n okuyoruz| Bültenden Herkese Merhaba!
Bu haftanın odağında neredeyse medya sektörünün dünyadaki tek gündem maddesi haline gelen Elon Musk’ın Twitter değişiklikleri var. Olabildiğince bizleri de ilgilendiren noktaları derleyip özetlemeye çalıştım.
“Ne Okuduk” bölümünde ise Google reklamlarının yanlış bilgiye desteği, haber yazımında kum saati modeli ve daha fazlası var.
Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet Alphan Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
Defector’den Eğitici Yıl Sonu Raporu
Medya şirketlerinin yıllık raporları hem sektör hem de kurumlar hakkında bilgi edinmek için en iyi kaynaklardan birisi. Ancak sektörün içerisindeki insanlar için özellikle diğer şirketlerin raporlarını okumanın çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Defector isimli yayının yıl sonu raporu ise birçok anlamda neden böyle düşündüğümü açıklayan örneklerden. Hem yazım tarzıyla hem de sağladığı bilgilerle kesinlikle bilgilendirici bir rapor ortaya koymuşlar. Raporları bu şekilde yayınlamak aynı zamanda okurlarıyla aralarında daha şeffaf bir ilişki kurmalarına da imkân veriyor. Bu sırada da yıl boyunca çıkardığınız dersleri sektörle paylaşarak herkesin faydalanmasını sağlayabiliyorsunuz.
Defector geçtiğimiz yıl içerisinde istikrarlı bir şekilde büyümesi ve bunu küçük bir ekip ve kooperatif yapısıyla sağlamış olmasıyla aslında finansal ve idari anlamda dikkat çekici bir örnek. Üstelik geçtiğimiz yıl boyunca elde ettikleri 3.8 milyon dolar gelirin neredeyse tamamı okurlardan, yani abonelikten, gelmiş. Raporda hem nelerin başarılı olduğunu hem de nerelerde sorun yaşadıklarını detaylı bir şekilde anlatıyorlar. Her medya girişiminin bu rapordan öğrenebileceği bir şeyler olduğuna eminim.
Alakalı: New York Times da bu hafta içerisinde üçüncü çeyrek raporunu yayınladı. Geçtiğimiz çeyrekte 180.000 yeni abone ekleyerek gazetenin abone sayısını 9.33 milyona, geri kalanlarla birlikte toplam abone sayısını ise 10.75 milyona çıkardılar.
Google Reklamlarıyla Beslenen Yanlış Bilgi Kaynakları
İnternetteki otomatik reklamların yanlış bilgi ve komplo teorileri yayınlayan sitelerin büyümesinde nasıl önemli bir payı olduğunu biliyorduk. Her ne kadar Google bu konuda önlemler aldığını söylese de bu önlemlerin büyük bir kısmının İngilizce konuşan ülkelerle sınırlı olduğu da tecrübeyle sabit.
ProPublica, bu konuda kapsamlı bir araştırma yaparak dünyanın geri kalanında bu tür sitelerin Google reklamlarıyla ilişkini inceleyen bir dosya yayınladı. Toplam 14 ülkeyi ele alan dosya Google’ın birçok yerde bu sitelere reklam vermeye devam ettiğini gösteriyor. Bizim için dosyadan çıkan kötü haber ise bu ülkeler arasında ele alınan sitelerin reklam almaya devam etme oranında zirvede olmamız. Düzenli olarak yanlış bilgi yayınlayan sitelerin yüzde 90’ı Google reklamı almaya devam ediyor.
Dosyanın hoşuma giden bir yanı da Google’a sorumluluklarını hatırlatmış olması. Birçok paragraf, “Google bizimle konuştuktan sonra reklamları kaldırdı” şeklinde bitiyor.
Haber Yazımında Kum Saati Modeli
Haber yazımına dair sıkça dile getirilen ve adını bilmesek de haber okurken beklediğimiz bazı modeller var. Bunların başında ters piramit ve Freytag Piramidi geliyor.
Ancak son zamanlarda karşımıza daha sık çıkan bir yazım modeli daha var: Kum saati modeli. Bu yazım tarzı özellikle ödeme duvarına sahip olan ve haberin sadece küçük bir kısmını okunur bırakan yayınlarda karşımıza çıkıyor. Habere dair birkaç temel bilgi, ilgi uyandırıcı detay ve ardından ödeme duvarı kesintisi. Eğer aboneliğiniz varsa bilgi yoğunluğu o noktadan sonra tekrar artmaya başlıyor.
Her ne kadar daha fazla gelir için ortaya çıkmış olmasından dolayı anlaşılır olsa da bu yapı haber okuruna karşı pek de saygılı bir hareket değil. Sonuçta haberler her ne kadar diğer medya ürünleriyle aynı kategoride olsalar da asıl amacı insanları bilgilendirmek ve bunu eğlence medyası gibi beklenti yaratarak vermesi haberin doğasına aykırı. Yine de medyanın mevcut ekonomik durumunu düşünürsek bu modeli bir süre daha göreceğimiz kesin.
Gazetecilere Şiddet Serbest
Gazeteciler birçok sebepten ötürü çok farklı şekilde şiddete maruz kalan meslek gruplarından birisi. Bu bazen iletişim araçları ile taciz ve hedef gösterme şeklinde olurken, bazen de öldürülmelerine kadar gidebiliyor.
Ancak bu durumu daha da kötü hale getiren bu suçları, özellikle de gazeteci cinayetlerini işleyenlerin çoğu zaman cezasız kalması. CPJ bu konuda yaptığı çalışmaları düzenli olarak yayınladığı Global Impunity Index’in 2022 raporunda geçtiğimiz on yıl içerisinde gazeteci cinayetini işleyenlerin neredeyse hiçbirinin ceza almadığını söylüyor.
Rapora göre geçtiğimiz on yıl içerisinde dünya genelinde toplam 263 gazeteci öldürülmüş. Ancak bu cinayetlerden yalnızca 9 gazetecinin katilleri cezalandırılmış, yüzde 78’inde ise hiçbir şey yapılmamış.
Durumun ciddiyetini daha da artıran ise, bu gazetecilerin yüzde 56’sı cinayetleri öncesinde tehdit edilmiş, yani tamamen engellenmesi bile mümkün olabilirdi. Bu tablo da aslında bize devletlerin ve kolluk kuvvetlerinin tüm dünyada gazetecilere karşı nasıl bir yaklaşımı olduğunu net bir şekilde gösteriyor.
Kısa Kısa
👶 Çocuklar için gerçek suç podcast serisi nasıl olur diye merak ediyorsanız, birileri denemeye başlamış.
💸 Eğer Adobe yazılımlarında Pantone renklerini kullanmak istiyorsanız, bundan sonra ek ücret ödemeniz gerekiyor. Bir aktivist sanatçı bu habere hızlı bir karşı hamleyle cevap verdi.
🇮🇳 Son Facebook haberi yüzünden başı ağrıyan The Wire, kendilerini kandırarak yanlış haber yayınlamalarına sebep olan muhabirini polise şikâyet etmiş.
🤖 Yapay zekâ ile üretilen görseller Japonya’da anime topluluğunun karışmasına neden oldu.
🔗 The Markup, kullanıcılarını takip etmeyen bir link kısaltma servisini nasıl geliştirdiklerini anlatmış.📹 Patreon kullanıcılarına daha fazla seçenek sunmak için yaptığı geliştirmelere Patreon Video’yu ekledi. Artık platform içerisinden doğrudan video yükleyip paylaşmak da mümkün.
Haftanın odağı: Elon Musk’ın Twitter’ına hoş geldiniz
Sonunda beklenen oldu ve Twitter’ın en aktif kullanıcısı Twitter’ın başına geçti. Ya da Nilay Patel’in deyimiyle, Elon Musk kendisini satın aldı.
Bu cümle çok önemli çünkü Twitter’a dair birçok insanın gördüğü ama muhtemelen Musk’ın görmekte zorlandığı bir noktayı güzel bir şekilde açıklıyor: Eğer kullanıcılar yoksa Twitter’ın bir anlamı yok. Musk’ın bunu anlamakta zorlandığını düşündürense satın aldığından bu yana attığı hemen her adım.
Örneğin içerik moderasyonu ve platform güvenliği konusunda neredeyse hiçbir bilgisi olmamasına rağmen büyük iddialar ortaya atması ve bununla da yetinmeyip buna yönelik hamleler yapması gibi. Her ne kadar birçok insan anlatmaya çalışsa da Twitter çalışanlarının işten çıkarılan yarısında bu alanda çalışan birçok isim ve ekip var. Eski bültenlerde övgüyle bahsettiğim META ekibi ve bütün insan hakları ekibi de işten çıkarılanlar arasında.
Bu konuyu hiç anlamadığının bir diğer işareti de mavi tik mevzusu. Önce aylık 20 dolara, sonra 8 dolara isteyen herkese hiçbir denetleme olmadan vermek istemesinden bahsediyorum. Twitter’ın onaylama özelliği bir güvenlik hizmeti, bu insanların ve kurumların kimliğini kullanarak başkaları dolandırılmasın ya da o insanlar zor durumda bırakılmasın diye var. Ama Musk bunun bir tür lüks olduğunu düşünüyor ve isteyene parayla satmak istiyor. Mevcut hesapların durumunun ne olacağı veya sadece ücret vermenin hesap doğrulama için tek şart olup olmayacağı kısmı kesin değil ama geliştirici tarafından gelen en son sızıntılar doğruysa, Musk’ın yapmak istediği değişikliklerle bir gazeteci para veremezse, parası olan bir başkası o kişi gibi hesap açıp mavi tik alabilecek. Sonrasını siz düşünün.
Bunların dışında daha birçok irili ufaklı gelişme var, mesela Hillary Clinton’ın tweetine cevap olarak bir komplo teorisi sitesini paylaşması ve sonra silmesi gibi. Özetle Elon Musk şu anda ne yapmak, nereye varmak istiyor kimse emin değil.
Ancak şu ana kadar gördüklerimizin hiçbiri iyiye işaret değil. Platformu az çok ayakta tutan parçalarını zayıflatırken, onu geliştirmek isteyen ekiplerin büyük bir kısmını işten çıkardı. Her ne kadar güzel sözlerle kandırmak istese de reklam verenler bile platformda harcama yapmaya çekiniyor. Haksız da sayılmazlar, satın alma tamamlanınca troller platformda kutlama yapmaya başladılar.
Elon Musk sonrasında başta gazeteciler olmak üzere asıl kullanıcı kesimi için yolun sonuna yaklaştığımızı söylemek abartı olmayacak gibi görünüyor. Yukarıda anlattıklarım zaten başlı başına platformu güvenilir ve sağlıklı bir bilgi paylaşımı ve iletişim alanı olmaktan çıkaracak gibi görünüyor. Üstüne geçtiğimiz yıllarda yapılan metin odaklı yatırımlar da çöpe atılıyor: Revue yıl sonunda kapanıyor, Notes projesi dondurulmuş, kürasyon ekibi de tamamen işten çıkarılmış. Odaklanılan ise Vine’ı geri getirmek. Muhtemelen bir sonraki adım Facebook gibi haberlerle olan ilişkiyi iyice azaltmak olacak. Yani Musk Twitter’ı Twitter yapan kitleyi dışlayıp tamamen farklı bir yönde ilerlemek istiyor.
Unutmamamız gereken bir detay da bütün bu değişikliklerin bizim gibi ABD dışında yaşayanları daha da fazla etkileyeceği gerçeği. Zaten birçok ekibi yeterince çalışanı olmadığı için verimli çalışamıyordu. Şimdi ise o ekipler ya iyice küçüldü ya da tamamen kapatıldı. Muhtemelen içerik moderasyonu ve güvenlik gibi konularda bizler için her şeyin giderek kötüleşmeye başladığını yakında görmeye başlarız. İnsan hakları gibi ekiplerin kapanması da muhtemelen kullanıcıları hak ihlallerine karşı koruyan birçok mekanizmanın sona ermesi demek.
Önümüzdeki aylarda Twitter nasıl bir yer olacak hiç emin değilim, açıkcası Elon Musk’ın da emin olduğunu sanmıyorum. Bu noktadan sonra yapılabilecek en iyi şeylerden birisi, platformlara bağımlı olmadan interneti sosyal ve faydalı bir şekilde nasıl kullanabiliriz sorusu üzerine düşünmek olmalı. Çünkü Twitter’ın da bize gösterdiği gibi, bir haftada o bildiğinizi sandığınız platforma dair yaptığınız tüm planlar boşa gidebiliyor.