Google Analytics verileri bana kitlem hakkında neler öğretti?

Yaklaşık 12 yıldır bir blogum var ve burada yazılar yayınlıyorum. Ziyaretçi trafiğim hiçbir zaman göz kamaştırıcı olmadı. Blogumun sadece bir kartvizit işlevi görmesi gerektiğini söyleyerek kendimi teselli ettim. İnsanlar dijital gazetecilik hakkında bildiğim şeyleri bu blogda görebilir ve beni bir konuşmacı veya danışman olarak davet edebilirlerdi.

Ancak son zamanlarda, okuyucuların en fazla neye değer verdiğini görmek için o güne kadar en çok okunan en iyi 50 blog gönderime bir göz attım. Büyük farkla en popüler yazım 2020’nin sonlarına doğru yayınlanan “İtalya’da bir dijital girişimin üyelik modeli yükselişe geçti” adlı yazımdı.

Bu gönderiye gelen ziyaretçi trafiğinin neredeyse tamamı, yazı yayınlandıktan sonraki bir hafta içerisinde gelmiş. Trafik grafiği, denizden aniden yükselen ve sonra dalgaların altında kaybolan bir volkanı andırıyor.

Trafiğin yarısından biraz fazlası, bağlantıya tıklayan insanlardan geliyordu; buna doğrudan trafik deniyor. Bu da bana birisinin bu bağlantıyı birçok başka insanla paylaştığını gösteriyor. Üstelik o insanlar İtalya’dandı. İtalya normal şartlarda ziyaretçi trafiğimin %4’ünden azını oluştururken, o ay içinde yarısından fazlasını oluşturmuştu. Bu popüler blog yazısının konusu olan I1 Post’un arkadaşlarına teşekkür ederim.

Medya partnerleri

2010’da başladığım blogumun sloganı, ‘’Medya yenilikçilerini dünya çapında çözümlere yönlendirmek.’’ Bu yüzden hedef kitlem, medya girişimcileri veya onlara hayatta kalmaları için yeterli geliri nasıl elde edebilecekleri konusunda yardımcı olan kişilerdir.

Blog yazılarımın ijnet.org tarafından yıllar boyunca yeninden yayınlandığını görmek benim için şans oldu. Yazılarımı genellikle o gazetecilik eğitimi ve haber sitesinde kullanılan yedi farklı dile çeviriyorlar: Arapça, Farsça, İspanyolca, Portekizce, Rusça, Çince ve Fransızca.

Çalışmalarımı yeniden yayınlayan diğer siteler arasında hedef kitlesi Orta ve Doğu Avrupa’daki medya girişimcileri olan Global Investigative Journalism Network, The Fix Media ve Latin Amerika’ya odaklanan bir gazetecilik araştırma ve eğitim sitesi Sembra Media bulunuyor. Sembra Media‘da yönetim kurulu üyesi ve zaman zaman editör olarak gönüllü olarak çalışıyorum.

Meksika’da Guadalajara Üniversitesi’nde kurduğum ve iki yıl boyunca yönettiğim Centro De Formación en Periodismo Digital (Dijital Gazetecilik Eğitim Merkezi), blog yazılarımı sosyal medya takipçileri arasında tanıtma nezaketinde bulundu.

Ve son olarak, 7 yıl boyunca ders verdiğim İspanya’daki Navarra Üniversitesi’nden meslektaşlarım aracılığı ile akademik çevrelerden bazı takipçiler edindim. Beni, Mapa de los cibermedios de España en 2018: análisis cuantitativo (2018’de İspanya’daki dijital haber medyasının haritası: nicel analiz) gibi bazı yüksek profilli araştırmalara katılmaya davet ettiler.

Okuyucuların ilgisini ne çeker?

Analitik verilerini ve sonuçları incelemeye geri dönelim. Bazı gönderilerin neden diğerlerinden daha iyi performans gösterdiğini görmek için trendleri araştırdım. İşte İtalya ile ilgili gönderiden sonraki ilk dokuzu.

2. Kaliteli gazetecilik sürdürülebilir mi? İşte bu sorunu çözen 20 medya kuruluşu, 2019. Bu yazımda Doğu ve Batı Avrupa, Latin Amerika ve ABD’den örnekler vardı. Sektördeki herkesin sorduğu bir soruyu yanıtlamayı amaçlıyordu. Aynı zamanda, iki yıl sonra yayınlanan akademik bir makalenin özetiydi.

3. Haber medyasından ve bazı gazetecilerden nefret etmeniz neden mümkündür, 2020. Pek çok insan haber medyasından bıkmış durumda, bu nedenle insanlar ‘’haber medyasından nefret ediyorum’’ ifadesini arattığında Google muhtemelen ziyaretçi akışını artırmaya yardımcı oldu.

4. Yayıncılar dijital reklamcılıktan uzaklaşarak kullanıcılara ve güvenilirliğe yöneliyor, 2018. Bu, dört sene önce ilgi görmeye başlamış bir gözlem ve de bir tavsiyeydi. Kalıcı bir popülaritesi oldu.

5. Podcast: Medya girişimlerinin en büyük hataları nelerdir?, 2020. Almanya’nın en büyük medya gruplarından birinin gazetecilik eğitim vakfı olan DW Akademie, onlar için yaptığım bazı çalışmalardan sonra benimle bir röportaj yaptı. Bu makaleye gelen etkileşimin %80’i doğrudandı, yani insanlar bağlantıyı bir arama yaparak bulmak yerine bağlantıya sahiplerdi.

6. Girişimci gazeteciliğin anahtarı: Değer yaratın, 2020. Bu yazıyı, Sembra Media tarafından düzenlenen “Girişimci Gazeteciliği Nasıl Öğretiriz?” konulu bir web seminerine (İspanyolca) katılanlar için bir paket olarak yaklaşık 100 katılımcı için hazırladım. Bunu etkileşimin %60’ını oluşturan Facebook ve Twitter’da paylaştılar.

7. İtiraf: Neden bazı haberleri okumaktan kaçınıyorum?, 2021. Bu yazı, haber medyasındaki kutuplaşmaya ve aşırılığa değindi. Çoğunlukla ılımlı bir kamuoyunda sinirlere dokunmuş görünüyor. Trafiğin dörtte üçü sosyal medyadan geldi.

8. Bu ölçümler, hangi kullanıcıların haber için ödeme yapacağını tahmin ediyor, 2020. Birçok medya girişimcisi açısından bu bir ölüm kalım meselesi.

9. Bir gazeteci nasıl üniversite yurdundaki bir odadan markasını oluşturdu?, 2013. Bu, öğrenciler arasında uzun süredir favori olan ilk 10’daki açık ara en eski gönderi. Popüler bir blog başlatıp mezun olduktan sonra da New York Times tarafından işe alınan ve sonunda CNN’in Reliable Sources programının sunucusu olan Brian Stelter’in kariyerini anlatıyor.

10. Ses kalemden daha güçlü: podcastin gücü, 2020. Bu yazı, bir anda patlayan podcast işine odaklanıyor. Gerçekten uygulanabilir miydi? Hedef kitlemin ilgisini bariz biçimde çeken bazı istatistikler ve çizelgeler eklemiştim.

Analitik ve sonuçlar

Google Analytics’teki ilk 10 yazımdan yalnızca üç tanesi 2020 senesinden önceye ait. Aslında son 12 yılın ilk 50’sini incelerken gördüğüm bu listedeki içeriklerin çoğunun 2020’nin sonunda e-posta bültenimi yayınlamaya başlamamdan sonraki içerikler olduğu. Her bültende blog gönderisine bir bağlantı var.

Elde ettiğim sonuç, bültenimin etkileşimin çoğunu getirdiği yönünde. Bir blog gönderisinin 10 ziyaret aldığı bir haftada, bülten birkaç yüz ziyaret alacaktır.

Veri önemlidir. Bu görüşleri desteklemek için veriler ve grafikler sunmadığım sürece kimse ne düşündüğümü umursamaz. Bu nedenle, dört küresel bölgede 20 haber kuruluşunun ayrıntılı verilerini içeren liste 2 numaralı içeriğin neden bu kadar popüler olduğunu gösterdi.

Manşetler dijital dünyada önemlidir. Çok sevimli ve çok zeki olabilirsiniz. Sadece insanlara otobüse nereden bineceklerini söyleyin. Zor bir sorunun cevabını öneren bir başlık genellikle işe yarar; metne “neden” veya “nasıl” kelimelerini ekleyin. Çözüm sunun. Google arama bu noktada yardımcınız olacaktır.

Farklı olun. Medyada herkes birbirleriyle Twitter üzerinden çok fazla iletişim kurarak zaman harcıyor. Hepsi Washington Post, New York Times ve Guardian hakkında ya da bazı kabadayı politikacıların onlar hakkında söyleyecekleri ile ilgili yorum yapmaktan hoşlanıyor. İlk 50 listemde, Fransa, İspanya, Latin Amerika, Doğu Avrupa ve tabii ki İtalya’daki medya yazıları bulunuyor.

E-bültenim blogumdan çok daha etkili çünkü sosyal medya ve aramalardaki pek çok şeyden farklı olarak daha kişisel. Bir kişi haber bültenine dahil olduğunda haber onun kişisel posta kutusuna geliyor. Bu dünyaya değil, onlara bir mesaj.

Son olarak, arkadaşlara ihtiyacınız var. Belirli bir toplulukla alakalı değerli, güvenilir bilgiler oluşturursanız, onlar sizin sadık kitleniz olacaklardır. Çalışmalarımı destekleyen yukarıda belirttiğim kuruluşlara minnettarım. Amacım, değerli buldukları içerikleri üretmeye devam etmek.

Bu yazı ilk olarak 2 Haziran 2022’de https://jamesbreiner.substack.com adresindeki e-bültenimde yayınlandı.


İlk olarak yazarın e-bülteninde ve medium hesabında yayınlanan bu yazıyı Batuhan Uzunoğlu çevirdi.

Yazar hakkında

James Breiner

James Breiner, dijital gazetecilik ve haber bürosu liderliği konularında çalışan çok dilli (İngilizce ve İspanyolca) bir danışmandır ve gazetelerin editoryal ve ticari yönleri konusunda otuz yıllık bir tecrübeye sahiptir. Uzmanlık alanı girişimci gazetecilik ya da dijital medya için yeni finansal modellerdir. Hâlen, Pamplona, İspanya’da, Navarra Üniversitesi, İletişim Bölümü’nde ziyaretçi profesördür.