Maçkolik’in YouTube’daki yolculuğu

YouTube’da spor yayınları ve spor yayıncıları çeşitlilik kazanmaya devam ediyor. Dijitalleşmenin spor medyasında başlattığı dönüşümü ve Maçkolik YouTube kanalının hedeflerini Maçkolik YouTube Genel Yayın Yönetmeni Buğra Balaban ile konuştuk.

Maçkolik markası, farklı türde bir hizmet sunarak aslında yıllardır hayatımızın merkezinde. Bir mobil uygulama olarak köklenen Maçkolik, YouTube’a ne amaçla yatırım yapma kararı aldı? Orta ve uzun vadedeki hedefler neler?

Buğra Balaban: Maçkolik, Türkiye’nin en büyük spor markalarından biri. Günlük ortalama 3 milyonu aşkın kullanıcısıyla spor takipçilerinin başucu uygulaması. Sosyal medya mecralarının her birinde 1 milyonu aşkın takipçimiz var ve hitap ettiğimiz bu geniş kitleye rağmen kalp kırmamayı, tarafsız kalmayı büyük ölçüde başarmış bir yapıyız. Şirket olarak uzun süre YouTube tarafına mesafeli kalsak da bugün geldiğimiz dijital dünyada YouTube tarafı olmadan eksik kaldığımızı hissettik ve 2023’le beraber aktif olarak içerik üreteceğimiz bir Maçkolik YouTube kanalı için çalışmalara başladık.

Benim de Mackolik bünyesine katıldığım mart ayıyla beraber, kısa vadede YouTube kanalımızın farkındalığını artırmaya, yayın portfolyomuzu genişletmeye çalıştık. Özellikle YouTube Shorts için özel hazırladığımız kısa yarışma formatlarıyla spor takip eden çoğu YouTube kullanıcısına ulaştık ve harika geri dönüşler aldık. Hâlâ denk gelmeyen azınlıktaysanız, Shorts sekmemize uğramanızı öneririm.

İlk görüşmelerimizden itibaren kafamızdaki resim, orta vadede YouTube kafasıyla spor içeriği üretmekti. İlk etapta stüdyo formatlarıyla istikrarlı içerik üretimi sağlamaya odaklansak da orta vadede asıl hedefimiz işin eğlenceli tarafına daha fazla kaydığımız, salt yorum programlarıyla yetinmediğimiz bir evren yaratmak. Uzun vadedeyse daha önce adım attığı her dünyada olduğu üzere YouTube’da da en beğenilen, her içeriği merakla beklenen bir kanal hâline getirmek.

Buğra Balaban: “Orta vadede asıl hedefimiz işin eğlenceli tarafına daha fazla kaydığımız, salt yorum programlarıyla yetinmediğimiz bir evren yaratmak.”

Maçkolik, spor medyasındaki hangi eksiklikleri fark edip harekete geçti? Sizi ne özel kılıyor?

Buğra Balaban: Maçkolik’i özel kılan, her şeyden önce 20 yıla dayanan kurum kültürü ile ayakları yere sağlam basan koca bir şirket olması. Birçok YouTube kanalı, ayakta kalabilmek için oradan gelecek gelirlere mecbur. Bu da reytingi, çatışmayı önceliklendirme zorunluluğu yaratabiliyor. Bunu yargılamıyorum, sadece bir gözlem. Maçkolik’inse YouTube’da denemeler yapma, yaratıcı olma fırsatı var. Biz de önümüzdeki süreçte bu fırsatı en doğru şekilde değerlendirmeye çalışacağız.

Maçkolik’te nasıl bir hedef kitlesine ulaşmayı planlıyorsunuz? Belirlediğiniz kriterler neler?

Buğra Balaban: Burada sınırlar koymanın doğru olmadığını düşünüyorum. Cem Dizdar’ı dinlemek isteyen, daha geleneksel spor tüketicisinin de düzenli Shorts takip eden genç kullanıcıların da kendilerine hitap eden içerikler bulabileceği bir evren tasarlamaya çalışıyoruz. Öncelikli kriterimizse tansiyondan, gerginlikten beslenmeyen izleyiciler.

Maçkolik YouTube kanalında belli bir akışa sahip, aşina olduğumuz programların yanında, sizin de altını çizdiğiniz gibi, Youtube Shorts için üretilmiş içerikler de dikkat çekiyor ve daha çok insana ulaşıyor. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Shorts için içerik planlarken hangi kanallardan veya yayınlardan esinlendiniz?

Buğra Balaban: İçerik planlamalarımız için yaptığımız ilk toplantılardan birinde ortaya çıkmıştı Shorts’a özel içerik üretme fikri. Onedio’da video tarafının başındaki Hasan Karakuş’u da davet etmiştik fikir teatisi için. O dönem YouTube’un, Shorts tarafına ağırlık verdiğinden, bu alanda üretilecek içeriklerin farkındalık yaratmak için en iyi yöntem olacağından bahsetmişti. Biz de bunun üzerine kolay anlaşılabilecek, izlerken kullanıcıların da bir yandan yarışabileceği logo, yaş, piyasa değeri gibi kriterler üzerinden çeşitlenen yarışmalar tasarladık. Karşılığında da harikulade dönüşler aldık. Henüz 100 bin aboneye ulaşmadığımız dönemde milyonun üzerine izlenmelere ulaşan, YouTube trendlerde sık sık kendine yer bulan içerikler çıktı ortaya.

Maçkolik YouTube kanalında farklı sporlara dair pek çok içeriğe ulaşmak mümkün ve bu içeriklerin sayısı her geçen gün artıyor. Abonelerin çoğu futbol izleyicisiyken, futbol dışında bir konu ele alan programlara gelen geri dönüşler nasıl? Her program kendi kemik kitlesini oluşturdu mu? Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var mı?

Buğra Balaban: Şüphesiz var. İnsanlar, Maçkolik’i uzun yıllardır kafalarında futbolla özdeşleştirmişti. Artık uygulama tarafında da futboldaki maç sonuçlarının yanında basketbol, voleybol, tenis ve Formula 1’e dair canlı sonuçlara ulaşabildiğiniz bir Maçkolik evreni var. Buna paralel olarak, YouTube’da da futbolla yetinmeyip diğer sporlarda da içerik üretmeye özen gösteriyoruz. Voleybolda Milli Takım’ın rüya gibi geçen yazının da etkisiyle kemikleşen bir izleyici kitlesine ulaştık. Şeyda Şenürek ve Esra Gümüş harika analizler yaptılar maçlara dair, karşılığını da buldu. Formula 1’de görece yavan geçen sezona rağmen Murat Araboğlu’nun sevilen tarzıyla beraber düzenli izleyicisi oturdu programın. Teniste daha turnuva bazlı programlar çektiğimiz için daha inişli çıkışlı oldu orada izleyici sayıları. Didem Gürser ve Can İşbakan’ın hazırladığı EuroLeague formatımız Hava Atışı’nda da Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes’in başarısıyla doğru orantılı değişen izleyici sayıları görüyoruz.

Buğra Balaban: “Voleybolda Milli Takım’ın rüya gibi geçen yazının da etkisiyle kemikleşen bir izleyici kitlesine ulaştık. Şeyda Şenürek ve Esra Gümüş harika analizler yaptılar maçlara dair, karşılığını da buldu.”

Yorumcu kadrosuna gelirsek, en dikkat çeken isimlerden biri Cem Dizdar olarak öne çıkıyor. Dizdar’ın geleneksel medyadan koparak alışılagelmiş içeriğini YouTube’da yapması sizce nasıl bir kırılma yaratacak? 

Buğra Balaban: O kırılma bir süre önce yaşanmıştı zaten. Özellikle Mehmet Demirkol’un YouTube geçişini orada milat kabul edebiliriz. O günden beri çoğu futbol yorumcusu YouTube’a da iş yapıyor, hatta birçoğunun öncelikli tercihi televizyon yerine dijital medya oluyor. Cem Abi de kendine has tarzıyla kendi kitlesini dijitale getirebileceğine inandığımız bir figürdü. TRT’den ayrılacağını öğrenince hızlıca temasa geçtik ve kısa süre içinde de el sıkıştık.

Buradaki farkımız, tıpkı televizyonda yaptığı gibi, onu yine bir gündüz programı olarak, canlı yayında konumlamak oldu. Dijital dünyada maç sonu canlı yayınları hariç genelde bu tür yorumcular bant programlarla karşımıza çıkıyor. Biz izleyicilerin saat 11.00 alışkanlıklarına sadık kalmak adına yine o saatte, canlı yayınla Cem Abi’yi konumladık. Bu sayede anlık soru cevaplarla program daha interaktif hâle geldi.

“Kırılma” sorusunun eklentisi olarak; sosyal medya, konvansiyonel medyadaki spor yayınlarını sizce etkiledi mi? Gözlemlediğiniz değişiklikler neler?

Buğra Balaban: Bundan birkaç sene önce, ütopya buydu. Dijital medya bir devrim yapacak ve futbolu konuşma biçimlerimiz değişecekti. Bugünkü resimdeyse tam aksine, dijital medyadaki programların birçoğunda geleneksel medyadakinden farksız bir görüntü var. Bu açıdan bakınca, bilakis konvansiyonel medyadaki spor yayınları, dijital medyayı da kontrolü altına aldı.

Maçkolik, popüler YouTube kanallarından yorumcuları da bünyesinde barındırıyor. Aynı yüzlere farklı mecralarda rastlamak izleyici için bazen bunaltıcı olabiliyor. Bu tercihinizin sebebi ne? Bununla ilgili yapıcı eleştiriler alıyor musunuz? 

Geçen yıl sezon ortasında programlara başlamamızın getirdiği bir durumdu biraz da bu. Çoğu yorumcu farklı mecralarda hâlihazırda içerik üretiyordu zaten. Burada, aynı konuları, benzer şekilde konuşmayacakları formatlar tasarlamaya çalıştık. Örneğin Pelin Olgun, diğer mecralarda sinema üzerine içerikler üretirken bizde futbol biyografileri anlatıyor. Can ve Arhan daha çok moderatör koltuğundayken bizde yorumcu tarafına kayıyor. Bu sayede, bu konuda pek eleştiri almadık şu ana dek ama dikkatli olmamız gereken bir mevzu olduğuna katılıyorum. 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir