n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odak konusu Post.News ile birlikte tekrar gündeme giren mikro-ödeme modeli. Bu modelin arkasında yatan mantığı ve neden şu anda gazetecilik için uygun olmadığını anlattım.
“Ne Okuduk” bölümünde ise NYT’nin interaktif projesi, Washington Post’un yıl sonu özeti, ABD’de gençlerin yükselişi ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Octavia Butler için İnteraktif Bir Biyografi
Eğer bir bilimkurgu okuduysanız Octavia Butler ismini mutlaka duymuşsunuzdur. Bilimkurgu alanındaki her ödülü kazanmış ve aynı zamanda dahi bursu olarak da anılan MacArthur bursunu kazanan ilk bilimkurgu yazarı olan Butler, yakın dönemin en önemli Amerikalı yazarlarından birisi.
New York Times, Butler hakkında kapsamlı bir biyografiyi geçtiğimiz hafta hem basılı hem de dijital versiyonunda yayınladı. Ancak bu biyografiyi özel kılan, dijital versiyon için hazırlanan interaktif sayfa oldu.
Şubat ayından bu yana devam eden projenin sonucunda ortaya çıkan bu interaktif biyografiyi okurken bölüm aralarında karşınıza üç boyutlu mekânlar çıkıyor. Her biri Octavia Butler’ın hayatında önemli bir yere sahip olan bu mekânları bir yandan okurken, diğer yandan üç boyutlu canlandırmalarının içerisinden geçiyorsunuz.
Üç boyutlu tarama ve dijitalleştirme teknolojilerinin giderek daha erişilebilir ve kullanılabilir olması, telefonlarımızla bile LIDAR tarama yapabiliyor olmamız aslında gazetecilik için yeni bir anlatı imkânını da beraberinde getiriyor. NYT’nin yayınladığı Octavia Butler biyografisi bunun hem etkileyici hem de ilham verici bir örneği.
Washington Post Wrapped
Kasım ayının sona ermesiyle birlikte herkesin sosyal medya akışları Spotify Wrapped paylaşımları ile dolmuş durumda. Spotify’ın zekice tasarladığı bu format, birçok platformun da benzer girişimlerde bulunmasına neden oldu.
Ancak bu yıl ilk kez bir gazetenin bu formatı denediğine tanık oluyoruz. “Washington Post Newsprint” ile abonelerine yıl boyunca hangi konuları ve yazarları okudukları, ne kadar haber okudukları ve benzer verileri içeren bir format oluşturdu. Elbette bu da tıpkı Spotify gibi sosyal medyada paylaşılacak ve esprisi yapılacak birçok materyalin ortaya çıkmasını sağladı.
Dijital gazetelerin rekabetçi olabilmek ve daha fazla aboneye ulaşabilmek için diğer platformlardan dersler çıkarması, onların yöntemlerini uyarlaması sıkça gördüğümüz bir şey. Yılın özeti tarzını cesaret edip ilk kez deneyen Washington Post’un ne kadar başarılı olduğuna bağlı olarak önümüzdeki yıl birçok büyük gazetenin benzerini yaptığını görebiliriz. Önümüzdeki aylarda bunun etkisiyle ilgili bir veri veya içgörü paylaşırlarsa mutlaka üzerine konuşuruz.
Çin Medyası Protestoları Yazdı mı?
Geçtiğimiz hafta içerisinde Çin’in katı pandemi önlemleri yüzünden bir otelde çıkan yangının ölümlere sebep olması, ülkede beklenmeyen bir protesto dalgasının başlamasına neden oldu.
Elbette böyle beklenmedik bir olayın ardından akla gelen ilk sorulardan birisi Çin medyasının ne yaptığı. Sosyal medya ve dijital platformlar tahmin edebileceğiniz gibi konuya dair her türlü paylaşımı engellemek ve kaldırmak için hızlı bir şekilde çalışmaya başladı. Her ne kadar büyük anlamda bunu başarsalar da sansüre takılmamayı başaran bolca paylaşım da olmuş.
Gazetelere ve diğer yayınlara bakıldığında ise protestolara dair en ufak bir şey bulmak mümkün değil. Ancak ülkedeki COVID önlemlerinin başarısı ve önümüzdeki dönemde bu önlemlerde yapılacak değişiklikler haberlere sıkça konu oluyor. Yani Çin medyasının yaptığı haberlere bakacak olursak hiçbir şey olmamışken bir anda hükümet önlemleri gevşetmeye karar vermiş gibi görünüyor.
Medyada Gençlerin Yükselişi
Normalde “30 Under 30” tarzı listeleri çok seven birisi değilim. Ancak bu yıl Forbes tarafından hazırlanan medya özel listesi özellikle dikkatimi çektiği için sizlerle de paylaşmak istedim.
Eğer listedeki isimlerin yaptıkları işlere ve pozisyonlarına bakarsanız, genç isimlerin medyada önemli pozisyonlara gelebildiğini ve başarılı bir şekilde bu işleri yürütebildiğini göreceksiniz. ABD İçişleri Bakanlığının Basın Sekreterinden büyük medya kurumların üst düzey editör pozisyonlarına kadar birçok yerde 30 yaş altı isimler var. Kurucu oldukları girişimleri saymıyorum bile.
Bunları görünce kaçınılmaz olarak buradaki manzara ile karşılaştırmaya ve üzerine düşünmeye başladım. Eğer ülkedeki medya ve gazetecilik ortamının gelişmesini istiyorsanız size de aynısını tavsiye ederim.
Kısa Kısa
🇬🇹 Guatemala’nın en önemli gazetelerinden El Periodico, hükümetin baskıları yüzünden basılı yayınını sonlandırmak zorunda kaldı.
⚖️ Knight Institute NSO Group’a gazetecileri izlediği için ABD’de dava açıyor.
🔊 New York Times, mekânsal ses konusundaki ilk deneylerini paylaştı.
🤝 Yahoo ve otomatik reklam servisi Taboola 30 yıllık özel bir anlaşma imzaladı.
🤖 Yapay zekâ görsel üretim sistemi Stable Diffusion, sanatçı isimlerini kullanarak tarzlarını taklit etmeyi zorlaştırdı.
🇺🇸 Medyanın önde gelen isimleri ortak bir açıklama ile ABD’nin Julian Assange’a açtığı davadan vazgeçmesini talep etti.
🐕 Kyiv Independent, Ukrayna-Rusya savaşı hakkındaki mimler hakkında bir rehber yayınladı.
Haftanın odağı: Mikro-ödemeler yine gündemde
Twitter’da yaşananların ardından Mastodon ve Tumblr gibi mevcut platformlara yönelimin yanı sıra durumdan faydalanmak isteyen yeni platformların ortaya çıkışına da tanık oluyoruz. Aralarında en çok konuşulan isim ise Post.News.
Gazeteciler ve medya odaklı bir platform girişimi olan Post.News daha kapalı beta sürecinde birçok sorun ve tartışmayla karşı karşıya kaldı. En büyük yatırımcısının aynı zamanda Elon Musk’ın Twitter satın almasına da yatırım yapan VC olması, erişilebilirliği öncelik olarak görmemeleri, hâlâ engelleme gibi temel özelliklerin olmaması ve bir süre boyunca site kurallarında insanlara “gelir seviyesine göre ayrımcılığı” yasaklamaları bunlardan birkaçı. Ama belki de medya sektörünün en çok konuştuğu özellikleri mikro-ödeme konusunda ısrarcı olmaları.
Post.News platform üzerinden gazetelere ve dijital yayınlara mikro-ödeme yaparak ödeme duvarı arkasındaki içeriklere erişimi mümkün kılacak bir sistemle birlikte geliyor. Şu anda kullanan çok az yayın olsa da bu deneme konunun tekrar gündem olmasına neden oldu.
Her ne kadar mikro-ödeme modeli cazip görünse de, aslında bu gelir modelinin gazetecilik için ne kadar uygun olduğu tartışmalı. Bu tartışmaların arkasında teknik altyapı ve planlama gibi birçok sorun yatıyor. Örneğin mikro-ödeme sistemlerinin gerçekten etkili olabilmesi için teknik anlamda kolay olması lazım. Bu da birçok örnekte cihazların uygulama mağazaları ve onlara bağlı ödeme sistemleriyle mümkün oluyor. Yani kolaylaşması için bir aracıya ihtiyaç var. Aracının devreye girmesi de yayının eline geçecek paranın azalması demek.
Buna alternatif olarak yayıncılar kendi sistemlerini kurmayı deneyebilir. Ancak bu da ciddi bir yatırımı ve teknoloji geliştirme sürecini zorunlu kılıyor. Zaten zor durumda olan medya kurumlarının buna bütçe ayırabilmesi ne kadar mümkün olur bilemiyorum.
Ancak en önemli sorun bu modelin etik sıkıntıları. Şu ana kadar başarılı olduğunu gördüğümüz mikro-ödeme modellerine bakarsak, bunların büyük bir kısmının kullanıcıyı kandırma, kumar benzeri bir sistem yaratma ya da ödeme almak için sürekli kullanıcının ilgisini çekecek numaralara başvurma sayesinde mümkün olduğunu göreceğiz. Çünkü normal koşullarda mikro-ödemeler ile anlamlı bir gelir elde etmek mümkün değil.
Peki bir gazete bunu nasıl yapabilir? İnsanları mikro-ödemeye teşvik etmek için ya tık avcılığı gibi yollara başvurmak ya da her şeyi ödeme duvarının arkasına koyduğunuz bir modele geçmek gerekecek. İlkinin dijital medya için nasıl sonuçları olduğunu çok iyi biliyoruz ve hâlâ bu sonuçlarla uğraşıyoruz. İkincisi ise ciddi bir risk almak demek. Günümüz koşullarında bu riski alabilecek kadar iyi durumda olan kurum sayısı çok az.
Mikro-ödemeler konusunda karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım ama bunun sebebi şu anda konuştuğumuz haliyle bu gelir modelinin ciddi etik ve teknik sorunları olmasından kaynaklı. Eğer gazetecilik ve medya sektörü için benzer bir model geliştirilecekse bunun yolu başkalarının yaptığını kopyalamaktan değil, sıfırdan bir model ve sistem tasarlamakla mümkün olabilir. Aksi takdirde bu deneylerin ve formatın faydasından çok zararını göreceğiz.