Bir podcast canavarı olduğum doğrudur. Ama bir podcast programım yok. Şimdilik… Akıllı telefon bile kullanmayan bir akademisyen olarak podcast dinliyor olmam bile bir şey bence. Genelde yemek yaparken Spotify’da radyo tiyatrosu dinliyorum. Favorim Ahmet Ümit’in “Sultanı Öldürmek” uyarlaması. J. B. Priestley’in “Bir Komiser Geldi” oyunu da harikadır.
Konumuza gelecek olursak, ekonomi podcastleri genelde üç formatta yapılıyor: ekseriyetle güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği, ekseriyetle akademik konuların değerlendirildiği ve iş dünyasıyla ilgili podcastler. Hazırladığım listede her kategoriden en az bir podcast var. Bu tarz podcast içeriklerini değerlendirebileceğimiz objektif bir kriter olmadığına göre böyle listeler ya dinleme sayısına (reytinge) göre yapılır ya da kişisel beğenilere göre… İlki yıldız etkisiyle ve promosyon bütçesiyle şişirilebildiği için ben bu listeyi kendi beğenilerime dayanarak hazırladım. Zaten en çok dinlenen podcastler listelerini bir yerlerden bulabilirsiniz. Belki buradaki en büyük problem bütün listenin İngilizce podcastlerden oluşması. Bunun bir sebebi yerli podcast piyasasının henüz içinden kategorik listeler çıkaracak kadar büyük olmaması, en azından ekonomi alanında.
1. CAPITALISN’T
Chicago Üniversitesi’nden yıldız iktisatçı Luigi Zingales ve gazeteci/yazar Bethany McLean’in hazırlayıp sunduğu Capitalisn’t benim açık ara en sevdiğim ekonomi podcasti. İki haftada bir bölüm çıkarıyorlar. Bölümler genelde 40-50 dakika bandında.
Programın satış noktası şu: “Kapitalizmde işleyen şeyler, daha önemlisi işlemeyen şeyler hakkında bir podcast.” Dolayısıyla podcast, kapitalizmdeki sistemik sorunlar üzerine odaklanıyor. Fakat gündemde kaçırılmayacak konular varsa, mesela GameStop hisseleri veya Amerika Başkanlık seçimleri gibi, onları da yine akademik literatüre referansla işliyorlar. Nadiren de olsa programa konuk aldıkları da oluyor.
Stigler Center’ın finanse ettiği bir podcastin, haklı olarak, kör gözüne bir liberalizm propagandası olması beklenebilir. Her iki yapımcının da solcu olmadıkları aşikâr ama kapitalizmdeki inkâr edilmeyecek sorunları kısmen “ilerici” diyebileceğimiz çizgide değerlendirdiklerini söyleyebilirim. Bethany’den önce eş-sunucu olarak genç akademisyen Kate Waldock vardı. Ben Kate’in bakış açısını, yorumlarını, katkılarını ve ses tonunu daha çok seviyorum. Bethany’nin program partneri Luigi ile frekansları tam tutmuyor sanki. Bu yüzden Kate’li eski bölümler ile başlamanızı tavsiye ederim. Güzel konular, güzel kaynaklar, güzel muhabbet… Luigi zaten tam bir fenomen. Her söylediklerine katılmayabilirsiniz; ben de katılmıyorum ama bu programdaki muhabbetleri entelektüel açıdan epey uyarıcı buluyorum.
2. PITCHFORK ECONOMICS
Pitchfork Economics’in sunucusu Nick Hanauer, dünyanın en zengin insanlarından biri. Fakat tersine oynuyor. Mesela “beni vergilendirin”, “bu eşitsizlik sürdürülemez”, “üniversitelerde öğretilen neoklasik iktisat yanlış” gibi söylemleri var. Amacı kapitalizmin devrilmesi değilse de daha eşit ve daha adil bir biçime evrilmesi. Dolayısıyla, politik olarak, doğru zamanda doğru yerde pozisyon aldığı söylenebilir. Argümanları büyük ölçüde Keynesyen, kısmen de Marksist temeller üzerinde yükseliyor.
Podcastin satış noktası şu: “Eğer ekonomiyi doğru anlamıyorsanız, yabalar çıkar!” Yani eğer ekonomik ve toplumsal düzeni daha adil, daha eşit, daha kamucu, daha az piyasacı bir şekilde yeniden tasarlamazsanız isyan çıkar ve halklar bunları sizden zorla alır. Vaktiyle Roosevelt’in sermaye ve işçi sınıfı arasında sağladığı yapay uzlaşıdaki mantığa yakın bir çizgi… Nick, çoğu programına konuk alıyor ve Steve Keen, Sam Bowles, Marshall Steinbaum gibi tanıdık heterodoks iktisatçıların yanı sıra Paul Krugman, Joseph Stiglitz ve Daron Acemoğlu gibi, belki ilerici veya sol liberal diyebileceğimiz yıldız isimler de var. Partizan bir neoklasik iktisatçı ile heterodoks iktisat dalgası yapıldığı vaki değilken tersini yapmışlıkları, yani heterodoks iktisatçılar ile neoklasik iktisadı tiye almışlıkları çok var. Bence gayet eğlenceli.
3. BUSINESS WARS
Ama esas eğlence burada. Avukat ve gazeteci David Brown’ın hazırlayıp sunduğu Business Wars, en büyük bağımsız podcast yapımcısı olan Wondery’nin, bana kalırsa, en başarılı podcasti. Adından da anlaşılacağı gibi Nike vs. Adidas, McDonald’s vs. Burger King, Marvel vs. DC, Coke vs. Pepsi, xBox vs. Sony, Estee Lauder vs. Loreal gibi iş dünyasındaki büyük kapışmaları ve yaratıcı yıkım süreçlerini, her biri yarım saat civarında dört ila yedi bölümlük seriler hâlinde aktarıyor.
Business Wars’un en orijinal taraflarından biri ise olayların adeta bir radyo tiyatrosu gibi dramatize edilerek canlandırılması. Bu da insanları yakalıyor tabii. Her bölümün sonunda Brown, dinlediğimiz bu diyaloglarda çoğu zaman tam olarak neler söylendiğini bilmediklerini ama rekreasyonların tarihi araştırmalara ve birincil kaynaklara dayandığını belirtiyor. Bu içeriğin iktisat akademisi veya sabun köpüğü ekonomi gündeminin dışında iş dünyasına dair heyecanlı bir podcast arayanların hoşuna gideceğini düşünüyorum. Keşke Koç vs. Sabancı, Teknosa vs. Vatan, Kızılkayalar vs. Bambi, BİM vs. A101, Güllüoğlu vs. Seyidoğlu gibi Türkiye’deki ticaret savaşlarını araştırıp benzer bir formatta sunabilsek. Belki biz yaparız…
Yine Wondery’den, Business Wars ile benzer eksende bir içerik sunan Business Movers ile yüksek sosyeteden bol dedikodulu cemiyet hayatı hikâyeleri anlatan Even the Rich podcastlerini bonus olarak tavsiye etmiş olayım.
4. ECONOMIC UPDATE with RICHARD D. WOLFF
UMass – Amherst’ten Richard Wolff, Amerika’da Sanders ve AOC’nin estirdiği sol rüzgârla ana akım medyaya nüfus edebilmiş ender Marksist iktisatçılardan. Democracy at Work çatısı altında uzunca bir süredir YouTube kanalından izleyicilere seslenen Prof. Wolff artık Economic Update’i podcast olarak da yayınlıyor. Her hafta, yarım saati geçmeyen kayıtlarda ekseriyetle Amerikan ekonomi ve siyaset gündemini Marksist ve sosyalist bir bakış açısıyla ele alıyor. Gündemi farklı ve radikal bir sesten dinlemek isteyenler için EU ideal bir podcast.
Bu konuları sevenler, yine Democracy at Work (d@w) yayınları olan Global Capitalism ve David Harvey’s Anti-Capitalist Chronicles podcastlerine de bakabilirler.
5. ECONOMIC ROCKSTAR
Ağır İrlanda aksanı dinleyiciyi biraz yorabilen Frank Conway’in sunduğu Economic Rockstar belirli bir ideolojik çizgisi olmayan bir podcast. Frank, her hafta yıldız bir iktisatçıyı konuk alarak genelde gündem dışı akademik uzmanlık alanları üzerine sohbet ediyor.
175 bölümlük listede Greg Mankiw’den Deirdre McCloskey’e, Dan Ariely’den Nancy Folbre’ye kadar her akımdan iktisat akademisyenini görmek mümkünse de sanki sağ/liberal konuklara biraz daha fazla ağırlık verilmiş gibi. Fakat podcastin bir propaganda yayını olmadığını söyleyebilirim. Ortalama bir saat süren bölümler arasında, doktoradan iktisadi düşünce tarihi hocam Matias Vernengo’un Keynes üzerine konuştuğu 102 numaralı bölümü özellikle tavsiye ederim. Keynes’in vizyonunu bu kadar iyi anlatan çok az iktisatçı vardır.
Başta da söylediğim gibi bu beş podcast elbette benim en iyilerim. Siyasi ve ideolojik temelleri olan bir sosyal bilimde objektif bir değerlendirme yapmak zaten pek mümkün değil. Ama yine de dengeli bir dağılım olduğunu düşünüyorum; özellikle dengeli olsun diye değil, ben bunları keyifle takip ettiğim için. Mansiyonu NPR’ın Planet Money podcastine, anti-mansiyonu ise tam bir liberal hurafe mecrası olan Freakonomics podcastine veriyorum. Eğer sizin de takip edip beğendiğiniz yerli/yabancı ekonomi podcastleri varsa önerilerinizi bana iletebilirsiniz.
Richard Wollf’un democracy at work de yaptığının benzerini Türkçe olarak yapan bir podcast keşfettim. Adı Zırvaizm Podcast, Tavsiye derim. Benzerini görmedim.