n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
⏱️ Bu hafta bültenimiz 1231 kelime, okuma süresi yaklaşık 5 dakika.
Odakta son yıllarda yükselişe geçen dergilerin medyanın mevcut krizine ve buradan çıkmak isteyenlere verdiği mesajı anlattım. Dergilerin gelişimi uzun ömürlü bir yayın olmak için izlenmesi gereken yola dair önemli bir fikir veriyor.
“Ne Okuduk” bölümünde ise işten çıkarmalar ve medyanın krizi ana başlığımız oldu. LA Times’dan Sports Illustrated’a birçok işten çıkarmayla dolu bir haftayı geride bıraktık.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
İşten Çıkarmalar Haftası
2024 şimdiden ABD medyası açısından ciddi bir kriz ve küçülme yılına dönüşecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz hafta boyunca işten çıkarma ve küçülme haberlerinin arkası kesilmedi.
Hafta içerisinde Los Angeles Times, Time dergisi, Business Insider ve National Geographic’ten onlarca kişi işten çıkarıldı. Los Angeles Times, toplamda 115 kişinin işini kaybetmesiyle manşette yer alan kurum oldu. İşten çıkarılanların çoğunun genç, azınlık gruplardan ve yeni projelerle ekibe dahil olan isimlerden oluşması; bu da yetmezmiş gibi gazetecilerin sessize alındığı bir Zoom toplantısında işten çıkarılmaları da gazeteye tepkileri artırdı.
Bütün bunların bir başlangıç olduğunu görmek pek de zor değil. ABD’nin önemli sayılabilecek bir seçim yılında bütün bunların yaşanıyor olması da işin ciddiyetini artırıyor.
Milyarder Patronlar da Yetmiyor
Medya sektöründe son birkaç yıldır yaşanan ekonomik çalkantı ister istemez akıllara zengin isimler veya büyük şirketler tarafından satın alınan medya kurumlarını getiriyor olabilir. Maalesef orada da durum pek iyi değil.
New York Times’ın yayınladığı haber yakın zamanda milyarderler tarafından satın alınan haber kurumlarının hâlini incelemiş. Görünen o ki arkanızda bir milyarder olması da gazetecileri kurtarmaya yetmiyor. Eğer ne kadar kötü bir hâlde olduklarını merak ediyorsanız şöyle özetleyebilirim: NYT’nin haberinde ele alınan üç kurumdan ikisi —LA Times ve Time— bir üstteki maddemizin de başrolünde.
Sports Illustrated’ın Lisans Problemi
Spor yayıncılığı ve özellikle de dergileri söz konusu olduğunda dünyadaki en ünlü yayınlardan birisi Sports Illustrated. Uzun yıllardır yayında olan dergi birçok okuru için büyük bir öneme sahip. Ancak dergi geçtiğimiz hafta ciddi bir krizin ortasına düştü.
Bir süredir marka hakkı elden ele gezen dergi, en son bunu Authentic Brands Group’tan 10 yıllığına kiralayan Arena Group tarafından yayınlanıyordu. Arena Group üç ayda bir ödemesi gereken lisans ücretini ödemeyince de marka hakkına sahip olan ABG, anlaşmalarını iptal etti ve Arena da dergide çalışan hemen herkesi işten çıkardı.
Derginin bundan sonra nasıl geri döneceğini ya da dönme ihtimali olup olmadığını kestirmek güç. Özellikle de Arena Group markaya YZ bot makaleleri yayınlamak gibi yollarla ciddi bir şekilde zarar vermişken.
Hırsızlara Karşı Email Duvarı
Yapay zekâ teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte karşımıza çıkan en temel sorunlardan birisi, ürettiğimiz işlerin bunları beslemek için ya da başka amaçlarla izinsiz bir şekilde kullanımının önüne geçmek. Çoğu büyük dil modelinin internetten veri toplamak için kullandıkları botları sitenizden engellemek mümkün ve görünüşe göre birçok haber sitesi de bunu yapıyor.
Ancak bir diğer ciddi sorun başkalarının içeriğini çalıp bu teknolojilere yeniden yazdıranlar. Muhabirlerin başka haberleri kendi yayınları için yeniden yazması aşina olduğumuz bir şey ancak internet giderek başkalarının haberlerini ChatGPT’ye topluca yazdırıp yayınlayarak reklam geliri elde etme peşinde olan sitelerle dolmuş durumda. Üstelik bunlar Google News’i de dolduruyor ve Google’ın müdahale etmeye niyeti yok.
Benzer bir sorunla karşı karşıya olan 404 Media, sorunu haberlerini okumak için bir email duvarı koymakta bulmuş. Daha önce bültende bahsettiğimiz bu yeni yayın, başkalarının işini çalmak için üretilmiş olan Byword ve SpinRewriter gibi uygulamaları kullananların önüne geçmek için başka seçeneklerinin kalmadığını söylüyor.
Geçtiğimiz yıl internetin bilgi çöplüğüne dönme ihtimalinden bahsetmiştim. Açık söylemek gerekirse durumun “rakibinizin yazı linkini buraya yapıştırın, sizin için yeniden yazalım” diyen uygulamalar seviyesinde bir utanmazlığa erişmesini beklemiyordum.
Kısa Kısa
📺 The Daily Show’un ilk sunucusu Jon Stewart, programa prodüktör ve Pazartesi günleri sunucusu olarak geri dönüyor.
🇪🇺 Apple Avrupa Birliği’nin DMA düzenlemelerine uyum için birçok dikkat çekici değişiklik ve düzenleme duyurdu.
🏛️ New York Halk Kütüphanesi arşivindeki 870.000 tarihi kitap ve fotoğrafı internetten erişime açtı.
🇬🇷 Yunanistan başbakanının yeğeni ve gizli servisin başındaki isim, Ağustos 2022’de Yunanistan’daki dinleme skandalını ortaya çıkaran gazetecilere iftira davası açtı.
🇺🇦 Ukrayna’daki savaş ülkedeki gazeteciler için giderek daha fazla baskıya neden oluyor.
🇺🇸 Joe Biden’ın deepfake sesiyle yapılan telefon aramaları, ABD seçimlerinde deepfake seslerin potansiyel risklerine dikkat çekti.
Haftanın odağı: Dergiler medyanın geleceği için ne söylüyor?
Bu haftanın gündemine bakınca dijital medyanın ciddi bir krizde olduğunu görmemek mümkün değil. Yıllardır alışık olunan modeller işe yaramamaya, güvenilen platformlar o güveni bir kez daha yıkmaya başladı. Bu da kaçınılmaz olarak bir belirsizlik hissi yaratıyor. Diğer yandan gazeteler için de pek iç açıcı bir durumda olduğumuzu söylemek mümkün değil. Belirli bir noktaya gelememiş gazeteler için iş çok zor.
Fakat bütün bunların tersi bir yönde ilerleyen bir medya türü var: dergiler. Özellikle son birkaç yıl içerisinde dergilerin yükselişine ve popülerliğine dair haberlerin sayısı giderek artıyor. Aynı şekilde hem dergilerin hem de dergi okurlarının sayısında da gözle görülür bir artış var. Bunun sebeplerine dönüp baktığımızda, aslında bir önceki paragrafta bahsi geçen sorunlarla ortak olduğunu görmek mümkün.
Eğer bültenin görece eski okurlarından biriyseniz Ağustos 2021’de üç hafta boyunca yavaş medya üzerine yazdığım odakları hatırlarsınız. (Tekrar okumak isterseniz buraya, buraya ve buraya tıklayıp okuyabilirsiniz.) O zaman da öngördüğüm gibi dijital medyanın getirdiği avantajların yanı sıra hız, aşırı bilgi yüklenmesi ve küratör eksikliği gibi önemli dezavantajları da söz konusu. Maalesef internetin ekonomisi tamamen bu dezavantajların üzerine kurulduğundan dolayı bunlar giderek daha ciddi sorunlara dönüşmeye başladı.
Şu anda medyanın özellikle dijital alanda yaşadığı krizin temelinde de bu yatıyor. Herkes bir an önce her şeyi yayınlamaya, sürekli tıklanma/izlenme sayısını artırmaya, kontrolsüzce büyümeye çalışıyor. Çünkü bunu yapmadığınız zaman internetin bilgi seli içerisinde kaybolacağınızı düşünüyorsunuz. Böyle olunca da kaliteli veya emek verilmiş içerikler için kimsenin ayıracak zamanı kalmıyor. Bütün bunların üstüne dünyayı değiştireceği iddia edilen yeni bir teknoloji gelip herkesten daha hızlı bir şekilde başkalarının emeğini çalıp yeniden yazabilince de bütün dijital medya sektörü panik yapmaya başlıyor.
Diğer yandan dergiler ise bütün bunların tam tersi bir format: sayfa sayısı belli, yayın zamanı belli, konu sınırları belli ve daha fazlasını yapmasına gerek yok. İnternetteki tık kapma kavgasından insanların kaçıp böyle bir formata sığınmak istemeye başlaması çok doğal bir gelişme. Üstelik dergiler dijital medyanın ilk çıktığı zamanlara göre kendilerini fazlasıyla geliştirdi ve deneysel işlere de alan tanıyor.
Bu da aslında bize hem genel olarak medyanın hem de dijital medyanın nereye doğru gitmesi gerektiğine dair önemli işaretler veriyor. İnternetin mevcut ekonomik modellerle ve yayıncılık mantığıyla işlemesi giderek zorlaşıyor. Teknolojinin ve sosyal medyanın gidişatı da bu modelin sonunu hızlandıracak gibi görünüyor.
Önümüzdeki dönemde hem dergilerin hem de dijitalde dergilerle benzer bir tecrübeyi sunabilecek türde yayınların yükselişe geçtiğini görmemiz çok yüksek bir ihtimal. İnsanların en temel haberlere ulaşmak için bile bir yığın çöpün arasında uğraşmak zorunda kaldıkça, propaganda ve tık avcısı içeriklerden bıktıkça kaliteye ve sınırlı alanlara odaklı yayınlara olan ilgi ve ihtiyaç da artmaya devam edecek.
Bu noktada dergiler editoryal ve ekonomik anlamda bir modele sahip olsa da dijitalin deneylere ihtiyacı var. Hem yayın formatları hem de iş modelleri konusunda yenilik ve bu tür bir yayıncılığa uygun formlar üretilmesi gerekiyor. Bu da sektörün trendleri takip edebilen, yaratıcı ve cesur kişilere olan ihtiyacının artması demek.
Medyada uzun ömürlü bir iş yapmanın yolu buradan geçiyor. Eğer niyetiniz buysa bir an önce işe koyulmanızda fayda var.