NewsLabTurkey mezunlarıyla görüştüğümüz bu serinin yeni konuğu “Bakmak için değil görmek için” sloganıyla yola çıkan ve yazar Müge İplikçi’nin yayın yönetmenliğinde yayınlanan Mikroscope dergisinden Tuğba İçer.
“Bir şeyi görmek istiyorsanız eğer, ona iyice yaklaşmanız gerekir,” diyen İçer Mikroscope’un yolculuğunu anlatmaya başlıyor.
Uzaktan bakarak bir şeyi gerçekten görüp anlayamayacağımızı söyleyerek Mikroscope’un bir nevi mikroskobun kendisi olmayı hedefleyerek yola çıktığından bahsediyor ve “Böylelikle odağımıza aldığımız konulara sadece bakmak değil, onları görmek istedik” diyor.
“Sahadan”, “Ayna”, “Laboratuvar”, “İnsan gözü”, “Organik”, “Yansıma” ve “Mercek” bölümlerinden oluşan ve gençliği odağına alan, edebiyattan sanata, felsefeden popüler kültüre uzanan konuları içinde barından Mikroscope dergisinin kadrosu gençlerden oluşuyor.
Bu yıl NewsLabTurkey İstanbul Kuluçka Programı’nı bitiren Tuğba İçer ile Mikroscope dergisinin hikâyesini ve yaptıkları çalışmaları konuştuk.
Önce gençlere sonra herkese
Çevrimiçi yayınlanan kültür, sanat ve edebiyat dergisi Mikroscope’un ortaya çıkış hikâyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü’nde bitirme projesi olarak yayımlanan Eşik Dergisi’ne kadar uzanıyor.
Eşik Dergisi’nden sonra Müge İplikçi yeni bir dergi çıkarmak isteğiyle kendilerine ulaşmış, ekibe katılmak ister misiniz diye sormuş. İçer’in çevrimiçi dergi macerası da böylelikle başlamış. Pandemi sürecinde derginin isminden websitesi tasarımına, kullanılacak görsellerden bölüm başlıklarına kadar her şeyi kararlaştırdıkları çevrimiçi toplantılarla ortaya çıkmış Mikroscope.
Ekibin, dergiyi tasarlarkenki amacı söyleyecek sözü olan ama nasıl ve nerede bunu dile getireceğini bilemeyen gençlere ve genç hisseden herkese bir alan yaratmak olmuş.
Öte yandan geldikleri noktada amaçlarını gerçekleştirip gençlere ulaşmakla birlikte, çok çeşitli yaş, meslek ve şehirden yazan insanların mevcut olduğunu söyleyen İçer, “Bu açıdan önce gençlere sonra da herkese hitap ediyoruz” diyor.
İlk sayısı 14 Haziran 2021’de okurlarla buluşan dergi 17 sayıyı geride bırakmış: Gençlik, Şimdi, Yolculuk, Ortak Dil, İklim Krizi, Hoşgörü, Bırak Dağınık Kalsın, Yeniden Doğuş, Sevgiyi Beklerken, Kadın, Yeni, Emek, Onur, Öteki, Yangın, Mekân ve son sayı Zaman.
Dergi, üç kişilik bir ekipten oluşuyor. Yayın Yönetmeni Müge İplikçi, Tuğba İçer ve stajyer Zeynep Asutay. Bir de tabii yazı ekibi var. Yayın sürecinde -kesin çizgilerle belirlenmese de- herkesin belirli görevleri var ancak bütün aşamalarda iletişim halindeler, “Birbirimize destek oluyoruz” diyor İçer. Yazıların redaksiyonunu ise editör Ersel Ergüz yapıyor.
Mikroscope’un Mikroscopecast adı altında bir podcast serisi de var. “Bu seride her ay yazarlarımızdan biri kendi yazısı ve o ayın teması etrafında Deniz Altunay ile sohbet ediyor” diyor İçer ve ekliyor:
“YouTube kanalında ise Özlem Akıncı ve Buket Arbatlı’nın öykü analizleri ve Müge İplikçi’nin Zeytin Dalı programı var.”
Mikroscope’un yayın süreci ise yazar ekibinden ve dışarıdan gelen yazıları toplamakla başlıyor. Bu da her ayın sonuna denk geliyor. Sonrasında iki haftalık bir maraton bekliyor ekibi. Gelen yazılar seçildikten sonra redaksiyon ve görsel seçimleri yapılıyor ve sosyal medya gönderileri hazırlanıyor.
En sancılı süreç “yazı seçimi”
İçer, yayın sürecinde en çok yazı seçimi konusunda zorlandıklarını aktarıyor:
“Okurlarımızdan iki başlık altında yazı talep ediyoruz. İlki genel çağrımız, herhangi bir format veya uzunluk talep etmiyoruz, sadece temaya uymaları yeterli oluyor. İkinci olarak da her ay tematik bir kısa öykü çağrımız var. İstenen ve yasak olan bazı kelimeler belirliyoruz ve bu kurallara uyarak 200 kelimeyi geçmeyen öyküler göndermelerini istiyoruz. Örneğin, kısa öykü çağrılarımızda gelen bazı yazılar çok güzel oluyor ama 200 kelimeyi aşmış veya belirlenen kurallara uymamış oluyor, o zaman elemek durumunda kalıyoruz. Bu yüzden en sancılı süreç yazı seçimi oluyor.”
Erişilebilir olmak
İçer’e dergiyi basılı olarak yayımlamak isteyip istemediklerini sorduğumda bunun gündemlerinde olmadığını aktarıyor. Basılı dergi çıkarmanın maliyetinden dem vurarak sürdürülebilirlik açısından dijitalde devam etmenin kendileri için en doğrusu olacağını söylüyor.
Çevrimiçi yayınlanan bir dergi olmanın erişilebilirliği de artırdığını ve bu sayede daha geniş bir okur kitlesine ulaşabildiklerini ekliyor.
Dergiciliği dijitale taşıyan Mikroscope’ta gözle görülmeyeni/görünmeyeni görmek kalıyor biz okurlara da.