Sektörün istihdam sorunu ile siyasilerin yoğun baskıları gazetecilerin hareket alanını her geçen gün daraltıyor. Bu durum, gazeteci adayları ile genç gazetecileri büyük bir karamsarlığa itiyor. Gazeteciler iş bulabilmek için düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, özgün ve özgür olamamak, güvencesizlik gibi şartları kabul etmek durumunda kalıyor.
Buna karşın gelişmeleri takip eden gazeteciler çareyi dijital medyada arıyor. Özellikle gazetecilik öğrencileri ile yeni mezun gazeteciler, hâlihazırda var olan medya kuruşları yerine sektöre kendi haber platformlarını kurarak girmeye başlarken bir dönem bir haber platformunda çalışmış gazeteciler de bu yolu seçiyor.
Özellikle son 2-3 yılda benzer platformların sayıları artarken bu platformlardan Gazete Rüzgârlı’nın kurucularından Merve Filiz Yavuz, Fikritakip’in kurucusu Nida Dinçtürk ve Observe Turkey’in kurucusu Burak Ütücü ile onları kendi platformlarını kurmaya iten nedenleri ve yakın geleceği; Dr. Can Ertuna ile de gazetecilerin bu girişimlerinin nedenlerini konuştuk.
Sansür ve ağır çalışma koşulları gazetecileri girişimciliğe itiyor
Gazete Rüzgârlı’nın kurucularından Merve Filiz Yavuz, oluşumun kuruluş hikâyesinden bahsederken “Gazete Rüzgârlı, tanımın tam anlamıyla mesleğin mücadelesini vermeye devam edebilmek amacıyla kuruldu. Gazetecilik mesleğine yönelik şahit olduğumuz tüm bu baskılara razı olmak istemedik, kendi mecramızda, özgürce sesimizi yükseltmek istedik,” diyor. Yavuz, istihdam sorununu teğet geçerek iş bulabilen genç gazetecilerin mesleğin “doğal getirisi” gibi dayatılan uzun çalışma saatleri, zamanında ve tam ödenmeyen maaşlar, mobbing ve sansürle karşı karşıya kaldıklarını kaydediyor. Tüm bunları kabul etmek istemeyenlerin de işsizlikle mücadele etmek zorunda olduğunu ekliyor.
Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümünden 2020 yılında mezun olan Observe Turkey’in kurucusu Burak Ütücü de Yavuz ile aynı görüşte. Sabah 9 akşam 6 mesaisine ek olarak gece nöbetlerinin yanı sıra sansüre de katlanılması gereken sektördeki işlerde maaşların da çok düşük olduğunun altını çizen Ütücü, “Kendi platformumuzu kurduğumuzda en azından kendimize bir şans tanımış oluyoruz,” diyor.
Fiktitakip’in kurucusu Nida Dinçtürk ise kendi platformunu hayata geçirmekteki itici gücün sansür olmadığını belirtse de sansüre karşı başarılı bir duruş sergileme gücünün bunda etkili olduğunu kaydederek, “Biz iki yıldır, yayın kurulu üyesi olduğum podcast platformu Medyapod’da patronsuz ve sansürsüz medya şiarıyla yayın yapmaya çalışıyoruz. Karşılaştığımız birçok zorluğa rağmen bu platformu ayakta tutma inadımız da tam olarak sansür, patronaj, tekelleşme ve istihdam sorunu karşısında durabilmeye dayanıyor. Belki de bu platformda bunu yapabildiğimizi görmek, sektörde karşılaştığım bir sorunun da büyük kurumlar ya da isimler tarafından çözülmesini beklemek yerine o çözümü kendi başıma hayata geçirebilme cesareti vermiştir bana,” diyor.
Her genç gazeteci adayı gibi büyük kuruluşların bir parçası olma hedefiyle mesleğe atıldığını belirten Dinçtürk, bu kurumların ise gençlerin emek ve heveslerini nasıl sömüreceklerini hiç çekinmeden paylaştıklarını söylüyor ve ekliyor: “Üstelik bugün ‘iyi’ diye anabileceğimiz, sözüm ona sansürün karşısında duran bazı televizyon kanalı ve gazeteler de gazetecilerin emeğini sömürmeyi öyle normal görüyor ki Türkiye’de gazeteci olmak isteyen herkesin bedava çalışmayı kabul etmiş olması gerekiyor gibi bir durum söz konusu.”
Mevcut ortam idealist genç gazeteciler için çekici değil
Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya Bölümü’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak görev yapan gazeteci Can Ertuna da genç gazetecileri kendi platformlarını kurmaya iten en büyük sebebin sansür olduğunu söylüyor:
“Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü konusunda uluslararası kuruluşların raporlarına göre dünyada en alt sıralarda. Geleneksel medya kuruluşları, gerçekten gazetecilik yapmak isteyen bir yeni mezun ya da öğrenci için çekiciliğini yitirmiş durumda. Çünkü haberden kaçınmanın, habere mesafeli durmanın ve sadece belirlenen gündem çerçevesinde çizilen kırmızı çizgiler içinde çalışmanın dayatıldığı bir ortam elbette ki birçok idealist genç gazeteci için çekici değil.”
Ertuna, sansür ve haberden kaçınmanın gazeteler arasındaki rekabeti yok ettiğini ve bu durumun geleneksel medya kuruluşlarıyla daha düşük bütçeli bağımsız haber kuruluşlarının istihdam politikalarında etkili olduğunu belirtiyor.
Dinçtürk de istihdam sorununa dikkat çekerek durumlarını “Kötü komşu ev sahibi yapar” sözüyle özetliyor: “Yeni bir platform için akıllara gelen ilk soru finansman olur ya, şu tabloda herhangi bir yerin çalışanıyken bile para kazanamayan gazeteciler yeni bir platform kurmaktan neden korksunlar ki?”
Gazeteci girişimleri artacak
Mevcut şartlarla yeni girişimlerin artacağını savunan Yavuz, genç meslektaşları tarafından kurulan platformların çok nitelikli işler yaptığını ve bunların gazeteciler ile mesleğin kendisi için ilerletici bir durum olduğunu söylüyor.
Dinçtürk de Yavuz ile aynı fikirde. Yakın gelecekte genç gazeteciler tarafından kurulan platformlarının sayısının artacağını ve bunun yansımalarının da oldukça iyi olacağını söylüyor. Üstelik bunların içerik olarak birbirini tekrar eden platformlar da olmayacağını belirten Dinçtürk, “Bu da hem medyaya çeşitlilik hem de biz haber tüketicilerine düşünsel bir zenginlik katar. Hatta bizim de birlikte çalıştığımız ve Z kuşağının habere bakış açısına dair önemli bir girişim olarak gördüğümüz Görüldü (genç gazeteciler tarafından kurulan bir başka platform) ekibi bunun ilk örneklerinden. Biz onlarla çalışabildiğimiz için kendimizi çok şanslı sayıyoruz,” diyor.
Ertuna da bu alandaki çalışmaları ve gözlemleri doğrultusunda yakın gelecekte yeni girişimlerin sayısının artacağını söylüyor ve ekliyor, “Çünkü yaygın mecrada herkesi kapsayıcı ve izleyiciler ile reklam verenlerin ilgisini cezbedecek bir yayın yapmanın olanaklı olmadığı, en son Olay Tv sürecinde de görüldü. Dolayısıyla ana damarlar, yani geniş kitlelere erişilebilecek gazeteler, stantlarından tutun tv frekansalarına kadar her şey, size kapalı olduğu ölçüde siz haberciliğinizi yeni medya üzerinden hâlihazırda açık olan kanallarla yapmaya çalışacaksınız.”