GB News ekibinin toplu fotoğrafı

GB News ve popülist medya girişimleri

Getting your Trinity Audio player ready...

NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!

Bu haftanın odağında İngiltere’nin yeni sağ popülist televizyon kanalı GB News ile popülist medyanın 2021’deki konumunu ele aldım.

“Ne Okuyoruz” bölümünde ise Silikon Vadisi’nin yeni yayını Future, gazetelerin sosyal medya kuralları ve WSJ’nin gazetecilerine kitap yazma konusundaki yeni kısıtlamaları gibi birçok konuyu bulabilirsiniz.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet A. Sabancı

Future isimli yeni yayının ana sayfası.
Future

Bu hafta ne okuduk?

SİLİKON VADİSİ KENDİ MEKÂNINI AÇTI

Bültenimizin daha önceki sayılarında Silikon Vadisi’nin girişimcileri ile gazeteciler arasındaki sorunlu ilişkiye dair yazdığım haberleri hatırlayanlar, girişimci tarafının bu konuda kendilerine daha sempatik bakan bir alternatif için çalıştığından bahsettiğimi de hatırlayacaktır. Geçtiğimiz hafta, bu çalışmanın ürünü karşımıza çıktı.

Silikon Vadisi’nin meşhur yatırım şirketi Andreessen Horowitz tarafından kurulan Future isimli yeni web site bir haber sitesi değil, “sektörün içerisindeki isimlerin kendilerini doğrudan ifade edebilecekleri bir yayın”. Yani yatırımcıların, yöneticilerin ve girişimcilerin köşe yazıları yazdığı bir platform olacak. Bu elbette en büyük şikâyetlerinin “kendimizi ifade etmemize izin vermiyorlar” olması sebebiyle gayet doğal bir gelişme.

Her ne kadar kişisel görüşüm hem isimden hem de izledikleri yoldan dolayı Future için uzun bir gelecek olmadığı yönünde olsa da şimdiden hazır bir kitlesi olması sebebiyle güçlü bir başlangıç yaptığı hissi verebilir. Ama böyle bir yayının ne kadar okunabilir olacağı ve mevcut ekosisteme ne katabileceği büyük bir soru işareti. 

KÂR AMACI GÜTMEYEN GAZETECİLİĞE DESTEK ARTIYOR

Gazetecilik kurumları için farklı gelir modelleri içerisinde geçtiğimiz dönemde en çok büyüme gösterenlerden birisi de kâr amacı gütmeyen kurumlar. Yeni yayınlanan bir rapor da bu büyümenin devam ettiğini gösteriyor. 

ABD merkezli Institute for Nonprofit News tarafından hazırlanan rapor, 2020 yılı içerisinde kâr amacı gütmeyen haber kurumlarının gelirlerinde ortalama yüzde 41’lik bir artış olduğunu gösteriyor. En büyük artış kaynakları ise vakıflar ve bireysel bağışlar. Yani bu tarz gazeteciliğe hem kurumsal hem de bireysel destek büyüyor.

Bu dönüşümün iki temel sebebi olabilir. İlki dijital yayıncılığın gelir modellerinde yaşanan krizi ve COVID-19’un getirdiği genel ekonomik krizi gören bağışçılar, destekleyebilecekleri alternatif kurumlara daha fazla bütçe ayırmaya karar verdiler. İkincisi de kâr odaklı gazeteciliğin getirdiği kimi etik sorunların daha görünür hâle gelmesi ile alternatif bir ekonomik modele sahip kurumlara dönük güvenin artması. Benzer bir yükseliş küresel medya ekosistemine de yansır mı bilinmez ama bu faktörlerin hemen her yerde geçerli olduğu kesin. Bu da bu yolu değerlendirmenin mümkün olduğu anlamına geliyor.

GAZETECİLERİN TWEETLERİ KURUMU BAĞLAMALI MI?

Son birkaç yıl içerisinde gazetecilerin en çok başını ağrıtan konulardan birisi sosyal medya. Bir yandan gündemi takip etmek ve görünür olmak için kullanmak zorundalar, diğer yandan da yazdıkları bir şey yüzünden tacize, şiddete ve kurumlarından baskıya maruz kalabiliyorlar. Bill Grueskin’in CJR için yazdığı yazı bu kurumsal sosyal medya kurallarının sorunlarını çok iyi bir şekilde anlatıyor.

Kendisini sosyal medyanın gazabından korumak isteyen kurumlar, çalışanları için sosyal medya kuralları belirleme yolunu tercih ediyor ama bu kurallar çoğu zaman aşırı kısıtlayıcı olabiliyor ve kimi zaman sansür seviyesine varabiliyor. Kurumlar kendilerini korumak için bunu yapsalar da gazetecilerin bireysel kullanımlarının kurumlara zararı olduğuna dair ortada yeterli bir kanıt da yok. Üstelik bu kurallar tüm sorumluluğu gazeteciye yüklerken, gazeteciler sosyal medyada şiddet görmeye başladığında çoğu zaman kurumları tarafından desteklenmiyor ya da kurumu korumak için feda ediliyor

Bu yüzden bu kuralların tamamen gözden geçirilmesi ve gazetecileri de en az kurumun kendisi kadar koruyacak şekilde baştan yazılması şart. Eğer böyle bir düzenlemeniz yoksa ve düşünüyorsanız, bütün bu sorunları da hesaba katmanızda fayda var.

Alakalı: Sosyal medyada taciz ve şiddetin en sık yaşandığı platformlardan birisi olan Twitter, kullanıcılara kendilerini bu tarz durumlardan korumalarına yardımcı olacak yeni araçlar geliştiriyor.

GAZETECİNİN KİTABINDAN PAY İSTEYEN KURUMLAR

Gazetecilerin çalıştıkları kurumlar için yaptıkları haberlerin telifi genellikle kurumlarına aittir ve bunun yanında yapacakları diğer işler konusunda da geleneksel bir esneklik söz konusu olur. Fakat kimi gazeteler bu esneklikten pek de memnun değil.

Wall Street Journal, çalışanlarına yönelik duyurduğu yeni bir kural ile gazetecilerinin yazacakları kitaplar üzerinde çok ciddi bir kontrol talep ediyor. Basitçe özetlersem, WSJ çalışanları bir menajer veya yayıneviyle kitap fikri üzerine konuşmadan önce kurumdan izin almak zorunda ve eğer WSJ için yazdığı haberlerden kullanmak istiyorsa bunlar için de lisans ücreti ödemesi gerekiyor. Bu kadar kısıtlayıcı bir kural zaten sıkıntılı ama WSJ’nin de parçası olduğu Dow Jones şirketinin aynı zamanda ABD’nin en büyük yayınevlerinden HarperCollins’in de sahibi olması başka şeyleri de akla getiriyor.

KISA KISA

🛒 Bir gazeteci neden alışveriş arabaları üzerine yazmak ister?

🔫 GIJN, organize suç örgütlerinin ekonomilerini incelemek isteyen gazeteciler için bir rehber yayınladı.

🇭🇰 Hong Kong polisi Apple Daily gazetesine düzenlediği baskında genel yayın yönetmenini tutukladı.

🤝 Mashable’ın genel yayın yönetmeni Jessica Coen, Morning Brew’a transfer oldu.

🇮🇳 Hindistan, Twitter’a karşı giderek daha sert hamleler yapıyor.

🛍 Netflix kendi özel film ve dizilerinden esinlenilmiş ürünlerin olduğu bir online mağaza açtı.

🥳 Mozilla Hubs, insanlarla sanal bir odada bir araya gelip birçok farklı şeyi yapabileceğiniz deneysel bir platform.

🤥 Facebook, “deepfake” ile mücadelesi için bu video ve görselleri tersine mühendislik ile çözüp kaynağını bulacağı bir yöntem geliştiriyor.

🤬 Eğer sitenizdeki yorumları denetliyorsanız, önceliği küfür yerine nefret söylemine vermeniz daha iyi olabilir.

Haftanın odağı: GB News ve popülist medyanın günümüzdeki konumu

ABD’de özellikle Fox News, OAN ve Breitbart gibi yayınların tarzları ve ulaştıkları kitleler, bir süredir başka ülkelerde de kopyalarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Özellikle belirli kesimler tarafından ekonomik anlamda da kârlı bir alan olarak görülmesi, bu alana olan ilgiyi de artırıyor. Bu ilginin en yeni ve en büyük örneklerden birisi de GB News.

İngiltere merkezli GB (Great Britain) News, ABD’li medya şirketi Discovery’nin ana yatırımı ve başında Andrew Neil’in olduğu bir ekiple birlikte geçtiğimiz hafta yayına başladı. Televizyon ve radyo odaklı bir yayın politikası olan GB News büyük anlamda Fox News’in İngiltere’deki dengi olmayı hedefliyor gibi görünüyor.

Tabii bununla ne kadar başarılı olabilecekleri konusunda ciddi soru işaretleri var. Her ne kadar “anti-woke” ve muhafazakâr yayınlara ilgi var gibi görünse de GB News tam olarak burada konumlanmak istediğinden emin değil gibi görünüyor. Bir yandan “woke medyaya savaş açtıklarını” söylerken, diğer yandan “politik olarak tam ortada olacaklarını” iddia ediyorlar. Yayınlarında ise açık bir politik konum sergilemekten çekinmiyorlar, hatta akşam haberlerinde “Woke Watch” diye bir bölüm bile var.

Bu çekincenin sebebi tamamen ekonomik. Yayına başladıkları günden itibaren başlatılan reklam boykotu kampanyası şimdiden Ikea, Nivea, Vodafone ve Bosch gibi birçok büyük markayı ikna etti. GB News ekibi ise bu yapılanın “iptal kültürünün en kötü hâli” olduğunu iddia ediyor. Buna rağmen Avrupa’daki diğer ülkelerde de kanallar açma planları şimdilik devam ediyor.

Şimdilik yayın hayatına devam edecek gibi görünen GB News, sağ popülist medya akımının ne kadar ömrü kaldığını görmek açısından da iyi bir örnek olacak. İzleyecekleri yol ve ne kadar dayanacakları, medyada bu akımın daha ne kadar süreceğini görmemiz açısından önemli. Ayrıca çok yeni bir kurum olmaları bu akımın potansiyel bir evriminin de nasıl olabileceğini bize gösterebilir.

Şu anda, balayı döneminin ardından GB News küçük bir kanala dönüşecek ve muhtemelen birçok genişleme planını iptal etmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Yine de geçtiğimiz on yıl bize her türlü sürprize açık olmamız gerektiğini de öğretti.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir