n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında İsrail ve Filistin arasında yeniden başlayan savaş içerisinde hem gazetecilerin durumunu ele aldım hem de propaganda ve yanlış bilginin nasıl kontrolsüzce yayıldığını anlattım.
“Ne Okuduk” bölümümüzde Semafor’un ilk yıl raporu, İngiliz Telegraph gazetesinin satışı ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı

Bu hafta ne okuduk?
Semafor’un İlk Yılı
Medya dünyasının en ünlü iki Smith’i tarafından kurulan ve global bir haber markası olmayı hedefleyerek yola çıkan Semafor, ilk yılını geride bıraktı. Hakkında ilk haberler çıktığı günden bu yana bültende de takip ettiğimiz ve düzenli olarak da okuduğum yayın, görünüşe göre oldukça başarılı bir ilk yıl geçirmiş.
Özellikle öne çıkardıkları veriler arasında 500.000 aktif bülten abonesi, aylık 3 milyon okur ve 40 farklı reklam partneri var. Bütün bunlar gerçekten etkileyici veriler, özellikle de günümüzde dijital haber alanının ne kadar kalabalık ve kaotik olduğunu düşünecek olursak. Tahminimce bu başarıda kendilerinin de belirttiği “sosyal medya sonrasına” hazırlıklı bir yayın olma stratejisinin etkisi büyük. Çünkü hedef kitle olarak gördükleri kesim sosyal medyanın gidişatından en çok etkilenen ve haber tüketimini değiştiren kesim.
Yayınladıkları yıllık değerlendirmede özellikle dikkatimi çeken noktalardan birisi sabır vurgusu. Özellikle 2010’larda gördüğümüz hızlı ve kontrolsüz büyüme yerine daha yavaş ama kaliteli bir gazetecilik yaparak büyümeye odaklandıklarını söylüyorlar. Eğer bu yaklaşımlarını bozmazlarsa mevcut veriler Semafor’un ömrünün uzun olacağını gösteriyor.
Telegraph ve Spectator Açık Artırmada
İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Telegraph ve dergilerinden Spectator’ın sahibi olan Telegraph Media Group, ekonomik zorluklar sebebiyle açık artırma yoluyla satılacak. Özellikle Muhafazakâr Parti ve seçmeninin ilk tercihi olan gazetenin yeni sahibinin kim olacağı ise merak konusu.
Bunun en temel sebebi ise gazetenin sahip olduğu politik güç. İngiltere’de Muhafazakâr Parti üzerinde en çok etkiye sahip olan ve partinin seçmenleri tarafından en çok okunan gazete olması bu medya grubunu daha özel bir konuma taşıyor. Ciddi borçları olmasına rağmen Axel Springer’dan Daily Mail’in sahiplerine kadar birçok ismin satın almak için mücadele edecek olmasının sebebi de büyük ihtimalle gazetenin sahip olduğu güç.
Diğer yandan bu açık artırma günümüzde gazetelerin değerine dair de bir fikir sahibi olmamızı sağlayabilir. Dijitalleşme ve klasik haberciliğin geçirdiği dönüşüm ile birlikte basılı gazetelerin değer yitirdiği algısı yaygınlaşarak sürse de bu satış süreci ile medya sektörünün bir gazeteye ne kadar değer biçeceğini de bize gösterecek.
Küçük Haber Merkezleri İçin Yapay Zekâ Araçları
Yapay zekânın teknolojiye dair hemen her tartışmanın merkezine oturmasıyla birlikte gazetecilerin ve medyanın bu araçlardan nasıl faydalanabileceği de bizim önde gelen başlıklarımızdan birisi oldu. Her ne kadar birçok işe yaramaz ve bir süre sonra unutacağımız ürün ortaya çıksa da diğer yanda gerçekten faydası olabilecek denemeler de yapılıyor.
Associated Press bir süredir bu konudaki girişimleri desteklemek için çaba gösteren kurumlardan birisi. Özellikle yerel haber odalarının işini kolaylaştırma konusuna odaklanan AP, bu çabalar sonucunda ortaya çıkan beş farklı araç duyurdu. Otomatik çeviriden haber toplamaya ve veri düzenlemeye dönük bu araçlar özellikle küçük ekiplerin daha verimli çalışmasına yardımcı olabilir.
Araçlar ABD’deki gazeteciler için tasarlanmış olsa da bunlardan üçü herkesin kullanımı için kodlarıyla birlikte paylaşılmış. Yani beğendiğinizin kodunu alıp kendi ihtiyaçlarınız için uyarlamanız mümkün.
Topluluk Kurmak ya da Kurmamak
Özellikle bülten ve podcast gibi yayın formatlarını merkeze alan girişimlerde takipçiler ile iletişim kurmak ve düzenli bir etkileşim sağlamak daha zor olabiliyor. Bu da çoğu zaman alternatif topluluk kurma araçlarını —Discord, Slack, Patreon vb— kullanarak buna bir çözüm üretmeyi gerektiriyor.
Fakat topluluk kurmanın ve yönetmenin zorluğu çoğu zaman gözardı edildiğinden dolayı bunun getirdiği yükle baş edememe, topluluğun kontrolden çıkması ve benzeri birçok sorunla karşı karşıya kalınabiliyor. Eğer aklınızda böyle bir süreç başlatmak varsa Inbox Collective tarafından hazırlanan bu rehberi mutlaka okumanızı öneririm. Hem bu kararı alma hem de sonrasında ihtiyaç duyabileceğiniz şeyler konusunda oldukça bilgilendirici bir kaynak olmuş.
Kısa Kısa
🤥 NBC News, The Epoch Times’ın komplo teorileri sayesinde nasıl büyüdüğünü incelemiş.
☁️ Bluesky gazeteciler için bir Sık Sorulan Sorular sayfası yayınladı.
👋 Google, Haber bölümünden en az kırk kişinin işine son verdi.
💷 İngiliz medya şirketi Ladbible, ABD merkezli Betches’i 24 milyon dolara satın aldı.
📱 CBC’nin Instagram ve YouTube için içerik üreten programı Because News, TikTok’ta geçirdiği iki ayda hepsinden daha fazla izlendi.
Haftanın mezunları
Şehrin Karakutusu: Mekân ve bellek üzerine içerikler üreten ve azınlıkların maruz kaldığı hafıza ve mekânkırımını, unutulan ya da kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan dilleri şehirler üzerinden anlatan bir girişim. Amaçları video, podcast, fotoğraf ve dosya yazıların yer alacağı bu mecra ile politik hafızanın izini sürmek ve politik hafıza ile ortaya çıkacak hak ihlallerini görünür kılmak.
Göçmen Kadınlar Anlatıyor: Ocak 2022 tarihinde yayın hayatına başlayan Göçmen Kadınlar Anlatıyor’un ürettiği videolar kadın göçmenlerin geldikleri yerlerdeki yaşam koşullarına, göç şartlarına ve yaşadıkları kentlerde karşı karşıya kaldıkları sorunlara ışık tutmaya çalışıyor. İnsani hikâyeler üzerinden göçmen karşıtı insanlarda empati duygusunu güçlendirerek insan merkezli bir bakış açısı sunuyor, göçmenlerin deneyimlerini herkes için görünür kılıyor.

Haftanın odağı: Savaş zamanlarında gazeteciliğin önemi
2022 yılının Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle birlikte başlayan savaşın ardından yazdığım iki bültende savaşın dijitalleşmesinin olası sonuçlarından ve gazetecilerin savaş ortamında hedef alınması sorunundan bahsetmiştim. 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırı ile başlayan ve bir insanlık krizine dönüşen savaş ile birlikte maalesef o bültende bahsettiklerimden çok daha fazlasına maruz kalıyoruz.
Öldürülen ve acımasız koşullara maruz bırakılan sivillerden, işlenen birçok potansiyel savaş suçuna kadar birçok insanlık dışı olaya tanık olduğumuz bu çatışmada maalesef gazeteciler de farklı şekillerde hedef alınıyor. CPJ’nin 20 Ekim’de yayınladığı açıklamaya göre çatışmada şu ana kadar 22 gazeteci öldürüldü, 8 gazeteci yaralandı ve 3 gazeteci de ya tutuklandı ya da kendisinden haber alınamıyor.
Bunun üzerine İsrail’in ülkede basını, özellikle de yabancı basın kurumlarını, daha sıkı denetlemesine ve keyfi olarak kapatmasına imkân verecek bir yasal düzenlemeyi de hızlıca meclisten geçirmeyi planladığını öğrendik. Bu yasanın özellikle geçmişte birkaç kez kapatmaya çalıştıkları Al Jazeera’yi ülkeden kovmak için kullanılacağı düşünülüyor. Mevcut İsrail hükümetinin aşırı sağa kayan bir koalisyon olduğunu düşünürsek bu yasanın geçmesi çok yüksek bir ihtimal.
Burada dünya basınının sorunlarına ve özellikle Batı medyasının önyargılı yaklaşımını da anmadan olmaz. Işın Eliçin sitemizde bu konuyu kapsamlı bir şekilde ele aldı, dünyada da bu soruna dikkat çekenlerin sayısı artıyor.
Fakat 2022’ye kıyasla daha da kötüye giden bir şey varsa o da internetin ve sosyal medyanın propaganda ve manipülasyon amacıyla kullanımı. Geçtiğimiz bir buçuk yıl içerisinde platformların giderek kötüleşmesini fırsat bilenler sosyal medyayı tamamen ele geçirdi dersem abartı olmaz.
Bu kötüye gidişi en ağır şekilde yaşayan da tahmin edebileceğiniz üzere X/Twitter. Propagandanın ve yanlış bilginin neredeyse hiç kontrol edilmeden yayıldığı bir yer hâline gelen platform, yanlış bilgiyi bir silah gibi kullanmayı tercih edenlerin ilk tercihi hâline geldi. Bu sefer özellikle öne çıkan iki farklı trend var.
Bunlardan birincisi OSINT kavramının popülerliğine sığınanlar. Geçtiğimiz yıllarda Bellingcat gibi gruplar sayesinde bilinirlik kazanan OSINT araştırmacılığın isminden gelen güveni kullanmak isteyen farklı politik gruplar, araştırmacı gibi hesaplar oluşturarak istedikleri propagandayı yayıyor. X/Twitter’ın kontrol mekanizmaları neredeyse hiç işlemediği için de platformda rahatça yayılabiliyorlar.
İkincisi ise benim ve daha birçok kişinin en başında uyardığı onaylı hesapların parayla satın alınan bir şeye dönüşmesi sorunu. Artık gerçekten güvenilir isimleri öne çıkartmak yerine algoritmadan faydalanmak için insanların satın aldığı bir ürüne dönüşen mavi tik, propaganda ve manipülasyon için en çok kullanılan yöntem. Yukarıda bahsettiğim OSINT sorununda da bu durum sıkça karşımıza çıkıyor. NewsGuard’ın raporuna göre X/Twitter’da en çok yanlış bilgi yayan hesapların yüzde 74’ü mavi tik için para ödüyor.
Bütün bunlar ve daha fazlası sadece krizin büyümesine ve daha fazla insanın acı çekmesine neden olacak. Gazeteciler şu anda çatışma bölgesinde ölümü göze alarak haber yapmaya çalışırken bir yandan onları susturmaya çalışan devletler ve farklı gruplarla mücadele ediyor, diğer yandan kendileriyle çocukça kavgalara giren veya gazeteciler yeterince para kazandırmadığı için parayı verenin istediği yalanı yaymasını sağlayan platformlara rağmen haber ulaştırmaya çalışıyor.
Böyle zamanlar bize neden kendi ayakları üzerinde durabilen, gerçekten bağımsız gazeteciliğe ihtiyacımız olduğunu ve neden bunun dünyanın her yerinde korunması gerektiğini tekrar hatırlatıyor.