Her trend, peşinden kafa karıştırıcı vaatleri de getiriyor. Yapay zekâ araçları da bir benzerini yarattı, içerik üreticilerine sınırsız bir alan açtı. Bu alanda ise hem üreticinin hayatını kolaylaştıracak araçların faydası hem de bu araçların eldeki içeriğin kalitesini seyreltme riski var. Podcast yapanların hayatını kolaylaştıracak yapay zekâ araçlarını temelsiz vaatlerden arındırarak, gerçekçi biçimde inceliyoruz.
Burada öne çıkaracağımız araçlar baştan sona içeriğinizi sırtlayıp götüren cinsten olmayacak çünkü bir podcast üreticisinin temel amacı içeriğini yapay zekâ ile üretmek olmamalı. Özgünlüğü şüpheli içeriklerle beslenen yapay zekâ araçlarının üretimleri yine özgünlükten uzak kalmaya mahkum. Belki bizim duymadıklarımızı söylüyor ancak söylenmiş olanları tekrarladığından emin olmak gerek.
İçerik özgünlüğü bir yana, yapay zekânın elinden çıkan işlerin temelsiz ve yakıcı önyargıları nasıl tekrar ürettiğine dair Anıl Aba’nın şu yazısına göz atmanızı öneririm. İçerik kalitesine dair yanılgıdan da bahsetmeden geçmiyorum, ChatGPT ve muadili yapay zekâ araçlarının podcast endüstrisinde yaratması muhtemelen değişiklikleri araştıran şu çalışma, dinleyicilerin yapay zekâya dair içerik üreticilerine nazaran çok daha objektif olduğunu gösteriyor. Örneğin, içerik üreticilerinin %80’i yapay zekânın içerik kalitesini şahlandıracağını düşünüyor, dinleyiciler ise o kadar emin olmamamız gerektiğini söyleyen bir biçimde %20 oranında bu fikre katılıyor.
Bizim yapay zekâ araçlarından beklentilerimiz varsa yapay zekâ araçlarının da bizden bir beklentisi var: Ne beklediğimizi ve ne bulacağımızı iyi bilmek.
1- En meşhuruyla başlayalım: ChatGPT podcastime ne katabilir?
Bir işi yaparken harcanan eforun büyük kısmı yaratıcılık yerine emek yoğun araştırmalara gidiyorsa, yapay zekânın yardımı orada ortaya çıkıyor. Yaptığınız podcast için yeni bölüm isimleri bulmakta zorlanıyor olabilirsiniz, bölümler için bir araştırma yapmanız gerekiyor ancak vaktiniz kısıtlı olabilir, birden fazla içeriği derleyip toplamak için bir asistana ihtiyacınız olabilir. ChatGPT bu tip işlerde çok iyi sonuçlar veriyor. Bilhassa araştırma yapma, bu sonuçları derli toplu sunma konusunda size belki saatler olmayabilir ancak dakikalar kazandırabilir.
Podcast metni ortaya çıksa, kayıt gerçekleşse bile emek yoğun işlerin sonu gelmiyor. Podcast ortamlarında kullanılacak bölüm notlarını mevcut metinden çıkarabilmesi, özetler sunması, sosyal mecralarda yapacağınız paylaşımlar için size “ortalama” bir rota çizmesi ChatGPT’yi benim öneri listemde üstte tutmaya yetiyor. Bir yandan bu tavsiyeleri sunup bir yandan da aşina olmadığınız formatlar için editoryal destek alabilmek mühim. Örneğin TikTok videoları, içeriğinizi öne çıkarabilmek için artık en iyi yollardan biri. TikTok evreninin gazeteci ve yayıncılar için önemini Ilgaz Gökırmaklı bu yazıda anlatmıştı. Bunu da dikkate alarak, yabancısı olduğunuz mecrada, bir TikTok içeriğinin akışını yapay zekâya hazırlatmak fena fikir olmayabilir.
2- Yapay zekâ internet evreninde keşfedilmenize katkı sunsun: Sonix.Ai
Sesli içeriklerin keşfine dair en büyük dezavantajı, 30 dakika boyunca “uyku bozukluğu” üzerine konuşmuş olsanız da bir Google aramasında ön sıralara çıkamıyor oluşunuz. Yazı ve görsel temelli içerikler arama motorlarında ön sıralara çıkabilmek için formüller üretebiliyor, podcastler için de önerdiğim bir çözüm var.
Her podcast üreticisinin yazı temelli bir alana da kök salması gerektiğini düşünenlerdenim. Bunu podcastlerin bölüm notlarını yayınlayarak da yapabiliriz, bölümlerin transkriptlerini çıkarıp bir blogda, YouTube’da podcastimizden aldığımız kesiti paylaştığımız bir videoya eklediğimiz metinle yapabiliriz. Sonix, sunduğu Türkçe desteği sayesinde içeriğinizde konuşulan her şeyi sesten söküp getiriyor. Transkripti ne kadar çok mecrada kullanırsak, internet evreninde anlattığımız özgün içeriklerin keşfi için kullanıcıyla aramızdaki mesafe de o kadar azalıyor.
3- Ses ve yazıyı aynı anda düzenlemenin ferahlığı: Descript
Podcast, vaktiyle ses evreninde çalışmış kişilerin ilgi gösterdiği bir alan olmaktan çıktı. Söyleyecek sözünüz varsa, podcast için kapılar açık ancak bu kapıyı açık tutmak için gereken bazı şeyler halen karmaşık. Örneğin ses kurgusu, ne kadar uygulamalar kolaylaşmış olursa olsun teknik bir beceri istiyor. Descript, ne konuştuysanız onu metin hâline getiriyor ve siz önünüze gelen metinde düzenlemeler yaptığınızda bunları sesinizde de düzenliyor. Yani bir sözcüğü yanlış söylediyseniz bunu Descript’in sunduğu metinde silmeniz yetiyor, yapay zekâ sizin yerinize çalışıp seste de hatalı kısmı ayıklıyor. Tabii burada da durmuyor, Türkçe dil desteği şu an olması gerektiği gibi sunulmasa da, hatalı ifade ettiğiniz bir cümleyi metne eklediğinizde yapay zekâ sizin ses tonununuz ve ifade biçiminizi taklit ederek podcaste ekliyor. Bu yazıda seçtiğim her araç gibi bunun da ücretsiz sürümü var. Kusursuz çalıştığı günler pek de uzak değil, mutlaka deneyin.
4- Gürültüleri temizleyip sesinizi podcaste uygun hâle getirsin: Adobe Podcast
Son zamanlarda en sık denediğim yapay zekâ aracı, Adobe tarafından sunulan Enhance Speech uygulaması. Stüdyoda kaydedilen ya da profesyonel mikrofonlarla kaydedilen seslerde yarattığı sonuç kısıtlı olsa da bilgisayar mikrofonuyla, gürültülü bir ortamda kaydedilen defolu seslerin gürültüsünü yok edip ses karakterini dinleyiciyi rahatsız etmeyecek biçimde hızlıca düzenliyor.
Özellikle sık podcast üretiyorsanız ve sizin ya da konuğunuzun mikrofon kalitesinde çözemediğiniz sorunlar varsa, günde üç saat ücretsiz ses düzenleme hakkı veren bu aracı bol bol kullanmanızı öneririm.
Yapay zekâ, elimizdeki ortalama içeriği dünya standartlarına çıkarma vaadiyle geliyor olsa da hayal gücümüz ve eldeki içeriğin sınırlarının ötesine geçmesi zor. Bunu tekrar tekrar hatırlayarak yapay zekâyı doğru biçimde kullandığımızda ise her podcast bölümü için en azından birkaç saat kazanmak mümkün. Sürekli bir şeyler yetiştirdiğimiz, çoğunlukla da son dakikaya sıkışan işler altında ezildiğimiz iş ve öğrencilik hayatında bu birkaç saati ne için kullanacağımız da bize kalmış.
