Avrupa’nın gerçekten kıskanacağı uygulama: e-Devlet Kapısı

Hayatın her alanına hızla nüfuz eden dijitalleşme devlet hizmetlerine de yayılıyor. Çoğumuzun kullandığı, kullanmak zorunda kaldığı ya da kullanmayı tercih ettiği bir uygulama olan ve fikri arka planı 2001 senesine kadar giden e-Devlet, 2008 yılında “Devletin Kısayolu” adında bir seminerle CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı’nda tanıtılmıştı. Tabii o zaman henüz çok ilkel bir formda olan bu uygulama peyderpey gelişti ve gelişmeye devam ediyor.

Bugün e-Devlet’te en çok kullanılan hizmetler sırasıyla;

  1. Sosyal Yardım Bilgileri Sorgulama
  2. PTT üzerinden yapılan kurum ödemeleri sorgulama
  3. Çalışma Hayatım
  4. Normal Şartlarda Ne Zaman Emekli Olabilirim
  5. Yurt İçi Seçmen Kağıdı Sorgulama
  6. Vergi Borcu Sorgulama ve Ödeme
  7. Adıma Tescilli Araç Sorgulama
  8. MEB Öğrenci Bilgi Sistemi
  9. Dava Dosyası Sorgulama
  10. Araçlarım

TÜVTÜRK Muayene Randevu Kayıt, 4A Emekli Aylık Bilgisi, Askerliğim, Mobil Hat Sorgulama, Alt-Üst Soy Bilgisi Sorgulama da popüler işlemler arasında.

Bunların haricinde IMEI ile telefon modeli sorgulama, abonelik fesih başvurusu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü üzerinden uçuş bilgileri sorgulama, üniversiteden transkript alma, PTT gönderi takibi gibi doğrudan kamu hizmeti olmayan ilginç hizmetler de var.

Kamuda üretkenlik ve verimlilik

Çok açık ki devlet hizmetlerinin dijital ortam üzerinden sunulması kırtasiye masraflarından, ama çok daha önemlisi emek ve vakitten müthiş tasarruflar sağlıyor. Bir kere e-Devlet, mahalli seviyede muhtarlık kurumunu neredeyse tamamen işlevsiz hâle getirdi. Bu çok iyi bir gelişme! Tabii işlevsiz kalan muhtarların istihbarat ve ajanlık faaliyeti yürüttüklerine dair haberler de çıkmıştı, bu o kadar iyi değil ama yine de 50 binden fazla muhtara her ay maaş ödendiğini düşünürsek bir noktada e-Devlet aracılığıyla bu tasarruf sağlanacaktır.

Digitürk/beINSports abonelerinin bildiği gibi eskiden abonelik sözleşmenizi iptal etmek istediğinizde bin dereden su getirmeniz isteniyordu. Şubeye gidersiniz, çağrı merkezini arayın derler; çağrı merkezini ararsınız, şubeye gidin derler; tekrar şubeye gidersiniz, şubenin kapandığını öğrenirsiniz; çağrı merkezini ararsınız, faks çekin derler; Eminönü’ne gidip faks çekersiniz, faks ulaşmaz; ulaşmışsa da ulaşmadı derler. Şimdi birçok aboneliğinizi e-Devlet üzerinden takip edebiliyor ve isterseniz oradan iptal edebiliyorsunuz. Tek başına bu bile vatandaşlara toplamda milyonlarca lira ve saat tasarruf ettirmiş olabilir.

Bir örnek daha vermek gerekirse, geçenlerde süresi dolmak üzere olan pasaportumu yenilemek istedim. Çarşamba günü e-Devlet üzerinden hemen ertesi güne, perşembeye, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’nde (NVİ) randevu aldım. Harç ve defter bedelini online bankacılıktan ödedim. Türkiye’deki bütün bankalarla entegrasyon sağlandığı için herhangi bir dekont veya çıktı almama gerek kalmadan randevuya sadece bir adet vesikalık fotoğraf ile gittim. Beş dakika içinde NVİ’den ayrıldım. Şehrin çok dışında bir kasabada oturduğum için, iki gün sonra, cumartesi sabahı PTT kuryesi yeni pasaportumu kapıma getirdi. Eğer o gün gelmeseydi ertesi gün, yani pazar günü de gelebilirmiş. Almanya’da pasaport alma işlemi 8-10 hafta sürüyor. Halk bu yavaşlığa isyan edince ekspres seçenek sunmuşlar, o da 2-4 hafta sürüyor. Almanya, İspanya, İtalya ve hatta Kanada gibi ülkelerdeki bürokratik hantallığı düşünürsek, son 10 yılda son derece hızlı gelişen yerli e-Devlet Kapısı hakikaten parmak ısırtıyor.

Bir “super app” olarak e-Devlet

Daha önce “super app” gelişmelerini yazmıştım. Dünyada WeChat, Grab, Paytm, Tinkoff gibi tek uygulamayla her şeyi yapabildiğiniz süper uygulamalar var. Trend bu yönde ilerliyor. Elon Musk’ın da Twitter’ı piyasa değerinin çok üstünde bir fiyata satın alıp X’e çevirmesinin ardında uygulamayı bir süper uygulama olacak şekilde geliştirme planı olduğu artık biliniyor.

Eğer süper uygulamalar ölçek ve ağ etkisinden kazanıyorsa, bunu en etkili biçimde devlet yaratabilir. Üstelik WeChat, Grab, X vb. bütün uygulamaların hepsi paralıyken devlet, kâr amacı gütmediği için, e-devlet hizmetini tamamen ücretsiz veriyor. Dolayısıyla eğer evrensel bir super app olacaksa en mantıklısı bunun devlet üzerinden yapılması.

Üstelik orta-uzun vadede ülkeler, e-Devlet sistemlerini birbirleriyle entegre hâle getirebilir. Nitekim birkaç sene evvel Türkiye ile Azerbaycan böyle bir entegrasyona başlamışlardı. Böyle bir gelecekte, ülkeler arası vize işlemleri bile e-Devlet üzerinden halledilebilir. Vize işlerinizi VFS Global ile muhatap olmadan hallettiğinizi bir düşünmenizi isterim.

Dünyada dijital devlet

Dünyadaki örneklere baktığımız zaman üst sıralardaki Finlandiya, Güney Kore, Avustralya, Singapur, Estonya, Danimarka, Norveç gibi ülkelerin de epey kapsamlı ve verimli çalışan dijital devlet uygulamaları olduğunu görüyoruz. Ancak Almanya, İtalya, İspanya gibi birçok açıdan Türkiye’den daha ileride olan ülkelerdeki dijital devlet uygulamalarının bizimkinden zayıf olması ilginç.

Almanya’da e-Devlet’in hızlı gelişmiyor olmasının bir sebebi Alman halkının dijitalleşmeyle arasında ciddi bir mesafe olması. Bunun da temel nedeni kişisel gizlilik hassasiyeti. Kişi başı online alışveriş harcamalarında Almanya’nın ilk 10 ülke arasına girmiyor olması yine bazı Almanların kredi kartı bilgilerini internet sitelerine girmek istememelerinden kaynaklanıyor. Bir diğer sebep de artık iyice kurumsallaşmış olan sosyal devlet bürokrasisi. Yine de gençlerin dijitalleşmeye daha sıcak baktığı düşünülecek olursa, Almanya’nın geriden de gelse 15-20 yıl içinde dijitalleşmede farkı kapatıp diğer ülkeleri yakalayacağı öngörülebilir.

Doğrudan demokrasi olanakları ve e-Devletin geleceği

Yakın gelecekte e-Devlet üzerinden e-oylama, online anket ve/veya kamuoyu yoklaması yapılması işten bile değil. Geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yenileyeceği vapurların ve yapacağı meydanların tasarımı için online oylama yapmıştı. E-Devlet ile benzer oylamalar ulusal ölçekte alınacak kararlar için de yapılabilir. Hatta sadece vapurun rengi konusunda değil ülke siyasetine dair daha ciddi konularda da referandumlar hızlı bir şekilde e-Devlet üzerinden yapılabilir. Eğer gelecekte iktidarlar doğrudan demokrasi için ortaya irade koyacaklarsa bunun aracı e-Devlet olabilir.

İş doğrudan demokrasi noktasına varmasa bile artık pasif vatandaşlıktan aktif vatandaşlığa doğru bir yönelim olduğu kesin. Bilişim okur yazarlığının gelişmesi, mobil cihaz ve internetin ucuzlamasıyla dijital devlet ülke nüfusunun tamamına erişebilir. Zamanla e-Devlet hizmetleri kişiselleştirilebilir. Mevzuat gereği e-Devlet Kapısı’nın yönetimindeki yetkili birim olan Dijital Dönüşüm Ofisi’ne özerk statü verilmesi doğru ve yerinde olur.

Liberal argümana göre özel şirketler üretkenlik ve verimlilik abidesiyken devletler hantal birer bürokrasi makinesidir. Fakat gelinen noktada bürokrasinin âlâsını üreten Digitürk’ün kıskacından halkı e-Devlet’in kurtarıyor olmasını, yani devletin hem devlet içindeki hem de özel sektördeki bürokrasiyi azaltan aktör olduğunu ne kadar anlatsak azdır. 7/24, saat ve gün kısıtlaması olmadan, kesintisiz, şeffaf, eşit, rüşvetsiz hizmet verilen e-Devlet Kapısı’nın devletin en iyi işlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Umarım patikasından sapmadan gelişimine devam eder.

Yazar hakkında

Anıl Aba

İktisat alanındaki lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi ve London School of Economics'te çift diploma programı ile tamamlayan Anıl Aba, doktora derecesini Amerika'da Utah Üniversitesi'nden aldı. Rusya'da School of Advanced Studies'te bir yıllık post-doc yaptıktan sonra 2018 senesinde Türkiye'ye dönüp Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümünde ders vermeye başladı. Aba, aynı zamanda BirGün gazetesinde düzenli olarak popüler iktisat üzerine yazılar yazmaktadır.