🔤 986 kelime 🕰️ 4 dakika
🎧 n dinliyoruz| podcastin 1. bölümünü dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
n dinliyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
n dinliyoruz| bültenin ilk sayısından merhaba, daha önce karşılaşmadıysak önce tanışalım. Ben Türkiye’nin dijital gazetecilik akademisi NewsLabTurkey podcast eğitmeni ve yayıncısı Tansel Erdem Yılmaz. Her ayın 15’inde buluşacağımız bu bültende, ilk bölümü yaklaşık bir ay önce yayınlanan n dinliyoruz| podcastinde bahsi geçen konuları biraz daha yüzeyin altına inerek inceliyorum, çoğu zaman saatlerce yürüyüş yapmama sebep olan podcastler öneriyorum.
Bu sayıda klişe yanıtları kapının dışında bırakmak kaydıyla, neden podcast dinlediğimize dair kafa yoruyorum.
Neden podcast dinliyoruz?
İyi bir podcast dinleyicisi nasıl anlaşılır? Her gün podcast dinlemek ya da bir türlü vakit ayırılamayan podcastlerin sıralandığı listeye hüzünlü bakışlar atmak. Bana kalırsa iyi podcast dinleyicisi olmak, iyi müzik dinleyicisi olmaktan biraz daha farklı bir yerde konumlanıyor.
Açıklayayım.
Podcast, uzaktan baktığımız vakit efor sarf etmeden rafine bilgiye ulaşmak ya da hızlı motivasyon sağlamak için kısayol sunuyormuş gibi hissettirirken elimizi “oynat” tuşuna yaklaştırdıkça podcast dinleme heyecanımız sönümleniyor. Tabiri caizse miyoplaşıyoruz. Bunun ilk sebebi, odaklanabilmenin gittikçe lüks bir uğraşa dönüşmesi ve podcastlerin süreleri itibariyle bu lüks sepet içerisine kolayca girememesi. Birçok kullanıcı 15 dakikanın üzerinde süreye sahip podcastleri dinlemekte zorlanıyor, çok düşük bir oran olsa da benim gibi podcast esnafı olanlar ise 2 saatlik içeriği tek yudumda tüketiyor.
Motivasyon arayışında bir yakıt olarak podcast
Podcast dinleyiciler için neden bilgi veya motivasyon kaynağı? Görselliği dışarıda bıraktığı için mi? Aslında podcast dinleme motivasyonuna odaklanan araştırmalar bu iki öngörünün de zıt noktasında sonuçlara ulaşıyor. Podcast dinleyicilerinin mizahi içeriklere talebi hem Türkiye’de hem dünya çapında en büyük dilimi oluştururken dinleyicilerin beklentilerine odaklanan araştırmalar bilgi edinmenin dinleyicilerin zihnindeki podcast klasöründe büyük alan kapladığını söylüyor.
Aceleci sonuç, mizah podcastlerini dinliyoruz ancak podcastten bilgi edinmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Birçok araştırma ve ankette de olduğu gibi, bize sorulan sorulara verdiğimiz yanıtlar olduğumuz kişiyle olmak istediğimiz kişi arasındaki köprüyü inşa etmeye yarıyor olabilir. Öte yandan, podcastin hem üretici hem de tüketici tarafında halen kuralları çözülememiş bir oyun olması, bu uğraşın eğlence sektörüne dönüşme hızını yavaşlatıyor.
Podcast dinlemek, herhangi bir uğraştan farksız
Dinleyicilerin gizli listelerde Meksika Açmazı dinleyip Instagram hikâyelerinde Fularsız Entellik paylaşmasına sebep olan her neyse bunu seyreltmek şart. Çünkü bu algı podcastin köklenmesini engellerken iki yan etkiyi daha doğuruyor.
İlki, köklenmeyen podcast sektörü kendi içerisinde kaynak yaratmakta zorlanıyor. Kaynak yaratılmayan içerikler azalarak tükeniyor.
İkincisi, derin bilgileri seyreltmeden yüzeye ulaştırabilen içeriklerin ortaya çıkması imkânsızlaşıyor. İngilizce üretilen ve kimi zaman onlarca kişinin araştırma ve metin yazarlığıyla güçlendirdiği, üzerinde ses mühendisliği dokunuşları olan içerikler doğamıyor. Bilgi edinmek isteyen podcast dinleyicisi eli boş dönüyor, hemen arkasında radyo programının kırpılmasıyla ortaya çıkan geri dönüştürülmüş bir podcast buluyor, ona sarılıyor.
Podcast evreninde neler oluyor?
İster podcast dinleyicisi ister yayıncısı olun, bu bölümde gözünüzden kaçtığına inandığım bazı detayları derleyip topluyorum.
📀 Şubat başında Spotify 2022 son çeyreğinde neler olduğunu anlatan bir rapor yayınladı, bu raporda podcast konusunda da bazı detaylar var. Podcast gelirleri bir önceki çeyreğe göre %25 oranında arttı, podcastlerin gelir üreteceği alan artan oranda genişliyor. “Podcaste başlamak için geç mi kaldım?” diyen arkadaşlarınız varsa ekran görüntüsü alınız.
⚡️Podcast yayıncıları için de bir sıçrama tahtasına dönüşen YouTube, içerik üreticileri için ufak bir kural güncellemesi yaptı. Videoların “gelirsizleştirilmesi” tartışması ardından kurallar üretici yönünde biraz daha esnetildi, bu haliyle hem podcast yayılımı hem de ses üzerinden gelir elde etme açısından YouTube tekrar masaya gelebilir.
📔Geleneksel gelir elde etme yöntemlerinin yanında benim de yoğun olarak takip ettiğim birkaç yeni alternatif var. Bunlardan biri, programatik reklamcılık. Henüz Türkiye’de dinlenme üzerinden aktif bir gelir mekanizması olmasa da şu ücretsiz eğitim, içerik üretirken bir yandan yakın gelecekte dinlenme üzerinden doğacak gelir mekanizmasına sağlam bir yatırım yapmanızı sağlayacak.
İncelikli podcast yolunda
Burada aylık podcast maceramda karşıma çıkan engelleri nasıl aştığımı, teknik ve içerik açısından zihnimde ampuller yakan tavsiye ve tabiri caizse taktikleri derliyorum. n dinliyoruz|’un ilk bölümünü kaydederken başıma gelenleri anlatayım.
İlk bölümü bir yurtdışı seyahatinde kaydetmek istedim, hem bölüme dair aldığım notlar zihnimde demlenmiş olacak hem de farklı bir ortamda kayıt alarak olası sorunlara dair bir çözüm yaratmayı deneyecektim. İlk kısım gerçekleşti ancak farklı ortamda kayıt almak netameli bir meseleye dönüştü. Sessiz bir yer bulmak zor, yalıtımlı alan bulmak imkânsıza yakın, mikrofonu doğru konumlandırabilmek ise kontrolün olmayan bir mekânda imkânsız.
Sık seyahat eden yayıncılar için giriş seviyesi bir yaka mikrofonu kadar hassas olmayan (birkaç oda uzaktaki kişilerin sesini duymamak için) ve yürekleri dağlamayacak fiyatta bir mikrofon edinmek gerek. Radarıma takılan ve deneme fırsatı bulduğum RØDE SmartLav+ sizin de radarınıza takılsın.
Biz ne dinliyoruz?
Hem NewsLabTurkey ekibinin hem de benim geçen ay “iyi ki ertelemeden dinlemişim” dediğimiz podcastleri kısa bir karneyle derliyorum.
1. Gelişigüzel Hayaller – Performans Toplumu (15:23)
Bu podcast aslında vaadini tanıtımında veriyor, hayatı daha yaşanabilir kılmak için ortaya çıkmış, 15-20 dakikalık bölümleri tam kısa yürüyüşler ya da molalarda dost edinmelik. Bilhassa “Performans Toplumu” bölümü, üretkenliği övüp övmeme arasında kalanlara yeni bir bakış açısı sunabilir. Dinlerken bir yandan üretken olup olmamak arasında kalmak mı yoksa hiçbir şey yapmama övgüsünü denemek mi diye sık sık düşündüm. Herhangi bir sonuca şimdilik varamadım.
2. The Takeaway – Capitalism, Violence, and Sports as Spectacle (13:30)
Neredeyse 10 kişilik bir ekibin elinden çıkan The Takeaway podcasti, dikkatimizi diri tutabildiğimiz sürelere enfes “tespitler” iliştiriyor ve bunu ustaca yaptıkları için iliştirilen bilgiler hızlıca uçup gitmiyor. Favorilerimden olan bu bölümde şiddet içeren ve şiddetin başarıyla ilişkilendirildiği sporların kapitalizmle bağlantısı olup olmadığı, bu zincirde sunucuların nasıl bir rolü olduğunu sosyolog desteğiyle irdeliyor. Tümseksiz anlatımıyla rahat takip edebileceğimiz, neredeyse akademik bir bölüm.