n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında Twitter’ın haber için ilk tercih edilen yerlerden birisi olmaktan çıkması durumunda insanların ilk nereyi tercih edebileceğini sorusuna cevap aradım. Bu soruya neden YouTube cevabını verdiğimi aşağıda okuyabilirsiniz.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Gawker’ın bir kez daha kapatılması, Washington Post’un ilk erişilebilirlik mühendisi, tarafsızlık ve tembellik arasındaki fark ve daha fazlası var.
Kuluçka ve Mentorluk programlarımız için başvuruları almaya devam ediyoruz. Kuluçka Programının son başvuru tarihi 6 Şubat, Mentorluk Programı için 1 Mart. Sizinle tanışmayı bekliyoruz!
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Gawker Tekrar Kapanıyor
2002 yılında yayına başlamasıyla birlikte internetin en etkili yayınlarından birisi hâline gelen ve Peter Thiel sponsorluğunda bu gücünü 2016 yılına kadar sürdürmeyi başaran Gawker, 2021 yılında geri dönüşüyle büyük merak uyandırmıştı.
Geri dönen Gawker’dan her ne kadar insanların beklentileri büyük olsa da yeni ekip bunu karşılamaktan oldukça uzak kaldı. Şu anda yayının sahibi olan BDG de bunun üzerine zaten para da kazandırmayan yayının ikinci kez kapanacağını duyurdu. Gerekçe olarak da “daha iyi gelir getiren sitelerine odaklanmak istediklerini” söylediler.
Yeni Gawker’ın yayına başladığı günden bu yana eski hâline göre çok daha zayıf işler üretmesi, ilk günlerinden sonra neredeyse hiç konuşulmaması ve BDG’nin de yıllar içerisinde birçok yayınını kapatan bir şirket olarak bilinir hâle gelmesi bu durumu kaçınılmaz kıldı. Umarım birileri Gawker’ı üçüncü kez hayata döndürmeye kalkışmaz.
Twitter Bedava API Erişimini Kapatıyor
Dürüst olmak gerekirse bu hafta bültende Twitter’dan bahsetmek istemiyordum ancak hafta içerisinde yapılan son açıklama ile ücretsiz API erişimini 9 Şubat’ta kapatıp her türlü API kullanımına ücret zorunluluğu getireceklerini duyurmalarının ardından mecbur kaldım.
Muhtemelen bir kısmınızın aklından “API nedir, ben hiç kullanmıyorum ki” gibi düşünceler geçiyor şu anda. Basit bir şekilde özetleyecek olursak, sitenizden veya başka yerlerden otomatik paylaşım yapabilmeniz, oradaki hesaplarınızı yönetmek için ek uygulamalar kullanabilmeniz, platformdan veri toplayıp analiz yapabilmeniz ve oradaki hesabınızla başka uygulamalara giriş yapabilmeniz gibi birçok şey platformların sağladığı API sistemleri sayesinde mümkün oluyor.
Şu anda yeni ücretli versiyonun ne kadar olacağı ya da nasıl sınırları olacağı belli değil, kimi ekran görüntülerine göre en düşük seviyeler için bile Twitter’ın ciddi bir ücret istemesi mümkün görünüyor. Takip ettiğiniz birçok botun ve otomatik paylaşım yapan hesabın durması, akademisyenlerin ve gazetecilerin yeterli bütçeleri olmadığı için Twitter’a dair araştırma yapamaması, profesyonel sosyal medya yönetimi araçlarının muhtemelen daha da pahalı hâle gelmesi, “Twitter ile giriş yap” seçeneğinin birçok yerde çalışmamaya başlaması gibi şeyler ile karşı karşıya kalmamız mümkün.
Bültenimiz gelen kutunuza ulaştığında ücretsiz erişimin kapanmasına dört gün kalmış olacak, o yüzden bunun sizi nasıl etkileyeceğini ve nasıl önlem alacağınızı hızlı bir şekilde düşünmeniz ve harekete geçmeniz gerekiyor.
Washington Post’un İlk Erişilebilirlik Mühendisi
Genellikle gazetecilik ve teknolojinin bir araya gelmesinden bahsettiğimizde aklımıza gelen meslekler dijital yayıncılık veya o dönemde popüler olan akımlarla alakalı oluyor. Tıpkı son dönemde “prompt engineering” diye bir meslek üretilmeye çalışılması gibi.
Fakat işin özüne indiğimiz zaman çok daha önemli ve hatta acil ihtiyaçlar söz konusu. Tıpkı bültende her fırsatta yer vermeye çalıştığım erişilebilirlik konusu gibi. Washington Post da bu konuda örnek olacak bir adım atarak ekibine işi tamamen bu konu üzerine çalışmak olan bir erişilebilirlik mühendisi katmış.
NiemanLab’in Holden Foreman ile yaptığı röportaj hem erişilebilirliğin neden önemli ve kaynak ayırmaya değer bir alan olduğunu anlatıyor hem de söz konusu teknoloji olduğunda bazen güncel akımlara kapılmak yerine daha temel sorunlara eğilmenin önemini görmemizi sağlıyor.
Taraflılık Değil Kötü Alışkanlıklar
Gazetecilerin tarafsızlığı sorunu nereden bakarsanız ilginç verilere ve sonuçlara ulaşabileceğiniz bir alan. Koşulların ve tarzların farklılığından tarafsızlığın tanımına kadar birçok yerden ele alınabilecek bir mesele olduğu için üzerine anlaşılması en zor konulardan birisi.
Buna rağmen bazen konuya dair raporlar sorunun kökenine dair öyle iyi noktaları yakalıyor ki herkes için okunması şart bir metne dönüşebiliyor. BBC’nin vergi, kamu harcamaları ve alakalı konulardaki haberlerini inceleyen rapor da bunlardan birisi.
Rapor genel olarak BBC’nin bu konularda tarafsız bir habercilik yaptığını ancak ciddi risklerin olduğunu söylüyor. Her ne kadar gazeteciler bilinçli olarak taraflı haber yapmasalar da konuya yeterince hakim olmamaları, bu yüzden bazı ön kabulleri habere eklemek ve buna bağlı olarak haber dilinin taraflı bir görünüme kaymasına neden olmaları gibi sorunlar raporu hazırlayanların öne çıkardığı başlıklar arasında.
Yani gazeteciler taraflı olmasa da konuya yeterince hakim olmadıkları için kolaya kaçmayı alışkanlık ediniyor. Her gazetecinin kendisine bu konuda dikkat etmesi ve haberlerini üretirken benzer hatalara düşmediğine emin olması lazım.
Kısa Kısa
🇮🇳 Hindistan yanlış bilgiyi devletin kontrol ettiği ve cezalandırdığı bir yasa önerisi hazırladı.
💸 Her ne kadar Netflix çok büyük bir sorun gibi davransa da, parola paylaşımı çoğu yayıncı için önemli bir sorun değil.
🇫🇷 AP, stil rehberinden bir gruptan bahsederken “the …” kalıbını kullanmanın neden uygun olmadığını anlatırken örnek olarak “engelliler, fakirler ve Fransızlar” dediği için birçok espriye malzeme oldu.
🤨 International Federation of Journalists yönetimini yolsuzlukla suçlayan Finlandiya, Norveç, Danimarka ve İzlanda gazetecilik örgütleri federasyondan ayrıldıklarını duyurdu.
🤩 The Verge, ABD hükümetinin Department of Homeland Security birimine dair geçmişten bu yana yayınladığı tüm araştırmaları çok iyi tasarlanmış bir kitap olarak yayınlıyor.
📚 Smithsonian Enstitüsü çatısı altındaki bütün kurumlardan 4.5 milyonun üzerinde görseli açık erişimle herkesin kullanımına açtı.
😡 Harvard Üniversitesi, medya manipülasyonu alanındaki en önemli araştırmacılardan birisi olan Joan Donovan’ın başında olduğu araştırma birimini bu yılın sonunda kapatıyor.
✋ Substack’in yeni özelliği ile ücretsiz bültenlerin okurları, yazara “eğer ücretli abonelik başlatırsan abone olacağıma söz veriyorum” diyebilecekler.
Haftanın odağı: YouTube habere hızlı ulaşmak isteyenleri çekebilir
Twitter’ı ve malum gidişatını bültende aktif bir şekilde takip etmemin en önemli sebeplerinden birisi, birçok anlamda platformun son aylara kadar haberleri ve güncel gelişmeleri en hızlı şekilde takip edebileceğimiz ve paylaşabileceğimiz yer olmasıydı. Ancak giderek bunu mümkün kılan özelliklerini kaldırması, internette güncel haberlere erişim konusunda bir boşluğun doğmasına neden olacak. Yerine bir alternatif gelene kadar burayı haber odaklı kullanan kesimin başka bir platforma geçmesi gerekecek.
Hem ülkemizdeki seçim gündemini ve bunun getirdiği hızlı haber ihtiyacını hem de genel dinamikleri hesaba katarak insanların bu boşluğu nasıl doldurabileceğini düşünmeye başladım. Diğer formatların ve platformların çoğu algoritma veya yapı gereği hızlı üretime ve dağıtıma pek uygun değil. Website ve bloglar ile bu mümkün ama insanların RSS okuyucu kullanmaya başlaması lazım.
Ülkemizdeki internet kullanım alışkanlıklarını ve insanların genellikle nerede hangi tür içerikleri aradığını da hesaba katınca iki platform öne çıkıyor: YouTube ve TikTok.
TikTok son zamanlarda giderek gazetecileri daha çok cezbetmesiyle ve hızlı bir şekilde içerik üretip paylaşmaya müsait olmasıyla öne çıkıyor. Kullanıcı kitlesinin genişliği de bir haberin ihtiyaç duyduğu erişim büyüklüğünü sağlayabilir.
Ancak TikTok’un eksilerine baktığımızda en başta algoritması geliyor. Siz hızlı bir şekilde üretseniz de algoritma o hızla insanların karşısına çıkmanıza her zaman izin vermeyebilir. Algoritma gizeminin getirdiği sıkıntıların yanında gelir elde etme konusunda da henüz çok ileri seviyede olduğu söylenemez.
YouTube bu noktada daha da avantajlı durumda. Mevcut bir haber takipçisi kitlesinin olmasıyla, insanların takip ettiklerine daha rahat ulaşabilmesiyle ve arama motorunda görülme avantajıyla hızlı bir şekilde habere ulaşmak isteyenler için giderek daha sık tercih edilmesi yüksek bir ihtimal.
YouTube’un bir diğer avantajı da üretici tarafa sağladığı kolaylıklar. Farklı formatlarda içerik üretebilmek ve izleyicilerden farklı yollarla gelir elde etmek mümkün ve çoğu YouTube kullanıcısı da bunlara alışmış durumda. Bu da yaptığınız üretimin karşılığını alma ihtimalinin artması demek.
Şu aşamada kesin bir tavsiye vermek mümkün olmasa da mevcut gidişat ile hızlı bir şekilde en son gelişmelere ulaşmak isteyen insanların Twitter’da bunu bulamadıkça ilk gideceği yerlerden birisinin YouTube olması yüksek bir ihtimal gibi görünüyor. Metin odaklı üretim yapanların da hızlı bir şekilde Twitter olmadan okurlarına nasıl bu ihtiyacı karşılayabilecek bir şekilde ulaşacaklarını bulmaları gerekiyor.