Teknolojinin hikâye anlatımına kattığı yeni boyutlar habercilik tekniklerini de dönüştürüyor. Okura/izleyiciye haberi sunmaktan ziyade haber anını yaşatmaya ve haber içeriğindeki mağdurlarla empati kurulmasına odaklanan sürükleyici gazetecilik de bu alanda öncü bir role sahip.
İlk olarak 2007 yılında literatüre giren “sürükleyici gazetecilik” kavramı, izleyicileri bir haberin merkezine taşıyan sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerini kullanarak yenilikçi bir sunuş biçimi ortaya koyuyor. Guantanamo Körfezi’ndeki bir hapishanede yaşananları sanal ortamda yeniden canlandırmaktan, Los Angeles’ta yaşanan bir açlık krizinin travmatik yönlerini izleyiciye birebir yaşatmaya kadar geniş bir uygulama alanına sahip bu yöntem, izleyiciyi yalnızca bir gözlemci olarak değil, hikâyenin içinde bir katılımcı olarak konumlandırarak haber deneyimine tamamen yeni bir boyut kazandırıyor.
Kavramın ve sürükleyici gazeteciliğin yaratıcısı, “sanal gerçekliğin vaftiz annesi” Nonny de la Peña ile gazeteciliğin yeni alanını, bu alanın ortaya çıkışını ve geleceğini konuştuk.
Sürükleyici gazetecilik nedir?
Sürükleyici gazetecilik tanımınızı sizden de duyalım.
2007 yılında, sürükleyici teknolojiler kullanarak gazetecilik içerikleri yaratmanın potansiyel olarak güçlü ve yeni bir yolunu tanımlamak için sürükleyici gazetecilik terimini ortaya attım. Kavram, haberlerde ve belgesel filmlerde anlatılan olayların veya durumların birinci şahıs gözünden deneyimlenmesine olanak tanıyan bir haber üretim biçimini tanımlıyor. Üç boyutlu görüntülerle birlikte mekânsal sesler kullanılarak ve izleyicinin mekânda hareket etmesi sağlanarak izleyiciye “orada olma hissi” verilirken, hikâyeyle kişisel olarak etkileşim kurma fırsatı da sunuluyor. Hikâyenin gerçekleştiği yerin sanal bir versiyonuna tanık/katılımcı olarak erişerek veya haber hikâyesinde tasvir edilen bir karakterin bakış açısını deneyimleyerek izleyici, haberlere eşlik eden görüntülere, seslere, hatta hislere ve duygulara erişebiliyor.
Bize sürükleyici gazeteciliğin geçmişini ve bu fikrin nasıl ortaya çıktığını anlatabilir misiniz?
Sürükleyici gazetecilik projesi, gayriresmi olarak, dijital sanatçı Peggy Weil ile işbirliği içinde, Gone Gitmo projesi kapsamında Guantanamo Körfezi hapishanesinin bir sanal dünya olan Second Life’ta yeniden yaratılmasıyla başladı. Bu projenin başarısına tanık olduktan sonra, VR’nin kurgusal olmayan hikâyeleri anlatmak için mükemmel bir teknolojik ortam sağladığı açıkça ortaya çıktı. Benzeri düşüncelerden yola çıkarak başka projeler düşünmeye başladım. Kurgusal olmayan anlatının inşasında tüm vücut nasıl dikkate alınabilirdi? İzleyici hikâyenin merkezine yerleştirilebilir ve gücün kendi görüşlerini yönlendirmesine izin verilebilir miydi? Ayrıca bu yeni üretim biçimini çevreleyen bazı teorilerle ilgilenmeye başladım: Fenomenolojik çalışmalar tasarımı geliştirebilir miydi? Medya çalışmaları hakkında biraz bilgi sahibi olmak projeye nasıl yardımcı olurdu? Ortamın etkinliği nasıl analiz edilmelidir?
Sürükleyici gazetecilik kavramını kullanan ikinci eserim, Mel Slater ve Maria Sanchez Vives yönetiminde Barcelona Üniversitesi Etkinlik Laboratuvarı’nda üretilen IPSRESS’ti. Bu proje, büyük ölçüde Guantanamo Körfezi hapishanesinde mahkûmlara nasıl davranıldığını anlatan Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası raporlarına dayanıyordu. Ipsress, mahkûmların maruz kaldığı işkenceli sorgulama koşullarını ifade eden “stres pozisyonu” kavramına odaklandı. 2010 yılında, Ipsress’in inşa edilme sürecini ve deneyime verilen tepkileri anlatan, “Immersive Journalism: Immersive Virtual Reality for the First-Person Experience of the News” adlı bir makale yayınlandı.
Teknolojinin sürükleyici gazetecilikteki rolü nedir?
Teknolojinin sürükleyici gazetecilikteki rolü nedir? Bir hikâyeyi sürükleyici hâle getirmek için hangi teknikleri kullanıyorsunuz?
Teknoloji, uzun zamandır iletişim çalışmalarında yer alıyor. Sürükleyici gazetecilik; radyo, televizyon, film ve belgeselden gelen bir geleneğe dayanır, ancak bir gerçeklik hissi yaratmak için sesi ve görüntüleri tamamen birleştirir, sahnede olma hissine odaklanır. Bu, içeriği üç boyutlu olarak tasvir etmemize olanak tanıyan oyun motoru teknolojileri kullanılarak yapılır ve ardından gazetecilik üretim standartlarını uygulayarak gerçeği yakalamak ve yeniden yaratmak için yeni metodolojiler sunar.
Aslında, fotogerçekçi tasvirler oluşturmak için videoyla yakalanan görüntüler (bir araya getirilen bir dizi durağan görüntü) kullanılarak çok fazla çalışma yapılıyor. Bunlar, videonun veya fotoğrafik olarak yakalanan içeriğin tamamen üç boyutlu oynatımıdır. Arizona Eyalet Üniversitesi’ndeki yeni Hex Lab’imizde, 4D Gauss sıçramaları olarak adlandırdığımız bu tip şeylerin üretilmesi için seçenekler sunmak adına açık kaynaklı bir araç geliştirmek üzerine çalışıyoruz. Bu teknikle üretilen, aslında üç boyutlu hareket eden bir video. Böylece gerçek zamanlı bir oynatım, denklemin bir parçası hâline geliyor.
Sürükleyici gazeteciliğin toplumsal etkileri nelerdir?
Sürükleyici gazeteciliğin toplumsal değişim ve gelişim üzerinde nasıl bir etkisi olabilir?
Bu parçaların nasıl yapıcı bir rol oynayabileceğini tam olarak belgeleyebildik. Örneğin; Across The Line, izleyicileri sağlık kliniklerine girmeye çalışan genç kadınlara bağırılan türden bir öfkeyi deneyimlemeye zorlamak için gerçek materyaller kullanıyor. Bu deneyimi yaşamaları için genellikle kürtaj karşıtı görüşlere sahip kişiler arasında bağımsız bir çalışma yürütüldü. Bu kişiler, ilk elden tanık oldukları yaklaşıma son derece olumsuz tepki gösterdiler; kürtaj konusunda fikirleri değişmese bile, genç kadınlara bu kadar çirkin bir saldırganlıkla davranılmaması gerektiği konusunda hemfikirdiler.
Yine de sanatçıların değişim için bir kanal görevi görmesini beklemenin çok zor olduğunu vurgulamak istiyorum. Meslektaşlarımdan, bu beklenti olmadan sadece üretmek istediklerini duydum. Bu, özellikle yaratmak için gerekli kaynaklara erişim konusunda zaten zorluk çeken kadınlar ve sanatçılar için geçerlidir. Ancak elinizde tuttuğunuz palet kışkırtıcı olabilir ve ben, bu şekilde resim yapıyorum. Bu çalışmanın insanların merhamet duygularını ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Eğer birbirimizin hikâyelerine yaklaşırsak, farklılıkların uzlaşısını ve belki de küçük bir barış alanını bulabiliriz.
Şimdiye kadar yaptığınız çalışmaların hedefleri nelerdi? Hedeflerinize ulaşabildiniz mi?
Üçüncü eserim olan Hunger in Los Angeles‘ı yapmam için beni neyin motive ettiği soruldu. Beni yönlendiren, gerçekten empati duygusu muydu? Sanal gerçeklik ve izleyiciyle bağlantı konusunda çok daha büyük ve daha ayrıntılı bir tartışma olsa da bu soruya cevabım güçlü bir “evet” oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde gıda bankaları kötü durumdaydı ve insanlar açlık çekiyordu. Buna rağmen sıkıntıları neredeyse tamamen görünmezdi. Projedeki amacım, bu soruna ilişkin empatik ve içgüdüsel bir anlayış yaratmak ve uygun bir tepki uyandırmaktı.
Artık VR’nin boyutlu alanında çalıştığım için, odak noktam genellikle oyun dışı bir perspektiften şefkat ve bağlantı üzerine olma eğiliminde. İzleyicinin yalnızca her yöne bakmasına izin veren 360 derece videonun aksine, izleyicinin tamamen yürümesine veya hareket etmesine izin veren hacimsel VR’ye özellikle odaklandım. Bir hikâyeyi sadece bakışla değil, tüm bedenle hissedebilmenin elle tutulur bir etkisi vardır: Suriye’nin Halep kentindeki bir pazar sokağında bir bomba patladığında, Suriyeli mültecilerin içinde bulunduğu zor durumu anlarsınız. Eski erkek arkadaşının ölümcül saldırısından üçüncü bir kardeşi korumaya çalışan iki kız kardeşle aynı odada olmak, aile içi şiddetin ve silahların gerçek dehşetini hissetmenizi sağlar. Kelepçeli bir göçmenin vahşice dövülmesini kendi gözlerinizle izlerken, ABD Sınır Devriyesi’nin “Güç Kullanımı” protokollerini sorgularsınız. Bu arada bu olaydan sonra ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın, memurlarını eğitmek için benim sürükleyici gazetecilik eserlerimi kullandıklarını söylediler.
Sürükleyici gazeteciliğin manipüle edilebilecek bir alan olduğunu düşünüyor musunuz?
Herhangi bir gazetecilik türü manipüle edilebilir. Yapay zekânın ortaya çıkmasıyla birlikte dezenformasyon ve deepfake’ler yaratmak için birçok yeni araç gördük. İzleyicilerimize gerçek kontrol araçları sunmanın bazı yollarını denemek ve yarattığımız içeriklerin kökenini takip edebilmek için blockchain yöntemlerini öneriyorum. Yakında bununla ilgili daha fazla bilgi vereceğim.
Bu alanda herhangi bir etik kaygınız var mı?
Sürükleyici gazeteciliğin öznel doğasının, yani izleyiciyi sahneye yerleştirip hikâyeyi kişisel olarak deneyimlemesinin etik dışı olup olmadığı konusunda çok fazla eleştiri aldım. Ancak, bir süredir bunun gerçek kaygı olmaması gerektiğini söylüyorum. Endişelenmemiz gereken şeyler var tabii. Örneğin; böyle içerikler yaygınlaştığında, gazeteciler olarak, bir bombalama olayını hikâyeleştirip izleyicilerimizin cesetlerin üzerinde yürümesine izin verecek miyiz? Etik açıdan karşılacağımız zorluklar, insanların bir sahnede nerede hareket etmesine izin vereceğimizi ve içerik rahatsız edici veya müdahaleciyse buna nasıl set çekebileceğimizi belirlemek olacak.
Sürükleyici gazetecilik için ne tür teknolojik imkânlar gerekir?
Bu alanı deneyimlemek için teknolojik cihazlara ihtiyaç duyuluyor. Dijital eşitsizlik ortamında sürükleyici gazetecilik ne kadar yaygınlaşabilir? Sürükleyici gazeteciliğin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir zamanlar akıllı telefonlar çoğu insan için erişilemez olarak kabul ediliyordu, ancak artık her yerde bulunuyor. Aslında, California Riverside Üniversitesi’nde sanatçıların teknolojik ilerlemeler üzerindeki etkisini inceleyen “tk” adlı inanılmaz bir “Getty Pacific Standard Time” sergisinde, yakın zamanda Sundance Film Festivali’nde sunulan ilk sanal gerçeklik parçası olan ve muhtemelen yapılmış ilk gerçek sürükleyici gazetecilik eseri olan Hunger in Los Angeles gösterildi. Bir kişi bana, “Kimse video çekmiyor, telefonlar nerede?” dedi. Bu parça 2010 ile 2012 arasında yaratıldı. Kısa bir süre öncesine kadar cebimizde her zaman bir kamera taşımadığımızı hayal etmek zor.
Dahası, birçok şirket uygulanabilir donanımlar üretmek için olağanüstü enerji harcıyor. Dağıtım için Apple’ın nihayet Safari’de açtığı WebXR, sürükleyici gazetecilik gibi içeriklerin bir telefon, gözlük veya bilgisayarda görüntülenmesini sağlıyor. Bu, erişimi kolayca demokratikleştirecek. Son olarak, herkesin kodlamayı öğrenmeden sürükleyici içerik oluşturmasına izin veren Try.REACH.Love adlı bir sistem üzerinde çalışıyorum. Deneyin ve bana ne düşündüğünüzü söyleyin!
Sürükleyici gazeteciliğin yaratıcısı Nonny de la Peña’nın gelecek planları nelerdir?
Son olarak, bu alandaki hedefleriniz nelerdir?
Gazetecilik güçlü bir araç. Hedge fonları yerel gazeteleri satın alıp kapattığında bunun sonucunda insanların daha az oy kullandığını gördük. Bu, demokrasiyi kelimenin tam anlamıyla yok etti. Umarız sürükleyici gazetecilik bu eğilime karşı koymanın ve insanları dünya hakkında daha fazla şey öğrenmeye yeniden teşvik etmenin bir yolu olarak kullanılabilir.
Geçtiğimiz günlerde News Week Espanol tarafından yayınlanan röportajda hayat hikâyesine değinen Nonny de la Peña ve ekibinin yaptığı işlere buradan ulaşabilirsiniz.