Serbest çalışan gazeteciler için hukuki yardım rehberi

Daha önce serbest çalışan gazetecilerin nasıl vergi mükellefi olabileceğini ve nasıl şirket kurabileceğini incelemeye çalışmıştım. Bu sefer, özellikle sahada çalışan gazetecilerin yaşadıkları en büyük zorluklardan biri olan haber takibi esnasında gözaltına alınma konusuna odaklanacağım.

Bianet’in hazırladığı medya gözlem raporuna göre 2021 yılında 35 gazeteci 92 yıl hapse mahkum edildi, en az 41 gazeteci gözaltına alındı. Rapora göre son beş yılda toplam 270 haberci özellikle toplumsal eylemleri kamuoyuna yansıtmaya çalışırken gözaltına alındı.

Sahada haber takibi yapan gazeteciler her an gözaltına alınma tehdidiyle karşı karşıya. Özellikle herhangi bir kuruma bağlı olmadan çalışan ve kurum kimliğine sahip olmayan serbest gazeteciler haber takibi sırasında sık sık “gazeteci olmadıkları” gerekçesiyle gözaltına alınıyor. Bu nedenle serbest gazetecilerin gözaltı ve ifade süreçlerinde neler yapmaları gerektiğini bu yazıda derlemeye çalıştım.

Gözaltına alınmak ne demek?

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 91. maddesine göre gözaltına alınma “Gözaltına alma, bir suç işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı ve zorunluluk arz etmesi nedeniyle hâkim önüne çıkarılıncaya kadar yakalama işlemi yapılan kişinin özgürlüğünün kolluk tarafından kısıtlanması-alıkonulması” şeklinde tanımlanıyor. Kanunun aynı maddesine göre gözaltı süresi gözaltına alınan kişinin, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren kural olarak yirmi dört saati geçemez. Ancak Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda gözaltı süresi 48 saate çıkabiliyor.

Gözaltındayken hangi haklara sahibim?

Gözaltı sürecinde yakınlarınızı arama, yakınlarınıza haber verilmesini isteme hakkı, bir avukatın hukuksal yardımından yararlanma hakkı, haklarınız ve ne ile suçlandığınız hakkında bilgilendirilme, bir doktor tarafından muayene edilme hakkı (sağlık kontrolü), üzerinize atılı suçla ilgili bilgi vermeme-susma hakkı, gözaltı işlemine karşı itiraz etme hakkı gibi haklara sahip olunuyor.

  • Yakınları arama hakkı: Gözaltı işlemi başladığı anda bir yakınınızı arama hakkına sahipsiniz. Bunu cep telefonu ile yapabileceğiniz gibi telefonunuz yoksa karakolda polislerin temin edeceği bir telefonla da yapabilirsiniz. Bu konuda polislerin telefon sağlamaları kanunen öngörülmüştür. Bu hakkı ifade alma işleminden önce kullanmanızda fayda var, yakınınız avukatınıza ulaşabilir veya avukat bulabilir. Yakın sadece aile üyeleri olarak algılanmamalı; arkadaş, tanıdıklar veya bu durumda size faydası olacağını düşündüğünüz meslek odanızın ilgilisi, sendika temsilciniz vb. de olabilir.
  • Avukatınızın hukuksal yardımından yararlanma hakkı: Gözaltına alınan kişinin bir avukatın desteğinden faydalanma hakkı AİHS, taraf olunan Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Ceza Hukuku’nun temel ilkelerinde olan adil yargılanma hakkı kapsamında olup, hiçbir şekilde engellenemez ve kısıtlanamaz. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatınızla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanınızda olmasını ve hukuki yardımda bulunmasını talep etme hakkınız vardır. Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde yürütülen soruşturmalarda gözaltına alma işlemini yapan kolluk kuvvetleri tarafından veya Cumhuriyet Savcısının “ifade alması sırasında” avukat sayısı 1 (bir) ile sınırlandırılmıştır. Eğer Savcı ifadeden sonra gözaltında olan kişiyi tutuklanma talebi ile görevli mahkemeye sevk ederse “hâkim tarafından yapılacak sorgusunda” en fazla 3 (üç) avukat hazır bulunabilir. Avukat ile görüşme denetime-gözetime tabi değildir. Avukatla, her zaman ve kimsenin duyamayacağı bir biçimde görüşme hakkına sahipsiniz. Avukatınızın size verdiği belgeler ve yaptığınız yazışmalar, kural olarak denetlenemez; bu belgelere, yazışmalara el konulamaz.
  • Sağlık kontrolü ve muayene hakkı: Gözaltına alındığınızda, gözaltı süreniz uzatıldığında, emniyet birimleri arasında yer değiştirildiğinde, gözaltında bulunduğunuz şube veya şehir değişiyorsa, gözaltı sonrası mahkemeye sevkiniz öncesinde, serbest bırakılmadan önce, böyle bir talebiniz olmasa bile doktor muayenesinden geçirilmeniz yasal olarak zorunludur. Ayrıca yakalanırken veya gözaltındayken işkence-kötü muamele gördüyseniz veya gözaltındayken sağlık durumunuzda bozulma olduysa doktor kontrolünden geçme talebinde bulunabilirsiniz. Sağlık kontrolü sırasında; sağlık kontrolüne giderken eşlik eden kolluk görevlisi ile gözaltı işlemi yapan kolluk görevlisinin mutlaka farklı görevli olması kanun gereğidir. Aynı polis memuru hem gözaltı işlemlerini yapıp hem de doktor kontrolüne götüremez. (Personel yetersizliğinin belgelendirilmesi istisnadır.) Sağlık kontrolüne götürülme esnasında kelepçe takılmaması gerekir. Hastaneye gelindiği zaman kişinin doktorla yalnız görüşmesi ve muayene olması esastır.
  • Bilgilendirilme hakkı: Gözaltına alındığınız anda, haklarınız ve suçlamaya ilişkin olarak yapılan bildirim yazılı olmak zorundadır. Yazılı yapılması mümkün değilse sözlü olarak derhal bildirim yapılmalıdır. Bu bildirim anlayacağınız bir dilde ve şekilde yapılmalıdır.
  • Susma hakkı: Hakkınızdaki suçlamalarla ilgili bilgi vermeme (susma) hakkına sahipsiniz. Hiç kimse kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Susma hakkı temel bir haktır ve hiçbir durumda size isnat edilen suçu kabul ettiğiniz anlamına gelmez. Fakat, susma hakkı kimlik bilgilerini kapsamaz. Kimlik bilgisini vermemek kabahat, kimlik bilgisi ile ilgili yalan beyanda bulunmak ise suçtur. Susma hakkı tüm sorular için kullanılabilir. Kısmi olarak da kullanılabilir. İstediğiniz soruya cevap verip istediğiniz soruya cevap vermeyebilirsiniz.

İfade sürecindeyken hangi haklara sahibim?

İfade sürecinde ifadesi alınan kişiye kendisine yüklenen suç anlatılır. Avukat seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade sırasında hazır bulunabileceği kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir avukat görevlendirilir. Müdafi sadece hukuki yardımda bulunabilir, şüphelinin ifadesi alınırken şüpheliye sorulan soruya doğrudan cevap veremez, onun yerini aldığı izlenimi veren herhangi bir müdahalede bulunamaz. Hukuki yardım maddi olayı karartabilecek müdahalelerin yapılması anlamına gelmez. Müdafi şüpheliye bütün kanuni haklarını hatırlatabilir ve müdafiin her türlü müdahalesi tutanağa geçirilir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 95. maddesi hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhal bildirilir.

Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir. Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek imkânı tanınır. İfade verenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır. İfade işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılabilir. İfade bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta şunlar yer alır: ifade alma işleminin yapıldığı yer ve tarih; ifade alma sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren kişinin açık kimliği; ifade alma sırasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği; bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri; tutanak içeriğinin ifade veren ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzaları; imzadan çekinme halinde bunun nedenleri. İfade esasları bu yönetmeliğe ekli İfade Tutanağı (EK-D) formatına uygun olarak yerine getirilir.

Gözaltındaki bütün işlemleriniz tamamlandıktan sonra gözaltına alınmanızı gerektirecek bir nedenin tespit edilememesi veya nedenin ortadan kalkması nedeniyle Cumhuriyet Savcısının emri ile kolluk kuvvetince derhal serbest bırakılabilirsiniz. İşlemler tamamlandıktan sonra kolluk kuvvetlerince Cumhuriyet Savcılığına sevk edilirsiniz ve savcı tarafından yeniden ifadeniz alınabilir, savcı ifadenizi aldıktan sonra sizi serbest bırakabilir veya tutuklanmanız veya Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılmanız istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilebilirsiniz. Aynı olayla ilgili olarak yeniden ifade alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem, Cumhuriyet Savcısı veya Cumhuriyet Savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından yapılabilir. Gözaltı süreci, yakalanma anınızda başlayıp, hâkim karşısına çıkartılıp kimliğinizin tespit edildiği anda biter ve yeni bir hukuki süreç başlar.

Gözaltılar en çok hangi nedenle gerçekleşiyor?

Gazeteciler haber takibi yaparken genellikle şu üç suçtan dolayı gözaltına alınıyorlar:

  1. Görevi Yaptırmamak için Direnme Suçu

Kamu görevlisine (memur, polis, zabıta, avukat, hakim vs.) karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması ile meydana gelir (TCK md.265/1). Görevi yaptırmamak için direnme suçu, uygulamada görevli memura mukavemet suçu olarak bilinen, halk arasında polise mukavemet, zabıtaya mukavemet vb. gibi deyimlerle ifade edilen suç tipidir.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

  1. Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, hakaret suçunu düzenleyen genel hükümlerden ayrı olarak TCK 299’da özel bir madde şeklinde düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanına yüze karşı ya da gıyabında onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde ifade ve davranışta bulunmak bu suç kapsamına girer. Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  1. Terörle Mücadele Kanunu’na Muhalefet Suçu

Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler suç kapsamına girer.

Gazeteciler gözaltına alındıklarında eğer serbest çalışıyorlarsa veya avukatları yoksa basın mensuplarına hukuki yardım veren Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk-Basın İş ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği gibi kurumlara başvurarak avukat talebinde bulunabiliyor. Bu kurumlardan Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın avukatı Ülkü Şahin gözaltı sürecini ve hukuki desteklerini şöyle anlatıyor:

“Gözaltı genellikle durdurma ve yakalama işleminin ardından yapılır. Durum kolluk tarafından derhal Cumhuriyet Savcısına bildirilir ve savcının emri doğrultusunda işlemler yapılır. Yakalanan kişi hakkında istisnai durumlar haricinde Cumhuriyet Savcısının yazılı kararıyla gözaltı kararı verilebilir. Kolluk, keyfi şekilde gözaltı yapamaz.

Ceza Muhakemesi Kanununun 91. maddesinin 2. fıkrasına göre gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Diğer bir ifadeyle soruşturmanın selameti açısından zorunluluk yoksa ve şüphe yaratan somut delil bulunmuyorsa verilen gözaltı kararı hukuka aykırıdır.

Gözaltı kararının ardından kişi, adli sağlık kontrolü için hastaneye götürülür ve muayeneden geçirilir. Bu esnada, kişinin hekimle yalnız kalması ve işkence ve kötü muamele hususunun rapora sağlıklı şekilde işletilmesi için son derece önemlidir.

Muayenenin ardından kollukta veya savcılıkta ifade alınır. İfadenin ardından Cumhuriyet Savcısının talebiyle kişi kolluktan serbest bırakılabileceği gibi tutuklama ve diğer adli kontrol tedbirlerinden biri veya birkaçının uygulanması (yurtdışı çıkış yasağı, konutu terk etmeme, imza uygulaması vb.) istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilebilir. Hakim kararıyla kişi hakkında salıverilme, tutuklanma ve adli kontrol tedbirlerine karar verilebilir. Kişinin bu kararlara da itiraz hakkı vardır. Hakimlik tarafından verilen kararın akabinde kişi yeniden sağlık muayenesinden geçirilir. Gözaltı süresi, bireysel suçlarda 24 saati geçemez. Bu süre üç veya daha fazla kişinin işlediği suçlarda 4 gündür. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda ise gözaltı süresi, yakalama anından itibaren 48 saati, toplu olarak işlenen suçlarda 4 günü geçemez. Bu süreler delillerin toplanmasında bir güçlük varsa veya kapsamlı bir dosya ise en fazla iki defa uzatılabilir. Bu süreçte verilen uzatma kararlarına itiraz hakkı vardır.

Gözaltı sürecinde kişinin avukat yardımından faydalanma, tedavi edilme, gözaltı kararına itiraz, barodan müdafi talep etme, tedavi edilme, yakınlarına haber verilmesi, tuvalet ve temizlik gibi zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması, beslenme, sessiz kalma ve isnat edilen suçu öğrenme gibi hakları vardır. Gözaltı işlemi gibi koruma tedbirleri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu “Koruma Tedbirleri” başlıklı dördüncü kısmın altında “Yakalama ve Gözaltı” başlıklı birinci bölümü madde 90 ve devamı hükümleri uyarınca ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğine göre yapılır. Serbest bırakılma sürecinde adli kontrole karar verildiyse bu karara süresi içinde itiraz edebilir ancak karar kaldırılana kadar bu tedbirlerin gereğini yerine getirmelidir. Daha sonrasında soruşturma safhası sonuçlanır ve savcılık tarafından takipsizlik kararı verilir yahut iddianame düzenlenir ve dava süreci başlar. Dava neticesinde beraat kararı verildiği takdirde gözaltının haksız yapılmış olması nedeniyle kişinin tazminat hakkı doğar ve dava açabilir.

Sendika üyeliği aramaksızın, sigortalı veya serbest ayırt etmeksizin herkesin gözaltı işlemiyle ilgileniyoruz. Kimi zaman gazeteciler doğrudan bize ulaşıyor kimi zaman ise biz sosyal medyadan görüyoruz ve kendisi veya avukatıyla iletişime geçiyoruz.

Avukatlar olarak soruşturma aşamasında savunma hakkının kullanılması için gerekli her türlü işlemi vekaletname olmadan yapabiliyoruz. Bu aşamada vekâletname, yalnızca dosyada bulunan evraklardan örnek almak için gerekiyor. Ancak ilerleyen aşamalarda, yani kovuşturma safhasında vekaletname sunmak gerekiyor.”

Yabancı ve özel statülü gazeteciler için süreç nasıl işliyor?

Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklu ve özel statülü gazeteciler gözaltına alındıklarında yabancılar hukuku ve “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” prosedürleri uygulanıyor. Ancak, yabancı gazeteciler yasal işleyişi bilmedikleri için süreçte oldukça zorlanabiliyor. Kurdukları dava izleme birimiyle gazeteci duruşmalarını izleyen ve basın avukatlık ağı projesiyle gazetecilere hukuki destekte bulunan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden (MLSA) Barış Altıntaş yabancı gazetecilerin gözaltı süreçlerini ve basın avukatlık ağı projelerini şu sözlerle anlatıyor:

“Türk vatandaşı olmayan gazeteciler, gözaltı esnasında haliyle daha çok tedirgin oluyorlar. Gözaltı işlemini yapan polis ya da jandarma da bu konuda çok bilgi sahibi değil. Nasıl bir prosedür izleneceğine hakim değiller. Hukuk birimimizin işi bu tür vakalarda daha çok zorlaşıyor. Çünkü hem gözaltına alınana hem de gözaltına alanlara prosedürü anlatmak ve onları ikna etmek durumundalar. Hal böyle olunca avukatlarımız gözaltı işlemlerinde ifade safhasının yanı sıra sağlık kontrolü almak için hastanelere gidişlere dahi refakat ediyor. Türkiye vatandaşı gazeteciler için gözaltı ya da ifadeye çağırılmak gibi durumlar maalesef ki artık normal karşılanıyor. Belki de bu yüzden duygusal olarak daha az etkileniyorlar, daha az tedirgin oluyorlar. Ancak bu durum, yabancı gazetecilere çok daha kaotik görünüyor. Bu yüzden olabildiğince refakat etmeye ve onlarla iletişim halinde olmaya çalışıyoruz. Bu gazetecilerin yapmaları gereken ilk şey, eğer mümkünse sakinliklerini koruyabilmeleri ve kendilerinden istenen ifadenin hangi konu hakkında olduğu ve hangi kurum tarafından talep edildiğini öğrenmeye çalışmaları…

Hukuki kavramlar çoğu zaman karıştırılabiliyor. Yabancı gazeteciler, ‘yakalama, zorla getirme’ gibi kavramların olduğu telefon mesajları ya da tebligatlar aldıklarında, ifadeye gitmedikleri takdirde haklarında hemen tutuklama kararı çıkarılacağını düşünebiliyorlar. Bu yüzden çok önemli olsa bile işlerini askıya alabiliyor, yurt dışına gidişlerini iptal edebiliyorlar. Ancak ifadeleri için mutlaka duruşma gününü beklemelerine, ifadenin istendiği merkeze gitmelerine gerek olmayabilir. Bu tür durumlarda hukuki destek almaları çok önemli.

MLSA 2018 yılından beri birçok uluslararası sivil toplum kuruluşu ile işbirliği içerisinde dava takip programı yürütmekte. Türkiye’nin neredeyse her ilinde dava takip etme tecrübesi ve eğitimi olan muhabir havuzu ile Türkiye’deki en geniş kapsamlı ifade özgürlüğü davaları takip programı yürütüyoruz. Proje koordinatörü tarafından takip edilen ve takip takvimine eklenen davaların yanı sıra muhabirlerimiz illerindeki davalar konusunda devamlı bir bilgi akışı sağlıyor. Bunun dışında hem ifade özgürlüğü davalarında yargılanan kişilerin kendileriyle hem de onların avukatlarıyla iletişim kurarak takip edilebilecek davaları tespit ediyoruz. MLSA’nın bu yönü bilinir olduğu ve bu yöndeki raporları, haberleri takip edildiği için çoğu zaman haklarında dava açılanlar veya gözaltına alınanların kendileri bize ulaşıyor. Bu iletişimi önemsiyoruz ve devamını sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca dediğim gibi, sosyal medya bizim için artık önemli bir kaynak. Oradaki ağları, hak örgütlerini, onların faaliyetlerini ve raporlarını takip ediyoruz. MLSA’nın basın avukatları ağı resmi bir platform değil ancak gelinen noktada 81 ilde her an bir avukat ulaşabileceğimiz bir seviyeye ulaştık. İstanbul dışındaki birçok duruşma, cezaevi ziyareti veya dava takibinde de il dışı avukatların desteğini bulabiliyoruz. Bu anlamda gözaltı, tutuklama ve benzeri durumlarda elbetteki serbest gazeteciler de dahil her şehirde bulunan gazeteciler hukuki destek almak adına bize ulaşabilirler. Avukat ağımız sayesinde merkezimizden uzakta farklı bir noktada bulunan gazetecilere de hızlı bir şekilde hukuki destek ulaştırabiliriz.”

Yazar hakkında

Meltem Suat

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi gazetecilik bölümünden mezun oldu. Cumhuriyet, DHA ve Milliyet’te stajyer muhabirlik yaptı. İzmir'de yerel gazetelerde muhabir ve editör olarak çalıştı. Serbest gazetecilik ve içerik yazarlığı yaparak mesleğini sürdürüyor.