgi ile mücadelede tek bir yolun olmadığının altını çiziyor ve ekliyor: “Kolektif çabaları çoğaltmamız lazım ama kitle kaynaklı doğrulama için önce zihin dünyamızı eleştirel düşünceye açmamız gerekiyor. Muhakeme süreçlerimizde ve yeteneklerimizde bir yol kat ettikten sonra ancak Twitter öfkenin başat rol aldığı ülkelerde siyasi kutuplaşmayı besleyen bir yer olmaktan çıkabilir. Ancak böyle bir ortamda olgulara dayalı bilgilerin peşinde koşan kitleler oluşabilir.” 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir