Gazeteciliği kurtarmak, Wikipedia kararı, 2010’lar biterken

NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!

Yılın sonuna gelmemiz, Noel’in Avrupa ve ABD’de yarattığı durgunluk gündemin bu hafta diğer haftalara göre daha sakin kalmasına neden oldu. Yine de “Ne Okuyoruz” bölümünde Wikipedia kararı ve Heather Bryant’ın 2020 tahmini gibi içerikleri bulacaksınız.

“Haftanın Odağı” ise 2010’lu yılları geride bırakıyor olduğumuz gerçeği. Kontrolsüz bir hızla ve değişimle geçen on yıla bakmaya ne kadar istekli olacağınızı bilemesem de olabildiğince çeşitli ve keyifli bir derleme hazırladım.

Bu hafta NewsLabTurkey olarak yeni bir projemizi hayata geçirdik. Veri Okuryazarlığı Derneği ile birlikte hazırladığımız “Temel Veri Gazeteciliği Dersleri” videolarını YouTube kanalımızda yayına aldık. Kanalda tüm videoları bulabileceğiniz gibi, eğitimin hepsine çalma listesi olarak da buradan ulaşabilirsiniz.

Şimdilik benden bu kadar. Görüş ve önerilerinizi her zaman bekliyoruz.

Haftaya 2020’nin ilk bülteninde görüşmek üzere!

—Ahmet A. Sabancı

Bu hafta ne okuduk?

APPLE PODCASTLERDE YORUMLARIN ÖNEMİ YOK: Podcast üreten ve dinleyenlerin genel bir doğru olarak kabul ettiği şeylerden birisi platformlarda yapılan yorumların ve verilen yıldızların o programın listelerde yükselip daha görünür olmasına yardımcı olacağıdır. Diğer dinleyiciler için faydalı olsa da, görünen o ki bu, listelere pek etki etmiyor.

Podnews’deki habere göre, Daniel J. Lewis’in Apple Podcastler listelerinde yaptığı değerlendirme, listelerde gelinen sırayı yorum ve analiz sayısının neredeyse hiç etkilemediğini gösteriyor. Bu da Apple’ın listeleri düzenlerken yalnızca dinlenme ve abone sayılarını merkeze alan bir sistem kullandığına dair sağlam bir işaret. 

ABONEYİ KAZANMAK KADAR TUTMAK DA ÖNEMLİ: Özellikle 2019’da yayıncılar için aboneliğin ne kadar önemli olduğunu gördük. Google ve Facebook reklamlarının az para getirdiği ve yatırımcılara güvenmenin zor olduğu bir ortamda okurlara dönmek en makul seçenek.

Fakat okur bir kez abone olduktan sonra o aboneliğin devam ettiğinden de emin olmanız lazım. Bunun için de okurun her ay verdiği paranın karşılığını aldığını görmesi gerekiyor. Digiday’de yazan Lucinda Southern’e göre 2020’nin en önemli başlıklarından birisi bu olacak. Yazıda bunun için farklı yayınların denediği kimi yöntemlere de değinilmiş. 

HER GAZETECİLİK KURTARILMALI MI?: Geçtiğimiz haftanın odağında NiemanLab’in 2020 Predictions derlemesinden bahsetmiştim. Bu hafta Avrupa ve ABD’de gündemin Noel tatili sebebiyle durgun olmasını da fırsat bilerek, derlemede özellikle ilgimi çeken bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Heather Bryant aslında medya ve gazetecilik sektöründe kendimize sıkça sormamız gereken bir soruyu yazısında ele almış. Her ne kadar gazeteciliğin öneminden ve daima korunması gereken bir alan olduğundan bahsetsek de, bu “her türlü” gazetecilik için geçerli mi sorusunu çok sormuyoruz. 

Bu ister gelir modeli, ister haber yapma şekli ya da etiği olsun kimi kurumların varlığı aslında büyük harfle Gazetecilik için asıl sorun kaynağı olabiliyor. Bu durumda da ne olursa olsun onları da korumalı/kurtarmalı demek aslında sorunun devam etmesine sebep olabilir. Özellikle gazeteciliğin her anlamda kendini yeniden ele alması gerektiği bir dönemde, bu soruyu da aklımızın bir köşesinde bulundurmanın faydalı olacağına inanıyorum.

WIKIPEDIA GERİ DÖNÜYOR (DİYE UMUYORUZ): Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmelerinden birisi, yaklaşık 2,5 yıllık beklemenin ardından Anayasa Mahkemesi’nin Wikipedia’nın engellenmesi hakkındaki kararını açıklaması oldu. 10’a 6’lık bir sonuç ile Anayasa Mahkemesi Wikipedia engelinin hak ihlali olduğu kararını verdi.

Her ne kadar bu karar Wikipedia’nın engelinin kaldırılması gerektiği anlamına gelse de, bülteni yayına hazırlamak için son düzenlemeleri yaptığım anda Wikipedia’ya erişim hâlâ kapalıydı. Bunun sebebi, Yaman Akdeniz’in tweetine göre, henüz mahkemenin Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğine resmi tebligat yapmamış olması. Üstelik bu tebligatın uygulanmayıp bir itiraz süreci yaşanması da yüksek bir ihtimal. 

Yüzbinlerce sitenin engeli devam ederken alınan bu kararın bir nebze olsun bu engellemelerin hak ihlali olarak görülmesine katkıda bulunmasını ummak istesek de, günümüz koşullarında bunun etkisi maalesef en fazla Wikipedia’ya tekrar kavuşabilmemizle sınırlı kalacak gibi görünüyor.

KISA KISA:

Media Literacy versus Fake News projesi, medya çalışmaları alanında üretilenleri yanlış bilgiyle mücadele için uygulamanın yollarını araştırıyor.

İngiltere’de bir heykel üzerinden başlayan tartışma, ülkedeki medya tarihine dair de ilginç bir öyküyü barındırıyor.

Digiday yayıncılar için değişen gelir modellerini beş tablo ile özetledi.

İklim krizi üzerine haber yapmak psikolojinizi etkileyebiliyor.

Kaynak: Wikipedia

Haftanın odağı: 2010’lar biterken

2010’lar medya ve gazetecilik için değişimin belki de kontrolsüz bir hızla devam ettiği ve geleneksel medyanın hemen her anlamda sorgulandığı bir dönem olarak özetlenebilir. Yeni sosyal medya platformları, çok farklı yayıncılık pratikleri ve tüm bunlarla gelen maddi ve etik sorunlar 2010’ların bitmek bilmeyen bir tartışmaya dönüşmesine neden oldu.

YouTuber olmak, kişisel bloglardan başlayan gazetecilik kariyerleri, yayıncılığın internet ile giderek özgürleşmesi, kitle fonlama için birçok farklı yöntemin ortaya çıkması ve teknolojinin sağladığı imkânlar gazetecilik ve medya için akıl almaz bir büyüme ve evrimi getirdi. Bununla beraber de birçok yeni kavramı, tartışmayı ve sorunları.

2009 ile kıyaslayacak olursak, şu anda üzerine kafa yorduğumuz sorunların büyük bir kısmı o zaman bilinmek bir yana, ortada bile yoktu. Yalan haberlerin bir internet salgınına dönüşmesi, Google ve Facebook gibi “değişik” girişimlerin şu anda tüm dijital ekonomiyi yönetiyor olması, internette kontrolden çıkmış ve artık içselleştirilmiş olan sansür ve gözetim… Dahasını da saymak mümkün ama sanırım nereye varmak istediğimi anladınız.

2020’lerde de bu sorunların çözüleceğini söylemek pek mümkün değil. Tüm bu değişim dalgaları hızla gelmeye devam ediyor ve birçok konuda da çözüm açısından büyük bir ilerleme kaydetmiş değiliz. Fakat 2020’lerden beklentim, en azından kişisel gözlemlerime dayanarak, geçtiğimiz on yılın yaşattığı şok ve travma sayesinde daha temkinli ve eleştirel bir şekilde hareket edeceğimiz yönünde. Bu da tahminimce adapte olmak ve çözüm üretmek için ihtiyacımız olan nefesi almamıza yardımcı olacaktır.

Yılın ve on yılın son bültenini 2010’ları özetleyen derlemelerin bir derlemesiyle bitirmek istedim. Hiç değilse bunlara bakarken biraz yavaşlayıp geçtiğimiz on yılda nelerle uğraştığımız üzerine düşünme fırsatı yakalarız. 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir