Sosyal medya platformlarının habercilik açısından önemli olduğu aşikâr ancak bu platformlarda son dönemde bir kriz yaşanıyor. Facebook ve Twitter’dan yeni adıyla X’ten haber sitelerine giden trafik düşüş gösteriyor.
Zaten karmakarışık bilgilerin algoritmanın içinde boğulma tehlikesi de insanların gittikçe bu platformlardan haber alma alışkanlığını azaltıyor. İnternet haber siteleri de benzer durumda. Her biri birbirinin aynısı, kopyala-yapıştır habercilik nedeniyle de bilgiye ulaşmak için epey çaba sarf etmek gerekiyor.
Bu nedenle de günlük ya da haftalık bültenlere ilgi artıyor. Üstelik derya deniz bir gündem yoğunluğu içinde ilgi alanınıza göre de bültenlere erişim sağlayabilirsiniz. Gerekli olan şey ise yalnızca bir e-posta adresi.
Birkaç yıldır gündemimize yeniden giren bültenlerin daha da artacağını öngörmek yanlış olmaz. Bir süredir Hafıza Kartı ile bilim-teknoloji bültenini mail kutumuza düşüren gazeteci Çağla Üren ile bültenler ve Hafıza Kartı üzerine sohbet ettik.
Anlık habere ulaşmak bu kadar kolayken, sosyal medya, televizyon, son dakika internet sitesi… Neden gündemimize e bültenler girdi sizce?
Aslında bültenlerin tam da bu yüzden sevildiğine inanıyorum. Çünkü sosyal medyada bir bilgi karmaşası var. Daima yeni bir haber önümüze düşüyor. Çoğunun kaynağını bilmiyoruz, doğru olup olmadığını bilmiyoruz ve ilgi alanımıza girmeyen bir dizi gelişmeye de maruz kalıyoruz. Bültenler, okura ilgi alanları doğrultusunda bizzat kaynağa üye olma fırsatı sunuyor. Aynı zamanda bu kadar çok bilginin olduğu yerde bir kürasyon ihtiyacı doğuyor. Okur, “Biri bana bu haberlerin en güzellerini, ilgimi en çok çekecekleri veya en önemlilerini sıralasa” deme ihtiyacı hissediyor. Bültenlerde ayrıca sıklıkla hazırlayanların yorumları da yer alıyor. Okurun bunu da önemsediğini düşünüyorum. Haber sitelerine kıyasla daha bir sohbet dili hakim bültenlere. Bunun yanı sıra okur hangi siteye girse birbirinden kopyalanan aynı haberlerle karşılaşıyor. Sitelerden tek tek haber aramak çok büyük zaman kaybı.
Yeni kuşak medya girişimi denilince adı ilk sıralarda anılan Hollanda merkezli De Correspondent’ın gelirinin yüzde 96’sı günlük haber e-bülteninden geliyormuş. Bu bilgi 2020 yılına ait. Yurt dışında yaygın e-bülten… Türkiye’de okuyucu kitlesi e-bültenlere hazır mı sizce?
Bence hazır olmaktan ziyade Türkiye’de hâlihazırda bir bülten okuru kitlesi oluşmuş durumda. E-posta adresi biz kullanıcılar için internete erişmenin ilk koşuludur. Bir platforma kaydolmak, sanal alışveriş yapmak, iş başvurusu, okul işleri vs. için hep e-posta kullanıyoruz. Haber almak için neden kullanmayalım?
Evet mail kutumuza gelen bültenlerin sayılarında epey bir artış var. Bu bültenlerin yaygınlaşması ile gazete okuma oranlarının düşmesi, haber havuzunda kaybolma hâlinin etkisi var mı?
Bundan ilk soruda bahsettim ama basılı gazete vurgusu da önemli geliyor. Bültenler sanki basılı gazetelerin bir sayfası gibi. Mesela ben teknoloji bülteni hazırlarken, “Basılı gazetede çalışma fırsatını hiç yakalayamadım ama sanki bir gazetenin teknoloji sayfasını yapıyor gibi hissediyorum” diye düşünüyorum. Yalnız ne yazık ki okur basılı gazetelerin aksine bültenlere para vermeye alışmış değil.
Hafıza Kartı bir yaşına basmak üzere
Hafıza Kartı haftalık bir bülten. Biraz detaylandırır mısınız?
Hafıza Kartı, her pazar abonelerin e-posta adreslerine gönderdiğim bilim-teknoloji bülteni. NewsLabTurkey desteğiyle Aralık 2022’de yayın hayatına başlayan bülten, haftanın önemli gelişmelerini yer yer odağına alarak inceliyor, yer yer de kısa haberler formatında aktarıyor. Bülten, genellikle 6 ana başlığa ayrılan 6 bölüm hâlinde okurlara sunuluyor.
İlk bölüm “Her Şeyin Başı Sağlık”, sağlık teknolojileri ve biyolojik keşifler alanında önemli gelişmeleri içeriyor.
İkinci bölüm olan “Ortaya Karışık”ta ise uzay teknolojileri, evrim, arkeoloji, hayvanlar alemi gibi birçok başlıktan haberler yer alıyor.
Hafıza Kartı’ndaki üçüncü bölüm de “Yapay Zekâ ve Robotik”. Bu başlıkta da üretken yapay zekâ alanındaki gelişmelerle birlikte insansı robotlar ve diğer robotik cihazlarla ilgili gelişmeler oluyor.
“Sosyal Medya ve İnternet” başlıklı dördüncü bölümde ise sosyal medya ve internet şirketlerinin faaliyetleri, kullanıcıları etkileyen değişiklikler, yayından kaldırılan veya yeni yayınlanan özelliklerle ürünler mevcut. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkede çıkarılan internet yasalarına ve tartışmalara da mercek tutmaya çalışıyorum.
Beşinci bölüm olan “Sektör”de yukarıda bahsi geçen firmaların da yer aldığı teknoloji sektöründeki gelişmeleri, rekabetin giderek arttığı alanları ve tartışmaları aktarıyorum. Bu başlık aynı zamanda blokzinciri (blockchain) teknolojilerini ve önemli kriptopara gelişmelerini içeriyor.
Hafıza Kartı’nın son başlığı “İklim krizi ve enerji teknolojileri”ne ayrıldı. Burada da iklim kriziyle ilgili bilimsel gelişme ve keşiflerin yanı sıra yenilenebilir enerji alanındaki atılımlar yer alıyor.
Zaman zaman bu başlıklara ek olarak “Odak” başlıkları açıyor ve önemli gelişmeleri daha ayrıntılı ele almaya özen gösteriyorum. Örneğin Elon Musk’ın Twitter’ı satın alma süreci, Neuralink’in insanlı deneylere geçiş izni alması, James Webb Uzay Teleskobu’nun fırlatılması ve diğer birçok önemli gelişme için bu başlıklara ihtiyaç duydum.
Ayrıca bazı gündemlerde okurlara özel sayılar da yolluyorum. Bu sayılardan biri, ne yazık ki şubat ayında binlerce yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan deprem olgusunu ele alıyordu. Bir diğer özel sayıyı da mayıs ayında seçimler ve teknoloji ilişkisini incelemek üzere hazırlamıştım.
İnternet sitelerinde gündem bile olmayan, en alta alınmış ama hayati öneme sahip bilgiler sizin bülteninizde var. 5 dakikada Threads’ten nasıl kurtulacağımızı, Spotify’ın yapay zekâyı kullanarak podcastlere dublaj yapacağını öğrendim… Sizin haberleri seçerkenki yol haritanız nedir?
Ben yol haritamı aslında biraz el yordamıyla buluyorum. Hâlihazırda bilim-teknoloji editörü olarak çalıştığım için gün içinde çok fazla haber görüyorum bu alanlarla ilgili. Bunlardan önemli bir gelişme olarak değerlendirdiklerimi, okurun ilgisini çekeceğini düşündüklerimi, biraz da dinlendirici ve eğlenceli haberleri ayıklıyorum. Zaten günlük mesaimde de benzer ayıklama sürecini yaptığım için sezgilerime güvenmek iyi oluyor.
“Çevremiz dezenformasyon, işlevsiz yasalar, mahremiyet ihlalleriyle dolu“
Dinlendirici ve eğlenceli tabiri önemli. “Sıkıcı” siyaset haberlerinden ziyade sağlık, teknoloji, internet, bilim gibi alanlardan haber vermesi… Bu nedenle de ilgilisinin çok olacağını düşünüyorum. Okuyucu tepkileri nasıl?
Aslına bakarsanız internet ve sektör başlıklarında ben de yer yer sıkıcı siyasete girmek durumunda kalıyorum çünkü internet, siyaset ve sektör giderek çok iç içe giriyor. Bugün Gazze savaşından bahsederken Instagram’ın Filistinli kullanıcıların biyografik bilgilerini “terörist” diye çevirmesinden bahsetmemek mümkün mü? Çevremiz dezenformasyon, işlevsiz yasalar, mahremiyet ihlalleriyle dolu. Pandemiyle birlikte daha da sanal yaşamaya başladık ve bu konular daha da can sıkıcı olmaya başladı. Ancak dediğiniz gibi okura hoşça vakit geçirten de bir bülten Hafıza Kartı. Bold başlıklar ve emojilerle süslendiği için okurların, ilgisini çekmeyen başlıkları hızlı geçmesi de mümkün. Bu yüzden isteyen okurken dinleniyor, isteyen siyasi bilgi bakabiliyor. Okur tepkileri gayet güzel. Çok fazla mail alıyorum. Bu mailler genelde teşekkür metinleri oluyor. Okurumuz kaliteli bir iş bulduğunda yakalayan bir okur bence.
E-postaları açma, içerikleri tıklama ve aboneliği iptal etme oranlarınız nasıl?
İstatistiklerin gayet iyi olduğunu söylüyor danıştığım uzmanlar. Okunma oranları hayli yüksek gidiyor, aynı zamanda haftalar sonra eski bültenleri açıp okuyan kişiler de var.
Kaç kişilik bir ekibiniz var? Finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Hafıza Kartı’nı tek başıma hazırlıyorum. En azından şimdilik belirli bir finansmanı yok. Gönüllülük esasıyla devam ettirmeye çalışıyorum. En büyük amacım Türkiye’de medya okuryazarlığına ve bilim iletişimine bir nebze olsun katkı sağlayabilmek.