Gazetecilikte yapay zekâ kullanımı ve etik ilkeler

Sora gibi yüksek kaliteli videolar dahi üretebilen yapay zekâ uygulamalarının tanıtıldığı günümüzde, yapay zekâ teknolojilerinde baş döndürücü gelişmeler oluyor. Bu gelişmelerle birlikte artık yapay zekânın hemen hemen her meslek dalında az ya da çok kullanılmaya başladığını görüyoruz.

Daha birkaç yıl önce robot gazetecilik üzerine yazdığım bir yazıda, Batı’da medya kuruluşlarının haber üretimi konusunda robot gazetecilerden daha fazla yararlanmaya başladığını, Türkiye’de medya kuruluşları yapay zekâ teknolojilerini kullanmaya başladıklarında bunun insan gazeteciler aleyhine bir sürece evrilebileceğini ileri sürmüştüm. Sorunun bir boyutu yapay zekâ teknolojilerinin insan gazetecileri işinden edip etmeyeceğiyle ilgili. Bu konuda Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan almak isteyen medya kuruluşlarına belli sayıda muhabir ve editör istihdam etme zorunluluğu getirmesi, gazeteci işsizliğine belki bir çözüm olabilir.

Ancak sorunun bir de etik boyutu var. Bu yazıda, yaşanması muhtemel etik sorunlara çözüm önerisi sunan iki girişimden söz edeceğim. İlki, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) öncülüğünde 16 meslek örgütüyle yapılan bir çalışma sonucunda hazırlanan 10 maddelik etik ilkeler bildirgesi. Bu ilkelerle ilgili bir haber daha önce Bianet’te yayınlanmıştı.

Bu bildirgede yer alan ilkeler şu şekilde:

1. Gazetecilik etiği, medya kuruluşlarının ve gazetecilerin teknolojiyi kullanma biçimine rehberlik eder.

Bu ilkeye göre, medya kuruluşlarının haber yapma kapasitelerini artıracak yapay zekâ teknolojilerini kullanmaları kaçınılmazdır ancak bu teknolojileri kullanırken temel etik değerlerden ödün vermemeleri gerekmektedir. Bildirgede özellikle “doğruluk, kesinlik, hakkaniyet, tarafsızlık, bağımsızlık, zarar vermeme, ayrımcılık yapmama, hesap verebilirlik, mahremiyete saygı, gizli haber kaynaklarını açıklamama” gibi gazetecilik etiğinin temel değerlerine yapılan vurgu dikkat çekmektedir.

2. Medya kuruluşları yapay zekâyı değil, insanı öncelemelidir.

Bu ilkeyle gazetecilik pratiklerinde karar verici mekanizmaların insan merkezli olması gerektiği hatırlatılmaktadır. Haber kararlarını verecek olanlar yapay zekâ teknolojileri değil insan gazeteciler olmalıdır.

3. Yapay zekâ sistemleri, gazetecilikte kullanılmadan önce bağımsız değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Medya kuruluşları yapay zekâ sistemlerini kullanmaya başlamadan önce bu sistemlerin meslek kuruluşları tarafından bir tür etik değerlendirmeden geçmesi önerilmektedir.

Belki bu öneri yerine, etik değerlendirme yapabilecek özdenetim mekanizmaları oluşturmak daha yararlı olabilir. Böylece pratikte yaşanan etik sorunlara çözüm önerileri de geliştirilebilir.

4. Medya kuruluşları, yayınladıkları her içerikten sorumludur.

Bu ilke, medya kuruluşlarına yapay zekâ teknolojileri tarafından üretilen içerikten de sorumlu olduklarını hatırlatmaktadır.

5. Medya kuruluşları, yapay zekâ sistemlerini kullanırken şeffaf olmalıdır.

Bu ilke, bir haber ya da içerik yapay zekâ tarafından üretilmişse bunun açık olarak belirtilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Elbette, yayınladıkları haberlere muhabirin ya da editörün adını bile yazmaktan imtina eden medya kuruluşları için bu ilke özellikle uyarıcı niteliktedir.

6. Medya kuruluşları, ı̇çeriğin kaynağını ve değişikliklerin ı̇zlenebı̇lı̇rlı̇ğı̇nı̇ güvenceye alır.

Bu ilkeye göre, medya kuruluşları yayınladıkları her içeriğin özgünlüğünü ve temel kaynağının ne olduğunu, aynı zamanda içerikte daha sonra yapılan düzeltmeleri ayrıntılı biçimde göstermek durumundadır. Özellikle yalan haberlerin giderek arttığı günümüzde bu ilke, teyit mekanizmalarının önemine vurgu yapmaktadır.

7. Gazetecilik, özgün ve yapay içerik arasında net bir çizgi çizer.

Bu ilkeye göre, yapay zekâ kullanılarak üretilmiş yapay içeriklerle gazetecilerin ürettiği özgün/sahici içerik arasına medya kuruluşları tarafından sağlam bir çizgi çizilmesi gerekir. Yani gerçek olayları yapay görüntülerle aktarmak etik açıdan sorunlu bir pratik olacaktır.

8. Yapay zekâ tarafından gerçekleştirilen kişiselleştirilmiş içerik ve öneriler, haber çeşitliliğini desteklemeli ve etik ilkelere aykırı olmamalıdır.

Bu ilkede, otomatik içerik kişiselleştirme ve öneriler yapay zekâ tarafından yapılıyorsa bunların etik ilkeleri göz önünde tutması gerektiği ifade edilmektedir.

9. Yapay zekâ sistemlerinin yönetiminde gazeteciler, medya kuruluşları ve gazetecilik destek grupları yer almalıdır.

Bu ilke, bilgi edinme hakkının temel koruyucuları olan gazetecilerin, medya kuruluşları yöneticilerinin ve gazetecilik meslek örgütlerinin yapay zekâ sistemlerinin yönetiminde aktif bir rol oynamaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Elbette pratikte kolayca gerçekleştirilemeyecek bir öneri.

10. Gazetecilik, yapay zekâ kuruluşlarıyla olan ilişkilerinde etik ve ekonomik temelleri göz önünde bulundurur.

Bu ilke, özünde yapay zekâ sistemlerinin sürdürülebilir olması ve etik gazeteciliğe zarar vermemesi gerektiğini hatırlatıyor.

Yapay zekânın etik kullanılmasıyla ilgili bir girişim de Anadolu Ajansı’ndan geldi. AA Atölye kapsamında hazırlanan Medyada Yapay Zeka Etik Kullanım Rehberi de 10 maddeden oluşuyor ve RSF tarafından hazırlanan bildirgeye benzer özellikler taşıyor. Bu maddeler de şu şekilde:

1. Gazetecilik ilkelerinin korunması

Bu ilkede, medya kuruluşlarının yapay zekâ kullanırken gazetecilik meslek ilkelerinden ödün vermemeleri gerektiği hatırlatılıyor. Gazetecilerin haberleri doğru, tarafsız ve etik bir şekilde sunmalarını gerektiren gazetecilik ilkelerine uymaları gerektiği belirtiliyor. Bu maddede katılmadığım husus, tartışmalı bir belge olan ve Basın İlan Kurumu dışında hiçbir meslek örgütünün benimsemediği Basın Ahlak Esasları’na gönderme yapmasıdır.

2. Medyada yapay zekâ algoritmaları kullanımı

Bu ilkeye göre, medya kuruluşlarının yapay zekâ uygulamalarının gazetecilik meslek ilkelerine uygunluğunu temel almaları gerekiyor. Medya kuruluşlarının, insanlığın temel değerlerini ve kişisel zaafları suistimal eden algoritmalardan uzak durmaları gerektiği hatırlatılıyor.

3. Gerçeğe sadakat ve teyit mekanizması

Bu ilkede, medya kuruluşlarının dezenformasyon ve yalan haberle mücadeleye katkı sağlayacak uygulamaları desteklemeleri; yapay zekâ çıktılarının gerçek olmayan, önyargılı ve ayrımcı bilgiler içerebildiğini unutmamaları gerektiği vurgulanıyor. Medya kuruluşlarının yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli olmaları ve doğrulama mekanizmaları oluşturmaları öneriliyor.

4. Toplumsal fayda ve okur hakları

Yapay zekâ teknolojilerinin tiraj, reyting ya da görüntülenme artırmak için değil; haberlerin hızlı, şeffaf ve kesin bir biçimde okurlara ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla kullanılmaları gerektiğinin altı çiziliyor.

5. İnsan onur ve haysiyetine saygı

Medya kuruluşlarının, insanlık onurunu zedeleyebilecek her türlü yapay zekâ uygulamasından kaçınmaları gerektiği vurgulanıyor.

6. Önyargıya karşı editoryal çerçeve

Yapay zekâ uygulamalarındaki potansiyel önyargıların editoryal süreçlerde düzeltilmesi gerektiği ifade ediliyor ve tıpkı RSF’nin bildirgesinde olduğu gibi editörlerin nihai karar verici olması gerektiği hatırlatılıyor.

7. Sürdürülebilir gazetecilik

Bu ilke, yapay zekâ teknolojilerinin gazeteci istihdamı üzerindeki olası olumsuz etkilerini azaltıcı uygulamalara gereksinim duyulduğunun altını çiziyor. Habercilikte otomasyonun, insani yaratıcılığın değerini azaltmaması gerektiği vurgulanıyor.

8. İnsan üretimi bilgi ve çeşitliliğin korunması

Medya kuruluşlarının içerik zenginliği sağlamak için yapay zekâ uygulamalarından yararlanabilecekleri, ancak gazeteciler tarafından üretilecek özgün içeriğin oranının makul bir düzeyde tutulması gerektiği ifade ediliyor.

9. Hukuki sorumluluk, şeffaflık ve telif hakları

Medya kuruluşlarının yapay zekâ tarafından üretilen içerikler konusunda şeffaf olmaları ve telif haklarına saygı göstermeleri gerektiği ifade edilmektedir. Yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin yapay zekâ tarafından üretildiğinin mutlaka belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

10. Yapay zekâ kullanımında hukuksal süreç

Medya kuruluşlarının yapay zekâ teknolojilerini kullanmalarına ilişkin henüz yasal düzenlemeler bulunmadığını hatırlatan bu ilkeye göre, medya kuruluşlarının etik ilkeleri takip etmeleri önerilmektedir.

Anadolu Ajansı tarafından hazırlanan ilkelerin, Sınır Tanımayan Gazeteciler öncülüğünde hazırlanan bildirgeden büyük ölçüde esinlendiği görülüyor. Bunda bir sorun yok elbette, ancak yine de RSF’nin bildirgesine atıf yapılmış olması gerekirdi.

Sonuç olarak, belli ki yapay zekâ teknolojileri gazetecilikte her gün giderek daha fazla kullanılacak. Dolayısıyla, yapay zekânın etik açıdan doğru kullanım biçimlerini belirlemek, gazetecilere ve medya kuruluşlarına rehberlik edecek ilkeler oluşturmak gerekiyor. Gazetecilik meslek örgütlerinin bu konuyu ana gündem maddesi yapma vakti çoktan geldi.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir