Bu yazı ilk olarak The Fix Media tarafından yayınlanmıştır. NewsLabTurkey’de izin alınarak yayınlanmıştır. Ilgaz Gökırmaklı tarafından çevrilmiştir. The Fix’in haftalık e-bültenine buradan abone olabilirsiniz.
Çözüm gazeteciliği göz korkutucu ve kullanışsız olmak zorunda değil. Haberleri ve içeriklerini daha çözüm odaklı hâle getirmek isteyenler için beş önerimiz var.
Bugün medyanın karşılaştığı en büyük zorluklardan bazıları arasında habere duyulan güven ve ilginin azalmasının yanı sıra gün geçtikçe daha fazla insanın kendisini üzgün veya çaresiz hissetmesine neden olduğu için haberden kaçınması yer alıyor.
Gazeteciler olarak sorunlara odaklanma eğilimindeyiz: Sorun varsa haber de vardır. Ancak bir yandan da okurlara işleri yoluna koyma konusunda yardımcı olacak çözümler sunan haberlere talep artıyor. Yani, hepimiz bir şekilde çözüme odaklanıyoruz.
Editörlerle ve gazetecilerle bir araya geldiğimde bana hep çözüm odaklı haberler üretmek istediklerinden söz ediyorlar; ne var ki hiç yapmıyorlar. Haber döngüsünün hızından, iş performansının taleplerinden bunalmış durumdayken, hâlihazırda “işe yarayan” şeylere bağlı kalmak daha kolay.
Ama kaçırmamamız gereken olay şu: Çözüm gazeteciliğinin işe yaradığını da biliyoruz.
Ayrıca okurlar sadece yapıcı hikâyeler istemiyorlar. Araştırmalar, okurların çözüm odaklı makalelere daha fazla zaman ayırdıklarını, içeriğin kalitesinin daha yüksek olduğu gibi bir görüşe sahip olduklarını ve haberlerinize geri dönme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Öyleyse, kaynakları kısıtlı haber odalarının okuyucuların isteklerini karşılamasına nasıl yardımcı olabiliriz?
Çözüm gazeteciliğine adanmış çok sayıda gazete var. Bu yazı, önceliğini çözüm odaklı haberlere vermeyenler için. Hibe, zaman, insan gücü veya haber odanızın tamamen elden geçirilmesini gerektirmeyecek en iyi beş ipucumu seçtim. Haberleri ve içeriklerini daha çözüm odaklı hâle getirmek isteyenler için 5 adım var:
1. Çözüm gazeteciliğinin ne olup ne olmadığını öğrenin
Çözüm Gazeteciliği Ağı tarafından tanımlandığı şekliyle çözüm gazeteciliği dört temel bileşen içerir.
- Bir soruna değil, o sorunun yanıtına odaklanır.
- O yanıttan ne öğrenilebileceğine dair içgörüler sunar.
- İşe yarayıp yaramadığına dair kanıtlar sunar.
- Olası sınırlamaları aşmaktan çekinmeden yanıtı daha geniş bir bağlamda verir.
Büyük bir yanılgının aksine, sadece “iyi haberler” gazeteciliği değildir; her ne kadar çözümler genellikle iyi haberler olsa da.
Haber odanıza yeni bir yaklaşım getirmek ancak açık iletişimle başarılı olur.
Yapıcı ve çözüm odaklı gazetecilik için yeni kurulan bir kuruluş olan Bonn Enstitüsü‘nün İngilizce editörü ve Deutsche Welle muhabiri Cristina Burack, kendi deneyimlerinden yola çıkarak açık iletişimin atılabilecek diğer tüm olası adımları desteklediğini söylüyor.
“Pek çok insan çözüm gazeteciliğinin toz pembe haberlerden veya yalnızca olumlu olaylar hakkında seçici haberlerden oluştuğuna inanıyor. Tabii ki öyle değil. Yaptığımız şey, raporlamaya yönelik kritik ve daha bütünsel bir yaklaşım. Bir haber odasında yapıcı uygulamaları hayata geçirmeye çalışıyorsanız, başlangıçtaki tüm yanlış anlamaların giderildiğinden emin olmanız gerekir; aksi takdirde, geri bildirim almak daha da zorlaşabilir.”
2. Önceliklendirme konusunda mantıklı davranın
Bu öneri “Çözüm odaklı habercilik bu kadar kolaysa, neden herkes yapmıyor” gibi bir algı yaratabilir ama, haber odalarında yapılacak bazı yenilikler veya en azından birtakım “ince” ayarlardan sonra bu durumu avantaja dönüştürebilecek onlarca haber odası biliyorum.
Bir muhabir olarak işe başladığımda, her hikâyenin aynı oranda ilgiye, aynı sayıda tekil alıntıya ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. Editörler tarafından bana söylenen buydu. Ancak bazı hikâyelere daha az, bazılarına daha fazla zaman ayırmanın, üretimlerinizin ortaya çıkaracağı etkiyi artırabileceğini öğrendim.
Zamanımı nasıl önceliklendireceğimi keşfetmek, haberciliğimi geliştirmeme yardımcı oldu.
Demek istediğim bir ünlüyle ilgili eğlenceli bir yazı size daha fazla trafik getirebilir; ancak şehrinizin konut stratejisinde neyin işe yarayıp neyin yaramadığını araştırmak kadar üzerinde çalışmanızı gerektirir mi?
Bu durum seçim yapmanız gerektiği anlamına gelmez, elbette ikisini de yapabilirsiniz. Ancak her birine ne kadar zaman ayırdığınızı ve nihai hedefinizin ne olduğunu düşünün. Fazla tık alabileceğiniz haberler ve hikâyeler yayınlama baskısı altındaysanız, en azından bunları kendi avantajınıza, belki de çözüm haberciliğine daha fazla zaman ayırmanıza yardımcı olacak hızlı işler tamponu olarak kullanmayı düşünebilir misiniz? Böylece kısa vadeli iş hedeflerinizi gerçekleştirirken uzun vadeli misyonunuza sadık kalabilirsiniz.
Buna ek olarak, çözüm haberciliğinin ticari açıdan da iyi olduğuna dair veri elde ettikçe; ki edeceksiniz, iş hedeflerinizi daha yapıcı bir yöne doğru çevirmeye başlayabilirsiniz.
3. Zamanınızı bölümlendirin
Bu madde haber odası yöneticilerine ve editörlere.
Muhabirlerinizin iş yükünü artırmadan, çözüm haberlerine odaklanan bir gün geçirmelerini sağlamak için günlük iş planlarını değiştirip bir günlerini boşaltabilir misiniz? Herkesin her gün “kolay” ve “zor” yazılar için eşit miktarda sorumluluk paylaşması yerine, bunu bir sıraya oturtabilir misiniz?
Çalıştığım bir gazetede, Noel yaklaşırken her hafta bir muhabiri günlük rotadan çıkarırdık. Amacımız, tatil sezonunda azalacak personel sayısına rağmen her zaman okunabilecek (evergreen) tatil içerikleri üretmelerini sağlamaktı. Bu uygulama Noel’de yapılabiliyorsa, yılın herhangi bir zamanında da yapılabilir.
Bu nedenle, günde belirli sayıda haber yayınlama baskısı altındaysanız, A muhabirine bir sürü kolay haber atayın ve Muhabir B’yi günlük haber döngüsünden çıkararak çözüm odaklı haberler yazması için imkân ve alan tanıyın. Bu yaklaşımın kendi çalışmamda son derece etkili olduğunu söylemeliyim.
4. Her haberinize bir çözüm öğesi ekleyin
Çözüm gazeteciliği ayrı bir alan olmak zorunda değil. Buna ek olarak illaki iddialı olmak zorunda da değil.
Çözüm haberciliğini zaten ağır olan iş yükünün içine nasıl uyarlayacağını bilmeyen haber merkezleri için tek bir ipucu vermem gerekseydi kesinlikle bunu seçerdim.
Bir dahaki sefere standart bir haber hikâyesi yazarken yalnızca bir çözüm öğesi eklemeyi deneyin. Örneğin bir öğretmenle düşük eğitim standardı hakkında röportaj yapıyorsanız, ona yalnızca neyin işe yaramadığını sormayın; bunun nasıl daha iyi yapılabileceğini de sorun. Veya daha önce işe yaramış bir bağlantı bulmayı deneyin. Ya da başka bir şehirde işe yaramış olan bir örnek bulmaya çalışın.
Tüm bunlar bir cümle kadar kısa bile olabilir. Mükemmel olmak zorunda değil. İşin sırrı, küçük adımlarla başlamak.
Bu adım, editörlerden onay almasanız bile serbest gazeteciler için çözüm odaklı haberciliği desteklemenin potansiyel bir yolu olabilir. Editörlerin bu bağlantıyı kesmemelerini ummak kalıyor geriye.
5. Sırada ne var? Takip edebileceğiniz konuları hatırlayın
Çöplerle ilgili; pardon çöp toplamayla ilgili o haber iyi okundu mu? Harika. Peki şimdi neleri takip etmelisiniz? Başka bir yerde denenmiş ve başarılı olmuş bir hikâye varsa onun sizin şehrinize uyarlanıp uyarlanamayacağına bakabilirsiniz. Ya da işe yarayabileceğine dair yeterli kanıt varsa yeni bir teklif bile sunabilirsiniz.
Bahsettiğim “tek bir çözüm öğesi” yeni bir hikâyenin temelini oluşturabilir. “Siz olsaydınız nasıl yapardınız?” sorusunu röportaj rutininizin bir parçası yapın ve bakın bakalım sizi bir yere yönlendiriyor mu?
Hikâyelerin farklı ayaklarını bulmak, okuyuculara yalnızca uzun vadede haberinize yatırım yaptığınızı göstermez, aynı zamanda sizin için de zamanı verimli kullanmak anlamına gelir. Temel çalışmaları zaten yaptınız, bu nedenle hikâyeye bir çözüm merceğinden bakmak fazladan bir iş olmayacaktır. İşte size bir yazı parasına iki yazılık fikir.
Son olarak, en iyi işlerinizi paylaşma konusunda cömert olun. Yaklaşık beş yıldır çözüm gazeteciliği üzerine çalışıyorum, hakkında konuşuyorum ve hâlâ neyin işe yarayıp neyin yaramadığını öğrenmeye devam ediyorum. Başlamak isteyenler için Çözüm Gazeteciliği Ağı, Bonn Enstitüsü ve Constructive Institute harika birer rehber olabilir.
Ayrıca paylaşacak herhangi bir ipucunuz varsa, bu makaleyi retweetleyebilir veya bana bir e-posta (emma@emmalofgren.net) gönderebilirsiniz.